• Bize Ulaşın
    0537 364 0921
  • Bostancı / İstanbul

Günübirlik Hayatlar

Gerçek Psikoterapi Öyküleri Roma İmparatoru ve filozof Marcus Aurelius, “Hepimizinki günübirlik hayatlar; hatırlayanın, hatırlanandan farkı yok,” diye yazmış. İşte ünlü psikiyatr Irvin Yalom da bu sonsuz varoluşun küçük bir parçasını işgal eden günübirlik hayatları, yani bizi yazıyor… Yalom yıllarca üzerinde çalıştığı bu kısa hikâyelerde hastalarının mücadelelerini konu ettiği kadar kendi sarsıntılarını da anlatıyor ve iki önemli sorunun üzerine gidiyor: Kısa da olsa nasıl anlamlı bir yaşam sürüp her günün tadına varabiliriz? Ve kaçınılmaz son olan ölüm gerçekten ne ifade ediyor?  Öfke sorunu yaşayan bir kadın, her istediğine sahip ancak bir türlü mutlu olmayı bilmeyen bir iş adamı, insanın bu dünyadaki konumu üzerine düşünen ve bir yandan da kendi acısıyla başa çıkmaya çalışan yeni mezun bir psikolog… Irvin Yalom’un gerçek psikoterapi seanslarından derlediği bu hikâyeler, zorlukları ve tatlı anlarıyla yaşamı bir bütün olarak kabullenmeyi öğretirken aynı sayfaya her baktığınızda farklı şeyler görebileceğiniz bir başucu kitabı olduğunu kanıtlıyor. “Hepimiz bu hayatta bizi anlayacak birilerine ihtiyaç duyuyoruz, ancak öncesinde farkına varmamız gereken birçok şey var. Günübirlik Hayatlar kendimizi, insanları ve dünyayı anlamamız için bize lekesiz bir ayna tutuyor.”

Read More

Algılama, Duyma ve Bilme

Günlük yaşamımızın ayrılmaz bir parçası olan görme, işitme, dokunma, tatma ve koku alma yoluyla edindiğimiz bilgiler üzerine pek düşünmeyiz. Oysa konuya biraz yakından bakıldığında bu bilgilerin kapsamı, doğruluk derecesi, ya da bunları nasıl edinebildiğimiz gibi sorunlar çıkar ortaya.

Duyu organlarımızın bize gerekli bilgileri nasıl ve ne ölçüde verebildikleri sorusunu ynıtlamak hiç de kolay değildir. Descartes, Locke, Berkeley ve Hume gibi İngiliz deneyci filozoflarının önemle ele aldığı algılama sorununun, yüzyılımızın filozofları için daha da yoğun bir ilgi konusu olmasına karşın, çekişmeli niteliğinden hiçbir şey yitirmediği görülüyor.

Vehbi Hacıkadiroğlu’nun düzenlediği bu derleme okura algılama konusundaki belli başlı öğretileri tanıtmayı amaçlamıştır. Değişik görüşlere yer verilen kitapta, felsefe yazınımızı zenginleştirici bir tartışma sunuluyor.

Read More

Tutsak Edilmiş Akıl

Tutsak Edilmiş Akıl, üstünkörü bir okumayla bile anlaşılabileceği gibi, içinde aydın çevreyle bir hesaplaşma isteği de barındıran, ama genel anlamıyla 20. yüzyıla damgasını vurmuş iki totaliter düzene, Hitler ve Stalin totalitarizmine karşı yazılmış metinlerden oluşan bir kitaptır. Bugün bu iki ismin artık tarih sayfalarında kalmış olması, kitabın güncelliğini hiç etkilememektedir. Tarihin ve insanlığın hükümdarı olmak, insan aklına hükmetmek hala bir ideal olarak her an dönüşebilme gücünü içinde barındırarak bugün de daha başka biçimleriyle ve daha farklı araçlar kullanarak var oluyor olabilir. Bu tür yönetimlere karşı, insan aklını uyanık tutmaya çalışan bir kitaptır Tutsak Edilmiş Akıl.

Read More

Marilyn Monroe Notlar

“Ben kimseyi kandırmadım. İnsanların kendilerini kandırmalarına izin verdim sadece. Kimse, gerçekte kim olduğumu, ne olduğumu öğrenmeye zahmet etmedi. Benim için bir karakter yarattılar. Onlara karşı çıkacak gücüm yoktu. Belli ki, olmadığım birini seviyorlardı.” – M. M.

Marilyn Monroe: Notlar, 20. yüzyılın en büyük ikonlarından birini, Marilyn Monroe’yu yeniden tanımlayan benzersiz bir kitap. Ölümünün üzerinden elli yıldan uzun bir süre geçen Marilyn Monroe, karşımıza ilk kez bu kadar savunmasız çıkıyor.
Marilyn’in imajı öyle evrensel ki, onun hakkında her şeyi bildiğimize inanıyoruz. Ne de olsa onun her sözü ve jesti manşet oldu, tartışmalar yarattı. Ciddi oyunculuk yeteneği bazen şöhretiyle gölgelendi. Ve bu arada kamera ona umutsuzca âşık oldu.
Marilyn, ya da gerçek adıyla Norma Jeane, dünyanın tanıdığından daha meraklı, araştırmacı, nükteli ve umutlu bir kadındı. Şimdi, okurlar ilk kez o özel Marilyn’le tanışabilecek ve onu çok daha iyi anlayabilecek. Marilyn Monroe: Notlar yazılı kaynaklar bakımından eşsiz bir koleksiyon. Marilyn’in el yazısıyla kendisi için aldığı notlar, yazdığı mektuplar, hatta şiirler daha önce hiç yayınlanmadı.

Read More

Philosophical Analysis in the Twentieth Century, Volume 1 : The Dawn of Analysis – (20. Yüzyılda Felsefi Analiz)

Bu, 1900’den bu yana, geleneğin önde gelen çağdaş figürlerinden biri tarafından anlatılan, büyük, geniş kapsamlı bir analitik felsefe tarihidir. İlk cilt, hikayeyi 1900’den yüzyılın ortalarına kadar alıyor. İkincisi tarihi güncelleştirir. Scott Soames’in söylediği gibi, analitik felsefenin öyküsü, geleneğin temel sorunlarını çözmeye yönelik önemli ilerlemeler kaydeden önde gelen düşünürlerle birlikte büyük ama eşitsiz bir ilerlemenin öyküsüdür. Geniş bir felsefi konum hiçbir zaman kalıcı bir hakimiyet elde edememiş olsa da, Soames iki metodolojik gelişmenin zaman içinde felsefi manzarayı yeniden şekillendirdiğini savunuyor. Bunlar (1) analitik filozofların mantıksal hakikat, a priori hakikat ve zorunlu hakikat kavramlarını anlamada ve ayırt etmede zor kazanılan başarıları ve (2) felsefi spekülasyonun sağlam felsefe öncesi düşünceye dayandırılması gerektiği fikrinin kademeli olarak kabul edilmesidir. .

Read More

Dretnot – İngiltere, Almanya ve Yaklaşan Savaşın Ayak Sesleri

I. Dünya Savaşı’nda Osmanlı İmparatorluğu bu teknik ve taktik açığını Alman subayları ile doldurmaya çalışmıştır. Yukarıda verilen listede görüldüğü üzere, tüm önemli gemilerin komutanları Alman’dır. Donanma komutanı Souchon’un yardımcısının Türk olmasına karşın, onun da kurmay subayı Alman’dır ve bu şekilde kendisi üzerinde tam bir denetim sağlanmıştır. İşte bu noktada yukarıda değindiğimiz “sadakat” sorunu ortaya çıkmaktadır. Ulus devletin doğal gereği olarak bu Osmanlı Bahriyesi kadrolarındaki Almanlar’ın sadakati, Osmanlı Devleti’ne değil, kendi ülkelerinedir.

I. Dünya Savaşı sırasında Osmanlı Bahriyesi’nin büyük gemileri, kah demode olmalarından, kah teknik ve taktik bilginin olmamaı nedeniyle verimli bir şekilde kullanılamamışlardır. Osmanlı Devleti’nin elindeki az sayıdaki dretnot öncesi zırhlı, kıyıya bağlı sabit top bataryaları olarak kullanılmıştır. Donanma, Karadeniz’de kıyıya yakın ikmal hatlarının dahi güvenliğini sağlayamamış ve bunun sonucu olarak Doğu cephesinde savaşan askerlere ikmal-iaşe ulaştırılamamış, bir anlamda kaderlerine terkedilmişlerdir. Sonuç olarak, I. Dünya Savaşı’nın hemen öncesi ve savaş sırasında Osmanlı Bahriyesi, teçhizat, eğitim, malzeme, ve hatta komuta-kontrol bakımından
Almanya’ya tam olarak bağımlıdır. Almanya’dan gemi ve uçak alımı yanı sıra, gemiler için çok çeşitli yedek parça, silah ve mühimmat alımı yapılmıştır. Ayrıca, gemiciler için elbiseler, halatlar ve yakıt dahi Almanya’dan alınmıştır

Read More

Yenilmez Demir Adam Ironman

Dünyanin en sevilen süper kahramanlarindan biri için yepyeni bir evren!

Yeni arkadaşlarla ve yepyeni bir amaçla Tony Stark hayatını sil baştan yazmaya koyulur! Marvel Evreni’ni alt üst edecek bir sürprizle Demir Adam herkesi şok edecek yeni bir müttefiğe kavuşuyor daha doğrusu kavuştuğunu ümit ediyor. Tam da her zamankinden daha tehlikeli ve kindar haldeki eski düşmanı Madam Masque’la karşı karşıya gelmişken. Demir Adam’ın yeni zırhını sizleri hem şok hem de hayret içerisinde bırakacak bir hikayenin içerisinde görme fırsatı elde edeceksiniz yine de asıl dikkatleri çeken Tony’nin yeni arkadaşı olacak. Brian Michael Bendis’in dahi, milyarder ve playboy hayırseveri nasıl bir süper stara dönüştürdüğüne şahitlik edin!

Read More

Marvel Hakkında Bilmeniz Gereken Her Şey

Marvel Hakkında Bilmeniz Gereken Her Şey, eğlenceli gerçekler, garip ama gerçek hikâyelerle Avengers, Spider-Man ve Daredevil gibi herkesin en sevdiği Marvel çizgi romanlarındaki karakteri son derece ilgi çekici bir şekilde değerlendiriyor. Hangi kötü karakter, tüm Manhattan halkına Spider-Man’in güçlerini vermiştir? Volverine, bu kadar genç görünmeyi nasıl başarır? Dünyaya vampirleri ve kurt adamları ilk olarak hangi büyü kitabı saldı? Keşfetmeye hazır mısınız? Bu benzersiz kitap, süper kahramanların sırlarından, süper kötülerin ilgi çekici geçmişlerine kadar Marvel Comics Evreni’nin en büyüleyici noktalarına ışık tutuyor. İnfografik tasarımı, geniş kapsamlı formatıyla, eski ve yeni tüm Marvel hayranlarını şaşırtacak ve memnun edecek bir kitap.

Read More

Seyr-i Sefain

Eser Tutel, Seyr-i Sefain’de Türk ticaret gemilerini anlatıyor. İlk çağrışımın aksine, hayli sıcak, duygu yüklü bir konu, Türk ticaret gemilerinin tarihi. Her geminin bir adı, bir kişiliği, bir hayat hikayesi var çünkü… Üç tarafı sularla çevrili “karayolu ülkesi”nin deniz yollarını, kaptan köşklerini, güvertelerini konu edinen nadir kitaplardan biri; içerdiği veriler ve yüzlerce fotoğrafla, bir kaynak kitap, bir katalog aynı zamanda. İlk sayfasına çok yıllar önce, 1828’de demir atılmış bir katalog…

Read More

Şirket -i Hayriye

Nerede Şirket-i Hayriye’nin o güzelim Boğaz vapurları? Nerede o vapurların usta kaptanları, saygılı yolcuları? O ahşap yalılar, tenteli kayıklar, çilekeş çatanalar, burnu havada alamanalar? O kocaman yelkenliler, çektiriler nerede? Hepsi de otomobillerin, hantal otobüslerin, dev köprülerin kurbanı oldu. Hem de birdenbire. Ya upuzun bacalı bir römorkörün peşinde çektiği o katran karası kocaman karınlı mavnalar? Onlar da Şirket-i Hayriye vapurları gibi birer ikişer Boğaz’dan silindiler. Bir daha geri gelmemecesine. Tek bir yandan çarklı vapur bile kalmadı elimizde. Dünyanın ilk araba vapurları, bir Türk’ün buluşu Suhulet ile Sahilbent’e neler oldu acaba? Ya kendi gibi ismi de güzel Tarz-ı Nevin? Ya Metanet, Resanet adlı yandan çarklılar? Sahi, Şükran ya da bütün gemilerin en güzeli Hale ile kardeşi Seyyale, minik Bebek ile Göksu ne oldular? Hepsini acımadan sattık, söktük, yok ettik. Aslında yok ettiğimiz Boğaziçi ve İstanbul’un canlı tarihiydi, ama kime ne? Kendileri yok oldu, gitti; bari öyküleri ve görüntüleri kalsın diye bu kitabı hazırladık. Şirket-i Hayriye hakkında yazılanlardan, şurada burada çıkan anılardan bulabildiklerimizi aldık, anlatılanları dinledik, dinlediklerimizi ünlü fotoğrafçıların fotoğraflarıyla süsledik. Bu kitapta o güzel gemileri, o güzel günleri yaşayanlara hatırlatmak, o günlere yetişemeyenlere de ilginç bir belge olarak sunmak istedik. Bu kitap, Osmanlı Devleti’nde kurulan ilk anonim şirket olan Şirket-i Hayriye’nin kuru bir tarihçesi değildir. Kaptanları, yolcuları, iskeleleri, gemileriyle İstanbul’un yüz yıl öncesinin günlük hayatından canlı bir kesittir. Dedelerimizin, babalarımızın günlük hayatında vazgeçilmez bir yeri olan Şirket-i Hayriye’den günümüze kala kala işte bunlar kaldı. Birkaç kitap, birkaç anı ve eski fotoğraflar.

Read More