Padişahın Portresi | Tesavir-i Ali Osman
Tesaviri Al-i Osman
1- Söz ve imgeOsmanlı sultanlarının portre dizinlerine karşılaştırmalı bir bakış
2- Öncü girişimler 1450-1550Oyun başlıyor/İhtişam çağı
3-Al-i OsmanAvrupa’dan İstanbul’a/İstanbul sarayının yorumu: Üstat Osman ve dizisi/Adem’den Üçüncü Mehmed’e: Silsilename/Bir geçiş dönemi: II Selim portreleri/Padişah portreciliğinin zirvesi: III. Murad/Elyazmalarından albümlere: III. Mehmed
4- Yaygınlaşan gelenek 1600-1700Portrenin yeni bağlamı/Yeni yaklaşımlar
5- Kitaptan Tuvale 1700-1800Yenilik ve değişim
6- Tasviri hümayun 1800-1922Portrenin son yüzyılı
PODYUM GEREKMEZ – Neoklasik Fitness; 21D.M.A.S.S. Bedensel Form Değişimi İçin 21 Gün Prensibi
Neoklasik Fitness; Evrensel beden estetiği değerleri üzerine yapılandırılmış, – vücut yapısına özel egzersiz programları – fikrini esas alan bir disiplindir. Bu esasın temelinde ise öncelikle kişinin hangi vücut tipine sahip olduğunun belirlenmesi yatmaktadır. Bayan ve erkek vücut tiplerini I.V.A.H.O ve I.T.A.HO olarak iki grupta sembolize eden yazar bu kitapta her vücut tipi için hangi egzersiz programının daha doğru olduğunu inceliyor ve bunu yaparken Klasik Yunan Heykeli’nin sanat tarihinde yüzyıllar boyunca süren estetik değerlerini temel alıyor. Bayan veya erkek olsun bir vücudun estetik açıdan mükemmeliyeti; Simetri ve proporsiyon değerleri ile en, boy ve derinlik kavramlarının bir bütün halinde, armonik olarak görünümündeki akışkanlığa bağlıdır. Üç boyutlu olarak düşünülmesi gereken bu kavram bedensel form kazanma çalışmalarının çekirdeğini oluşturmalıdır.
Tim Burton
İkonik film yapımcısının çocukluk eskizlerinden olgun yapıtlarına kadar yaratıcı pratiğinin evrimi
Tim Burton, son otuz yılda Hollywood tarzı film yapımcılığını yeniden icat etti. Animasyon ve sessiz komedinin estetiğinden ilham alan görsel bir stille, Burton’ın çalışmaları egzotik, korkunç ve komik olanı bir araya getiriyor, dışavurumculuğu ve fantaziyi bir grafik romancının becerisiyle manipüle ediyor. Modern Sanat Müzesi’ndeki önemli bir kariyer retrospektifine eşlik etmek üzere yayınlanan bu uygun fiyatlı cilt, Burton’ın bir sanatçı ve film yapımcısı olarak kariyerini ele alıyor. İlk çocukluk çizimlerinden olgun yapıtlarına kadar görsel hayal gücünün akımını takip ederek yaratıcı uygulamalarının evrimini anlatıyor. Kağıt üzerindeki çalışmalar, hareketli görüntüler, çizilmiş ve boyanmış konsept sanatlar, kuklalar ve maketler, storyboard’lar ve film dışı projeleri için grafik sanatçısı olarak yaptığı çalışmalardan örneklerle gösterilen bu cilt, Burton’a yeni bir ışık tutuyor ve daha önce görülmemiş çalışmaları sunuyor. sanatçının kişisel arşivinden.
Tanınmış Amerikalı film yapımcısı Tim Burton (1958 doğumlu), çoğu hem Hollywood’un gişe rekorları kıran hem de kült klasikleri olan ilginç yabancılar hakkında karanlık, gotik filmleriyle tanınır. Bugüne kadar 16 Akademi Ödülü’ne aday gösterildiler ve altı tane kazandılar. Bunlar arasında Pee-Wee’nin Büyük Macerası (1985), Beetle Juice (1988), Batman (1989), Edward Scissorhands (1990), Batman Dönüyor (1992), Ed Wood (1994), Sleepy Hollow, (1999), Charlie ve the Çikolata Fabrikası ve Ceset Gelin (her ikisi de 2005) ve Sweeney Todd: Fleet Sokağının Şeytan Berberi (2007), diğerleri arasında. Alice Harikalar Diyarında 2010 yılı için planlanıyor. Burton, besteci Danny Elfman ve aktörler Johnny Depp ve Helena Bonham Carter ile yoğun bir şekilde işbirliği yaptı.
Şeytanın Genel Tarihi
Çağlar boyu farklı kültürlerin kötülüğü nasıl cisimleştirdiklerini aktaran Fransız araştırmacı yazar Gerald Messadie okuru küçük bir dünya turuna davet ediyor: Okyanusya’nın iki anlamlı cinlerinden kötülükten kurtulan Hint’e; şeytanın gerçek doğum yeri İran’dan ilk günahın ortaya çıktığı Mezopotamya’ya; Şeytansız Keltler, Yunanlılar ve Romalılardan Amerika yerlilerine; Afrika’dan Mısır’a; İsrail’in modern şeytanından İslamın şeytanına, kötülüğün binbir yüzünü tanıtan bu kitap aynı zamanda bir kültür tarihi olma özelliğini de taşıyor. Baudelaire’in dediği gibi: “Şeytanın en büyük hilesi bizi var olmadığına inandırmasıdır.”
Evrimin Dört Boyutu | Yaşam Tarihinde Genetik, Epigenetik, Davranışsal ve Simgesel Değişimler
Moleküler biyolojinin ulaştığı bulgular, Darwin kuramının gen merkezli yorumuna, yani adaptasyonların sadece şansa dayalı DNA varyasyonlarına dayandırılmasına meydan okuyor. Çünkü günümüzde kalıtım ve evrim görüşlerinde büyük bir devrim yaşanıyor. Bu devrimin peşinden giden ve kalıtımda genlerden başka unsurların da olduğunu ileri süren Jablonka ile Lamb, evrimin “dört boyutu”nun, yani evrimde rol oynayan dört kalıtım sisteminin izini sürüyorlar. Bu sistemler; genetik, epigenetik (ya da özellikleri, DNA temelli olmayan hücresel aktarım sistemleriyle geçirmek), davranışsal ve simgesel (dil ve diğer simgesel iletişim sistemleriyle aktarım) olarak isimlendirilmektedir. Bugün geniş çevrelerce kabul görmüş gen merkezli ve tek boyutlu görüşe kıyasla zengin ve karmaşık bir evrim görüşü ortaya koyan Jablonka ile Lamb’in yeni sentezi, tetiklenmiş ve edinilmiş değişikliklerin de evrimde rol oynadığını açıklığa kavuşturuyor. Jablonka ile Lamb, önce her kalıtım sistemini ayrıntılarıyla ele alıp daha sonra da tüm bu sistemlerin nasıl bir etkileşim içinde olduğunu göstererek parçaları birleştiriyorlar.
Kader; Zeki Demirkubuz
Türk sinemasında son dönemin en dikkat çekici yönetmenlerinden olan Zeki Demirkubuz, tümüyle avangard bir bakış ve yenilikçi bir sinema grameriyle kısa zamanda sadık takipçiler edindi kendine. Yarattığı özgün sinema diliyle ülke içinde olduğu kadar dışında da takdirle karşılanan Demirkubuz, Türk sinemasında son dönemde yaşanan canlanmanın en önemli bileşenlerinden biri olarak dönüştürücü bir etki yarattı. Gündelik yaşamın sihrini yalın olduğu kadar lirik bir üslupla işleyen filmleri, sinemada benzerine sık rastlanmayan bir duyarlılığın işaret noktalarıyla bezedi yönetmenin sinemasını. Demirkubuz, hakkında kaleme alınan bu ilk monografiyle, izleyiciden sonra okurun karşısında.
Asmalımescit 74 – Intermezzo (Bohem Hayatı)
Bir zamanlar İstanbul’da, özellikle Pera’da, resmî tarihin gizlediği, sefih ve düşkün ama yine de kendine göre lezzeti olan bir bohem hayatı yaşanıyordu. Fikret Adil kaybolan bu hayatı paylaşmış ve dile getirmiş ender kişilerden biri.
Sofralar, sohbetler, gazinolar, kumpanyalar, barlar, hususiler… Tiyatro, resim, şiir, sergiler, açılışlar ve
davetlerle dolu gündelik hayat. Fikret Adil bugün artık çok uzaklarda kalan bohem bir İstanbul’u
Asmalımescit 74’ün ardından nüktedanlığı elden bırakmaksızın anlatmaya devam ediyor.
Yahudi bir işadamının kızı ile Yunan bir tiyatrocunun kavuşmak için çareyi Atina’ya kaçmakta bulması
etrafında şekillenen anlatı, hem İstanbul tarihine hem de döneme ilişkin birçok ayrıntıyı barındırıyor.
Glorya Sineması’ndan Maksim’e, Casa d’Italia’dan Büyük Britanya Oteli’ne, Beyoğlu’ndan Atina’ya uzanan
bu aşk hikayesine Baudelaire şiirleri kadar, Arif Dino gibi dönemin önemli isimleri de eşlik ediyor.
Meddahlık ve Meddah Hikayeleri
“Meddâh”, Arapça bir kelime olup, “çok metheden” anlamını ifade etmektedir.
Ancak bu kelimenin, zamanla, anlamında bir genişleme olmuş, “halk hikâyecisi,
mukallit” mânâsında da kullanılagelmiştir. Enno Littmann’ın da vurguladığı gibi o,
“kutsal kişileri ve kahramanları öven bir sanatçıdır.” Bir temaşa (gösterim) sanatları
terimi olarak da halk hikâyelerini bir topluluk önünde anlatan kimsedir. Araplarda bu
kimselere “kāss”, “kassâs”; İranlılarda ise “kıssahân” veya “şehnâmehân” denmiştir.
Meddahlık, Osmanlı Devleti’nin kuruluşundan, yani XIV. yüzyıldan bugüne
kadar sürmüş, önemli bir dramatik sanat türüdür.
Prof. Dr. Süleyman TÜLÜCÜ
Uçurtmalar
Romain Gary’nin “Uçurtmalar” romanı, Fransa’nın Normandiya yakınındaki küçük bir kasabasında, uçurtmalar yapan bir amca ile bütün baskı ve direnişlerin arasına sıkışmış bir aşkı anlatıyor…
Cemal Süreya “Şairin Hayatı Şiire Dahil”
Cemal Süreya / “Şairin hayatı şiire dahil” alışılagelmiş, planı kalıplaşmış, beylik bir yaşamöyküsü değil. Tam tersine, Cemal Süreya şiirinin olanca inceliğini düzyazıda arıyor. Cemal Süreya’nın şiirinden hayata açılıyor, şairin hayatını şiirle buluşturuyor, örtüştürüyor. Böylesi bir yöntemi seçtiği için, hem göz kamaştırıyor, hem de kim bilir ne çetin bir çalışmaydı, dedirtiyor okura. Diyebilirim ki, edebiyatımızda yazılmış en güzel biyografilerden biri, bir başyapıt.
Selim İleri
Yaşam dizimizin yeni durağı, Cemal Süreya / “Şairin hayatı şiire dahil”. Feyza Perinçek’le Nursel Duruel’in birlikte gerçekleştirdikleri bu çalışma, yalnızca edebiyat dünyamız için değil, okurlar ve tüm şiirseverler için de vazgeçilmez bir kaynak. Sanatçının desenleri ve yaşamının çeşitli dönemlerinde çekilmiş fotoğraflarıyla.