Yalom Seçkisi: Usta Terapist ve Hikâye Anlatıcısının Çalışmalarından Seçmeler (The Yalom Reader)
Günübirlik Hayatlar ve Bir Psikiyatristin Anıları gibi çoksatan kitapların yanı sıra psikoterapi alanında klasikleşen Varoluşçu Psikoterapi ile Grup Psikoterapisinin Teori ve Pratiği yapıtlarının da yazarı olan Yalom’un dönemsel çalışmalarından örnek seçkilerden oluşan Yalom Seçkisi, yazı ve psikoterapi sanatı üzerine baş döndürücü yeni kişisel deneyimleri de paylaşıyor.
Irvin D. Yalom’un kuramsal ve edebi çalışmalarından müstesna parçaların incelendiği bu seçkide, Yalom’un yazılarının çeşitliliğini, aydınlatıcı vaka çalışmalarından kuramsal modellere ve tabii ki edebiyata kadar değişen parçalar halinde deneyimleyeceksiniz. Yalom’un grup terapisi ile varoluşçu terapi alanlarında referans kitap haline gelen eserlerinden özenle hazırlanmış metinlerin yer aldığı bu çalışma, yazarın edebiyat ile psikoterapi arasındaki ilişkiyi sarsıcı bir şekilde aktardığı örnekleri de içeriyor. Dr. Yalom, Yalom Seçkisi için bir giriş yazısı kaleme almanın yanı sıra her bölüme özel kısa notlar ve anlatı üzerine üç yeni makale yazmıştır.
Gerek edebiyat gerekse edebiyat dışı yazılarında Yalom, insan doğasını keşfetmek ve gerçek ile hayal olan arasındaki çizgiyi fark etmenin her zaman kolay olmadığını gözler önüne sermek için psikoterapi merceğinden yararlanıyor. Yalom’u, kariyerinin başından beri bu minvalde ilerlemeye sevk eden şey, anlatıya olan bitmez tükenmez ilgisidir ki Yalom Seçkisi’ndeki metinleri birbirine bağlayan da bu tutkudur. Pek çok farklı deneyimin bu kitabın nüvesini oluşturması muhtemeldir. Aslında bakarsanız Yalom Seçkisi’nin zenginliği de buradadır. Yalom’un daha ziyade klinik metinlerini okuyanlar, onun kurgusal çalışmalarından kendini alamayacak; uzman olmayan okurlar ise psikoterapi uygulamaları hakkında daha fazla bilgi ve anlayış kazanacaktır. Yapılması gereken tek şey, bu ustayı takip etmek…
Çığlık – Ferit Edgü
Ferit Edgü’nün 1981-1982 yıllarında kaleme aldığı yirmi iki öyküden oluşan Çığlık’ta, konuşan hayvanların, susan insanların, sesli ve sessiz çığlıkların öykülerini bulacaksınız. Tek bir gerçekçilik yöntemine inanmayan yazar, bu öykülerde, gerçekçiliğin sayısız yönteminden birkaçını denemeye yöneliyor. Öykü sanatının öykünme olmadığına inanan bir kalemden çıkmış bu kitapta, insanlarla hayvanlar, dün ile bugün ayrılmaz bir bütünü oluşturuyor. Ve okuru yazmaya çağırıyor…
Türkiye’de Dil Tartışmaları
Türk devletinin doğuşunda dilin rolü üzerine yapılan değerlendirmeler, bugüne kadar süregelen tartışmaların temelini oluşturmuş bulunmaktadır. Bugüne kadar özellikle ‘dil devrimi’nin tarihsel, sosyolengüistik ve sözbilimsel açıdan tahliliyle, yorumlanması değişik boyutlarda ele alınmış ve bu alanda değerli çalışmalar yapılmıştı.
Astrid Menz ile Christoph Schroeder’in derledikleri bu esere temel oluşturan ve İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde düzenlenen “Türkiye’de Dil Tartışmalarında Yeni Yönelimler” adı altında düzenlenen sempozyumun çıkış noktası ise değişik bir olgunun; Türkçe üzerine tartışmaların ‘yeni bir evreye girdiği’ yolundaki varsayımın özellikle vurgulanması olarak kendini gösteriyor.
Kitap, bu varsayıma ‘içeriden’ ve ‘dışarıdan’ yaklaşan iki ana bölümden oluşuyor: ‘Dil Tartışmalarının Çoksesliliği’ bölümünde Türkçenin kullanımı ve bu kullanıma ilişkin tartışmalar tasvir ve tahlil edilirken, ‘Değişen Dünyada ve Değişen Dilsel İlişkilerde Türkçenin Konumu’ başlıklı bölümde ise dil politikası ve sosyolengüistik gibi çeşitli alanlardaki güncel oluşumlar konu ediliyor.
Çeşitli disiplinlerden yazarların biraraya geldiği Türkiye’de Dil Tartışmaları, değişen bir toplumda dilin konumunu tekrar değerlendirirken, dil tartışmalarına da eleştirel bir yaklaşım getirmektedir.
Depresyona Giriş Rehberi
Terapistinizin numarası telefonunuzun hızlı arama listesinde mi?
Şiirlerinizde gözyaşı lekeleri mi var?
İnsanlar size mutlu olduklarını söylediklerinde, düşük standartları olduğunu mu düşünüyorsunuz?
Öyleyse depresyona hoş geldiniz!
Öncelikle rahat bir eşofmana ihtiyacınız var. Sonra da biraz espri anlayışına çünkü bu kitap bozuk moralinizi kara mizahla bir parça düzeltmek, yüzünüzü güldürmek için yazıldı. Klasik tedavi yöntemlerinden, basmakalıp kişisel gelişim kitaplarından ve uzman tavsiyelerinden daraldıysanız, ruh hâlinizi iyileştirmek için depresyonu yenmiş birinden eğlenceli ve eğlenceli olduğu kadar da dürüst bir bakış açısı görmek isterseniz sizi böyle alalım. Komedyen dana eagle, depresyona giriş rehberi’nde tam da bunu sağlıyor, mizahı hiç tahmin edemeyeceğiniz bir alanda kullanıyor: depresyon!
Eşofman hazır üzerinizdeyse, ruhsal bozuklukları kendi kendine tedavi rehberi olan depresyona giriş rehberi’ni kendinize ve ihtiyacı olduğunu düşündüğünüz sevdiklerinize hediye etmenizin zamanı gelmiş. Yazar ve komedyen dana eagle, melankolinin temel özelliklerini kavrama ve depresyonunuzu bir üst seviyeye çıkarma konusunda yardımınıza hazır.
Kitapta keşfedeceğiniz hoşlukların bir kısmı şöyle:
- Depresyon pozunuzu bulmak
- Şehir efsaneleri: mutlu tatiller, mutlu doğum günleri ve mutlu sonlar
- İşler nasıl yarım bırakılır?
- Nereye yönelmeli: terapist, medyum, köpek?
- Keder potpurisi: kelime bulma oyunu
- Depresyonda moda, hüzünlü evcil hayvanlar ve depresyonun dehşet burçları!
Cihan Şoförü
On iki hikâye. İlk hikâyenin kahramanı Berduş, altındaki yaşlı Ford kamyonuyla, Söke ovasının pamuğunu büyük şehirlere taşıyan, kendi deyişiyle, “yetmiş bir buçuk millet motorun ciğerini kitap gibi okuyan”, iyi kalpli, hisli bir Cihan Şoförü’dür, yol boyunca hayatını anlatır. Alış-veriş hikâyesinde olay köyde geçer: Fakir bir baba, bir çuval buğday, biraz öteberi karşılığı küçücük kızını bir adama, nikâhsız verir; toprak suratlı kabadayı, kızı peşine takar gider; kızcağızın çocuk gözleri dolu doludur.
Çakı hikâyesinin başlıca kişileri bir baba ve oğludur: Delikanlı, pamuk tarlasına çalışmaya gelmiş, iri kocaman çakısıyla ılgın dalları kesip, sırtında getirdiği, ayakları kötürüm babasına bir gölgelik yapmış, onu oraya yerleştirdikten sonra tarlaya koşmuştur. Günlerce çalışır; ücret anlaşmazlığından dolayı dayıbaşıyla aralarında çekişme olur. Adam, bıçağına el atınca, delikanlı da çakısına sarılır; araya girerler, mesele yatışır. Delikanlı, babasını sırtlar, bir başka tarlaya doğru, yola çıkar. Bu arada baba, çakının ne zaman kullanılacağı üzerine, oğluna öğütler verir. Koca Öküzün Ölümü’nde Menderes’i geçmeye çalışırken çamura saplanan ve çakallar tarafından parçalanarak öldürülen bir öküzün ardından baba oğulun duydukları anlatılır.
Aslında O Kadar da Akıllı Değilsiniz
Satın alacağınız akıllı telefonu ya da güveneceğiniz politikacıyı seçerken akıllı biri olduğunuza, dünyayı gerçekten mantıklı bir şekilde gördüğünüze inanırsınız. Fakat gerçek hiç de böyle değil: Aslında o kadar da akıllı değilsiniz. Siz de diğer tüm insanlar gibi kendinizi kandırıyorsunuz. Sorun değil, çünkü kendini kandırmak insan olmanın bir parçası.
Gazeteci David McRaney bu kitapta yanlış bildiğimiz şeyleri açıklıyor. Konuya ilişkin en son araştırmaların gerekli miktarda mizah ve bilgelikle harmanlandığı bu kitap, tüm sıkıcı unsurların içinden çıkarılmış olduğu bir psikoloji dersi âdeta.
“Hayranlık uyandırıcı! Beyninize bir daha asla güvenemeyeceksiniz.”
—Alex Boese
Uyku
Uyuyamıyorum. Tam on yedi gün oldu. On yedi gündüz ve on yedi gece. Çok uzun bir zaman. Artık uykunun nasıl bir şey olduğunu bile tam olarak anımsayamıyorum… Gözlerimi kapatmayı denedim. Sonra uyumanın nasıl bir his olduğunu hatırlamaya çalıştım. Fakat orada yalnızca uykuya yer olmayan zifiri bir karanlık vardı. Bu, zihnimde ölümü çağrıştırdı. Ölecek miyim acaba, diye geçirdim İçimden. Eğer bu şekilde ölüp gidersem, benim yaşamımın anlamı ne olacak? Uykuları çalınmış bir kadının öyküsü… Haruki Murakami’den tekrar tekrar okumak isteyeceğiniz, her okumada yeni keşifler vaat eden sarsıcı bir anlatı…
Demokrasi Motifleri / Otuz Altı Ülkede Yönetim Biçimleri ve Performansları
Westminster modeli demokrasi
·Oydaşmacı demokrasi modeli
·Otuz altı çağdaş demokrasi
·Parti sistemleri: iki partili ve çok partili modeller
·Hükümetler: Yürütme gücünün tek elde toplanması-paylaşılması karşıtlığı
·Yürütme-yasama ilişkileri: Üstünlük ve güç dengesi modelleri
·Çıkar grupları: çoğulculuk-korparatizm karşıtlığı
·Güçler ayrılığı: parlamentolar ve kongreler
·Anayasalar: Anayasa değişikliği prosedürleri ve yargısal yorum
·Merkez bankaları: Bağımsızlık-bağımlılık karşıtlığı
·Demokrasinin iki boyutlu kavram haritası
·Makro ekonomi yönetimi ve şiddetin kontrolü
·Demokrasinin niteliği ve “Daha iyi, daha nazik” bir demokrasi: Oydaşmacı demokrasi bir fark yaratır
·Seçim sistemleri: mutlak ya da Nispi çoğunlukçu yöntemler karşısında nispi temsil
Asker ve Devlet / Sivil – Asker İlişkilerinin Kuram ve Siyasası
Samuel P. Huntington’un bu çalışmada gündeme getirdiği birçok tespit, bugün ülkemizde yaşadığımız sivil-asker ilişkilerine dair çoğu sorunun 50 yıl önce farklı şekillerde ABD’de de yaşandığını göstermektedir. Askeri bütçe, askerlerin siyasi faaliyetleri, diplomasi ve iç siyasete etkileri, toplumla ve siyasi erkle ilişkileri, askeri kurum ve kuruluşların yapısı ve işlevleri gibi Huntington tarafından bu kitapta ABD bağlamında tartışılan sorunlar, günümüz Türkiyesi’nde de hararetle tartışılmaktadır.
Dolayısıyla, Asker ve Devlet, sivil-asker ilişkilerinin Türkiye gündemine oturduğu ve ülkenin geleceğini şekillendirecek unsurlardan biri haline geldiği bu dönemde, tartışmalara rehberlik edebilecek klasik bir referans kaynağı olarak düşünülebilir. Kitap, hem getirdiği teorik yaklaşım, hem işlediği konular, hem de sunduğu yöntemle Türkiye’de sivil-asker ilişkilerinin incelenmesi ve tartışılmasına farklı bir yaklaşım kazandırmaktadır. Huntington’un genel bir sivil-asker ilişkileri kuramı geliştirip, bu kuramı kapsandı bir tarih analiyle test etti, Asker ve Devlet, modern bir devlette, profesyonel askerliğin anlamı, askerlik kurumunun kamu idaresindeki konumu ve silahlı kuvvetlerin denetimi konusunda ideal modeller ve uygulamadaki durumları göstererek, Türkiye’deki tartışmalara da ışık tutmaktadır.
Cibalikapı Balıkçısı’ndan
Cibalikapı Balıkçısı’nda tam on yıldır denenen ve müdavimlerinin beğenisine sunulan bu enfes ot, meze, ara sıcak, balık, tatlı, likör, vd. tarifleri artık kendi mutfağınıza da taşıyabileceksiniz. Behzat Şahin tüm içtenliğiyle Cibalikapı’nın mutfak sırlarını okurlarına sunuyor. Deneyimli şeflerin önerileri ve malzemelerin temin edildiği Türkiye’nin dört bir yanına dağılmış tedarikçileriyle yaptığı söyleşilerle alışılmışın dışında bir yemek kitabına imza atıyor.
Adabörülcesi, Ahtapot Salatası, Balık Pastırması, Cevizli Zeytin Dolması, Eskabeçe, Kopsiya, Cibalikapı Usulü Girit Ezmesi, Marulda Levrek Sarması, Soslu Sardalye, Fenerbalığı Kavurması, İstiridye Mantarlı Bahar Böreği, Lor Peynirli Kabak Çiçeği Dolması, Şarap Soslu Kum Midyesi, Gemici Pilavı, Kâğıtta Levrek, Lagos Şiş, Cibalikapı Tatlısı, Vişne ve Satsuma Likörü, Zeytinli Ekmek…