• Bize Ulaşın
    0537 364 0921
  • Bostancı / İstanbul

Mürekkep Ölüm

Cornelia Funke’nin dünyaca ünlü Mürekkep Dünya üçlemesinin merakla beklenen son kitabı Mürekkep Ölüm, serinin ilk kitabından uyarlanan filmiyle aynı dönemde kitapseverlerle buluşuyor.

Kahramanlarımız bu kez Mürekkep Dünya’daki güç savaşlarının tam ortasında. Mo, arkadaşlarının yardımıyla kitabın sonunu istediği şekilde değiştirmeye çalışırken, kitaplardan tanıdığı bu dünyada kendisine biçilmiş olan Alakarga rolüyle, iyilerin koruyucusu haydutlara katılıyor. Meggie, Farid, Fenoglio, Elinor ve Resa, ölümle burun buruna bir macerada mutlu son için mücadele veriyorlar. Üstelik içinde bulundukları öykü, bir başkası tarafından sürekli yeniden yazılırken…

Dünya genelinde yirmiyi aşkın dile çevrilen ve aylarca En Çok Satanlar listelerinden düşmeyen üçleme; büyülü, olağanüstü, her şeyi gölgede bırakan bir sonla veda ediyor. Gençler kadar, yetişkinlerin de içinden çıkmak istemeyecekleri kusursuz bir hayal dünyasının kapılarını bu kez ardına kadar açarak…

Read More

İspanya’nın Kısa Tarihi

İspanya farklı unsurlar barındıran nüfus yapısı ve Avrupa dışındaki uygarlıklarla yakın ilişkileri bakımından Avrupa’nın geri kalanından farklıdır. Bu kitap, İspanya’nın uzun ve karmaşık tarihi hakkında yararlı bir giriş sunarak İspanya’nın farklılığını anlamamıza yardımcı oluyor. İlk bölümlerde, göç dalgalarının İspanya’nın nüfus yapısının yanı sıra siyasi ve sosyal karakterini nasıl şekillendirdiği ele alınıyor. Örneğin ortaçağ İspanyası, Hıristiyan, Müslüman ve Yahudi cemaatlerin bir arada yaşadığı benzersiz bir geçmişi sergilemekteydi. Aynı zamanda, Hıristiyan ve İslami siyasi güçler arasında yüzyıllarca süren çatışmalar her iki tarafı da kaçınılmaz olarak dinsel aşırılıklara sürüklemişti. Ortaçağın sonunda zafere ulaşan Hıristiyan krallığının dinî kimliği, İspanya’daki yaşamın her yönüne nüfuz etmişti. Dinsel kimliğe ve ona karşı görüşlere ilişkin izler bugün bile varlığını sürdürmektedir ve bu nokta hesaba katılmadan İspanya tarihi anlaşılamaz. Kitapta ele alınan bir başka tema ise iktidar mücadelesidir. Modern dönemin başlarında önce Habsburg hanedanı ve ardından gelen Bourbonlar dünyanın bu ilk küresel imparatorluğunu yönetmişlerdi. Bu süreçte, İspanyol bürokrasisi dünyanın her yerinde baş gösteren sorunlarla uğraşmak zorunda kalmıştı. Bunlar küreselleşmenin getireceği yeni zorlukların habercisiydi. 1650’ye gelindiğinde İspanya Avrupa’daki egemen güç konumunu rakiplerine kaptırdı, ama imparatorluk XIX. yüzyıl başlarına kadar varlığını sürdürmeyi bildi. İspanya’nın geçmişte küresel bir güç olmasının bıraktığı izler bugün bile İspanyol siyasi hayatının renklerini oluşturmaya devam etmektedir.

Read More

Bandalar Hakkında Küçük Bir Kitap

Bu kısa, öz ve olabildiğince açık kitapta, bandaları teşkil eden latif kas faaliyeti ile yoga duruş pratiğinin anatomik, fizyolojik, nörolojik, enerjetik ve ruhani boyutları birbirinden ayırt edilemez bir şekilde iç içe sunulmakta ve ilişkilendirilmektedir. Godfrey Devereux bu kitapta insan bedenini, kendinden menkul karmaşık bir makineden ziyade, hayatın ta kendisinin ve erişimimize açık doğal zekânın istikrarlı bir dışavurumu olarak sunar; fiziki aksiyon vasıtasıyla insan bedenine bütünlük kazandırmanın veya beden, zihin ve ruh arasındaki ilişkiyi bir’leştirmenin neden ve nasıl mümkün olabileceğine açıklık getirir. Böylelikle, (ister yeni başlamış ister uzun yıllarını yogaya adamış olsun) her seviyeden yoga uygulayıcısı için, yoga duruş pratiğinin deneyimsel kalbine giden yola ışık tutan kesin ve etraflı bir kılavuz sağlar.

Kitabın birinci bölümü bir taraftan Bandalar’ın kısa tarihini ve biyomekaniklerini, insanın dikeyliği açısından sahip oldukları merkezi rolü, bedenin yerçekimine verdiği zeki bir yanıt olarak taşıdıkları önemi ve bütünlükle nasıl bir ilişkileri olduğunu anlatırken, bir taraftan da tek tek her bir banda’nın doğasına ve dinamiklerine dair detaylı açılımlara yer verir. İkinci bölüm, nefes aracılığıyla banda kaslarını geliştirmek, banda kaslarını nefeste keşfetmek ve bandalar aracılığıyla bedenin tamamında bütünlüğü uyandırmak ve geliştirmek için yardımcı olabilecek bir dizi egzersize ilişkin adım adım, ayrıntılı yönergeler sunar. Üçüncü ve son bölüm ise anatomik, fizyolojik ve nörolojik faydalarından başlayıp daha derinlerdeki enerjetik ve ruhani faydalarına doğru ilerlemek üzere bandalar’ın etkilerine yoğunlaşır.

Read More

Topraklanma – Doğadan Gelen Şifa

Giderek yaygınlaşan modern dünya hastalıklarının nedeni olarak kabul edilen kronik iltihaplanmanın çözümü ve ihtiyacımız olan şifa kaynağı, dünya var olduğundan beri bizimleydi desek ne düşünürsünüz?
 
Çığır açan araştırmalar, bilimsel veriler ve gerçek hayattan referanslarla dolu, daha önce hiç anlatılmamış bu hikâye, küresel çapta bir sağlık devrimi yaratma potansiyeli taşıyor. Topraklanma: Doğadan Gelen Şifa kitabında Toprak ile yeniden bağ kurmanın önemini hatırlayacak ve Topraklanma mucizesinin insanları nasıl iyileştirdiğine tanıklık edeceksiniz. Kelimenin tam anlamıyla denemesi bedava!
 
Toprak’a yeniden bağlanmak herhangi bir hastalığınızı ya da durumunuzu iyileştirmez. Yaptığı şey, sizi üzerinde yaşayan tüm organizmaları yöneten Yeryüzü’nden gelen doğal elektrik sinyalleriyle yeniden birleştirmektir. Bedeninize doğal içsel elektrik dengesini ve ritmini geri kazandırır, bu da kardiyovasküler, solunum, sindirim ve bağışıklık sistemleri dahil bedensel sistemin normal işleyişini destekler. Topraklanma, hastalıkların ortak nedeni olan iltihaplanmayı azaltmak için elektron eksikliğini giderir. Sinir sistemini stresle yönetilen moddan, sakinlik ve daha iyi uyku moduna geçirir. Toprağa yeniden bağlanarak bedeninizin normal elektriksel haline dönmesine, kendi kendini daha iyi düzenlemesine ve iyileştirmesine olanak tanırsınız.

Read More

Buddenbrooklar / Bir Ailenin Çöküşü

Buddenbrooklar, 20. yüzyılın en saygın yazarlarından Thomas Mann’ın ilk romanıdır. Ama birçok eleştirmenin gözünde, Venedik’te Ölüm’den de büyük bir romandır Buddenbrooklar. Mann’ın 1900 yılında, 25 yaşında kaleme aldığı roman, Kuzey Almanya’da yaşayan zengin bir burjuva ailenin ve aile ticarethanesinin birkaç kuşak boyunca geçirdiği değişimi ele alır. Buddenbrooklar, modern yaşama ayak uyduramayan saygın bir ailenin çöküşünün öyküsüdür: Doğumlar, evlenmeler, boşanmalar, ölümler, başarılar, başarısızlıklar… Orta sınıf yaşamının ustalıklı bir portresini çizen roman, aynı zamanda kaybolan burjuva değerler için bir ağıt niteliğindedir. 1929’da Nobel Edebiyat Ödülü’ne değer görülen Mann’ın bu dev yapıtı, modern edebiyatın klasikleri arasındadır. Venedik’te Ölüm, Tonio Kröger, Büyülü Dağ, Doktor Faustus gibi yapıtların yazarının bu başyapıtını yeni çevirisiyle sunuyoruz.

Read More

Rönesans – Ayrıntıda Sanat

Ayrıntıda Sanat – Rönesans, Rönesans’ın çığır açan sanatçılarının stil ve tekniğini yakın detaylarla aydınlatan eşsiz bir yaklaşıma sahiptir. Bir dizi kesimli pencere kullanımıyla kitap, okuru -Botticelli’nin Venüs’ün Doğuşu ve van Eyck’ın Arnolfini’nin Evlenmesi’ni de içeren- en önemli yirmi başyapıtı farklı bakış açılarından incelemeye ve hayranlık duymaya davet eder.

Her sanat eserinin kaliteli röprodüksiyonuna, dönemi ve üslubunu yansıtan bir zaman çizelgesi eslik ediyor. Zengin metin ile birlikte dikkatle yerleştirilen ve iki taraflı kullanılan kesimli pencereler, detayları büyütmeye ve her bir görsele odaklanarak bakmaya, sanatsal çalışmanın karakteristik tekniği, tonu ve renkleri grafik olarak ele almaya olanak sağlıyor.

Rönesans’ın yirmi özel resmini ortaya çıkaran ve adeta yeniden canlandıran yenilikçi ve çekici bir sanat kitabı.

Read More

Empresyonistler – Ayrıntıda Sanat

Ayrıntıda Sanat: Empresyonistler, Empresyonist hareketin önde gelen sanatçılarının çalışmalarına detayları, stil ve teknikleriyle yakından odaklanan, döneme dair gerçekten eşsiz bir çalışmadır. Sayfalarında kesimli pencerelerin kullanıldığı kitapta okur, Degas’nın Dans Sınıfı ve Renior’nın Sandalda Öğle Yemeği’ni de içeren en önemli yirmi başyapıtı farklı bakış açılarından keşfetmeye ve onlara hayran olmaya davet ediliyor.

Her çalışmanın kaliteli röprodüksiyonuna, dönemi ve üslubunu yansıtan bir zaman çizelgesi eşlik ediyor.

Zengin metin ile birlikte dikkatle yerleştirilen ve iki taraflı kullanılan kesimli pencereler detayları büyütmeye ve her bir görsele odaklanarak bakmaya, sanatsal çalışmanın karakteristik tekniği, tonu ve renkleri grafik olarak ele almaya olanak sağlıyor.
Empresyonistlerin yirmi özel resmini ortaya çıkaran ve adeta yeniden canlandıran yenilikçi ve çekici bir sanat kitabı.
Diana Newall yirmi empresyonist resimden oluşan kişisel bir seçki yapıyor. Her biri tarihsel bağlamına göre yer verilen çalışmaların kompozisyon, renk ve teknik gelişmeye katkısı tartışılarak gösteriliyor. Kitapta Monet’nin farklı bir atmosfer yarattığı İzlenim, Gün Doğumu’ndan Pissarro’nun canlı fırça darbeleriyle gerçekleştirdiği Chaponval Manzarası’na kadar, Empresyonistlerin çığır açan sanatı hiç olmadığı kadar meydana çıkıyor.

Read More

Yaşam Kullanma Kılavuzu – Georges Perec

On yıl boyunca tasarlanan, iki yılda yazılan, belki bir günde bir solukta okunacak, belki bir haftada hazmedilemeyecek, herkesin istediğini bulabileceği bir yapıt olan Yaşam Kullanma Kılavuzu düzensiz büyük bir düzen ya da son derece düzenli bir düzensizlik…yani yaşamın kendisi…Edebiyat türleri açısından sınıflandırılması oldukça zor bir yapıt…Betimlemeler, sıradan öyküler, olağanüstü yazgılar, kataloglar, bilgelik dolu egzotik olaylar, mükemmel biçimde tasarlanmış cinayetler, karanlık kara büyüler, mucize bir eski kitap, bir seyahat kitabı, kapsamlı bir sözlük, şefkatin hiç eksik olmadığı bir ironi… Perec’in her şeyi tıkıştırdığı bu kitap büyük bir yapboz! Kaba güldürüyle atbaşı giden barok bir gerçekçilik!

Paris’te kuşaklara yayılan kiracıları ve sahipleriyle bir bina…bunların parça parça, kat kat yaşamları, kimi zaman ayrıntılarla, bir yığın gereksiz şeyle birlikte ve de gerçek öyküleriyle anlatılıyor. Bu romanda bir servis merdiveninin, bir asansörün bile tarihi vardır. Bunların tümü bir yapboz oluşturur ama bir yapboz hiçbir zaman onu oluşturan unsurların tek tek irdelenmesiyle anlaşılamaz ve parçaların tümü yapbozun nihai amacı konusunda hiçbir fikir vermez. Her parça için gerçekten olası tek bir yer mi vardır? Perec hesapları ve kuralları olan bir yazar olmasına rağmen okuyucuyu kesinlikle rahatsız etmez!

Read More

Ouroboros Yılanı

Fantazi yazınının erken şaheserlerinden Ouroboros Yılanı, Homer destanlarından lirik ortaçağ şiirlerine, İskandinav mitolojisinden Shakespeare’e uzanan bir geleneği, yazarının Romantik perspektifinden okurla buluşturan bir anlatıdır. Fantazinin, sonradan Tolkien’le yeni bir dile evrilen yaratıları E. R. Eddison’ın mekân ve karakter isimlendirmelerinde kendine temel bulmuştur. Modern dönemin kendine has anlatılarının öncüllerinden addedilen bu kitabıyla Eddison, çağının karmaşasını hayali evrenindeki iyi ve kötü arasındaki sürekli ve muazzam mücadelenin kesinliğine dönüştürür; antik dönemin kaybolan erdemine sonraki nesillere ulaşabilmesi için fantastik evreninde yeniden can verir.

Masalsı üslubuyla Ouroboros Yılanı, Merkür’ün kadim krallıklarından İblisler Diyarı ile Cadılar Diyarı arasındaki büyük savaşı anlatan bir destandır. Bu yaban coğrafyanın her köşesi kahramanlığa ve asalete olduğu denli ihanete, zorbalığa ve kara büyüye de bulanmıştır. İblisler Diyarı’nın adil hükümdarı Lord Juss, Cadılar’ın ihanetine karşı hem ailesini hem de hükmündeki toprakları korumak için sıradan birine imkânsız görünebilecek ancak yiğitler yiğidi bir savaşçının hakkından gelebileceği görevlerle dolu bir maceraya atılır. Ouroboros Yılanı ne kadar zaman geçerse geçsin hâlâ yapılacak şanlı işler ve edilecek kötülüklerin bulunduğunu öğütleyen şiir tadında bir kahramanlık övgüsüdür.

Read More

Gölge Etkisi – Işığın Gücüyle İçindeki Karanlığı Dağıt

Masallar, destanlar, peri masalları, Avatar ve Harry Potter gibi filmler, kolektif gölgenin ehlileştirilmesine ve ışığın çoğalmasına nasıl katkı sunuyor? Gölge Etkisi: Gölgenizle Yüzleşerek Hayatınızı Dönüştürün’de, kitapları çoksatanlar listesinden inmeyen ve öğretileriyle birçok kişinin hayatını dönüştürmesine vesile olan üç yazar, Deepak Chopra, Debbie Ford ve Marianne Williamson buluştu. Üç usta isim, benliğimizin karanlıkta kalan, yok saydığımız parçalarıyla barışarak ve onları ışığa davet ederek nasıl istediğimiz hayatı yaratabileceğimize dair çığır açan bir rehber hazırladılar. Gölge sadece onu karanlık mahzeninde kilitli tuttuğumuz zaman tehlike saçar. İşte o zaman gölge diyetimizi bozarak, ilişkilerimizi sabote ederek ve hayallerimizi öldürerek elimizde patlayabilir. Gölge karakterlerimize iyilik için çalışan renkli ve güçlü enerjiler olarak bütünleşmiş kişiliğimizin birleşmiş parçaları hâlinde hizmet etmelerini sağlamak için yol açarsak, onlar bizi daha zengin ve gerçek tecrübelere, daha gerçek bağlantılara ve daha dürüst bir ifade benliğine götürürler. Gölge kucaklandığında kalplerimizi iyileştirir, bizi yeni fırsatlara, yeni davranışlara ve yeni bir geleceğe hazırlar. Gölgelerimizle arkadaş olduğumuzda saklı duygularımız ve hayat söndüren inançlarımız, bilinçli farkındalığımızın ışığında kendimizi, diğerlerini ve dünyayı gördüğümüz gibi gerçek şekillerine dönüşürler. O zaman özgürlüğü yakalarız.

Read More