• Bize Ulaşın
    0537 364 0921
  • Bostancı / İstanbul

Barış Manço: Uzun Saçlı Dev Adam

Biz milyonlar hiç unutmadık seni… Zaten hiç ayrılmadık ki seninle… Öyle değil mi sevgili BARIŞ MANÇO… Arkadaşım Barış… Sevgili BARIŞ ABİ… Ya da milyonların dediği gibi BARIŞ BABA…

Read More

Parlamenter Demokrasinin Krizi 

Sonsuz bir erdem kaynağı olarak demokrasi fikrinin onun siyasi bir rejim ve/veya ideoloji olarak sahip olduğu pozitivist özü çoktan aştığı bir çağda yaşıyor insanlık. Artık demokrat olmanın değil, olmamanın ya da öyle görünmemenin imkansız olduğu bir konjonktür kökleşiyor dünyanın her yerinde. Carl Schmitt, demokrasi düşüncesinin her tür çiftanlamlılığı aşan bir “fikri hile” olarak teşhir edildiği bu çarpıcı yapıtında, demokrasiyi “eşitlerin eşitliği” olarak tanımlıyor. Yönetici sınıfın incelmiş manipülasyon tekniklerinden, doğrudan demokrasinin fiziken ortadan kalktığı gün ölen bir halk erkinin içi boş ülküsünden, “büyüsü bozulmuş” bir dünyaca demokrasiye yüklenen anlamın bir siyasi mitologya olarak donandığı masalsı aldatmacadan söz ediyor.

Read More

Gnostik İttifak – Gnostik Hristiyan ve Gnostik Müslümanların 1400 Yıldır Bilinmeyen İttifakı 

Kadim öğretileri içinde barındıran Gnostisizm, insanlık tarihi boyunca seçkin topluluklar tarafından günümüze ulaştırılmıştır. Önce Hristiyanlık, sonra İslâm altında varlıklarını sürdüren, Heretik toplulukların aralarındaki benzerlik, ilk bakışta göze çarpmasa da detaylarda gizlidir.

Hristiyan ve İslâm mistizmini birbirine bağlayan unsurlar, maddeden manaya geçerken Tanrı’ya ulaşma amacı taşıdığı düşünülse de, “en-el hak” söylemi ana ekseni oluşturan mihenk taşıdır. “Yaratıcı zekâya sahip olmak” iki dinin okültistleri için yegâne hedeftir.

Bin altı yüz yıl boyunca başkent olan İstanbul, kadim bilgilerin muhafaza edildiği doğu-batı üzerindeki yegâne köprü ve iki dünyanın mistisizm ustalarının buluşma yeridir. 

Felsefe taşının mucidi Nicolas Flamel, toksikolojinin kurucusu Paracelsus, Goethe’nin Faust’u, ünlü çapkın Giacomo Casanova, üç bin yaşındaki Kont Alessandro di Cagliostro, Thule örgütünün kurucusu Rudolf von Sebottendorf, ünlü mistik George Gurdjieff, “Dünyanın En Kötü Adamı” unvanlı Aleister Crowley, Hitler’in Yahudi medyumu Erik Jan Hanussen ve Britanya Şeyhülislamı Abdullah Quilliam gibi birçok okültist İstanbul’a gelerek Mevlevi veya Bektaşi tekkelerinde inisiye edildiler. 

Anadolu, Türkistan Erenleri’nin sayesinde Fuad Köprülü’nün deyimiyle, “Yesevi’nin İslamlaşmış Şamanizmi” ile tanışmıştır. Selçuklu’yu yıkan Horasanlı dervişler, Osmanlı’nın kuruluşunun yegâne bânileri olmakla beraber; Şeyh Edebali, Geyikli Baba, Ahi Evran, Akşemseddin, Hacı Bayram, Ebul Vefa, Hacı Bektaş, Muhammed Celaleddin ve Tebrizli Şems gibi tüm mutasavvıflar Gnostisizm çatısı altında birleşmişlerdir.

Gnostik İttifak, Hristiyan ve Müslüman mistiklerinin birbirleriyle olan ilişkilerindeki sır perdesini aralarken, yanı sıra İslam’ın ilk yıllarından itibaren ortaya çıkan “Ali Meselesi”ne bu zaviyeden bakarak, İslâm içindeki Heretik grupların “Alici” olarak nasıl yaşam bulduklarını ele almaktadır.

Read More

İstanbul’un Sokak İsimleri Tarihi

Sokaklar, şehirlerin hafızalarıdır. İstanbul da hazinelerini sokaklarında saklar. İstanbul’u anlamak, biraz da sokaklarını anlamaktır. Bazen kıvrım kıvrım merdivenli dik bir yokuşun sonunda sizi karşılayan bir çeşmenin hayratıdır sokağa adını veren, bazen bir ulu kişinin türbesidir; bazen sokağın sakinlerini sarsan onulmaz bir yaradır, bazen bir gururun ifadesidir sokağın adı. İstanbul’un sokakları hikayeleriyle, insanlarıyla, hatıralarıyla hem birbirine benzer hem de biriciktir. İstanbul’un İlk Şeyhülislamı Molla Fenari ile bir köşe başında karşılaşabilir, sultanlara sultanlık yapmış Aziz Mahmud Hüdai ile bir başka sokakta rastlaşabilir, Vefa’da Şeyh Ebul Vefa’ya bir selam verebilir, şehrin en çok ‘Vefa’ya muhtaç olduğunu hatırlar ve hatıralardaki İstanbul’u arzuyla özlersiniz. İstanbul’a vefa duygusunun sonucu olarak hazırlanacak bu kitap, İstanbul’un sokak sokak kültürel envanterini ortaya koymayı hedefliyor. İstanbul’un kültürel hayatına önemli katkısı olan, tarihi nitelikleri ve hikayeleriyle öne çıkan toplam 2010 sokağa dair bilgiler, efsaneler ve hikayelerin ortaya çıkarılması, bu sokakların kentin sosyal ve kültürel dokusundaki yeri ve öneminin vurgulanması amacıyla yayımlanacak olan bu kitap, kentlilik bilincini geliştirmede, İstanbulluların yaşadıkları bölgeyle ilgili bilinç düzeyini arttırarak bölgeye ve dolayısıyla da İstanbul’a aidiyet duygusunu pekiştirmelerinde önemli katkı sağlayacak.

Read More

Devlet Ana (Kemal Tahir)

‘Devlet Ana’, Osmanlı kurulmadan önceki Anadolu’nun görünümünü ve Anadolu insaanının özlemlerini anlatırken, onların güçlü, güvenli, adaletli bir devlete duyduğu ihtiyacı da açığa çıkarmaktadır. Kemal Tahir’in en önemli romanı olarak gösterilen ‘Devlet Ana’, onun düşünce yapısını da en iyi yansıtan eserlerinden biri sayılmaktadır.

1967’de yayımlanan roman, 1968 Türk tarihi ve toplumu hakkındaki örijinal ve sağlam görüşlerinen hareket ettiği için hem ‘mahalli ağızları’, hem Türkçe’nin küçümsenmiş ve unutulmuş nesir dilini hem de yeni imkanlarını kaynaştırarak ve aşarak kullanabilmiştir.Eserlerindeki eşsiz dil ve üslup güzelliğinin kaynağı bu davranıştadır. Daha önceki romanlarında da görülen bu özellik ‘Devlet Ana’da en yüce noktasına erişmiştir. Türkçe’nin unutulmuş olan dehası bütün boyutları, zenginliği ve haslığıyla ilk olarak Kemal Tahir’in eserlerinde kendini göstermektedir.
Selahattin Hilav

Read More

Kaçakçı’nın Kaçışı – Star Wars

Star Wars Bölüm IV: Yeni Bir Umut ile Star Wars Bölüm V: İmparator maceralarının arasındaki süreçte gerçekleşenler bu yeni öyküyle gün yüzüne çlklyor. Asiler için çok gizli ve tehlikeli bir görevi kabul eden Han ve Chewie, Millenium Falcon ’u tam gaz uçuruyor, acımasız ödül avcılarından ve pes etmeyi asla öğrenemeyen bir İmparatorluk ajanından kurtulmaya çalışıyorlar.
Serinin yeni filmi STAR WARS: GÜÇ UYANIYOR hakkında
birçok özel ipucu da öykünün içinde gizli.

Read More

Modern Sanatın Felsefesi 

Modern Sanatın Felsefesi, modern sanat akımlarına dair dikkat çekici görüşleriyle yirminci yüzyılın ilk yarısında estetik kuramı alanında kendine özel bir yer edinen İngiliz düşünür, eleştirmen ve şair Herbert Read’in farklı tarihlerde yazdığı çeşitli makalelerini ve seminer notlarını bir arada okuma fırsatı sunuyor. İlk kez 1952 yılında yayımlanan kitap, hem Read’in estetik kuramının gelişiminin izlenebileceği hem de günümüzde halen üzerinde yoğun araştırma yapılan modern sanatın dinamiklerinin incelenebileceği içeriğiyle güncelliğini korumaya devam ediyor.
 
Sanatın toplum üzerindeki dönüştürücü gücünü her zaman önemseyen Read’in modern sanatın sahip olduğu bu güce dair yorumlarının okunabileceği kitapta, Modernizm’in önemli temsilcilerinden Paul Gauguin, Pablo Picasso, Paul Klee, Paul Nash, Henry Moore, Ben Nicholson, Naum Gabo ve Antoine Pevsner’in çalışmalarına ayrı başlıklar altında yer veriliyor. Ayrıca Herbert Read ile sanatçıların yazışmalarını da içeren kitap, bir dönemin sanat anlayışını şekillendiren akımlara hem kuramcının hem de sanatçının gözünden bakma imkânı sağlıyor. Modern Sanatın Felsefesi, okuru yalnızca sanat değil medeniyet ve kültür tarihi üzerinde düşünmeye de yönlendiriyor.

Read More

Galya’dan De Gaulle’e Fransa Tarihi

Fransa seksen yılı aşkın süredir hayatımın bir parçası. Geçmişe bakınca anılar birbirini kovalıyor: Savaş öncesi Aix-les-Bains’de, uzun tahta bacakların üzerinde akrobatik danslar yapan çingeneler; müttefiklerin güney çıkarmasının birinci yıl dönümünde Provence sokaklarında bisiklet sürüşüm; her daim en sevdiğim gece kulübü olarak kalacak Montmartre’deki Lapin Agile’de eski şarkılar söyleyişim ya da Arles’da, her ikisi de tepeden tırnağa Provençal kostümü giymiş bir adamla olağanüstü güzel bir kız taşıyan büyük beyaz bir atın aniden köşeyi döndüğü sırada açık havada bir akşam yemeğinin yarım asır sonra bile capcanlı hatırası. Tüm bu anılar ve daha binlercesi için minnettarım.”
John Julius Norwich.
 
Fransa’ya karşı büyük bir sevgisi olan Norwich, bu kitapta, Haçlı Seferleri’ne, Yüz Yıl Savaşları’na, Fransız Devrimi’ne, Napolyon’a, Birinci ve İkinci Dünya Savaşları’na değinerek Fransa’nın tarihî haritasını çizer. Ülkenin iki bin yılda hangi liderlerle bağımsızlık mücadelelerine girdiğini, modern zamanlara nasıl ulaştığını detaylarıyla anlatır. Galya’daki Julius Ceasar’dan alarak de Gaulle’e getirdiği tarihî perspektifte krallara, iç politikalara odaklanan Norwich, önemli figürlerin ilginç özelliklerine, özel yaşamlarına da değinir. Zaman zaman mizahi dilini esirgemeden anlattığı bu panoramayı, artık insanlarla ve olaylarla ilgili anıları olduğu için İkinci Dünya Savaşı sonunda bitirir. Fransa’nın kendisine verdiiği her şey için bir “teşekkür” olarak addettiği Fransa Tarihi, tarihî belge amacı gütmediğinden herkesin rahatlıkla okuyabileceği bir kitap.

Read More

Haarp Silahı ve Nikola Tesla

İlluminati, Gizli Örgütler gibi kitaplarıyla adından söz ettiren önemli araştırmalara imza atan değerli kardeşim Kursad BERKKAN’ın bu kitabı küresel güçlerin toplumlardan gizlediği çok önemli gerçekleri gün yüzüne çıkarıyor ve yüzyılın dahisi Nicola Tesla’nın mucidi olduğu H.A.AR.P silahının şer odaklar tarafından nasıl kulanıldığını gözler önüne seriyor.
-Araştırmacı – Yazar Ali KUZU-

HAARP teknolojisi üzerinde tartışmalar dünya çapında sürüp gide dursun, birileri toplumlar üzerinde algı operasyonu yürütürken birileri de bu silahlar ile depremler, tsunamiler, sahte ufo görüntüleri gibi bir çok olayı gerçekleştirebiliyor. Bu önemli eser dünyanın perde arkasındaki gerçekleri görmenizi sağlayacak.
-Emekli CIA Uzmanı – Araştırmacı Yazar Brad Steiger-

Genç yazar kardeşim Kursad BERKKAN’ın “HAARP” isimli bu eseriyle akıllarda ki pek çok soruya cevap arıyor ve itiraf etmeliyim ki mantıklı cevapları da bizlere sunuyor. HAARP gibi gizemli ve önemli bir konunun anlaşılması adına bu kitabı mutlaka okumalısınız.
-Araştırmacı – Yazar Çetin Ağaşe-

Read More

İmge ve Emperyalizm 1908-1911 İkinci Meşrutiyet Basınında

Palmira Brummett, bu kitapta yakın tarihimizin en ilginç dönemlerinden birine, “Hürriyet’in İlanı”ndan sonra yaşanan coşkulu ve karmaşık ortama, 1908-1911 yılları arasında yayımlanmış mizah dergileri penceresinden bakıyor. İstibdadın yıkılmasının ve sansürün kalkmasının ardından birdenbire patlayan mizah basını başlı başına büyüleyici ve bugüne kadar analiz edilmek bir yana, tasnifi bile tam olarak yapılmamış bir malzeme. Bu kitap, böyle bir malzemenin “erbabının elinde” nasıl işlenebileceği, mizahtan yola çıkarak ne kadar zengin bir siyasal ve kültürel tarihin yazılabileceği konusunda adeta bir ders niteliği taşıyor. Karikatürlerin derinlikli yorumları belki kitabın en keyifli kısmını oluşturuyor, ama bu yorumların dayandırıldığı kuramsal ve karşılaştırmalı çerçeve de bir o kadar etkileyici. İkinci Meşrutiyet sonrasında Osmanlı’da yaşanan alt üst oluşu bütün boyutlarıyla sergileyen bir çalışma bu: İstibdat ile hürriyet; eski ile yeni; Batı’nın iki yüzü olan özgürlükler diyarı ve emperyalist saldırganlık; kadınları “kritik” konumuna ilişkin tartışmalar; moda taşlamaları ile vatanın namusu; teknoloji ve ulaşım; köpekler, kadınlar, kolera ve sokaklardaki diğer “tehlikeler”… Üstelik bütün bunlar, aslında çok daha fazlası ustalıklı bir kitap kurgusuyla bütünleştiriliyor.

Read More