Profesör Dowell’in Başı
Laurent’a sanki bu dudaklar “Açın, açın. Yalvarırım!…” der gibi geldi. Merak, Laurent’ı musluğun yanına kadar götürdü. Burada bir sırrın gizlenmiş olduğunu hissediyordu. Gözlerde sınırsız bir ıstırap belirdi. Gözler rica ediyordu, yalvarıyordu, istiyordu. Öyle görünüyordu ki, insan düşüncesinin bütün gücü, iradenin bütün gerilimi bu bakışta odaklanmıştı. Laurent karar verdi. Yüreği sertçe çarpıyordu, elleri titriyordu, musluğu dikkatlice açarken… O anda gırlaktan bir fısıltı duyuldu. Laurent, bozuk bir gramofondan çıkıyormuş gibi zayıf, zorlukla duyulan, çatırdayan, kırık ve hışırtılı sesi duydu:
– Te-şek-kür ede-rim… Size…
Profesör Dowell’in Başı, ilk kez 1925’te, Moskova’da “İşçi Gazetesi”nde yayımlandı. Sovyetler Birliği’nin en çok bilinen fantastik eserlerinden biri oldu. Eser öyle başarı kazandı ki, kitapla ilgili şehir efsanelerinin doğması da gecikmedi. “Sovyetlerin Jules Verne’i” olarak nitelenen Aleksandr Belyaev’i bilimkurgu okuyucularına ve kültür üzerine düşünen herkese sunmaktan mutluluk duyuyoruz.