Bu yapıtta anlatılan insanlığın öyküsü ulusçu, dinci, batıcı tarihlerde-kinden farklıdır. İnsanlığın tarihi, UNESCO’nun çok ciltli History of Humanity (İnsanlık Tarihi, İmge) yayını doğrultusunda, insan odaklı bir bakış açısıyla, tek ciltte aktarılmaya çalışılmaktadır.

Bu yolda, maddenin biyokimyasal evrimi ile başlanıp, genel olarak canlıların organik evrimi evresine geçilmektedir. Özel olarak insanın organik evrimi ise uzak hayvan anaataları olan prosimiyen kemirgen noktasından uzak insan anaataları sayılan, araç kullanan insanımsı=hominoid cinslerine dek izlenmektedir.

İnsanlığın kültürel evrim evresi, eşitlikçi-kararlı denge yasası uyarınca görece durağan yapılı ilkel topluluk ile giderek daha büyük bir artının üretilip aktarıldığı eşitsizlikçi, dinamik uygar toplum dönemlerine bölünerek incelenmektedir.

Uygar topluma geçişte göçebe çoban-yerleşik çiftçi topluluklar arası savaşçı ve barışçı alışveriş ilişkilerinin belirleyiciliği üzerinde durulmaktadır. Bunun ürünü olarak, talan, yağma, haraç, vergi evrelerinden geçilerek doğan kentli, sınıflı, devletli, ideolojili uygar toplumun iç ve dış dinamikleri ortaya konulmaktadır.

Uygarlığın ilk ve Afroavrasya’daki tek beşiği olan Aşağı Mezopotamya’dan, Sami, Hint-Avrupa, Moğol-Türk göçebe akınları, Hıristiyanlık, İslamlık akımları kanallarıyla dünyanın dört bir yanına yayılışı sergilenmektedir. Toplumun kent devletlerinden dünya imparatorluklarına doğru gelişmesi, üretim ve savaş teknolojileri etkileşimi, kenttanrıcılıktan tektanrıcılığa, sihirsel düşünüşten, önce dinsel, sonra bilimsel düşünüşe geçiş koşulları vurgulanarak verilmektedir.