The Divine Matrix (İlahi Matriks : Zaman, Uzay, Mucizeler ve İnanç arasında Köprü Kurmak)
1944’te kuantum teorisinin babası Max Planck, bu “matris”in yıldızların doğumunun, yaşamın DNA’sının ve aralarındaki her şeyin ortaya çıktığı yer olduğunu söyleyerek dünyayı şok etti.
Son keşifler, Planck’ın matrisinin – İlahi Matriksin – gerçek olduğuna dair çarpıcı kanıtlar ortaya koyuyor. Evrenin kapsayıcısını, hayal gücümüzle gerçekliğimiz arasındaki köprüyü ve inançlarımızda yarattığımız şeyler için dünyamızdaki aynayı sağlayan anlayışımızdaki bu eksik halkadır.
Bu matrisin gücünü hayatımızda açığa çıkarmak için nasıl çalıştığını anlamalı ve tanıdığı dili konuşmalıyız. 20 yıldan fazla bir süredir, eski bir havacılık-uzay bilgisayar sistemleri tasarımcısı olan Gregg Braden, tam da bunu yapacak anlayışı arıyor.
1993 ve 2000 yılları arasında, çığır açan bir dizi deney, hayatımızdaki ve dünyamızdaki her şeyi birbirine bağlayan bir enerji ağının -İlahi Matriksin- dramatik kanıtlarını ortaya çıkardı. Bedenlerimizin iyileşmesinden, kariyerlerimizin, ilişkilerimizin ve uluslar arasındaki barışın başarısına kadar, bu yeni kanıt, her birimizin tüm yaratılışı birbirine bağlayan güçle doğrudan konuşma gücüne sahip olduğumuzu gösteriyor. Sevinç yaratma, acıları iyileştirme ve uluslara barış getirme gücünün içinizde yaşadığını keşfetmek ne anlama gelir? Bu gücü hayatınızın her gününde nasıl kullanacağınızı bilseydiniz ne kadar farklı yaşardınız? İlahi Matris’in dili aracılığıyla bilim, maneviyat ve mucizeler arasında köprü kuran bu olağanüstü yolculukta Gregg Braden’a katılın.
Niyet Deneyi
Düşüncelerle ilgili anlayışı yeniden çerçevelendirmek zorundayız. Elimizin altındaki engin ve ulaşılmamış insan potansiyelini, insanın dünyayı etkileme kapasitesini henüz yeni anlamaya başlıyoruz. Bu potansiyel sadece yetenekli üstadların değil, her insanın doğuştan getirdiği hakkıdır. Düşüncelerimiz; yaşamlarımızı düzene sokmamız, refaha ve huzura ermemiz, hastalıklarımızı şifalandırmamız, yaşadığımız yerleri temizleyip düzene sokmamız ve hatta gezegeni daha iyiye götürmek için başvuracağımız en basit kaynaktır. Toplumsal olarak ise, yaşamak istediklerimiz yaşayabilir, su ve havamızın kalitesini yükseltebilir, suç ve kaza oranlarını düşürebilir, insanlığın eğitim seviyesini artırabiliriz.
Zihinlerimizi, niyeti sezgisel olarak kullanan dünyanın kadim geleneklerinin bilgeliğine açmalıyız. Bu kültürler bilimsel olarak ispatladığımız, Sıfır Noktası Alanı’ndan yani evrendeki her şeyi görünmeyen bir ağ gibi sarmalayop birbirine bağlayan birleşik enerji alanından bahsederler.
Niyetin gücü ile uzaktan etki bilimi; şifa, düşüncenin gücü, bir şeyi tezahür ettirme gibi kadim bilgeliklere bilimsel bir kanıt olmuştur. Bu bilgelik gelenekleri gibi-şu anda bilimsel olarak da ispatlandığından dolayı-günümüz modern dünyası da her düşüncenin kutsal ve fiziksel şekil alma gücü olduğunu kabul etmek zorundadır.
Energy Healing – Bir Şifacı Olarak Potansiyelinizin Kilidini Açın ve Şifayı Günlük Yaşamınıza Getirin
Kaygıdan muzdarip misiniz, duygularınızın sizi kontrol ettiğini mi hissediyorsunuz, kendinizi yorgun mu hissediyorsunuz veya çevrenizdeki insanlara karşı toleransınız düşük mü?
Bu kitapta, enerji şifacısı ve psikoterapist Abby Wynne, enerji şifasının temel kavramlarını açıklıyor ve hemen başlayabilmeniz için size egzersizler ve teknikler veriyor. Danışanların hikayeleri ve kişisel deneyimler aracılığıyla Abby, enerji şifası deneyimini temelli ve gerçek kılıyor.Nasıl yapılacağını öğrenin:
• kendinizi toparlayın
• iyileştirici bir ışığa açın
• sevdiklerinize enerji şifası gönderin
Bu kitap, daha sakin, merkezli ve dengeli hissetmenize yardımcı olmak için günlük aktivitelerinize şifa getirmek için kullanabileceğiniz egzersizlerle doludur. İyileşmenize yardımcı olacak birini dışarıda aramanıza gerek yok – şimdi ilk adımları kendiniz atabilirsiniz.
Yaşayan Makinelerin Olağanüstü Düşleri: Avrupa İmgeleminde Otomatlar
2000 yılı aşkın bir süredir bizimle birlikte yaşayan, tekinsiz olduğu kadar cazip bir kavram: Otomat. Yaşayan Makinelerin Olağanüstü Düşleri: Avrupa İmgeleminde Otomatlar, tekniğin, düşüncenin ve edebiyatın yollarının kesiştiği bu büyüleyici konuya dair en kapsamlı metinlerden biri. Minsoo Kang, çok sayıda önemli felsefe ve edebiyat yapıtının ışığında bizleri Yaşayan Makinelerin Olağanüstü Düşleri’ne davet ediyor…
“Özellikle robotbilim, yapay zekâ ve sibernetik gibi çağdaş meselelere ilgi duyan genel okur için, her bir tarihsel dönemde otomatın kullanımı, otomata dair düşünceler ve fanteziler konusunda bilgiler veren tarihsel ve düşünsel bağlamları kısa ve öz bir biçimde anlatarak, Batı’nın otomata duyduğu içkin hayranlığın geniş kapsamlı bir anlatımını sundum. Bu noktada amacım, Batı uygarlığının ilk dönemine kadar uzanan otomat hayranlığını gözler önüne sermek ve günümüzde yapay varlıklara beslenen merakın, bitmez tükenmez bir takıntının son tezahürü olduğunu göstermektir.”
Albert Einstein: Bilim Dünyasından Bir Hayat
Albert Einstein dünya görüşümüzü temelli değiştirdi ve kimse görüşü onun çalışmalarını anlamadan kavrayabileceğini iddia edemez. Bu ilginç kitapta, Einstein’ın hayatı ve çalışmaları eşine az rastlanan bir sürükleyicilikle anlatılıyor.
Bilimsel çalışmalarına harika bir giriş, okuduklarımın en açık ve anlaşılır olanı. Göreliliği açıklayan sayısız kitaptan sonra ilk kez teoriyi anlamaya başladığımı hissettim.
J.G. Ballard, Daily Telegraph
“Tatmin edici… Einstein’ in zayıf yanlan kadar,
teorilerine de yer veriyor. Bütün dedikodu ve kulaktan
dolma bilgilerin ortasında, Einstein’m sadece ünlü olmak
için değil, gelmiş geçmiş tüm zihinler içinde doğayla en
uyumlu zihne sahip kişi olduğu için ünlü olduğunun
hatırlatılması hoş.”
– lndepcndent on Sunday
Futbolun Ölümü – Seçme Yazılar 1
İslam Çupi’nin Milliyet gazetesinde “Pazar’ın Ertesi” sütununda yazdığı, meslek hayatının son on yılının, deyim yerindeyse olgunluk döneminin yazıları yer alıyor bu kitapta. Karamsar yazılar bunlar. Çupi, futbolun bir “çim savaşına” dönmesinden duyduğu rahatsızlığı, kendine özgü güçlü tasvirlerle anlatıyor. Yeni dönem topçularının, becerisi sınırlı atletlere dönüştüğünü düşünüyor. “Eski futbolu”, eski futbolcuları, eskiden futbolla kurulan sevgi dolu, özenli ve “sakin” ilişkiyi yâdediyor. Sahici, tatlı bir nostaljik üslupla… Öte yandan, “yeni zamanların” futbolunda görebildiği ışıltıları, 1990’ların yıldızlarını da zevkle anlatıyor Çupi. Türkiye futbolunun yükseliş devri olan 1990’lara, ters açıları da kaçırmayan, geniş ufuklu bir bakış…
Alchemy & Mysticism
Simya ve mistisizm, Kabala ve büyü, masonlar ve Gül Haçlılar’ın resimli dünyasında fantastik bir yolculuk. Yorumları ve kaynak metinleri olan bu eşsiz illüstrasyon seçkisi, bize gizli sanatların temsilleri arasında büyüleyici bir yolculukta rehberlik ediyor.
Hermetik Müze okuyucuları, ortaçağ kozmogramı ve Hıristiyan mistisizmi görüntülerinden, simyanın büyüleyici dünyasına; Romantik dönem sanatına uzanan bir yayı kapsayan büyülü bir gizem turuna çıkarıyor. Kabalistlerin, Gül-Haçların ve masonların esrarengiz hiyerogliflerinin tıp, kimya, optik ve renk teorisi alanlarındaki ilk bilimsel çizimlerle yakından bağlantılı olduğu gösterilmiştir. Simyanın büyüleyici tarihi hakkında hiçbir bilgisi olmayanlar için bile, bu kitabı keşfetmek bir zevktir. Zengin bir şekilde resmedilmiş her bölüm, uzman Alexander Roob’un simyacılardan aldığı bir giriş ve alıntılarla başlar. Sürrealizmin ve daha birçok yeni sanat akımının kökleri bu hazinede bulunabilir.
2001 : Bir Uzay Destanı
Gizemli bir monolit, Ay’ın yüzeyinde gömülü halde bulunduğunda, bilim insanları büyük bir şaşkınlıkla bu monolitin en azından 3 milyon yıllık olduğunu keşfederler. Daha da hayret verici olan, ortaya çıkarıldıktan sonra monolitin Satürn’e doğru güçlü bir sinyal göndermesidir. Bu sinyalin kaynağını öğrenmek için Discovery yola çıkar. Discovery’nin tayfası en iyinin iyisidir ve yanlarında, onlara destek olması için bilinç sahibi süper bilgisayar HAL 9000 de vardır. Fakat Hal’ın programlaması insan zihnine biraz fazla benzemekte ve Discovery’nin her bir parçasının kontrolünü elinde bulundurmaktadır. Monolitin peşinden gitmek istiyorlarsa, bu psikotik bilgisayarla başa çıkmak zorundadırlar.
Arthur C. Clarke’ın Stanley Kubrick ile beraber geliştirdiği, filmle aynı zamanda yazılan bu klasik roman, uzay keşfiyle insan evrimini, yapay zekâyla insanın evrendeki yerinin sorgulamasını bir araya getirdiği kurgusuyla, bilimkurgu yazınında bir dönüm noktası niteliği taşıyor.
Bugün Kalan Hayatımın İlk Günü
Herkesin sahip olmak istediği şeylere sahibim ama hayatımdan memnun değilim, sence bu nasıl mümkün oluyor?”
“Eskiden ben de öyleydim: İstediğim her şeyi satın alma gücüm vardı, hayatım duygusal anlamda tatmin ediciydi ve sağlıklıydım. Ama bütün bunlara rağmen bir şeylerin yolunda gitmediğini hissediyordum. Ne olduğunu tam olarak bilemesem de kendimi bu dünyaya ait hissetmiyordum. Bu genel kasvet hâli beni rahatsız ediyordu. Özümü bulamıyordum.”
“Tıpkı benim gibi! Ben de aynı şeyleri hissediyorum. Mutluluklarım kısa sürüyor, bir şey yolunda gitmediğinde veya biriyle ters düştüğümde hemen mutsuz oluyorum, sürekli gergin hissediyorum… Ben de senin gibi değişmeyi çok isterdim. Ama nasıl?
Maëlle her şeyi kontrol altında tutmaya çalışan, yoğun tempoda koşturmaktan kendi mutluluğunu önceliği yapmayı unutmuş, Parisli mutsuz bir kadındır. En yakın arkadaşı Romane ile buluştuğunda öğrendiği gerçek sonucunda bir seçim yapmak zorunda kalır ve ondan istenen uzun, zorlu bir yolculuğa çıkar. Böylece mutluluğa giden hikâyesi de başlamış olur. Tam da Tolstoy’un dediği gibi, “Tüm muhteşem hikâyeler iki şekilde başlar: Ya biri bir yolculuğa çıkar ya da şehre bir yabancı gelir.”