Hail! Hail! Rock’n’roll
İki sayfada gitar çalmayı öğrenmek ister misiniz? Marilyn Manson’ın kulis sürücüsüne ne olduğunu hiç merak ettiniz mi? Ya da rock tarihinin en kötü kafiyeli beyitini kim yazdı?
John Harris’in Selam! Selam! Rock’n’Roll, Spinal Tap’in ‘rock’ın majesteleri, roll’un gizemi’ dediği şeyin nihai rehberidir. Görkemli bir şekilde saygısız, aynı zamanda her Glastonbury dizisinin bir listesiyle tatmin edici bir şekilde kesin; Alt.country’den Shoegazing’e belirsiz türler sözlüğü; Beatles’ın solo albümleri için vahşice dürüst bir rehber; Shaun Ryder ve Noel Gallagher’ın şaşırtıcı zekası ve bilgeliği; Bob Dylan’ın Hristiyanlık üzerine toplanmış düşünceleri ve Keith Richards’ın uyuşturucular hakkında daha az toplanmış düşünceleri; ve Captain Beefheart’ın tüm albümlerini delirmeden nasıl dinleyeceğinizi gösteren kullanışlı bir akış şeması.
Ciddi Olmanın Önemi
Oscar Wilde’ın mizah duygusunu, yaratıcı gücünü ve toplumsal gerçekliğin güçlü eleşti-risini mükemmel biçimde kaynaştırdığı Ciddi Olmanın Önemi, bir başyapıt olarak değerlendirilmektedir. Wilde, bu eserini “saçmanın kusursuz mantığı”yla kaleme almıştır. Hikâyedeki entrikanın kendisi bile saçmadır ve birinci perdenin sonunda, saçmalık açık ifadesini bulur. Viktorya İngilteresinin toplumsal iki-yüzlülüğü, geleneksel toplumda bürünülen maskeler; aristokrat sınıfın ahlak anlayışı ve görenekleri, sahte kimlikler, gizli ilişkiler ve yapay bir nezaket anlayışı etrafında gelişen komik olaylar dizisi aracılığıyla eleştirilir.
Yazarın kendi sözleriyle Ciddi Olmanın Önemi, “ciddi insanlar için uçarı bir komedi”dir. Cecily Cardew ve Gwendolen Fairfax, birbirlerinden habersiz Ernest’e â’ık olmuşlardır. Ancak Ernest, Cecily’nin vasisi Jack Worthing’in kırdaki evinden Londra’ya yaptığı düzenli ziyaretlere meşruluk kazandırmak için yarattığı, başı beladan kurtulmayan bir erkek kardeş, iflah olmaz bir boşgezer, hayali bir karakterden başkası değildir. Üstelik Jack, kendisini Gwendolen’a Ernest olarak tanıtmış ve genç kadının gönlünü bu adla kazanmıştır. Jack’in arkadaşı ve Gwendolen’ın kuzeni Algernon ise, Jack’in kırdaki evine yaptığı gizli ziyarette Cecily’nin ilgisini çekebilmek için kendisini Ernest olarak tanıtma yolunu seçmiştir. Dörtlü, bir hafta sonu tesadüfen Jack’in kırdaki evinde bir araya gelir ve gelişmeler, hayatlarını kökten değiştirecek bir gerçeği açığa çıkarır.
BİLİNÇ | Epistemolojik, Psikolojik ve Biyolojik Açıdan
Bilinç, çok karmaşık insan bedeninin etkinliklerini, insanın dünyaya anlam vererek, gerçekleştirdiği yaşantısını, ruhsal, toplumsal, kültürel, siyasal boyutlarda süregiden yaşamını açıklamaya yarayan bir kavram. Bu çalışma ne felsefe tarihinde bilinç kavramını açıklayıcı öğretilerin tartışılmasını, ne de çağdaş felsefede bu kavrama ilişkin görüşlerin çözümlemelerini, eleştirilerini içeriyor. Burada, belli bir insan anlayışından kaynaklanan bir bilinç modeli sunuluyor. Bu model, farklı kaygılarla, bilinç; araştırmalarına; değindiği sorunlar, verdiği ipuçlarıyla katılmayı deniyor..
Hansel ile Gretel
Hansel ile Gretel, Jacob ve Wilhelm Grimm kardeşlerin masalından uyarlanmıştır.
Hansel ve Gretel, fakir bir oduncunun çocuklarıdır. Oduncunun karısı (bazen çocukların annesi, bazen de üvey annesi olarak anlatılır) aç kalmaktan korktuğu için eşini çocukları ormana götürüp bırakmaya razı eder. Planı duyan Hansel ve Gretel, eve dönüş yolunu bulabilmek için beyaz çakıltaşları biriktirir. Çocuklar geri dönünce anneleri babayı bir kez daha aynı şeyi yapmaya razı eder. Ama bu kez çocukların yol işaretlemek için ellerinde sadece ekmek kırıntıları vardır. Maalesef orman hayvanları kırıntıları yer, böylece Hansel ve Gretel kaybolurlar.
Hansel ile Gretel adlı iki kardeş, karanlık ormanın derinliklerinde açlıktan ölmek üzeredirler. Çikolata ve pastadan yapılmış evi gördüklerinde gözlerine inanamazlar. Elbette bu ev gerçek olamayacak kadar güzeldir.
Martin Guerre Döndü mü?
Doğduğu Languedoc köyünü terkederek genç yaşta evlenen, ansızın ortadan kayboluşundan 12 yıl sonra -o yıllarda kendini onun kimliğiyle tanıtan bir başka Martin varken- yeniden ortaya çıkan Martin Guerre’in hikayesi, 16. yüzyılın en ünlü davalarından biriydi. Yargıç Jean de Coras tarafından kaleme alınan hikaye, modern zamanların en çok satanlarından biri haline geldi. Montaigne ünlü “Denemeler”inde Martin Guerre’in baştan sona olağanüstü olan hikayesini işledi.
Peki ama gerçek Martin Guerre kimdi, sahte olan hangisiydi? Karısı gizemli Bertrande de Rols’ün derdi neydi, Artigat Köyü bu hikayede nasıl bir rol oynuyordu ?
Jean-Claude Carriere ve Daniel Vigne bu hikayeden öylesine etkilenmişlerdi ki, beyaz perdeye aktarmaya karar verdiler. 1981 yılında Danel Vigne tarafından çekilen ve başrollerinde Gérard Depardieu ve Nathalie Baye’nin olduğu “Martin Guerre’in Dönüşü” filmi uluslararası bir başarı yakaladı.
Elinizde tuttuğunuz kitap ortak bir çalışmadan doğan özgün bir eser: Jean-Claude Carriere ve Daniel Vigne tarafından yazılan romandan yola çıkılarak kaleme alındı ve 16. yüzyıl Fransası uzmanı Amerikalı tarihçi Natalie Zemon’un bu ünlü mesele hakkında yaptığı araştırmalardan davanın kendisi, dönemin adalet ve etik anlayışı ve genel bakış açısı hakkında yaptığı çıkarsamalarla zenginleştirildi.
Bu roman, Martin Guerre’in gerçek hikayesine hem bir tarihçi hem de bir romancı gözüyle ışık tutarak mezara dek devam eden bir aşk hikayesini anlatıyor.
Anadolu Uygarlıkları
Tarih boyunca birçok önemli uygarlığa ev sahipliği yapan Anadolu, başta Hititler, Frigler, Urartular olmak üzere, günümüzde tam olarak ortaya çıkarılmamışonlarca medeniyeti ve kavimleri ile dünya tarihinde birçok “ilk”e şahitlik etmiştir.
Ekrem Akurgal Anadolu Uygarlıkları’nda, Anadolu’nun bu zengin birikimini, M.Ö.2500 –
M.S. 395 tarihleri arasında var olmuşuygarlıklarıayrıntılıbir biçimde ele alarak, tarihten önceki çağlarda yaşamışuygarlıklarıve Bizans, Selçuk, Osmanlıkültürlerini de toplu bir bakış çerçevesinde sunarak bize aktarır.
Bu kitapta, Anadolu’nun yetiştirdiği bir aydının gözünden Anadolu’nun kadim uygarlıklarını tanıyacak ve Anadolu tarihinin gizemve bilgelik dolu koridorlarında kendinizi bulacaksınız.
İstanbul Kuşları
İstanbul ve kuş kelimeleri bir araya geldiğinde ne çağrıştırır, bir düşünelim; şehir meydanlarındaki güvercinler, vapurları takip ederek simit yakalayan martılar ve balkondaki saksılarda yuvalayan kumrular… Biraz daha meraklı olanlar gökyüzünü karartan göçmen leylek sürülerini, Boğaz’da bir yukarı bir aşağıya uçan yelkovan kuşlarını ve hatta şehrin yeni yerlileri yeşil papağanları bilecektir. Oysa İstanbul ve çevresindeki doğal alanlarda yıl boyunca 300’den fazla kuş türü gözlenebilmektedir.
Bu kitapta bulunan 300’ü aşkın türün her birinin çok renkli ve esrarengiz bir hayatı vardır. Mesela, bir yaz göçmeni olarak mart ile ekim arasında bulunan ak karınlı ebabiller, akşamlan gökyüzünde kalabalık ve gürültülü sürüler oluşturur, uyumak için 1000 metre irtifaya çıkar ve geceyi uçarak geçirirler. Mart sonu ve nisan başında Boğaz’da bir vapur gezintisi yaparsanız, yerli gümüş martıların arasında sırtı simsiyah olan kara sırtlı martıları seçebilirsiniz. Somali çevresindeki kışlama alanlarından gelen bu göçmen tür, Finlandiya’daki üreme alanlarına doğru devam etmeden önce, Boğaz’da bir iki hafta beslenerek bir nevi benzin istasyonunda depoyu dolduran bir yolcuya benzer. Karabaş martıların ise kışın başları beyaz olsa da, mart sonunda bu tüyleri dökülür, yerlerine kahverengi tüyler çıkar; bu makyaj tamamlanmadan ne göçe ne de çiftleşmeye hazırdırlar.
Bu kitap, İstanbullu kuş gözlemcilerine ve kuş fotoğrafçılarına her bir türün ne zaman görüldüğünü ve nerelerde konakladığını özetliyor…
Top Gear | Cool 500: Şimdiye kadar yapılmış en havalı arabalar
Karl Benz, 1885’te Patent-Motorwagen’ini ilk çalıştırdığından beri, insanlar otomobillere bayıldı. Ve hiçbiri, otomobil tarihinin en iyi otomobillerinden bazılarını test eden, eleştiren ve tapan Top Gear’daki otomobil fanatiğinden daha fazlası değil. Birçoğu Top Gear’ın titiz standartlarının gerisinde kalırken, diğerleri zafer kazandı ve SubZero olduklarını çok havalı kanıtladılar.
Otomobil serinliğinin bu eşsiz kitabında, Top Gear’ın Matt Master’ı, savaş öncesi eski model motorlardan geleceğin süper arabalarına kadar tarihin en büyük arabalarının ardındaki hikayeleri anlatıyor, çarpıcı Top Gear fotoğraflarını ve nadiren görülen arşiv fotoğraflarını uzman yorumlarıyla bir araya getiriyor. Bu inanılmaz makinelerin arkasındaki teknolojiyi parçalayacak ve her bir arabanın ne kadar havalı olduğunu açıklayan anekdotlar ve analizlerle her arabayı kendi zamanının bağlamına yerleştirecek.
Bentley Brooklands’in mükemmel İngiliz lüksünden, Bizzarini Strada’nın İtalyan seksiliğine, Chrysler Airflow’un eski Hollywood cazibesine, Steve McQueen’in Ford Mustang’i ve James Dean’in lanetli Porsche Spyder’ı aracılığıyla Aston Martin Bulldog’un fütürist hatlarına kadar bu, araba ibadeti kadar sosyal tarih olsun.
Kapalı Dünyadan Sonsuz Evrene
Alexandre Koyré usdışı Batı akademizmine karşı, görgücü pozitivizme karşı usun kavgasını verdi. Gerçekte yabancı bir ekin adına, bir özgür ussallık ekini adına, kendi ekinine, modern Batı Uygarlığına karşı çıktı. Düşkırıklığı söz konusu bile değildi. Tersine, bir felsefeci olarak, irrasyonalizmin, nihilizmin, sadizmin Batı uygarlığının tüm dokularını, tüm kurumsallıklarını nasıl ele geçirdiğini çok iyi biliyordu.
Koyré sıradan bilincin pozitivist/popüler ‘bilim’ anlayışını ciddiye almadı. Ona göre—ve tüm felsefeye göre—bilim a priori üretilir. Tıpkı Galileo’nun, Kepler’in, Maxwell’in yaptıkları gibi. Evren ona ancak onda kendi kendisini bulmak için yaklaşan usa yanıt verir. Ancak onda bir kavramlar ve yasalar dizgesi, bir kozmoz, düzenli, ussal, bilinebilir bir yapı bulmak için yaklaşan bilimciye gizlerini açar. Bilimsel usun nesnesi—evren—kuramsız, mantıksız, usdışı bir olgular yığını, kavramsal belirlenimden soyutlanmış bir görüngü öbekleşmesi değildir. Tersine, olgu, görüngü kavram tarafından belirlenir, ve kurama uyar. Bu yüzdendir ki olgunun (deney ve gözlemin) kuramı doğrulaması yalnızca dışsaldır. Bu yüzdendir ki doğru kuramı, doğru mantığı onun tarafından belirlenen olgunun çürütmesi söz konusu değildir. Tersine, olguyu olgu yapan şey ondaki mantıksal belirlenimdir. Gözlem ve deney hiçbir kuram üretmez, evren yasaları gökyüzünde teleskopla okunmaz. Ancak herşey olup bittikten sonra kuramı kitaptan okuyan fizikçi bilimin de aynı a posteriori okuma yoluyla kazanıldığı, “duyusal” dediği gözlem ve deneyden türetiliverdiği yanılgısına düşer.
Numeroloji – Rakamların Işığında Geleceğiniz
Sayıların Gizemi, sayıbilimini detaylı inceleyen ve irdeleyen bir-kitaptır. Bu sayılar ve onların belirleyiciliği ile işleyen eski bir fal sistemidir. Sayınız üzerinde çalışmış olabilirsiniz tıpkı yıldız falınızı okuduğunuz gibi! Bu kitap, daha ileriye adım atıyor. Kendi ruh ve karakterinizi hayal bile edemeyeceğiniz kadar keşfedeceksiniz. Nasıl mı! Sayınız üzerinde çalışmanın kolay yollarını -Doğum sayınızın-İsim sayınızın-Ünlü sayınızın-Olgunluk sayınızın-Karmik borçlar ve dersler, ve daha fazlasının açıklamalarını keşfedeceksiniz. Bu sayıları yaşamınıza nasıl uygulayacağınız bu kitapta gizli. Arkadaşlarınız, aileniz, sevgililileriniz ve ruh birlikteliklerinizin gizemini bulma yolları. Sayıların Gizemi, sizi büyüleyici ve ödüllendirici bir yolculuğa çıkarıyor. Dünyevi hayat derslerinize ve tinsel amacınıza sizi yakınlaştırıyor ve kaderinizi nasıl etkileyeceğinizi gösteriyor.