Pera Palas’ta Gece Yarısı
“Efsanevi ajanların cirit attığı, caz müziğinin sürgündeki Beyaz Rusların, Avrupa’nın en hızlı gece kulüplerinden Maksim’in damga vurduğu ihtişamlı kentten bahsediyoruz… Agatha Christie’nin usul usul kitabını yazdığı, Ernest Hemingway’in ağır ağır vermutunu yudumladığı, Lev Troçki’nin ada vapurunda kuşkuyla etrafına baktığı bir şehirden… Yazarın deyişiyle ‘İstanbul’un dünyayı taklit ettiği değil, bizzat ürettiği,’ dünya sahnesinde bir yıldız gibi parladığı günlerden…”Yenal Bilici, Hürriyet Gazetesi
“İstanbul 1918’den 1920’lerin sonuna uzanan dönemde yaşlanmış bir imparatorluğun başkentinden modern, canlı bir dünya kentine dönüşüyor. Charles King’in Pera Palas’ta Gece Yarısı kitabı bu renkli değişim öyküsünü, kendi deyişiyle ‘İstanbul’un caz ve sürgün dönemini’ anlatıyor.Pınar Ersoy, Milliyet Gazetesi
“Charles King’in yıllarını verdiği ve Ayşen Anadol’un maharetle Türkçeleştirdiği Pera Palas’ta Gece Yarısı, bir şehrin, bir semtin, bir otelin, bir uluslararası ilişkiler mekânına dönüşmesini anlatıyor.”Kaya Genç, Sabah Gazetesi
Modern İstanbul’un doğuşu hiç bu kadar sürükleyici bir dille, hiç bu kadar roman tadında yazılmamıştı. Charles King, Osmanlı İmparatorluğu’nun son demlerinde inşa edilen, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde nice badireler atlatan, bugün de eski görkemine kavuşan Pera Palas’ın ekseninde İstanbul’un payitahttan küresel şehre dönüşümünü anlatıyor. Bu rengârenk anlatıda, Beyaz Ruslar Grand Rue kaldırımlarında aile yadigârlarını satarken Halide Edip kadın hakları için mücadele veriyor, Mustafa Kemal ulus devleti inşa ederken Troçki Büyükada’da sürgün hayatı yaşıyor, geleceğin Papa XXIII. Johannes’i Nazi işgali altındaki Avrupa’dan kaçanlara gizlice yardım elini uzatıyor. Bostonlu bir profesör Ayasofya’nın hazinelerini gün ışığına çıkarırken Müslüman bir genç kız Dünya Güzellik Kraliçesi seçiliyor. Her milletten ajanların kol gezdiği bir şehir İstanbul; Pera Palas yönetimi lobiye postu seren ajanların müşterilere yer açmasını rica etmek zorunda kalıyor. Udi Hrant’ın, Roza Eskenazi’nin, Seyyan Hanım’ın yanı sıra Palm Beach Seven orkestrasının nağmelerini de dinleyebilirsiniz İstanbul sokaklarında. Georgetown Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü profesörü Charles King, yirmi sekiz yıl önce ilk ayak bastığında onu büyüleyen İstanbul’un modern tarihini yeniden kurgularken Avrupa tarihinin unutulmuş bir dönemini de gözler önüne seriyor. Elinizdeki kitap, yazar Robert D. Kaplan’ın sözleriyle, “sepya tonunda bir klasik.”