Türk Tiyatrosu tarihini evrelere göre incelerken, bunu dört dönem olarak ele almıştık. Bize özgü Geleneksel Türk Tiyatrosu belirli bir tarih döneminden çok, bir bakıma önsüz ve sonsuz bir evre olarak düşünülmelidir. Bundan sonraki üç evre Batı örneğinde Türk Tiyatrosu’dur. Bu konularda hazırladığımız üç cilt şu başlıkları taşıyordu: Tanzimat ve İstibdat Döneminde Türk Tiyatrosu- Meşrutiyet Dönemi Türk Tiyatrosu – önce 50 Yılın Türk Tiyatrosu, 1983’teki üçüncü baskısında ise Cumhuriyet Dönemi Türk Tiyatrosu. Geleneksel Türk Tiyatrosu kitabı ilk 1969 yılında yayınlanmıştı. Şimdiki ise bir bakıma ikinci baskı sayılabilir. Bir bakıma diyorum, çünkü kimi bölümleri çok ufak değişikliklerle korunmuştur. Ancak buna aynı adı taşımakla birlikte yeni bir kitap da denilebilir. Şöyle ki iki büyük tiyatro geleneği olan Köylü Tiyatrosu Geleneği ile Halk Tiyatrosu Geleneklerinden birinci baskıda yalnızca Halk Tiyatrosu Geleneğine yer verilmişti, oysa bu yeni baskıda kitabın birinci kesimini oluşturan Köylü Tiyatrosu Geleneği eklenmiştir. Ayrıca Halk Tiyatrosu Geleneği kesiminde de önemli ölçüde değişiklikler, katmalar, çıkarmalar yapılmıştır. Bundan başka ilk baskıda çok az sayıda olan resimler bu baskıda zenginleştirilmiş, ayrıca renkli resimlere de belli bir ölçüde daha çok yer verilmiştir. Bir başka değişiklik de biri Karagöz, öteki Ortaoyunu olmak üzere tam metin olarak iki fasıl eklenmiştir. Değişiklik yalnız iki baskı arasında olmadı, 1969’dan bu yana Geleneksel Tiyatromuza yeterli olmamakla birlikte daha büyük bir ilgi uyandı. Devlet gene yeterli olmamakla birlikte konuyla ilgilendi. Devlet Tiyatrosunda Tiyatro Bölümümüzden mezun bir sanatçı sürekli Karagöz ve Kukla gösterimleri vermekte. Turizm Bakanlığının açtığı bir Karagöz yarışması sonucu oniksi dolaylarında iyi Karagöz oynatabilecek sanatçılar saptandı. Bunların içinde en az dördü eski ustaları aratmayacak bir düzeyde bulunmaktadır.