Uygarlık Yargılanıyor, Batı uygarlığının kendisine dair genel kabullerini temelden sarsıyor: Köken aldığını ileri sürdüğü Helen uygarlığı ile ilişkisinin aslını, Greko-Romen uygarlığının yekpare görünümünün altında yatan çok parçalılığı, sarsılmaz görülen yapısının içinden gelişen bilim, milliyetçilik ve yeni ideolojilere karşı ne denli savunmasız olduğunu sebep ve sonuçlarıyla ele alıyor.

Batı’nın tarihsel ufku hem mekân hem de zaman boyutunda muazzam bir şekilde genişlediği halde vizyonu hızla daralmakta ve âdeta at gözlüklerinin arasından bakan bir atın görüş açısı kadar dar bir alana sıkışmıştır. Batı uygarlığının da etkisiyle dünyamızda bugün insani duygular daha önce görülmemiş bir düzeyde gelişmiş; her ulustan, ırktan ve sınıftan insana artık evrensel haklar tanınır olmuştur. Fakat aynı zamanda, yine bu uygarlığın dayattığı kimi değerler nedeniyle insanlık, ekonomik sınıf savaşının, milliyetçiliğin ve ırkçılığın belki de dünya tarihinde şimdiye dek hiç görülmemiş derinliklerine saplanmış durumdadır. Tarihsel çatışma hatlarındaki birçok kriz hâlâ çözülebilmiş değil, yakın zamanda da bir şeyler değişecek gibi durmuyor. Bu evrensel kuşatıcı duygusallık ile grup bölünmüşlüğü arasında kalan insanlığın yarını nasıl olacak?