Motosiklet Günlükleri
“Bizim gibi kaşifler burjuvalara otel parası ödemektense ölmeyi tercih ederler.” Bu kitap, Che’nin 23 yaşında, yakın arkadaşı Alberto Granado’yla birlikte bir motosikletle çıktığı ilk Güney Amerika yolculuğunda tuttuğu günlüklerden oluşmaktadır. Che’nin derdi Amerika’yı keşfetmekti bir bakıma. Nitekim içindeki çağrıya uymamazlık edemeyip, üniversite eğitimini, ailesini, hatta ilk aşkı Chicniya’yı geride bırakarak yollara vurmuştu kendini. Çeşitli ülkeleri dolaştıkça ve özellikle cüzamlıların bulunduğu hastaneleri ziyaret ettikçe, gözlerinin önündeki tablo netleşmeye başlamıştı: Hem tüm insanlığı ikiye ayıran muazzam bölünme gerçekleştiğinde halkın yanında saf tutmaya karar veriyor, hem de tüm Amerika kıtasını Yankiler dışında bir melez ırka ait sayıyordu. Kadehini Birleşik Amerika için kaldıran bir Amerikalı!‘Lanetli’ insanlar tüm burjuvalardan çok daha yakındı bu sergüzeşte. Cüzamlıların Che’yi ve Alberto’yu sevmelerinin nedeni, bu iki kafadarın onlarla çekinmeden sohbet etmeleri, dertlerini dinlemeleri ve futbol oynamalarıydı mesela. Biz de bu arada Che’nin Albert Camus’yle ortak bir noktasını da keşfediyorduk: İkisi de kaleciydi.
İstediğiniz Aşkı Elde Etmek
İstediğiniz Aşkı Elde Etmek, milyonlarca insanın daha aşk dolu, destekleyici ve son derece doyurucu ilişkilere erişmelerine yardımcı oldu.
“Bu kitap her birey için yakın ve içten bir ilişkinin tüm gizlenmiş karışıklıklarının altında saklı olan, istedikleri aşkı bulmalarına yardımcı olacaktır. Ben bu prensipleri gerçek hayatta uygulayanları gördüm ve gerçekte işe yarıyorlar!”
-JAMES A. HALL (Tıp Doktoru)
“İstediğiniz Aşk Elde Etmek” yakınlık ve tutku dolu bir yol arayan insanlar için bir yol haritası sunuyor. Bu benim yakın ilişkileri anlamada gördüğüm en uygulanabilir kitap.
Hipnoz – Temel ve Pratik Bilgiler
Hipnoz nedir?
Nerelerde ve nasıl kullanılır?
Bu kitap gerek profesyoneller gerekse eğitim ve sınava hazırlık, spor, başarı , kişisel gelişim-motivasyon ve bu gibi kendi alanlarında kullanacak kişiler için hipnozu anlamaya ve uygulamaya yönelik, gerekli temel ve pratik bilgileri içermektedir.Herkesin faydalanabileceği bir yapıt olmuştur.
Kendin Ol Dünyayı Değiştir – Zamanı Şimdi Mi?
Bu çok farklı bir kitaptır. Bu kitap dünyadaki hayalperestler, daha farklı bir şeylerin mümkün olduğunu “bilenler” ama daha önce asla gerekli araçlara sahip olamayanlar için yazıldı. Ya size bu araçların var olduklarını söylesem? Sizin daima hayalini kurmuş olduğunuz olasılıklar mümkün! Bu kitap sonsuz olasılıklar ve dinamik değişim oluşturmak için bir kılavuzdur. Sizin için ve dünya için.Size -Eğer kullanacak olursanız- Her şeyi değiştirebileceğiniz ve size gerçekten olduğunuz “sizi” verebilecek pratik araçlar ve prosesler seti sunar. Size “var olma” hakkında tamamen farklı bir perspektif sunar. Ya siz olmak, bir şeyi daha farklı yapmak veya daha iyi olmakla ilgili değilse? Ya sizin toplam olarak olduğunuz enerji olmanızla ilgili ise? Ya bu her şeyi değiştirebilirse? Yaşamınızı, ilişkinizi, parasal durumunuzu… Ve dünyayı!
Akıllı Yatırımcı
Piyasa gelişmeleri yıllar boyunca Benjamin Graham’ın temel politikalarının arkasında yatan bilgeliğin sonuçlarını doğurdu. Akıllı Yatırımcı’da Graham hem savunmacı hem de girişimci yatırımcıyı hesaba katarak her biri için hisse senedi seçimi politikalarının taslaklarını çiziyor ve basit bir portföy politikası oluşturmanın avantajlarını vurguluyor. Kitabın olağanüstü özelliklerinden biri de, şirketlerin güçlü ve zayıf yönlerini ortaya çıkarması. Ayrıca belirli nitelik ve fiyat cazibesi koşullarına uyacak şekilde tasarlanmış yatırım portföylerinin oluşturulmasına ışık tutmak amacıyla, çok sayıda hisse senedinin çiftler halinde karşılaştırmalarının kullanılması da son derece etkileyici. Akıllı Yatırımcı, başarılı yatırım yapmak için okuduğunuz en önemli kitap olabilir.
Cezeri’nin Olağanüstü Makineleri
Bundan 813 yıl önce, 1206’da, Diyarbakır Artuklu Sarayı’nda muhteşem bir mühendislik kitabı yazıldı: Kitab’ül Hiyel. Kitabın yazarı, sarayın başmühendisi Ebu’l İz El-Cezeri’ydi. Olağanüstü makinelerin mucidi Cezeri; geçmişin bilgisi ile geleceği inşa eden büyük bir mühendis, sanatçı, dâhi ve aydınlanma adamıydı. Anadolu, tarihinin en kaotik dönemlerinden birini yaşarken, Artuklular bir yanda Selçuklular ve Eyyubiler, diğer yanda Bizans ve Haçlılar arasında muazzam bir varlık mücadelesi veriyorlardı. İşte böylesine zorlu bir dönemde, Artuklu sultanlarının sunduğu düzen içerisinde dünyanın ilk insansı robotlarını tasarlayan ve çalıştıran, şifresi Enigma’dan bile güçlü kilitler üreten, bugün kullandığımız krank mili ve 4 zamanlı dişli mekanizmaları geliştiren Cezeri, mühendisliği sanatla, bilimi hayatla buluşturdu.
Büyük mucidin dehasına yakışacak şekilde hazırlanan Cezeri’nin Olağanüstü Makineleri: Herkes İçin Cezeri kitabı, Durmuş Çalışkan’ın 15 yıllık titiz çalışmasıyla, sadece mühendislerin değil herkesin Cezeri’yi anlayabilmesi için yazdığı metinler ve çizdiği teknik resimlerle onun mühendisliğini ve felsefesini renkli ve masalsı bir dille ortaya koyuyor
Üretim Yönetimi
Bir işletmede üretimin etkin yönetimi ile değerin yaratılması ve geliştirilerek sürdürülmesi, rekabet üstünlüğü sağlayacaktır. Hem öğrenciler hem de uygulayıcılar için yararlı olacak bu kitapta önceki baskılarına göre önemli yenilik; hizmet ve mal üretiminde, üretim yöneticilerinin etkin tedarik zincirlerinin tasarımı ve yürütülmesinde üstlendikleri rolün vurgulanmasıdır. Kitap üç kısımdan oluşmaktadır: İlk kısımda rekabet ortamında üretim ve proje yönetimi konuları işlenmiştir. İkinci kısım, proseslerin yönetimi ile ilgilidir. Proses Stratejisi, Proses Analizi, Kalite ve Performans, Kapasite Planlama, Kısıt Yönetimi, Yalın Sistemler bu kısımdaki bölümleri oluşturmaktadır. Üçüncü kısım ise Tedarik Zincirlerinin Yönetimi’dir. Tedarik Zincirlerini Tasarımı ve Entegrasyonu yanında, Kuruluş Yeri, Envanter Yönetimi, Tahmin Etme, Üretim Planlama ve Çizelgeleme ve son olarak Kaynak Planlama, bu kısmı oluşturan bölümlerdir. Kitap ayrıca karar verme, simülasyon, bekleme hatları, envanter modelleri ve lineer programlama konularındaki ekler, vaka çalışmaları, video ve yazılımla desteklenen alıştırmaları içermektedir.
Modada Marka Olmak
Bir zamanlar yalnızca seçkinlerin tekelindeki bir lüks olan moda, artık herkes için erişilebilir olma özelliğini kazanmıştır. Zara, TopShop ve H&M gibi markalar Prada ve Gucci değerindeki giysileri öğrencilere ve halka sunmuştur. Medyanın büyük ilgisi; John Galliano, Alexander McQueen ve Stella McCartney gibi tasarımcıların kendi başlarına birer marka haline gelmelerine yol açmıştır. Nike ve Adidas gibi spor markaları kendi imajlarını pratik spor giyimle sınırlı olmaktan çıkarıp sporla uzaktan yakından ilgisi olmayan müşterileri bile çeken “modern” bir modaya dönüştürmüşlerdir.
Ben de Halimce Bedreddinem
Şeyh Bedreddin, günümüzden altı yüz yıl önce yaşadı. Dönemin en büyük düşünürlerinden biri olarak çağını çok çok aşan cesur fikirler ileri sürdü, güçlü bir toplumsal adalet ve özgürlük özlemini dile getirdi. Amacını gerçekleştirmek üzere, ezilmiş Türk, Rum, Yahudi… emekçilerini bir araya getirip eğitti. Osmanlı yönetimine karşı Anadolu tarihinin en önemli köylü ayaklanması onun adıyla anıldı. Ben de Halimce Bedreddinem, bu büyük halk hareketinin belgesel romanı. Türk ve Osmanlı tarihine yoğunlaşan Sovyet yazar Radi Fiş, ayaklanmanın yaşandığı dönemden bugüne kalmış tüm belgeleri titizlikle incelemiş ve dönemin ayrıntılı bir resmini çıkarmış ortaya.
Yeşil Elmalar
Nâzım Hikmet’in sayısı sadece dört olan romanları yaratıcı çalışmaları içinde daha sınırlı sayıda olsa da, yazarı bütüncül olarak tanımak için vazgeçilmez bir okuma oluşturuyor. Genelde Nâzım Hikmet’in bireye, topluma, olaylara ve olgulara “tarihsel diyalektik” açıdan bakışını veren bu romanlar, aynı zamanda, özellikle Yaşamak Güzel Şey Be Kardeşim’de gizli bir otobiyografi niteliği de taşıyor. “Nâzım Hikmet Külliyatı” bu romanlarsız düşünülemez…
Yeşil Elmalar
Halit Cemil bir akşam otururken, oturduğu apartmana bir kadın gelir, kadının güzelliği aklını başından alan Halit Cemil onunla konuşmak isteği ile dolar. Kadın adının Ayşe olduğunu ve o apartmanda oturan kardeşi Nuri’yi görmeye geldiğini söyler. Halit Cemil ise onu Nuri’ye götürebileceğini söyleyerek hem de Ayşe ile konuşmaya çalışarak Nuri’nin dairesine doğru çıkarlar. Yukarıya çıktıkları vakit Nuri’nin her zamanki gibi sarhoş olduğunu görürler. Daireden çıktıkları zaman Ayşe’ de Halit Cemil’ den etkilendiğini anlar ve Halit Cemil’in evine giderler o gece beraber olan Ayşe ve Halit Cemil birbirlerine aşık olurlar ancak Ayşe evlidir. Sabah Ayşe gittikten sonra Halit Cemil gezmek için boğaza gider. Orada kendisine tıpatıp benzeyen biri ile tanışır. Onun adı Göksel’dir. Çok zengin olan göksel Halit Cemil ile tanışmak istediğini söyler. Bunu kabul eden Halit Cemil ile Göksel bir hotele giderler orada Göksel kendisine elli bin para teklif ederek on gün kendisinin yerine geçmesini teklif eder. Halit Cemil bunu kabul eder ancak Göksel’in planları farklıdır. Karısı olan Ayşe’yi Halit Cemil’in evinden çıkarken görmüş, şimdi ise Halit Cemil’i öldürebilmek için uğraşmaktadır. Böylece hem kendi düşmanları yok olacak hem de Halit Cemil’den kurtulacaktır. Ancak işler istediği gibi gitmez ilk gece Göksel’in evine giden Halit Cemil önce hayatının aşkı olan Ayşe’nin ondan sonra ise kadim dostu olan Nuri’nin suikastlerine uğrar ve o geceden sonra vazgeçer.
Halit Cemil sabah kendi evinde uyanır. Göksel’in verdiği yapılacaklar listesini ve kıyafetleri Nuri aldığı için eski eve geri dönemez kendisinde sadece Göksel’den kalan bin sterlin İngiliz parası vardır. Onu Göksel’e vermenin yollarını aramaya başlayan Halit Cemil daha fazla İstanbul’da durmak istemeyerek tayinini doğuda bir şehre ister. O akşam eve döndüğünde Ayşe’nin kendisine yazmış olduğu intihar mektubunu bulur. Ancak elinden bir şey gelmez Göksel’in paltosunun cebinde küçük bir defter bulur. Bu defter Göksel’in sırlarını açığa çıkaracaktır. Halit Cemil hemen okumaya başlar.
Göksel; Osmanlı zamanında güçlü bir paşa olan Seyfullah Paşa’nın oğludur ancak devletin çökmesi ile öldürülmemek için Fransa’ya kaçarlar çok zengin olan Seyfullah Paşa orada bulduğu Lusi adındaki genç bir kadınla evlenir. Göksel ve evlerindeki hizmetkârın oğlu olan Hüseyin de zamanla çok iyi iki arkadaşa dönüşür. Göksel harp okulunda eğitimine devam eder. Babası gittikçe yaşlanır ve olan servetini kaybetmeye başlar. Göksel üvey annesi Lusi ile birlikte olmuştur. Onları yatakta basan babası Seyfullah Paşa ondan Göksel’i öldürmeye, buna gücü yetmeyince evden göndermeye kalkar bunun olmasını istemeyen Lusi Seyfullah Paşa ile kavga eder ve Paşa, Lusi’yi öldürür. İçeriye babasını sakinleştirmek için giren Hüseyin ve Göksel’in yanında babası da vefat edince evdeki diğer hizmetkârlar polise haber verir ve suç Göksel ile Hüseyin’in üstüne kalır. İki farklı yere sürgüne gönderilirler ancak ikinci sürgün yerleri olan Güryan hayatlarının değiştiği yerdir. Orada Ayşe ve Nuri’nin babası olan Muhtar ile karşılaşırlar. Muhtar: “buradan altın adasına kaçalım, orada milyoner olup İstanbul’a döneriz.” Der. İlk başta kabul etmek istemeyen Göksel ve Ali sonradan kabul eder ve kaçarlar. Milyoner olduktan sonra Muhtar’ı orada bırakarak İstanbul’a kaçarlar. Göksel Ayşe’yi bularak ona babasının orada kendiliğinden öldüğünü söyleyerek Ayşe ile evlenir. Ayşe ise bu gerçekleri öğrendiğinden beri Göksel’i öldürmek peşindedir.
Ayşe intiharın eşiğinden Göksel’in tuttuğu bir adam yüzünden kurtulur ve bir geneleve hapis edilir. Göksel’in öldüğünü düşünen Ayşe’nin yanına aniden gelen Göksel’i Ayşe öldürmeye çalışsa da başaramaz ancak oradan kaçıp Halit Cemil’i bulmayı başarır. İkisinin de cebinde para yoktur. Oradan gitmek isterler ancak bir yolunu bulamayacaklarını düşünürken Ayşe parmağında bulunan zümrüt yüzüğü satarak Yeni Gine’ ye, Göksel’in babasını bıraktığı yere, babasını bulmaya gitmeye karar verirler. Oraya gittikten sonra altın adalarını bulurlar ancak kafa kesen yamyamların ellerine düşerler. Oraların en zengin, en güzel ve en iyi sihirbazı sayılan Kraliçe Emma Halit Cemil’i sever ve ona aşk hapı içirir. Halit Cemil aşk hapının etkisi ile Emma’nın sözünden çıkmaz, adeta onun kölesi olmuştur gittikçe sağlığı da bozulan Halit Cemil Ayşe’den yardım ister. Ayşe ise Halit Cemil’in diğer beş karısından biri olan Tolaman’ın eski eşini bulmak için Tolaman ile dost olur ve bir gece başka bir kabileye kaçarlar. Ayşe eğer Emma’dan daha iyi bir sihirbaz olduğunu ispatlayabilirse Halit Cemil’i kurtarıp, babasını bulup buradan gideceğini düşünür. Yolda diğer kabilenin üç çocuğun kafasını kesişini gördüklerinde Tolaman oradan kaçar ancak Ayşe orada kalır ve o çocukları kurtarmak için onlara doğru koşmaya başlar. Ancak kabile reisi Ayşe’nin üstüne gelmeye başlayınca, kabile reisi Ayşe’yi kovalamaya başlar ve Ayşe bayılır. Ayıldığında ise kabile reisinin babası olduğunu görür babasına her şeyi anlatır. Babası ise küçük bir oyun ile Ayşe’nin, Emma’dan daha üstün bir sihirbaz olduğunu kabileye kanıtlar. Emma’ ya bunu gösterdikleri vakit Emma, Halit Cemil’i de alarak oradan kaçar. Yeni kraliçe ilan edilen Ayşe babasını da alarak Halit Cemil’in peşine düşer. Halit Cemil’i denizlerde yakalayan Ayşe onu oradan alır ancak geminin kaptanı olan kişi’yi Emma kandırır ve kaptanı da alarak oradan kaçar. Muhtar, Ayşe ve Halit Cemil hep beraber İstanbul’a dönerler. İstanbul’a döndüklerinde ise kardeşi Nuri’nin, Göksel’in ve Ali’nin (İstanbul’a döndüklerinde Hüseyin adını Ali olarak değiştirmiştir.) Öldüklerini görürler. Ayşe ve Halit Cemil evlenir. Doğacak çocuklarının adını Nuri koyarlar.