Sağlığın Gaspı
Muhalif söylemin en radikal yazarlarından olan Illich, daha çok kurumlara yönelttiği eleştirilerle tanınıyor. Eğitim, politika, tıp gibi insan hayatının en önemli alanlarının kurumlaştığını, eskiden insanların daha dolaysız olarak karşıladıkları temel gereksinimlerin, çağdaş toplumda ‘bilimsel olarak’ üretilmiş hizmetlerin ‘tüketilmesine’ indirgendiğini, böylece bireysel özelliklerin ve yaratıcılıkların yok edildiğini söylüyor. Sağlığın Gaspı’nda ise tıp kurumunun denetlenemeyen bir otorite olarak, neyin hastalık olduğunu, kimin hasta olduğunu ve hastalara ne yapmak gerektiğini belirlediğinde sağlımız için büyük bir tehdit oluşturduğunu; bedenlerimiz üzerindeki hakkımıza tecavüz ettiğini; ilaç tüketimini teşvik ederek toplumun hastalıklı yapısını güçlendirdiğini; sağlığa bir ‘mühendislik modeli’ olarak yaklaştığı için insanların kendi insani zaafları, incinebilirlikleri ve biriciklikleriyle, kişisel ve özerk bir biçimde baş etme potansiyellerini yok ettiğini anlatıyor.
Türkiye’nin Antik Kentleri
Anadolu ve Trakya antik kentler yönünden oldukça zengindir. Anadolu’nun Asya ile AVrupa arasındaki köprü konumu bu tarihsel zenginliğin ana etkenlerindendir. Bu coğrafyada görülen şaşılası eskilikte ve farklılıkta tarihi yerleri başka bir coğrafyada görmek pek de olanaklı değildir. Anadolu MÖ 9600 yılına tarihlenen, dünyada keşfedilmiş en eski yapıyı Göbekli Tepe’de, Hattilere ve Hititlere ait MÖ 2000’lerden kalma antik kentleri Orta Anadolu’da, ilkçağın ünlü antik kentlerini de Ege sahillerinde barındırır.
Antik kentleri gezerken, bu coğrafya halklarının atası olarak bilinen Luvi-Pelasglardan tutun da Hititlere, Makedonyalılara, Roma döneminden Doğu Roma (Bizans) dönemine, Selçuklulardan Osmanlı dönemine kadar tarihin izlerini peş peşe sürmek mümkündür.
Yaşar Yılmaz’ın, 3,5 yıl boyunca tek tek yerinde inceleyip ortaya çıkardığı envanterden yararlanarak hazırladığı kitapta 118 antik kent tanıtılıyor. tarihi kaynakların da desteğiyle ortaya çıkan kısa, öz ama doyurucu metinler özgün fotoğraflar, güncel karayolları haritası ve yol tarifleri eşliğinde sunuluyor. Antik kentlerin pazaryeri, çeşme, tiyatro, hamam gibi kent çekirdeğini oluşturan önemli yapılarının yanı sıra önemli tarihi kişiliklerine, sosyal, kültürel, ekonomik, siyasi vb. temel özelliklerine değiniliyor.
Çekingenlik : Çekingenliğinizini Yenin, Kendine Güvenli Bir İnsan Olun
Çekingenlik birçok insanın hayatına zarar vermektedir. Çoğu zaman yaşanabilecek en acı verici durumlardan biri haline gelir çekingenlik. Ona karşı için için öfke duyarsınız ama bir türlü üstesinden gelemezsiniz. Kendinizi bir acı ve ıstırap tuzağına düşmüş gibi hissederseniz. Kimseden tek bir yardım bile talep edemeden tüm hayatınızı başarısızlık yalnızlık panik ve depresyon içinde harcayabilirsiniz.
Bu kitap size bu problemi nasıl tanıyacağınızın veeçekingenliğin nasıl yıkılacağının ve yolunu gösterecek yeni bir hayat kurmaya nasıl başlayacağınızı anlatacaktır.
Kaosta Kazandıran Yatırım
Ünlü trader Bill Williams’ın ‘Trading Chaos’ isimli kitabının InvestAZ Yayınları aracılığıyla Türkçe tercümesi. Yatırım dünyasının ne kadar karmaşık ve bilinmeyenle dolu olduğunun farkındayız. Bu nedenle mevcut ya da yeni yatırımcıların:
– Açık bir zihinle yatırım dünyasını algılanmasını sağlamak
– Olayları geniş bir perspektifle değerlendirmesin katkıda bulunmak
– Sezgi becerisini geliştirmesine yardımcı olmak
– Karar süreçlerini, yaşama hakim yasalarla uyumlu yönetebilme öğretisini kazandırmak için çaba gösteriyoruz.
Ferrari
1947’den günümüze Maranello firması tarafından üretilen, Giorgio Alisi gibi bir sanatçı tarafından tasarlanan modellerin tamamı veya neredeyse tamamı ile ilk ve tek “sanal galeri”. Ayrıntılı teknik veri sayfaları ve markanın derin bir uzmanı olan Leonardo Acerbi tarafından imzalanan metinler, Cavallino ve tarihi üzerine bu eşsiz çalışmayı tamamlıyor. 2000’lerin ortalarında ortaya çıkan ve birkaç kez yeniden yayınlanan “Tutto Ferrari” incelemeleri, modelden modele, 1947’den günümüze Maranello şirketi tarafından üretilen en önemli otomobillerin tümü. 1940 yılındaki Auto Avio Costruzioni’den, Ferrari ön izlemesinden, gövdesinde Şahlanan At amblemini tamamen taşıyan ilk otomobil olan 125 S’ye ve son Portofino’ya kadar, okuyucu otomobil tarihinin unutulmaz ikonlarından geçiyor.
Clichy’de Sessiz Günler
Henry Miller’dan kışkırtıcı ve cesur bir metin: Clichy’de Sessiz Günler.
Çağdaş edebiyatın büyük ustası, uygarlık yalanları karşısında kahkahalarla gülüyor ve zamanın çarkları, insanların yaşamasına ya da ölmesine aldırmaksızın, ısrarla dönüyor. Miller’ın Paris yıllarından yansımalar barındıran Clichy’de Sessiz Günler, yaşam denen döngünün tüm hilelerini bir bir sayıp döküyor. Dünya kendi mezarını kazmakla meşgulken hayatın tadını çıkarmanın, gerçekleri kuytu sokak köşelerinde, pespaye otel odalarında ve yüreğin derinliklerinde aramanın öyküleri, kaybedecek hiçbir şeyi olmadan yaşamanın kitabını yazmış bu büyük yazarın kaleminde devleşiyor.
Zamanın sarmalı bizi bilinmezlere doğru çekerken, Henry Miller isyankâr şarkılarını söylemeye devam ediyor… Uygarlığın kokuşmuşluğu karşısında hazları, hüzünleri ve tek silahı olan sözcükleriyle.
Kan, Ter ve Pikseller: Video Oyun Yapımcılığının Arkasındaki Çalkantılı ve Zafer Dolu Hikayeler
“Birçok geliştirici ve stüdyonun iyi ve kötü günlerine dair son ayrıntısına kadar araştırılmış, yer yer acı veren, ustalıkla yazılmış bir kitap.” –Cliff Bleszinski, Gears of War’un yaratıcısı
“Okunması gereken bir kitap… Sonuna geldiğinizde, keşke daha uzun olsaydı diyeceksiniz.” –Forbes.com
Video oyunları geliştirmek… Kahramanca bir yolculuk mu yoksa aptalca bir çaba mı? Jason Schreier, Kan, Ter ve Pikseller’de oyun geliştiriciliğinin perde arkasını gösteriyor ve okurlarını, yaratıcıların bazen uzun saatler çalıştırılan altı yüz kişilik ekiplerden, bazen de yalnız bir bilgisayar dâhisinden oluştuğu sularda heyecanlı bir yolculuğa çıkarıyor.
Yakın zamanda çıkmış, en popüler ve en çok satan oyunlardan bazılarını ele alan Schreier, RPG stüdyosu BioWare’in Dragon Age: Inquisition’ı yapmak için imkânsız bir iş takviminin ve sayısız teknik kâbusun üstesinden gelme mücadelesini, bağımsız geliştirici Eric Barone’un yalnız bir adamın hayali olan bir köy yaşamı RPG’sini multimilyon dolarlık bir fikrî mülke çevirmek için tek başına gösterdiği çabaları, Bungie’nin Star Wars ya da Yüzüklerin Efendisi kadar popüler olacağını umduğu, yepyeni bir evrende geçen Destiny’yi yaratmak için stüdyonun sonunu getirmek pahasına Microsoft’tan ayrılışı gibi konulara değinerek okurlarını oyun geliştiriciliğinin cehennem alevlerine çekiyor.
Sinyora da Vinci
1452 yılında, Vinci’nin ufak bir köyünde, babasız bir çocuk doğurduğumda on beş yaşındaydım. Adı Leonardo’ydu
ve dünyayı değiştirmek onun kaderiydi.
Evlenmemiş bir anneydim ve akıl almaz eziyetler çektim. Oğlumu benden aldıklarında gidecek yerim yoktu. Hiçbir hakkım, umudum ve geleceğim de… Herkes, bunun,
benim sonum olduğunu düşünüyordu. Ama çocukluğumdan beri sakladığım sırları bilmiyordu hiçbiri. Oğlum büyüyüp sıradışı yeteneklere sahip bir adama dönüşürken, onu korumak için tehlikeli planlar yapmak zorundaydım. Ve yaptım da.
Kimse farketmedi. Kimse bilmedi.
Bazılarınız bana yalancı diyebilirsiniz. Çünkü anlatacaklarım benim konumumda bir kadınla bağdaştırılamayacak kadar tuhaf. İstediğim de buydu. Tam anlamıyla bu.
Hayal Mühendisliği
Neye İnanıyorsanız Onu Yaşarsınız
Herkesin hayal gücü vardır, tıpkı herkesin kasları olduğu gibi ve tıpkı kaslarımız gibi hayal gücümüz de egzersiz yaptıkça gelişir.
Bu kitap, zihinsel ve duygusal zenginliklerini kullanan bir insanın kendi sağlığını kendisinin yaratmasının nasıl mümkün olduğunu anlatır. Bir insanın, bilinçaltının gücünü kullanıp Hayal Mühendisliği ile yapabileceklerinin hiçbir sınırı yoktur.
Bu kitabın, egemen görüşe karşı çıkan sıra dışı fikirlerle dolu olduğunu kesinlikle kabul ediyorum.
İyiliği Düşünmek
Ayla Göksel ve Zülfü Livaneli’nin, çok farklı anlamlarda kullandığımız “iyiliğin” yeniden ele alınması, konuşulması, hayatın her alanında kalıcı olması fikrinden yola çıkarak derledikleri İyiliği Düşünmek, iktisattan psikolojiye, dinden sivil toplum kuruluşlarına, gazetecilikten bilime, felsefeden doğaya uzanan geniş bir aralıkta iyiliğin izini sürüyor, iyiliğe farklı açılardan bakıyor. Kitaba katkı sunan Ioanna Kuçuradi, Tanıl Bora, Bekir Ağırdır, Yankı Yazgan, Ahmet İnsel, Hidayet Şefkatli Tuksal, Ömer Madra, Kemal Sayar, Nurcan Baysal, Serdar Tekin, Hakan Altınay, Burcu Karakaş, Mehmet Ali Çalışkan ve Zafer Köse, kendi bakış açılarını aktararak iyiliği tartışırlarken, bizi de başka bir gözle bakarak iyilik ve iyiliğin imkânları üzerine yeniden düşünmeye davet ediyorlar.
“Neye maruz kalacağımızı kendimiz belirleyemezsek bile, insan her durumda bir tercih yapabilir. Kişiliğine, içinde yetiştiği kültüre, inancına, duygularına ya da sadece aklına dayanarak eylemini saptayabilir. Öyleyse, ‘İyilik ve kötülük bir seçimdir, insanın kendi özgür iradesiyle seçtiği bir tutumdur,’ diyebilir miyiz? Bence evet.”
Zülfü Livaneli