İlhan Berk – Mısırkalyoniğne
‘Anlamsıza kadar hürsün’
İlhan Berk’in özgün kitabı ‘Mısırkalyoniğne’
Şiire yaşça olmasa bile biçim ve duyuş yönünden yaşlı girmiş gözüken şairin, ‘Galile Denizi’ kitabından beri bitmeyen bir gençlik tutkusu içinde yaşadığını söylemek gerekir. ‘Eşik’, ‘Günaydın Yeryüzü’, ‘Türkiye Şarkısı’ ve ‘Köroğlu’ kitapları boyunca kendi şiir yaşının üstünde bir dil ve kişilikle karşılaşırız. 1940’lı yılların yerel toplumculuğu her türlü duyuş ve biçim ağırlığını da dayatır şaire. Şairin şiiri bu dolaylı toplumculuğa hem bağlı hem de bağımlı gözükür. Oysa sonuna kadar öznel ve özgürdür İlhan Berk şiiri. Ona varmak için de adeta 1959’u, ‘Galile Denizi’ kitabını beklemek gerekir.
Sonrasında hep değişen, yenilenen, gençleşen, dinçleşen, bunu poetik bir politika haline getiren mizaçla karşılaşırız. İkinci yeni modernliği içinde İlhan Berk kendi yolunu bütün cüretiyle yürür. Onun anlam, anlamsızlık tartışmalarına katılışı da bu yürüyüşün içindedir. Tam da burada, ilk kez Ocak 1962’de, Resimli Posta Matbaası’nda 3000 adet basılan ‘MISIRKALYONİĞNE’yi anmanın yeridir. Kitap, Dost Yayınları: 27 ibaresini taşır. 2.5 liradır. Salim Şengil’in Dost Yayınları, yukarı ve aşağı hareket eden çift balık desenli logosuyla, kare boyutunda basmıştır kitabı. Başında, İlhan Berk’in Wang Bi’den aldığı, imge, anlam ve sözcüklerin birbiriyle alakasını anlattığı tek sayfalık giriş bulunmaktadır. Berk’in derdi, anlamdır ve bunun için ilkin imgenin, ,sonra da sözcüklerin kıyımına işaret etmektedir. Mısır, kalyon ve iğne kelimeleri sırayla tekil imge ve sözcük hallerinden soyunarak mısırkalyoniğne kelimesine dönüşürler. Artık anlam bu soyunulmuş ve terk edilmişlik üzerinden işleyecektir. Berk, anlamı iterken yeni anlamı sunar. ‘Anlamsıza kadar hürsün’, ‘Us çarşafı’ gibi yeni söyleyişler türetir. Rakam, büyük harf ve noktalama işaretlerini kelimeleştirir. ‘sizi ölüyorum, bir deniz oluyorsunuz’ gibi tipik kendi mısralarını kurar.
kaynak: Hürriyet Kitap Sanat – Ömer Erdem
TUZ – Bedri Rahmi Eyüboğlu
Eserlerindeki tema zenginliği ve çok yönlü sanat dünyasıyla dikkat çeken Bedri Rahmi, şiirimizi sanatsal, tarihsel ve kültürel boyutuyla Anadolu’ya, modern şiir yoluyla da Batı’ya bağlamıştır. Bu itibarla denebilir ki o, klasik ile yeni arasında özgün bir bireşime ulaşmıştır.
Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun şiiri tematik zenginlik yönüyle dikkat çekicidir. Nitekim birçok metafizik kavram onun şiirine tema teşkil eder. Bunlardan biri olan inanma problemi, bilinmezliğin sorgulanmasından Tasavvufi Türk edebiyatındaki şathiye geleneğine ve metafizik eleştiriye dek varır. Cinsel istek ve haz tutkusu da önemli bir problemdir. Özellikle “Karadut” şiirinde çingene kız imgesiyle beliren haz tutkusunun karşısına dinî yasaklar çıkar. Bu da şairde cinnete varan bir sorunsal oluşturur. Ölüm, Bedri Rahmi şiirinde bir diğer önemli tema olarak belirir. Onda hiçbir zaman mistik yönüyle belirmeyen ölüm, büyük bir korkuya karşılık gelir ve tek sığınak olarak Tanrı’ya yönelir. Tabiat da Bedri Rahmi şiirinin önemli temalarındandır. Tabiat ve onun mükemmel işleyişi şairi şüphelerinden uzaklaştırmaya ve inanmaya sevk eder. Bu yöneliş onu bir çeşit “tabiat romantizmi”ne götürür. Tabiat âdeta onun özgürleşmek ve reel âlemden kurtulmak için inşa ettiği bir sığınaktır. Memleket sevgisi onun şiirinde geniş yer bulan bir başka temadır. Anadolu coğrafyası bütün zenginliğiyle onun mısralarında âdeta şiirleşir. Cehalet, yanlış eğitim sistemi, fakirlik, geri kalmışlık, doğanın tahribatı, aydın yabancılaşması gibi birçok kavram “sosyal eleştiri” bağlamında bütünleşen bir tema oluşturur. Yine sosyal fayda onun önem verdiği bir başka husustur. Çocukluk ve geçmişe duyulan özlem yanında Fransa, Amerika ve İtalya yolculukları esnasında hissettiği gurbet duygusu da tema olarak şiirinde yer alır. Onun en önemli temalarından biri de aşktır. Şiirinde hiçbir zaman soyut bir nitelik göstermeyen aşk; cinsellik, haz ve şehvet ile iç içe bir özellik arz eder. Dostluk, güzellik ve resme ait unsurlar şiirinin bir diğer yönünü işaret eder ve bunlar onda mükemmellik duygusuna götüren hususlar olarak belirir. Unutmak, sarhoşluk gibi temalar ise Bedri Rahmi’de kaçışa aralanan kapılar hâlinde karşımıza çıkar. Fanilik, gelip geçicilik ise onda çürüme imgesiyle birleşen bir temadır. Yine çağdaşı birçok şair (Cahit Sıtkı, Necip Fazıl) gibi ölüm ve ötesi, yalnızlık, korku, yaşama sevinci, eşyaya duygu aktarımı ve tabiatı kendi bakış açısıyla işleme ögeleri Bedri Rahmi’de de öne çıkan hususlardandır.
Tuz kitabının başında yer alan “Güzel ile Faydalı” şiiri, Bedri Rahmi’nin sanata bakışını yansıtan dikkat çekici bir metindir. Bu şiirde Bedri Rahmi, güzelin aynı zamanda faydalı olabileceğini, faydalı olmanın güzelin değerini azaltmayacağını dile getirir.
Kaynak Makale: DOÇ. DR. MELİH ERZEN
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
Ahmet Hamdi Tanpınar / YAPI KREDİ YAYINLARI
Saatleri Ayarlama Enstitüsü, Ahmet Hamdi Tanpınar’ın romanlarından biridir. 1961 yılında yayımlanmıştır.
Roman, Türk insanının Doğu ile Batı arasında bocalamasını irdeler.
Saatleri Ayarlama Enstitüsü, içeriğini ve konusunu romanın karakterlerinden Nuri Efendi (Saat Ustası), Mübarek (Ayaklı ve yaşlı bir İngiliz yapımı duvar saati), Halit Ayarcı ve saat-zaman-insan ilişkilerinden almaktadır. Roman içe kapanık, önyargılı, geleneksel yaşayan ama Batılı değerleri sorgulasa da kabul eden Hayri İrdal’ın gözlemleri ve yaşadıkları üzerine kuruludur.
Yapıt çocukluğu II. Abdülhamit döneminde geçen, Meşrutiyet ve Cumhuriyet dönemlerinde de yaşayan Hayri İrdal’ın anıları şeklinde kurgulanmıştır. Osmanlıca ve Farsça kelimelere sıkça başvurulmuştur. Dili ağır fakat anlatımı akıcıdır. Roman dört bölümden oluşmaktadır: Büyük Ümitler, Küçük Hakikatler, Sabaha Doğru, Her Mevsimin Bir Sonu Vardır.
Ahmet Hamdi Tanpınar Saatleri Ayarlama Enstitüsü’nde göründüğünden daha ironik ve derin bir bakışla, zamanı romanın odağına oturtuyor. Eski bir zamandan yeni bir zamana ve böylece aynı zamanda, eski hayattan yeni hayata geçişi; ince, mizahi, şaşırtıcı bir üslupla sorgularken, her iki hayatın kurumları arasındaki geçişe dikkat çekiyor.
Ahmet Hamdi Tanpınar’ın şiiri sembolist bir ifade üzerine kurulmuştur. Aynı anlatım tarzı romanlarına da zaman zaman sirayet eder. Ancak muhteva açısından metafizik eğilimleri ile estetik endişelerini şiire ayırdığı halde, sosyal temalar için nesri seçmiştir. Romanları, zengin hayat hikayesinden taşarak Türkiye meselelerine kendine has yorumlar getirir.
kaynak: vikipedi