On iki hikâye. İlk hikâyenin kahramanı Berduş, altındaki yaşlı Ford kamyonuyla, Söke ovasının pamuğunu büyük şehirlere taşıyan, kendi deyişiyle, “yetmiş bir buçuk millet motorun ciğerini kitap gibi okuyan”, iyi kalpli, hisli bir Cihan Şoförü’dür, yol boyunca hayatını anlatır. Alış-veriş hikâyesinde olay köyde geçer: Fakir bir baba, bir çuval buğday, biraz öteberi karşılığı küçücük kızını bir adama, nikâhsız verir; toprak suratlı kabadayı, kızı peşine takar gider; kızcağızın çocuk gözleri dolu doludur.

Çakı hikâyesinin başlıca kişileri bir baba ve oğludur: Delikanlı, pamuk tarlasına çalışmaya gelmiş, iri kocaman çakısıyla ılgın dalları kesip, sırtında getirdiği, ayakları kötürüm babasına bir gölgelik yapmış, onu oraya yerleştirdikten sonra tarlaya koşmuştur. Günlerce çalışır; ücret anlaşmazlığından dolayı dayıbaşıyla aralarında çekişme olur. Adam, bıçağına el atınca, delikanlı da çakısına sarılır; araya girerler, mesele yatışır. Delikanlı, babasını sırtlar, bir başka tarlaya doğru, yola çıkar. Bu arada baba, çakının ne zaman kullanılacağı üzerine, oğluna öğütler verir. Koca Öküzün Ölümü’nde Menderes’i geçmeye çalışırken çamura saplanan ve çakallar tarafından parçalanarak öldürülen bir öküzün ardından baba oğulun duydukları anlatılır.