• Bize Ulaşın
    0537 364 0921
  • Bostancı / İstanbul

Öykücü Beyin

Beyindeki Hayaletler ve İnsan Bilincinde Kısa Bir Gezinti adlı kitapların yazarı ünlü nörobilimci Ramachandran, beyin biliminde son 15 yılın gelişmeleri ve yeni bulgularıyla derlediği bu son kitabında insanın aslında ne olduğunu irdeliyor. Dünyayı nasıl algılıyoruz? Zihin-beden ilişkisi denilen şey de ne? Cinsel kimliğimizi ne belirler? Bilinç nedir? Otizmde ters giden ne? Sanat, dil, eğretileme, yaratıcılık, kendilik farkındalığı ve hatta dini duyarlılıklar gibi özbeöz insana dair olan tüm bu gizemli yetilere nasıl açıklık getirebiliriz? Bir kuyruksuz maymun beyni, zihinsel becerilerin böylesi tanrısal bir düzenine erişmeyi nasıl başardı?

Ramachandran’ın bu sorulara olan yaklaşımı, beyinle­rinin farklı bölümlerinde, davranışları veya zihinleri üzerinde garip etkiler oluşmasına neden olan hasar veya genetik tuhaflıklara sahip hastaları incele­mesiyle şekilleniyor. Ramachandran’ın anlattığı öyküler Edgar Allan Poe veya Philip K. Dick’inkileri andırıyor olabilir, ama hepsi gerçek. Bu kişilerin ayrıntılı olarak incelenmesi, sadece tuhaf belirtilerinin neden ortaya çıktığını anlama­mıza yardımcı olmakla kalmayıp, normal beyinlerin işlevlerini anlamamıza da yarıyor. Belki günün birinde insan beyni bilinci nasıl meydana getirdi sorusu­nu cevaplayabileceğiz. Kozmosun geri kalanı her tür insani endişeye rağmen yuvarlanıp giderken, evrenin ufacık bir köşesini aydınlatan içimdeki bu “ben” nedir veya kimdir? Tehlikeli bir şekilde teolojiye kayan bir soru.

Read More

Spiritüel Zeka

Kaç tür zekâ olduğu tartışılmaya devam ediliyor ama şu dördü konusunda bir kuşku yok: Fiziksel (PQ), Zihinsel (IQ), Duygusal (EQ) ve Spiritüel (SQ). Elinizdeki kitap bunların sonuncusunu ve en az anlaşılanı herkes için anlaşılır hale getiriyor. Ancak Cindy Wigglesworth’in çalışmasını daha da değerli hale getiren şu ki, haritası pek çıkarılmamış bu zekâ alanına girmeden önce diğer üç temel zekâyı da başlıca özellikleriyle ele alıyor ve ardından dördünün nasıl birlikte işlediğini ortaya koyuyor.

Spiritüel Zekâ, gerçek doğanızda saklı içgörüyü yaşamınıza, ilişkilerinize ve kariyerinize taşıma becerisidir. Spiritüel olarak zeki bir kişi, en zorlu koşullarda bile egosunun kendini yönetmesine izin vermez; iç ve dış huzuru korurken sağduyu ve şefkatle, merhametle hareket eder. Ayrıca yazar bu zekânın değerini ve işlevini kavratmakla yetinmiyor, bir dizi beceri belirleyereknasıl ölçülebileceğini ve yine bir dizi egzersizle nasıl güçlendirilebileceğini de gösteriyor. Bilgece yazılmış ve aynı zamanda eğlenceli bu kitap hayatınızın her alanına derin ve kalıcı değişim getirecek, daha sevgi dolu, dengeli ve doyumlu bir hayat için iyi bir rehber olacaktır.

Read More

Antikçağ Felsefesi

Batı felsefe geleneğinin temelini oluşturan antikçağ felsefesi, ilk filozof kabul edilen Miletoslu Thales’le başlayıp Roma İmparatorluğu’nun çöküşüne değin sürer. Yaklaşık 1000 yıllık bir dönemi kapsayan bu süreç doğa araştırmalarıyla felsefi düşünmeyi başlatan ilk filozoflardan felsefe¬nin seyrini insana yönelten Sokrates’e. temel taşlarını döşeyen Platon ve Aristoteles’e, Yonan kültürünü Hindistan’daki Indos kıyılarına kadar yayan Büyük İskender’in yel açtığı kültür iklimin¬de insan hayatına yeni bir yön vermeye çalışan Epikuros ve Stoa okullarına ve Platon felsefesini yeniden yorumlayıp zenginleştiren Yeni-Platonculuk ile erken dönem Hıristiyan düşünürlerine değin uzanır.Felsefenin doğduğu, gelişip serpildiği bu süreç insan, tanrı, doğa, evren, ahlak, siyaset, toplum gibi belli başlı konularda felsefe tarihi buyunca tartışılacak en temel soruların belirlendiği, tartışmaya açıldığı dönemdir. Öyle ki, felsefe tarihinin en önemli filozoflarından Hegel’e, “Yu¬nanların arasında kendimizi evimizde gibi hissediyoruz” dedirtecek; zihninde adeta bütün bir antikçağı Platonun şahsında felsefe kavramıyla Özdeşleştiren Ralph Waldo Emerson’a, “Platon felsefedir, felsefe de Platon” diye yazdıracak denli her filozofun, düşünürün, edebiyatçının yu¬vası bildiği bir dönem.

Read More

İnsanlığın Garip Tarihi

“1438”de katil zanlısı bir domuz, Burgundy’de idam edildi. Birkaç yüzyıl sonra, İtalyan Jesuits, Cehennemin fiziksel boyutlarını hesaplamaya çalıştı. Süpürgeleriyle uçan cadılar, bir toplu iğnenin ucunda dans edebilen melekler, mezarından fırlayan hortlaklar, kurt adamlar, şeytana tapınan gizli tarikatlar ve daha niceleri. Son yüzyılı saymazsak, insanlık tarihinin bütününe dair bu doğaüstü olayların tüm bir hayatı nasıl belirlediğini kitaplardan, filmlerden gayet iyi biliriz.

Geç Ortaçağ dönemleri, 16. ve 17. Yüzyılda yoğunlaşan bu ve buna benzer daha pek çok olay günümüzde çok absürt görünüyor ancak o zamanın insanları için son derece mantıklıydı. Bu kitap bize şu anda garip gelen şeylerin bir zamanlar ne denli yaygın olduğunu ve insanlar tarafından nasıl kabul gördüğünü anlatıyor.

Korkunç cadı avları, engizisyon mahkemelerinde işkenceler, gizli tarikatlar, şehrin meydanlarında gerçekleştirilen idamlar karanlık çağlar boyunca yaşanan tüm bu tuhaf, garip ve korkunç olaylar nasıl oldu da bütün insanlığı etkisi altına aldı? Bunlara inanan milyonlarca insan bizim bugün sahip olduğumuz sağduyudan, akıldan ve iç görüden yoksun muydu?

Oldrige, insanlığın garip tarihine farklı bir ışığın altında bakmayı deniyor. Bu ışığın aydınlattığı zemine baktığımızda atalarımızın son derece aklı başında rasyonel varlıklar olduğunu; bugün bize “garip” gelen şeylerin onlar açısından nasıl da rasyonel temellere dayandığını şaşırtıcı bir netlikle görebiliyoruz.

Read More

Paranın Satın Alamayacağı Şeyler

Meşhur siyaset felsefecisi Sandel, piyasa ve paranın toplumda oynaması gereken rolü sorguluyor.

Çocuklara kitap okumaları veya iyi notlar almaları için para vermeli miyiz? Ne kadar kirliliğe izin verileceğine karar vermek için insan hayatına fiyat biçebilir miyiz? İnsanlara riskli yeni ilâçlar için denek olmaları veya organlarını bağışlamaları için para ödemek etik midir? Peki ya bizim savaşlarımızda çarpışmaları için paralı askerler tutmak; ya da tutukluları kâr amaçlı çalışan hapishanelere aktarmak; ya da seçkin üniversitelere girişi açık artırma ile satmak; ya da para ödemeye razı göçmenlere vatandaşlık satmak?

Michael J. Sandel, New York Times’ın çok-satanlar listesindeki Paranın Satın Alamayacağı Şeyler kitabıyla günümüzün en büyük etik meselelerinden birini ele alıyor: Her şeyin satılık olduğu bir dünyada yanlış bir şeyler yok mudur? Eğer varsa, piyasa değerlerinin, hayatın âit olmadıkları çeperlerine girmelerini nasıl engelleyebiliriz? Piyasanın ahlâkî sınırları nedir?Son yıllarda piyasa değerleri neredeyse hayatın hiçbir alanında piyasa-dışı normlara yer bırakmadı. Sandel, piyasa ekonomisine sâhip olmaktan, pek de farkında olmadan, piyasa toplumu olmaya sürüklendiğimizi iddia ediyor.

Read More

Performans İçin Koçluk

Performans için Koçluk, tüm dünyada koçlar, liderler, yetenek yöneticileri ve profesyoneller için eksiksiz bir kaynak. Etkisi kanıtlanmış G-R-O-W modelini öne çıkaran bu bir numaralı koçluk kitabı, koçluk mesleğinin temelini oluşturuyor. İnsanların içlerindeki en iyiyi çıkarmalarını sağlamanın neden üretkenlik, büyüme ve bağlılığın anahtarı olduğunu açıklıyor.

Anlamlı bir koçluk kültürü, organizasyonlar ve çalışanlar arasındaki ilişkiyi dönüştürme ve uzun vadeli başarı yolunda her iki tarafın da birlikte yürümesini sağlama potansiyeline sahiptir.Koçluk sektörünün öncüsü Sir John Withmore ve performans koçluğunda küresel pazar lideri olan Performance Consultants tarafından yazılan bu kapsamlı bir şekilde güncellenmiş ve genişletilmiş baskı, organizasyon kültürüne geleneksel yaklaşımda devrim yaratacak. Yeni faaliyetler, kurumsal örnekler, koçluk diyalogları ve terimleri sözlüğü ile öğrenme sürecini güçlendirirken, yeni eklenen çok önemli bir bölüm koçluğun faydalarının yatırım getirisi olarak nasıl ölçüleceğini gösteriyor.

Read More

Kehribar Geçidi

Kusurlu bir sikke elden ele, keseden keseye geçerek bütün Roma’yı nasıl dolaşır?
Hikâyeyi hikâyeye, yolu yolcuya, rüyayı rüyete, yedi kişiyi erdemli bir köpeğe nasıl bağlar?
Gölgelerin mağarasına dönen haberci her defasında niye taşlanır?
Kehribar Geçidi, MS 300’lü yıllarda İmparator Diocletianus Roma’sında bu sorulara cevap arıyor.
Okuyucularını Forum’un, Colosseum’un, Senato’nun, Tiber ırmağının, Şifa Tapınağı’nın, sonradan kaybedilmiş veya hiç edinilmemiş özgürlüklerin, hitabetin, yazmaların, lâhitlerin, şifalı otların, kurtların kuşların, dağların, en dehşetli dövüşlerin, toga picta’nın ve dikenli deniz salyangozlarının arasında uzun bir yolculuğa davet ediyor.
Berrak fakat derin dili, karakterlerinin canlılığı, olaylarının sürükleyiciliği, dönemsel detaylarının zenginliği, can yakıcı meselelerinin her daim geçerliliği ile tarihin özel bir noktasından çekip çıkarılmış olsa da evrensel insanlık hallerine dair söyleyecek sözü olan destansı bir başyapıt. Sekiz yıllık bir emeğin sonucu.
 
“Sanki ölmüşüz de bu dünyadaki günlerimizi anarak konuşuyoruz seninle. Sanki bu dünyadaki yaşamımız bitmiş de biri, bütün dertlerimize dönüp şöyle bir bakalım diye omuzumuzu okşar gibi. Bitti artık, geçti, der gibi.”

Read More

Kurgu Hedef Tahtasında – Edebiyatın Savunusu

Gregory Jusdanis bu kitabında güzel bir soru soyuyor: Edebiyat neden önemlidir? Aslında bu, edebiyatın ya da genel anlamda sanatın kendini savunmak zorunda ilk kalışı değil. Sanatlar Platon ve Aristoteles’ten Kant’a, Schiller’e ve günümüzün coşkulu dijitalcilerine, pek çok defa saldırıya uğradı. Jusdanis bize bu tartışmaların geçmişten günümüze çeşitli tezahürlerini, zihin açıcı bağlantılar kurarak anlatıyor. Gerçek ile hayal arasına ayrım koyma yetisi, insanı insan yapan önemli niteliklerden biri. Önceden hiç düşünülmemiş bir şeyi hayal etmek, kendimizi bir başkasının yerine koyabilmek ve daha da önemlisi yeni bir dünya için mücadele edebilmek, işte bu ayrıma dayanır. Edebiyat da bize farklı ilişki biçimlerini ve siyaset yordamlarını hayal edebilme olanağı verir. Peki nasıl?

Bir sanat eseri karşısında, bir şarkı dinlerken, bir film izlerken, bir heykele bakarken, bir şiir okurken, icat edilmiş bir dünyaya girdiğimizi biliriz. Kendi başına değerli olan bu tecrübe, bir yandan da gerçek ve hayali olan arasına koyduğumuz ayrımları keskinleştirir. Jusdanis bunu “edebiyatın parabatik potansiyelini kullanarak sınırların bilenmesi” diye niteliyor ve analizinin merkezine Aristophanes komedyasından ödünç aldığı parabasis kavramını koyuyor.

Read More

Geç Osmanlı ve Erken Cumhuriyet Dönemlerinde Okumayı Öğrenmek

Kitap Osmanlı İmparatorluğu’ndan Türkiye Cumhuriyeti’ne geçiş döneminde okumayı öğrenmenin hikâyesini anlatıyor. Bu coğrafyada çok az işlenmiş olan okumanın tarihini ele almanın, genel anlamda modernliğin gelişine, eğitim meselesine, özel olarak da imparatorluktan cumhuriyete geçişin dinamiklerini anlamaya önemli bir ışık tuttuğu iddiasından yola çıkıyor.

Okumayı Öğrenmek, son derece hızlı değişimlerin yaşandığı bu döneme çok yönlü bir yaklaşım benimseyerek, kopuşlarla birlikte sürekliliklere de bakarak, okumayı öğrenen küçük okurların bir yurttaş olarak inşasında onlara verilen mesajlar; okumanın mekaniğini öğrenmenin üstesinden ne gibi deneyimlerden geçerek geldikleri; yeni okuma materyallerinin sahneye çıkışı; resimli kitapların okumadaki rolü; birer meta olarak dergilerin ve kitapların ortaya çıkışı ve okuryazarlığın kişilerin hayatlarını nasıl dönüştürdüğü gibi konuları mercek altına alıyor.

Read More

Dramsız Disiplin

Çocuklarınızdan biri kahvaltı tabağını duvara fırlattığında, bir diğeri küçük kardeşini tehdit ettiğinde ya da bir ay içinde üçüncü kez disipline verildiğinde ne yapıyorsunuz? Soğukkanlılığınızı koruyup ona bilinçli bir şekilde yaklaşabiliyor musunuz, yoksa saçınızı başınızı yolacak kadar küplere mi biniyorsunuz? İşte Dramsız Disiplin böyle anlarda yaşanan öfke nöbetleri, gerginlikler ve gözyaşlarıyla baş etmek için etkili ve sevecen bir yol sağlıyor, hem de kavgasız gürültüsüz!

Disiplin kelimesinin esas tanımını yapan (öğretmektir, bağırmak ya da azarlamak değil) Dr. Siegel ve Dr. Bryson’ın, sorunları herkesin kazançlı çıkacağı bir şekilde çözmekten ve ceza döngüsünü sonlandırmaktan bahsettiği bu akıl sağlığını koruma rehberinde şunları keşfedeceksiniz:

  • Ebeveynlerin kendi disiplin felsefelerini düzenlemelerini sağlayacak öneriler
  • Çocukların beyin gelişimine dair gerçekler
  • Bütün yaş grupları için ideal ve yapıcı disiplin yöntemleri
  • Bir çocuk ne kadar kötü bir davranışta bulunmuş olursa olsun açık ve tutarlı sınırlar koyarken onunla sakin ve sevecen bir şekilde bağlantı kurmanın yolları
  • En iyi ebeveynlerin bile yaptığı yirmi disiplin hatası ve bunlardan kaçınma teknikleri
Read More