• Bize Ulaşın
    0537 364 0921
  • Bostancı / İstanbul

Talmud ve Hadis – Karşılaştırmalı Bir Araştırma

Bu kitapta, binlerce yıl nesilden nesile aktarılagelen, “sözlü” olarak rivayet edilmelerine karşın Yahudilik ve İslam’daki “Yazılı Kitap”ı insanlara daha anlaşılır ve yaşanılır kılan -metin değerlerinin kanoniklikleri tartışmalı olsa da- Yasa’nın ve Teoloji’nin en temel dayanağı olan iki kaynağı Yahudilerin Talmud’u ve Müslümaların Hadisleri, Teolog ve kadim diller uzmanı Mehmet Sait Toprak tarafından cesaretle ve büyük bir özgüvenle ele alınıyor.

Yazar, Talmud ve Hadis etrafında örgülenen anlayışın arka planını metodolojik ve tarihsel bağlamıyla ve sözlü’den yazılı’ya aktarılması evreleriyle düşünülmesini önerirken aynı zamanda insanlık birikiminin bu muazzam kalıntılarının anlaşılmasına da giz(em)li bir kapı aralıyor aslında…
Yazarımız İbranice, Aramice ve Arapça dillerindeki uzmanlığını sergilediği bu kitabıyla, Yahudilik ve İslamiyet’te “Yazılı Kitap”ın dışında kendisine kutsallık atfedilen Talmud ve Hadisleri benzerlik ve yakınlıklar çerçevesinde karşılaştırarak bu alanda bir ilk adım atmıştır. Yazar, bununla Yahudi ulusunun toplum sözleşmesi ve “Yahudi hayat okulu” Talmud ile yaşam portresi ve Müslüman’ın “Peygamber esaslı yaşam rehberi” Hadis’i, iki inanç sisteminin ayrı gibi görünen; ama, gerçekte iplikleri iç içe geçmiş bir dizi ortak ve ortak olmayan dokusunu son derece maharetli bir sanatkârlık göstererek yan yana getirmiştir. Bilimsellik, yan yana gelmesi imkânsız olanları bir araya getirirken, birbirinden ayrılmaz gibi görünenleri de ustaca analiz etme uğraşısı ve önyargıların kırılması değil midir? İşte yazar, bu eserinde görünürde imkânsız ama içten ayrılmazları ahenkle ve önyargısız bir şekilde bir araya getirmiş ve buluşturmuştur.

Read More

Sisler Bulvarı

Düşlenen, tümüyle düşsel olan sevgililer, topu topu üç geceye sığdırılan, doyasıya yaşanamayan aşklar, gözlerinden yıldız rüzgârları geçen sevgililer, Paris sokakları, limanlar, yolculuklar, deniz insanları… ve Anadolu. Uzun havalar, halk türküleri…
Sisler Bulvarı’yla başka dünyalara doğru yolculuğa çıkacağız biz de, Emperyal Oteli’nde üç gece kalacağız, biraz mehtabı içeceğiz, içimizde isyanlar çıkacak ve Sisler Bulvarı’nda öleceğiz…
 
*Başka Yerde Olmak /Şâhâne Serseri /Başka Adam /Bir, Üç ve Beş /Eski Deniz Halkı /Liman /Tatyos’un Kahrı /Cinayet Saati /Başka Yerde Olmak *Kaptan /La Donna e Mobili /Mırç /Kaptan /Emperyal Oteli /Pia /Sisler Bulvarı *Yeraltı Ordusu /Bence Malûmdur /Silezya Dağları’ndan Uzakta *Bursa’dan Yaylımateş /Tarz-ı Kadim /Kirli Yüzlü Melekler /Ümitten Ümit Kesilmez /Hu /Ölüler İhtiyarladı /Eskimiş Bir Saban Korkuyor /İstanbul Şehri Ağlıyor /Bursa’dan Yaylımateş *Barakmuslu Mezarlığı /Dilekçe /Cazgır /Öküz /Batı /Tütünkeş /Rinna-Rinnan-Nay /İskeletler Dansı /Buğda /Uzun Hava /Derecikviran /Mustafa Kemal /Hayır /Dokuz Eylül

Read More

Felsefe Dili Olarak Türkçenin Gelişim Aşamaları ve Felsefe Sözlüklerimiz

Okura, bir felsefe dili olarak Türkçenin gelişim aşamalarını topluca takip etme imkânı sunmaktadır: Türkçede yazılan felsefe sözlükleri, bu sözlükler etrafında şekillenen dil tartışmaları, eser sahiplerinin felsefe dilinin doğasına dair yazıları, Harf inkılabının ve dil reformu çalışmalarının Türkçe felsefe diline kazandırdığı veya kaybettirdiği hususlar ilk defa yayımlanan arşiv niteliğindeki belgeler eşliğinde verilmektedir. İki ciltten oluşan eserin bu birincisinde ayrıca, Cumhuriyet sonrasında çokça ifade edilen “Niçin Türkçede bir filozof yetiştiremiyoruz?” sorusunun da, derleme içinde yer alan son derece zengin tartışma metinleri üzerinden bir cevap bulacağı ümidindeyiz.

Read More

Kavanin-i Yeniçeriyan – Yeniçeri Kanunları

Yeniçerilik nerede başlamıştır?

Acemioğlanı nasıl toplanır?

Türkler neden yeniçeri olarak alınmaz?

Gelibolu’ya, torbaya, saraya, bostana verilmek ne demektir?

Yeniçeriler neden Bektaşidir?

Ulûfe ne demektir? Üç aylık yeniçeri maaşları ödenirken neden bir buçuk günlük kesinti yapılır?

Sekbanbaşıların yayabeyi olmaları neden kanun değildir?

Ocak içindeki iktidar, sefer ve barış zamanlarında kime aittir, nasıl kullanılır?

İstanbul ağası, acemi yayabaşları, kethüda, bölükbaşı ve şakirdleriyle Yeniçeri yoldaşların yolları tüm cevaplarını buluyor..

Yeniçerilerin seçilme yöntemleri, yaşanan değişiklikler, kanunnamelerin karşılaştırılarak aktarılmasıyla Ocak Kanunu işleyişi detaylarıyla ele alınıyor..

Murat Hüdavendigar tarafından çıkarıldıktan sonra Fatih Sultan Mehmet ve Yavuz Sultan Selim zamanında değiştirilen, Birinci Ahmet zamanında elinizde bulunan halini alan Kavanin-i Yeniçeriyan’da, yeniçerilerin seçilme yöntemleri ve Ocak Kanunu’nun işleyişi her türlü ayrıntısıyla,  anlatılıyor.

Adını yazmayı önemsemeyecek kadar alçakgönüllü bir Yeniçeri Kâtibinin yirmi bir yıllık kulluk hizmetinden sonra kaleme aldığı eser, sadeleştirilmiş özenli Türkçesi ve tıpkıbasımıyla, XVII. yüzyılın ilk yarısından günümüze yeniçerilerin bilinmeyenlerini aydınlatıyor..

Baş üryan, sine püryan, kılıç al kan

Bu meydanda nice başlar kesilir hiç soran olmaz

Eyvallah, eyvallah

Kahrımız, kılıcımız düşmana ziyan, kulluğumuz padişaha ayan.

Doğrusu budur ki [Yeniçeriler] ‘Ali Osman askerinin namusudur.

Her yerde nice bahadırlıkları meydana gelmiştir.

Daima yüzleri ak olup, ocakları mamur ola: âlemin sığınağı padişahın gözleri üzerlerinden hiç uzak olmaya; şevketli padişahın nimeti yeniçeri kullarına helal olsun.

Read More

Midilli’de Söğüdün Gölgesinde

“Göç ediyoruz.” dedi kaptan; şivesinden Rum olduğu anlaşılıyordu. Sigarasından bir nefes aldıktan sonra bu sefer o sordu:
“Siz kimlerdensiniz, nereye gidiyorsunuz?”

“Biz Midilli’nin Ağra Köyü’ndeniz, biz de göç ediyoruz,
Anadolu’ya.” dedi babam.

“Kader.” dedi kaptan. Kendi teknesinin içine doğru, soğuktan birbirlerine sokulmuş, bitkin ve üzgün oldukları belli olan kadın ve çocuklara acıyan gözlerle baktı. Derin bir iç çekip ekledi:

“Biz Ayvalık’tan Midilli’ye, siz Midilli’den Ayvalık’a…”

Sigarasından tüm ciğerlerini dolduracak kadar güçlü bir nefes daha çekti ve konuşmasına devam etti:

“Duymadınız daha galiba. Smyrni dün sabah düştü.”

Read More