• Bize Ulaşın
    0537 364 0921
  • Bostancı / İstanbul

Feminizm ve Doğaya Hükmetmek

Batı düşüncesinin binlerce yıllık felsefe geleneği içinde şekillendiği haliyle “akıl” kavramı, aşağı görülen “ötekiler”, yani alt sınıflar, sömürge halkları, kadınlar, hayvanlar ve bir bütün olarak doğa üzerindeki tahakküm ve baskıyla iç içe geçmiştir. Antik Yunan’dan bu yana kadınlık, maddesellik ve insandışı doğa değersiz sayılmış, insani erdem bunların dışında aranmıştır.

Dünyamızın şu gün geldiği durumda aklın, bilimin ve bireyselliğin yeniden tanımlanması gerekiyor; eskisi kadar karşıtlığa ve hiyerarşiye yaslanmayan biçimlerde. Hem insan hem de doğa üzerindeki tahakkümün eleştirisi için ırk, sınıf ve toplumsal cinsiyet çözümlemesine doğayı da katacak bir çerçeveye ihtiyacımız var.

Çünkü, amacının feminist kuramla bağdaşan ve ona dayalı çevreci bir feminizmin gelişmesine katkıda bulunmak olduğunu söyleyen Val Plumwood’un da dediği gibi “Artık bu sadece bir adalet meselesi değil, ölüm kalım meselesidir.”

Feminizmin alternatif çözümlemelerinin parlak örneklerini veren bu kitap bizce, feminist ve ekolojik felsefenin klasikleşmeye aday eserlerinden…

Read More

Hikaye Dehası

Lisa Cron’un ilk kitabı olan “Wired for Story”nin ardından, bir hikâyeyle sahneye dayalı bir plan oluşturmak için yazım kılavuzu sayılabilecek bu kitabı, bilişsel hikâye anlatımı stratejilerinin nasıl kullanılacağını ortaya koyuyor.

Sonunda sadece bir sayfa elde edebilmek için kan ter içinde yüzlerce sayfa yazıp bir kenara atmak her yazarın en büyük korkusudur. Yazma topluluklarındaki geçerli bakış açısı, bu soruna dair sadece iki yol olduğunu söylüyor: Doğaçlama ve taslak oluşturma. Hikâye koçu Lisa Cron kariyerini, bu yöntemlerin neden işe yaramadığını ve beynimizin okuduğumuz her hikâyeden yararlanmak için ne yapması gerektiğini araştırarak geçirdi. Tüm bunları, nedenleri bilime dayanan güçlü kanıtlarla elde etti.

Cron, “Hikâye Dehası” adlı kitabında, bir fikrin ilk ışıltısından roman yaratma ve küçük bir fikirden büyük bir taslağa dönüştürme yolculuğuna dair detayları adım adım anlatıyor.

Read More

Öteki Dünya – Ballard

Her yerden görülen devasa kubbesiyle bir alışveriş merkezi, tüketim ve şiddetin hüküm sürdüğü bir taşra kasabası ve beklenmedik bir ölüm…
Yaşadığı kasabanın alışveriş merkezinde öldürülen babasına yalnızca veda etmek için Brooklands’e giden işsiz reklamcı Richard Pearson; labirenti çağrıştıran alışveriş merkezinin, durmaksızın hareket eden yürüyen merdivenlerin, yirmi dört saat çalışan televizyonun ve ellerinde poşetlerle tüm vakitlerini burada geçiren insanların arkasında uğursuz bir şeyler gizlendiğine inanmaya başlayarak kalmaya karar verir. Mahkeme sürecindeki tuhaflıklarla birlikte babası ve kasaba sakinleriyle ilgili akıl almaz gerçeklerle yüzleşmeye başlayan Richard, görmezden gelmek ve dönmek, kalmak ve çözmek arasında bir seçim yapmak zorunda…
Son derece yozlaşmış ama bir o kadar da tanıdık bir modern dünya tasvirini en canlı ve korkunç biçimlerde ortaya koyma yeteneğiyle J. G. Ballard, Öteki Dünya’da artık hayatlarının her anında alışveriş yapıyorlarmış gibi görünen insanların hikayesini; halihazırda içinde bulunduğumuz sisteme çok yakın bir distopyanın sınırsız tüketiciliğini, fütürist bir tahayyül ve haklı bir öfkeyle anlatıyor.

Read More

Günlük Yaşamın Psikopatolojisi

Günlük Yaşamın Psikopatolojisi, ruhbilimin yaygınlık kazanmasında Freud’un tüm kitaplarından daha fazla katkıda bulunmuş bir yapıt. Freud, bu kitabı, yüzyılın başında özellikle genel okurlar için yazdı. Yeni basımlar çıktıkça, temel kuramlarını değiştirmeden yeni örnekler ve bölümler eklendi. Freud’un hiçbir yapıtı bu kitap kadar sık basılmamış ve böylesine yaygın bir okur kitlesi tarafından okunmamıştır. Elinizdeki çeviri, Freud’un bu tanınmış yapıtının en genişletilmiş ve eksiksiz olanıdır.

Read More

LYKKE – Dünyanın En Mutlu İnsanlarının Sırları

Danca karşılığı lykke olan mutluluk hakkında kimse Kopenhag’daki Mutluluk Araştırmaları Enstitüsü’nün CEO’su ve Hygge kitabının yazarı Meik Wiking kadar çok şey biliyor olamaz. Wiking, hayattan keyif almak konusunda Danimarkalılardan öğreneceğimiz çok şey olsa da mutluluk kapılarını açan anahtarların dünyanın dört bir yanına gömülü olduğuna inanıyor.
Bu küçük ama büyüleyici kitapta o anahtarları bulmak için bir hazine avına çıkacağız. Meik Wiking değerli vaktimizi nasıl geçirdiğimizden komşularımızla ilişkilerimize ve akşam yemeği alışkanlıklarımıza kadar pek çok farklı konuda dünyanın dört bir yanından topladığı kanıtları, hikâyeleri ve ipuçlarını bir araya getiriyor. Bu kitap aslında hepimize hayatlarımıza biraz daha lykke katmanın yollarını öğretecek dolu dolu, rengârenk bir rehber.

Read More

Osmanlı İmparatorluğu ve Avrupa

Osmanlı İmparatorluğu ile Avrupa arasındaki altı yüz yıllık ilişkilerin tarihi düşünüldüğünde, nedense akla önce savaşlar, fetihler, toprak kayıpları, kısacası bitmez tükenmez bir çatışma ve bunun yarattığı ruh halleri gelir.
Oysa Claudio Magris’in ifadesiyle, “Avrupa ile Osmanlı İmparatorluğu’nun karşılaşması, savaşan ve birbirini yiyip bitiren iki ayrı dünyanın sonunda farkına bile varılmadan nasıl iç içe geçip birbirlerini zenginleştirdiklerinin büyük örneğidir.”
Jean-François Solnon, 2010 Avrupa Tarih Kitabı ödülünü kazanan bu çalışmasında, işte bu iç içe geçişin, “çatışma ve karşılıklı hayranlığın” zengin tarihini ele alıyor.
Daha önce Sarık ve İstanbulin (2013) adıyla yayımlanan, Fransa’daki 2017 baskısında ise adı L’Empire Ottoman et l’Europe olarak değiştirilen Osmanlı İmparatorluğu ve Avrupa, çatışan tarafların karşılıklı algılarının nasıl oluştuğunu ve zaman içinde nasıl dönüştüğünü edebiyat, resim, müzik, tiyatro, koleksiyonlar ve koleksiyoncular, moda, eğlence dünyası gibi çok çeşitli ve renkli bir yelpazeden örneklerle anlatıyor.
Elçiler, seyyahlar, sanatçılar ve tercümanların da büyük rol oynadıkları bu ilişkiler yumağı Solnon’un işlek kalemiyle çözülüp gözlerimizin önüne serildikçe, karşılıklı merak ve hayranlığın çatışma ve korkuya zaman zaman nasıl galebe çaldığını görüyoruz.

Read More

Edebiyat ve Kötülük

Çağımızın yalnızca edebiyatını değil, düşünce alanını da derinden etkileyen; Derrida, Foucault, Barthes gibi yazarları sarsan; Breton ve Sartre ile yaptığı polemiklerde sözünü sakınmayan Georges Bataille, Edebiyat ve Kötülük’te, hayatımızın en önemli gerçeklerinden birini, Kötülüğü ele alıyor. Hem de, kötülüğün ahlak yoksunluğunu değil, tam tersine ahlakı hiçe sayan ‘yüksek ahlakı’ şart koştuğunu öne sürerek. Başta şehvet ve ölüm olmak üzere yasakları aşmanın, kuralları ihlal etmenin ‘yüksek ahlakı’ gerektirdiğini, yaşamı kışkırtmanın ve aşmanın da böyle mümkün olabileceğini ortaya koyuyor.

Read More

Normalliğin Deliliği Hastalık Olarak Gerçekçilik

Nasıl oluyor da “normal” insan bu kadar çok yıkıcılığa neden oluyor? Gözümüzü ister insanlık tarihine çevirelim, ister bugün, burada çevremize şöyle bir göz atalım, tanık olacağımız yıkıcılık, canlılar arasında yıkmak için yıkan tek canlı olan insana aittir.

İnsanın yıkıcılığı üzerine sayısız tez üretilmiştir. Sigmund Freud insanlardaki yıkıcılığın kökenini insanın doğasında var olan ölüm dürtüsüne mal ederken, bu görüşe karşı çıkan psikoanalizci Arno Gruen, insandaki yıkıcı ve ölümcül edimin kişinin, yanıltıcı bir iktidardan pay alma uğruna kendisine ihanet etmesinden kaynaklandığını savunmaktadır.

Read More

Meraklısına Mısır Mitolojisi 

Meraklısına Mısır Mitolojisi, tarihteki en uzun ömürlü medeniyetlerden birinin temel değerlerini ifade eden, çağdaş kültürleri etkileyerek Batı kültür mirasının bir parçası haline gelen mısır mitlerinin büyüleyici ve karmaşık dünyasını ele alıyor.
 
Mitoloji, tarihin büyük bir kısmında Mısır kültürünün ayrılmaz bir parçasıydı. Pinch de bu kitapta, Kleopatra’nın İğnesi ve Tutankhamun’un altın heykelinden tanrıların anlatıldığı papirüslere kadar Mısır mitolojisiyle ilgili çok çeşitli kaynak ve nesnelerin arkasındaki kültürel ve tarihsel arka planı inceliyor. Bunun yanı sıra “Horus ve Seth’in Çekişmeleri” mitini ayrıntılı olarak açıklayıp yol açtığı pek çok yorumu gözler önüne seriyor. Ayrıca Mısır tarihine ait bir zaman çizelgesi ve teknik terimler sözlüğü de sunuyor.
 
Mitlerin ne anlama geldiğini, İsis ve Osiris gibi tanrıların mitlerinin çağdaş kültürü etkileyerek kültürel mirasımızın bir parçası haline nasıl geldiğini merak edenler için keyifli bir rehber.
 
“Karmaşık bir konunun ustaca, açık ve özlü anlatımı.” –Dr. Richards Parkinson, British Museum
 

Read More

Şiire Damıtılmış Hayat – İsmet Özel

“…Bu kitap daha önce hakkımda yazılanların tümünün hilâfına benim söylediklerimin bir şeye taalluk ettiğini gösteriyor. Acaba neye? Her kim yazılanları takipten hoşlanıyorsa İbrahim Tüzer’in tespitlerinden, kendine göre keşiflere açılacaktır…”
İsmet Özel – Takriz
 
“…Kendini bildi bileli Özel’i takip eden, onunla defalarca söyleşi yapmış ve hayat serüvenini kitaplarından takip etmiş biri olarak şunu söyleyebilirim ki bir İsmet Özel kitabı ancak ve ancak bu kadar bütünlüklü, usturuplu ve faydalı olabilirdi…”
Kürşat Oğuz – Radikal Kitap
 
“…İsmet Özel’i anlama kılavuzu… Tüzer’in, şair hakkında kurduğu her cümleyi, yazdığı her kelimeyi, verdiği her hükmü destekleyen dipnotları ise ayrı bir kitap oluşturacak kadar bilgiyi barındırıyor…”
Hatice Saka – Yeni Şafak Kültür Sanat
 
“…Bu kitabı özgün kılan özelliklerden biri de, İsmet Özel in ilk şiirinden son şiirine kadar sürdürdüğü “sahicilik arayışını” çarpıcı bir şekilde ortaya koyması…Şiire emek vermeyi asli vazife sayan bir şairin; ancak böyle geniş oylumlu ve titiz bir çalışmayla değerlendirilebileceğini düşünüyorum…”
İbrahim Tenekeci – Milli Gazete

Read More