Tekinsiz (Haunted) – Chuck Palahniuk
Ortadan kaybolun. Sizi başyapıtınızı yaratmaktan alıkoyan her şeyi geride bırakın. İşinizi, ailenizi ve evinizi; tüm bu sorumluluklarınızı ve dikkatinizi dağıtan şeyleri üç aylığına askıya alın. İşinize tam anlamıyla odaklanmanızı sağlayacak bir ortamda, kafadar insanlarla birlikte yaşayın. Katılmaya hak kazananlar için kalacak yer ve yemek bedavadır. Profesyonel bir şair, romancı veya senarist olarak yeni bir gelecek kurma şansını yakalamak için hayatınızın küçük bir bölümüyle kumar oynayın. Çok geç olmadan, hayalini kurduğunuz hayatı yaşayın. Yer çok sınırlıdır.
Her şey yukarıdaki ilanla başladı. Bunun yazarların inzivası olması gerekiyordu. Güvenli ve huzurlu bir yer olacaktı. Meğer öyle değilmiş. Birbirimize isimler verdik. Leydi Çöpçü, Ajan Fitneci, Aziz Bağırsaksız gibi. Hatalarımıza, suçlarımıza, günahlarımıza istinaden uydurduğumuz isimlerdi bunlar. Anlatacak birbirinden korkunç, kafa karıştıran, mide bulandırıcı hikayelerimiz vardı. Ancak en korkunç hikaye, bizi bir araya toplayan adamın birer kurbanı olduğumuzda yazılmaya başladı. Ve biz “şöhretler” dünyasına kapağı atıp kamera ışıklarını üzerimize çekmek adına tırnak sökmeyi, penis kesmeyi, insan pişirip yemeyi bile göze ama artık çok geçti…
X-Men Dark Phoenix
Zafer ve trajedi dolu destansı bir hikâye!
Dark Phoenix yükseldiğinde güneşler söner ve evrenler yok olur! Charles Xavier tarafından bir araya getirilen
X-Men, harikulade yeteneklerini, kendilerinden korkan insanlığı korumaya adamışlardı. Ama şimdi bu olağanüstü
kişiler, bütün kainata yayılacak bir maceraya çıkmak üzereler. İçlerinden biri, Jean Grey, aklın alamayacağı
büyüklükte bir güce farkında olmadan sahip oluyor ve bu gücün altında mutlak bir çöküş yaşıyor. X-Men
bir karar vermek zorunda: El üstünde tuttukları bu kadının hayatı bütün evrendeki varoluşa değer mi? Mutlak
güç ve insan ruhunun zaferinin harmanladığı bu dokunaklı masal, 30 yıllık X-Men efsanesinin mihenk taşlarından
biri olmuştur. Şimdiyse elinizde tuttuğunuz, tümüyle yeniden gözden geçirilip düzenlenmiş bu özel ciltle,
Dark Phoenix mitosunun her detayı tüm ihtişamıyla gözler önüne seriliyor!
Avengers vs. X-Men
Dünya’nın en kudretli kahramanları ve atomun çocukları nihai süper kahraman hesaplaşmasında kavgaya tutuşuyorlar!
Dünya yok eden Phoenix Enerjisi geri dönüyor – ve Avengers onu durdurmayı amaçlarken, Cyclops ve X-Men’inin başka planları var. Captain America’ya göre, Phoenix kıyamet habercisi. Cyclops’a göre kurtuluş anlamına gelebilir. Marvel’ın iki en büyük lideri savaşa tutuşuyor, Phoenix’in kendine seçtiği beden – Hope Summers – arada kalıyor. İki taraf ne kadar ileri gidecek? Cevap hiçbir dünyanın dayanamayacağı kadar büyük bir savaşta… ve iki takımında öngöremediği şaşırtıcı bir sonda yatıyor! Marvel’ın en iyi yazar ve çizerleri uzayı ve dünyayı değiştirecek bir destan sunuyorlar – on yıllar değerinde bir hikaye anlatımının zirvesi.
AvsX’te ikinci perde başlıyor. Cyclops ve X-Men’i Avengers’a rağmen istediklerini yapabilecek mi? Avengers, X-Men’i durdurabilecek mi? Cyclops ve Captain America bu savaşta ne kadar ileri gitmeyi göze alabilecekler? Arada kalan Hope Summers ne yapmayı seçecek? Bütün Marvel Evreni’nin seyrini değiştiren olaylar Marvel’ın en iyi yazar ve çizerlerinden oluşan dev bir kadronun ellerinde bir destana dönüşüyor.
Yaratıcı Yazmanın Hazzı
Gülayşe Koçak’ın “yaratıcı yazma”yla ilişkisi, Yaratıcı Yazma eğitmenliğine başladığı ilk derste kendisine yöneltilen “Hocam, nasıl yazarsam beklentinizi karşılayabilirim?” sorusuyla bambaşka bir boyut kazanıyor.
Kitapta, dokuz yıllık Yaratıcı Yazma eğitmenliği sırasındaki gözlemleri, Türkiye özelinde Yaratıcı Yazma atölyeleri düzenlemenin kendine has zorlukları akıcı bir dille anlatılırken, sıradan düşüncenin “otomatik”liğinden sıyrılmanın, yaratıcı metinler üretebilmenin önündeki sosyolojik, kültürel ve eğitimden kaynaklanan engellere ışık tutuluyor.
Koçak, atölyelerinde karşılaştığı bu sıkıntıları zaman içinde nasıl aştığını somut örneklerle anlatırken, yaratıcı yazmaya ilişkin tüyoları ve kendi yazarlık maceralarını, eğitmenlik maceralarıyla harmanlıyor.
Koçak’a göre yaratıcı yazma, nihaî hedefi “yazar”lık olan bir beceri değil; yazılan ister roman ister dilekçe olsun, kişiyi kendiyle yüzleştiren, dönüştüren, haz veren, zaman zaman çok da eğlenceli bir alışkanlık, bir yaşam biçimi – hayata açılan bir kapı.
Kitabın hedef kitlesi; yazar olmaya niyetlenenler, yazmaktan çekinenler, öğrenciler, öğretmenler, ebeveynler… kısacası, herkes!
Şu Bizim 93 Harbi
93 HARBİ sadece bir Osmanlı –Rus Savaşı değildi…Aynı zamanda çok boyutlu bir Avrupa Savaşı idi…
Pinhan
“Pinhan!” dedi Dürri Baba. Sesi yaprak kımıldatmayan sabâ rüzgârı gibi doldu odanın içine.
“Pinhan!” dedi çocuk üst üste üç kere. İlk kez bu ismi söylerken, farkında olmadan el çırptı; omuzları sevinçle oynadı; yüzünde gonca güller açtı. İkinci kez söylerken duruldu, az evvelki taşkınlığından utandı. Üçüncü kez söylerken, ateş bastı dilini, damağını; dudaklarında buruk bir tat kaldı. Beti benzi kül kesildi. O zaman Dürri Baba, kollarını iki yana açıp, olan biteni izleyen dervişlere doğru dönerek,
“Nicedir adını bekler dururdu. Velhasıl adı da onu. İşte bugün kavuştular birbirlerine. Adı Pinhan olsun bundan böyle” dedi.
Elif Şafak, modern ile mistik olanı birleştirebilen bir yazar.
Boyd Tonkin Independent
… Birbirlerini çekemeyen uygarlıkların yüzyılında, bir ayağı Boğaz’ın doğusunda, diğeri batısındayken nasıl denge korunur?
Elif Şafak bu ikilemlere, tek bir mücadelenin kadını olmayı reddederek göğüs geriyor. Ülkesinin genel durumunu göz önünde bulundurarak, sürekli olarak bellek, gelenek, din, ulus, yenilik, dil ve kimlik hakkında kendini sorguluyor.
Amin Maalouf
Dünya Değişirken
Dünya Değişirken Alıntıları – Sözleri
Sakın ola hiçbir şey için üzülme ama bol bol kız, öfkelen, dövüş, savaş, küfret ama üzülme. İnsanı üzüntü çürütür.
“Bir de benim gibi, çevresinde olup bitenlere bakıp canı sıkılanlar var. Gazeteleri okursun canın sıkılır, televizyona bakarsın canın sıkılır, polemikleri izlersin canın sıkılır, küçük insanların büyük egolarını seyredersin canın sıkılır. Siz de bizim gibi gidişata canı sıkılanlar takımındansanız “Kulübe hoşgeldiniz!” Canı sıkılanlar kulübüne.”
Morgue Sokağı Cinayetleri
Öykü ustası Poe modern anlamda korku, gerilim ve polisiye türlerinin de öncüsüdür. Yoklukla, kayıplarla, hastalıklarla, alkolle ve sanrılarla cebelleşmesine rağmen, hem dünya edebiyatı hem de Batı kültürü üzerinde derin bir etki bırakan olağanüstü öyküler ve şiirler yazmıştır. Poe’nun kâh fantastik kâh gotik kâh gizemli öğeler içeren “Morgue Sokağı Cinayetleri” adlı öyküsü yazarın eşsiz üslubunu ve insanın içinde pusuda bekleyen karanlığı keşfedeceğiniz bir klasik.
“Sarhoş, yoksul, ezik, dışlanmış Edgar Allan Poe, dingin ve erdemli bir Goethe’den ya da Walter Scott’tan çok daha fazla hoşuma gidiyor. O ve onun gibi özel yapıdaki adamlar için şöyle diyeceğim: ‘Bizler adına acı çektiler.'”
Charles Baudelaire
Nara Benzerdin
Bütün karanlığı versem size giden geceyi durduramazsınız Işır odamızın havası kaçar çeşmelerinizden durduramazsınız
Ben denize bakarım sandalca uzaktan
Siz yüzersiniz bir kuş uçar bir gemi geçer durduramazsınız
Motiflerin Dili
İngilizce ve Almancaya da çevrilmiş, “Bir Kültürün Dokunuşu”, “Motiflerin Dili” ve “Halı Ülkesi Türkiye” yapıtlarının yazarı, araştırmacı Hüseyin ALANTAR, “Kilimin Sembolleri” Sergisi vesilesiyle “Halı ve Kilimin Yorumu” başlıklı bir konferans gerçekleştirecek.
Hüseyin Alantar’ın “Halı ve Kilimin Yorumu” başlıklı konuşması, kompozisyon (model), motif ve renklerdeki bilinen ya da gizli kalmış anlamı(ları) ön plana çıkarmayı çalışmaktadır. Bu uğraşla dokuma (tekstil) ürünler ve değişik belgelerdeki göstergelere odaklanarak anlam süreçleri incelenir. Bunun yanında tasarımın kültürel şifresi çözümlenerek daha anlaşılır hâle getirilmesi amaçlanır. En sonunda ise bu yapıtlarla bütünleşerek onlardan haz almaya çalışılır. Günümüz yorumbilimi yalnız metinlere ve yazılı geleneğe değil, tarihin bize miras bıraktığı her şeye uygulanan bir yöntemdir. Yazar bu söyleşide, kilimler ve halılardaki “Tasarım” kavramını alışılmışın dışında irdeleyerek yorumlayacaktır.