• Bize Ulaşın
    0537 364 0921
  • Bostancı / İstanbul

Badanalı Yüzler – Yaman Koray

Yazar, öykü ve romanlarında Marmara yöresi insanlarının hayatını konu edindi. Dalış yapmayı seven bir yazar olan Yaman Koray romanlarında da dalış tutkusundan kaynaklanan izlenimlerini malzeme olarak kullanan bir yazardı. Orfoz balığının vurması yüzünden Marmaris’e yerleşen ve bu olaydan esinlenerek  Büyük Orfoz adlı romanını yazan yazar, deniz tutkusu olan birisiydi. Eserlerinde dalgıçların, denizler altındaki dünyanın kıyıdaki balıkçıların ve deniz insanlarının öykülerini ele almaktan hoşlandı. Marmara koylarında ve sahillerinde yaşayan denizin sanlarının hayatlarını anlatan,  Kapıdağ’da yaşayan halkın yaşamlarından kesitler sunan yazar eserlerinde kendi gözlemlerini, yaşam deneyimleri ve izlenimlerini yansıttı.

Uygarlığın pençeleri altında ezilen insanların öykülerini  anlatan  yazarın eserlerinde doğaya ve denize olan tutkusu dile gelir. Yaman Koray ve romancılığı üzerinde derinlemesine bir inceleme yapılamamış, yarlığı ve romancılığı tahlil edilememiştir.

Yaman Koray dalma ve balık meraklısı bir yazardı.  Gününün çoğunu deniz veya teknesinde geçiren Yaman Koray hayatının da bu teknede yitirmiştir. Nitekim Marmaris Karacasöğüt’te yaşayan ünlü yazar  ‘Sultan 7’ adlı teknesinin zeminindeki suyu boşaltmak için kabloyla dışarıdan elektrik çekmiş  teknesinde suyu boşaltmaya çalışırken elektrik çarpması sonucu 71 yaşındayken yaşamını yitirmişti

Romanları: 

Deniz Ağacı (1962), Gelin Taşı (1963), Sığırcıklar (1967), Mola (1970), Büyük Orfoz (Milliyet gazetesinde tefrika 1974; kitap: 1979), Badanalı Yüzler (1983), Kuyudaki Adam (2005).

kaynak: Şahamettin Kuzucular

Read More

Charlie Chaplin (Şarlo)

Charlie Chaplin (Şarlo)

Bol pantolonlu, melon şapkalı, büyük ayakkabılı, sürekli bastonunu çeviren ve sakar hareketleri ile gülünç mizansenler oluşturan “Şarlo” tiplemesi ile filmlerinde dönem koşulları için imkânsız görülebilen mizansenlere, koreografilere ve akrobatik hareketlere yer veren Chaplin, komedi sinemasının bütün örneklerini sonuna kadar korumakla birlikte, heyecanın ve hareketin asgari düzeye çekildiği sahnelerinde ise dramatik yapısını sergileyebilmiştir.

Chaplin, tüm filmlerinde sinema dünyasına yeni heyecanlar katmıştır. Filmlerinde yergi, maskaralık ve güldürü unsurlarını iç içe kullanan Chaplin, mim oyuncusu ve yönetmen olarak sanatıyla her türlü seyirciyi etkiledi. Kırk yıldan fazla süren sanat hayatında 79 film yaptı. Onun oyuncu ve yönetmen olarak yaptığı filmlerden bazıları şunlardır:

Şarlo Patinajcı (The Rink), Şarlo Rejim Yapıyor (The Cure), Şarlo Göçmen (The İmmigrant), Şarlo Kaçıyor (The Adventurer), Şarlo Asker (Shoul der Arms), Yumurcak (The Kid), Şarlo Hacı (The Pilgrim), Parisli Kadın (A Woman of Paris), Altına Hücum) (The Gold Rush), Şarlo Sirkte (The Circus), Şehir Işıkları (City Lights), Asri Zamanlar (Modern Times), Şarlo Diktatör (The Great Dictator), Sahne Işıkları (Limelight), New York’ta Bir Kral (A King in New York), Hong Konglu Kontes (A Countess From Hong Kong).

Pandomim: sözsüz oyun ya da mim sanatı, en basit anlatımıyla sözsüz tiyatro oyunudur. Gösteri sanatının dallarından biridir. İngiliz pandomimi ile karışmaması için kısaca “mim” olarak ifade edilir. Pantomimde sanatçı, yüz mimiklerini, el-kol ve beden hareketlerini kullanarak temayı anlatmaya çalışır.

Read More

KÜÇÜK PRENS

KÜÇÜK PRENS – Selim İleri Çevirisi – Bilgi Yayınevi

Küçük Prens, dünyanın en çok okunan kitaplarından biridir. Eserde bir çocuğun gözünden büyüklerin dünyası anlatılır. Sahra Çölü’ne düşen pilotun Küçük Prens’le karşılaşması ile başlayan kitap yirmi yedi bölümden oluşur. Yazarın uçağı bozulur ve Sahra Çölüne iniş yapmak zorunda kalır. Çölde Küçük Prens ile karşılaşır. Küçük Prens yazara yaşadığı yeri, yaşadığı maceraları anlatmaya başlar. O, B612 Asteroidinde tek başına yaşayan bir prenstir. Gezegeninde çok sevdiği güle özenle bakar. Gülüne nasıl daha faydalı olabileceğinin yollarını araştırmak istediği için diğer gezegenleri gezmek zorunda kalmıştır.

Kralın gezegeninde otorite tutkusunu, sanatçının gezegeninde kendini beğenmişliği, sarhoşun gezegeninde saplantıyı, işadamının gezegeninde amaçsız sahip olma tutkusunu, fenercinin gezegeninde öğrenmeden, değişmeden emir yerine getirmeyi coğrafyacının gezegeninde elitizmi görür. Hepsinden mutsuz ayrılır. Son gezegen ise dünyadır. Dünya, diğerlerinden farklı olarak büyük ve kalabalık bir gezegendir. insanların kendi değerlerinden daha çok giysileriyle anlam ve değer kazandıkları bir yerdir. Özellikle Küçük Prens’in yurdundan ayrılıp altı ayrı gezegene yaptığı gezileri anlatan bölümlerde bazı tipik yetişkin yaşam biçimlerinin eleştirisi yapılır.

kaynak: vikipedi

Read More

ÖN TÜRK UYGARLIĞI

Tarihin Başladığı Ön-Türk Uygarlığı – Resmî Tarihin Çöküşü
Halûk Tarcan — Töre Yayın Grubu


Ancak ikibin yıllık zaman içinde tarihte görünmüş ve bu nedenle uygarlıkta geç kalmış olan Batı, Türkleri uygarlıktan nasibini alamamış göçebeler olarak bilir, böyle öğrenir, böyle öğretir… Yakıcı, yıkıcı, iyi silah kullanan, iyi binici, gittiği yeri kolayca fetheden ama işgal ettiği ülkede kısa sürede eriyen, evrensel kültüre hiçbir katkısı olmamış insan sürüleri…

Üstüne Batı toprağı örtülmüş bilimsel gerçekler bunun tam tersidir. Onlar şu yazdığımız yazıyı bulmuş, tarihte ilk kentleri, siyasal kuruluşları gerçekleştirmiş, tek Tanrı kavramını kurallaştırmış gök bilim, dolayısıyla felsefeye ilk adımlarını atmış, kaybolduğu sanılan büyük uygarlığın sahibidirler…

Tarih onlarla, ön-atalarımızla, Ön-Türklerle başlar; on dört bin’lerde tarihe ilk yazı işareti olan damgalarda ilk adımlarını atarlar. Su baskınları, kuraklıklar nedeniyle göç ederler.

Göçebe değil, göçmendirler. Gittikleri her yeri, dünyanın dört bucağını Asya, Anadolu, Avrupa… ileri seviyedeki düşünceleri ve yazılarıla aydınlatırlar. Dip kültürleri oluştururlar, bu nitelikleriyle onları etni’ler politikasıyla bölmenin imkânı yoktur; Batı’nın rüyası Sevr asla uygalanamaz.

Kısacası, Batı’nın bize biçmiş olduğu resmi tarihin çökmüş olduğunu, tüm Türklerin bilgisine sunar.

Read More

Saatleri Ayarlama Enstitüsü

Ahmet Hamdi Tanpınar / YAPI KREDİ YAYINLARI

Saatleri Ayarlama Enstitüsü, Ahmet Hamdi Tanpınar’ın romanlarından biridir. 1961 yılında yayımlanmıştır.
Roman, Türk insanının Doğu ile Batı arasında bocalamasını irdeler.

Saatleri Ayarlama Enstitüsü, içeriğini ve konusunu romanın karakterlerinden Nuri Efendi (Saat Ustası), Mübarek (Ayaklı ve yaşlı bir İngiliz yapımı duvar saati), Halit Ayarcı ve saat-zaman-insan ilişkilerinden almaktadır. Roman içe kapanık, önyargılı, geleneksel yaşayan ama Batılı değerleri sorgulasa da kabul eden Hayri İrdal’ın gözlemleri ve yaşadıkları üzerine kuruludur. 

Yapıt çocukluğu II. Abdülhamit döneminde geçen, Meşrutiyet ve Cumhuriyet dönemlerinde de yaşayan Hayri İrdal’ın anıları şeklinde kurgulanmıştır. Osmanlıca ve Farsça kelimelere sıkça başvurulmuştur. Dili ağır fakat anlatımı akıcıdır. Roman dört bölümden oluşmaktadır: Büyük Ümitler, Küçük Hakikatler, Sabaha Doğru, Her Mevsimin Bir Sonu Vardır.

Ahmet Hamdi Tanpınar Saatleri Ayarlama Enstitüsü’nde göründüğünden daha ironik ve derin bir bakışla, zamanı romanın odağına oturtuyor. Eski bir zamandan yeni bir zamana ve böylece aynı zamanda, eski hayattan yeni hayata geçişi; ince, mizahi, şaşırtıcı bir üslupla sorgularken, her iki hayatın kurumları arasındaki geçişe dikkat çekiyor.

Ahmet Hamdi Tanpınar’ın şiiri sembolist bir ifade üzerine kurulmuştur. Aynı anlatım tarzı romanlarına da zaman zaman sirayet eder. Ancak muhteva açısından metafizik eğilimleri ile estetik endişelerini şiire ayırdığı halde, sosyal temalar için nesri seçmiştir. Romanları, zengin hayat hikayesinden taşarak Türkiye meselelerine kendine has yorumlar getirir.

kaynak: vikipedi

Read More

RAMSES SERİSİ


RAMSES SERİSİ (Tarihi Roman)

Christian JACQ / REMZİ KİTABEVİ

II. Ramses, Mısır firavunları içinde en uzun süre firavun tahtında oturan firavunlardan biridir ve gerek kişiliği, gerek Yeni Krallık döneminde Mısır hanedanlığını ulaştırdığı nokta ile firavunlar çağının belki de en görkemli firavunudur. Hakkında yapılan tartışmaların bugün bile sürmesi, II. Ramses’in hayatının halen romanlara, sinema filmlerine konu olması; gerek dönemindeki olayların gerekse cesedinin bile tartışma konusu yapılması onun tarihsel kişiliğinin ne denli güçlü ve önemli olduğunu göstermektedir.

– Işığın Oğlu
I. Seti, güçlü ve sevilen bir hükümdardır. Akıllı yönetimi sayesinde, ülkesini dünyaın en güçlü imparatorluğu yapar. Ancak tahtı devretme zamanı yaklaştığı için iki oğlu arasında bir seçim yapmak zorundadır. Henüz on dört yaşında olan Ramses, azimli, dürüst ve akıllıdır; ancak gençliğinin verdiği heyecan zaman zaman hata yapmasına yol açmaktadır. Genç Ramses’in rakibi olan, kurnaz ve hain ağabeyi Şenar ise, taht yolunda küçük kardeşini engellemek için her türlü komploya girişmeye hazırdır.


– Milyonlarca Yılın Tapınağı
Işığın Oğlu Ramses, yakında Mısır tahtına oturacaktır. Güçlü bir firavun olması için gereken her şeye sahiptir: onu koşulsuzca seven karısı Nefertari ile annesi Tuya ve çocukluğunda edindiği güçlü arkadaşlıklar… Yine de genç firavun tahtını korumak için büyük bir mücadele vermek zorundadır. Çünkü düşmanları Ramses’i tahttan düşürmek için yeni planlar yapmıştır. Ramses, ağabeyi Şenar’ın tuzaklarından, gizemli bir büyücünün kara büyüsünden ve Hititlerin entrikalarından kurtulmayı başarabilecek midir?


– Kadeş Savaşı
Silah gücü çok üstün olan Hitit ordusu tarafından tehdit edilen Mısır’ın büyük bir savaşa girişmesi kaçınılmaz görünmektedir. Kötü bir büyüye kurban olan Kraliçe Nefertari’nin sağlığı giderek bozulurken ve Mısır topraklarına sızan Hitit casus şebekesi ortalığı kasıp kavururken, Ramses bu savaşa nasıl hazırlanacaktır? Ramses, Kraliçe’yi kurtarabilecek tek ilacı bulmak için Güney’e gitmek, sonra da Kuzey’de Hititlerle savaşmak zorundadır.


– Ebu Simbel’in Kraliçesi
Savaş alanlarında kazandığı başarıya rağmen, güçlü Hitit İmparatorluğu’nu dize getiremeyen Ramses, savaşmayı sürdürmektense, karşılıklı görüşmelerle aralarındaki anlaşmazlığı çözmeyi seçer; çünkü onun için, Kraliçe Nefertari’ye karşı duyduğu sevgi, savaş alanlarının heyecanından ve kazanılan zaferlerin görkeminden çok daha üstündür. 

Ramses, Nefertari’ye karşı duyduğu bu sevgiyi tüm dünyaya kanıtlamak için, ona, olabilecek en müthiş hediyeyi sunmaya karar verir. Sonsuza kadar sürecek aşklarını simgelemek üzere, Ebu Simbel’e bir tapınak yaptıracaktır. Bu arada, uzun süredir kayıp olan arkadaşı Musa’nın Pi-Ramses’e geri dönmesi, olaylara yeni bir yön verecektir.


– Batı Akasyası’nın Altında

Artık elli yaşına gelmiş olan Ramses’in hükümdarlığı altında, Mısır refah içinde yaşamaktadır. Ancak Hükümdar’ın destansı kaderi, yaşlılık yıllarını huzur içinde geçirmesine fırsat tanımamaktadır. Ramses, Hititlerle olan barışı korumak, isyancı Libyalıları bastırmak ve Mısır’ı yıkmak isteyen karanlık güçlerle sürekli olarak savaşmak zorundadır.

Read More

Marilyn’i Kurtarmak

Marilyn’i Kurtarmak

Michel Schneider / YAPI KREDİ YAYINLARI

Marilyn Monroe ile psikanalisti Ralph Greenson arasında Ocak 1960’tan 4 Ağustos 1962’ye kadar Freudcu psikanaliz yönteminin sınırlarını aşan bir ilişki yaşanır. Marilyn’in rol yapmak, ayakta kalabilmek, sevebilmek ve ölmemek için Hollywood psikanalisti Greenson’a ihtiyacı vardır, neredeyse her gün ve her gece. Greenson ise Marilyn’i içinden çıkarmaya çalıştığı o girdaba her gün bir adım daha yaklaşmaktadır.


Michel Schneider’e 2006 Interallié ödülü kazandıran roman Hollywood ve psikanaliz ilişkisini anlatırken, sarışın seks sembolünün fotoğraflardaki hüznü hakkında da ipucu veriyor.

Read More

Maltepe Kitap

Maltepe ve çevresinde ikamet ediyorsanız, adresinize gelip (isterseniz aynı gün) kitaplarınızı satın alıyoruz…
Lütfen, Bizimle İletişime Geçin… 0537 364 09 21

Read More

Erenköy Kitap

Erenköy ve çevresinde ikamet ediyorsanız, adresinize gelip (isterseniz aynı gün) kitaplarınızı satın alıyoruz…
Lütfen, Bizimle İletişime Geçin… 0537 364 09 21

Read More