• Bize Ulaşın
    0537 364 0921
  • Bostancı / İstanbul

Yorgun Savaşçı – Kemal Tahir

Esir Şehir Üçlemesi’nde Millicileri İşgal Kuvvetleri’nin baskısı altındaki İstanbul’da anlatan Kemal Tahir, ‘Yorgun Savaşçı’da onları Anadolu’ya gönderir. ‘Yol Ayrımı’nda yan karakterlerden biri olarak karşımıza çıkan Cehennem Topçu Cemil, ‘Yorgun Savaşçı’nın baş kahramanıdır. İstanbul’a geldiğinden beri, bir türlü üzerinden atamadığı yorgunluğu sanki dinlendikçe çoğalan Cemil, bir yandan aşık olup evlendiği teyze kızı Neriman ile her şeyi bırakıp uzakta bör köyde yaşamayı isteycek kadar bıkkın; diğer yandan Anadolu’ya geçip Milli Mücadele’de ön saflardayer almayı isteyecek kadar da cesurdur.
1919 ve 1920 yıllarında İstanbul’daki örgütlenmeleri ve Anadolu direnişini anlatan ‘Yorgun Savaşçı’, Cumhuriyet’in kuruluşuna giden sürecin romanı olarak da okunabilir.

Read More

Lemurya ve Atlantis

Lemurya ve Atlantis ne zaman ve nerede var olmuşlardı? Bugün bu kayıp toprakların herhangi bir kanıtı var mıdır? Mu neydi? 0 Rh (-) kan grubunun, Atlantisli atalarla bir bağlantısı var mıdır? Lemuryalılar, insanların bugün artık sahip olmadıkları ne tür fiziksel özelliklere sahiplerdi? Zamanda kaybolmuş olan bu iki uygarlıktan neler öğrenebiliriz?
Bu kitapta, yazar Shirley Andrews bu soruları ve daha fazlasını cevaplamaktadır. Amerika topraklarında Atlantisli ve Lemuryalı kalıntılarına ait kanıtlar sunmakta, ileri teknolojilerini ve titreşim temelli şifa yöntemlerini açıklamakta, dünya dışı varlıkların ziyaretlerini ve Lemurya ile Atlantis’e gerçekte neler olduğunu ortaya koymaktadır.
“Lemurya ve Atlantis” adlı bu kitap, inanılmaz Lemurya ve Atlantis kayıp kıtalarıyla birlikte, bir zamanlar orada yaşamış olan insanların ruhsallıklarını, hem araştırmacılardan hem de psişiklerden alınan şaşırtıcı bilgiler sayesinde vurgulamaktadır.

Shirley Andrews, yaşamı boyunca tarih öncesi uygarlıklara ve çağlara karşı büyük bir ilgi duymuş, hem Birleşik Devletler’de hem de Londra’daki British Museum Kütüphanesi’nde araştırmalar yürütmüştür. Araştırmaları sonucunda Himalayalar’da, Azur Adaları’nda, Andes’te, Orta Amerika’da ve İspanya’daki Tio Bustillo Mağarası’nda antik manastırlar bulmuştur. Sayısız radyo programına katılmıştır ve hâlâ Atlantis hakkında popülerliğini koruyan seminerler vermektedir.

Read More

Kana Diz Kana – Hakan Günday

Kana Diz Kana, başkarakterinin yaralanması ve yarasını satın almaya hevesli bir palyaçoyla karşılaşmasıyla başlayan olayların, giderek katman katman açılan, derinleşen, ortaya çıkan ve yok olan varlıkların birbirlerinin karanlık aynalarına dönüştüğü, yalnızlıkları ve kalabalıkları yakından ilgilendiren pek çok kavramın yanıp söndüğü, takas edildiği, tartışıldığı, yol içermeyen kaotik bir yolculuk hikayesi…

Yaratıcıları arasında, kitabın çizilmeye başlandığı 2008 yılından beri tasarlanan ve bir doğaçlama deneyimine dayanan deney, 12 yıl sonra Türkçe edisyonda gerçeğe dönüşüyor. Hakan Günday’ın kitap için kaleme aldığı önsözde belirttiği üzere, “bulmakla değil, aramakla ilgili” bir deney…

Read More

Siddhartha – Hermann Hesse

‘İçinde anlatılan ortama karşın, çok Avrupai bir kitaptır Siddhartha. Bildirisi birey’le başlar; bireye Asya’daki öğretiye göre daha çok önem verilmiştir. Siddhartha, benim, Hint düşüncesinden kurtulup özgürleşmemin dışavurumudur. tüm dogmalardan kurtulmak için tuttuğum yol Siddhartha’ya götürdü beni; yaşadığım sürece de bu yolda ilerleyeceğim doğaldır… Tüm dinlerde, insanların benimsediği tüm inanış biçimlerinde ortak olan yanı, tüm ulusal ayrımları aşan, tüm ırkların, tüm bireylerin benimseyebileceği şeyi yakalamaya çalıştım bu kitapta.’
HERMANN HESSE

Read More

İslam’da Sır ve Gizli Cemiyetler

Gizli cemiyetlerin odak noktasında sır vardır. İyi korunan ama her zaman da ihanete uğrayan bu sır, ne yazık ki araştırmacıların ilgisini pek çekmemiş, gizli cemiyetlere sık sık değinilirken sır ve onun İslam’daki dini ve felsefi rolü, merkezinde yer aldığı sosyolojik anlam ve çeşitli boyutları nedense hemen hiç sorgulanmamıştır. Bu nedenle “sırrı”, söylenemez olanı, “gizlilik”ten, yani ikinci derece, göreceli sırlardan ayırmakta yarar vardır; zaten birçok Doğulu mason ve bazı sufi de böyle yapmıştır. Sır ve ona sıkı sıkıya bağlı olan tören usulleri, paramasonik cemiyetlere yönelik bu betimleme çalışmasında kısmen belirleyici olmuştur. Bu cemiyetler iki büyük gruba ayrılır: birinde tören usulleri basitleştirilmiş, hatta iptal edilmiş, diğerinde ise kendini ötekinde görmeye yönelik yoğun bir okumayla tam tersine iyice zenginleştirilmiştir. Birinci gruba dahil cemiyetlere “karbonaromasonik” adını verdik. Buna karşılık ikinci grupta, masonluğun tören usullerinden ve simgesel dilinden, içinde tasavvufun ve Müslüman Ahi loncalarının (fütüvvet) simgeselliğini buldukları Hermesçi alametlerinden etkilenen, hatta büyülenen paramasonik cemiyetler vardır. Onlar “simge yolu”nu izlerler; çünkü önemli bir yer ayırdıkları “sırra”, yani o “söylenemez sırra” ancak simge yoluyla geri dönülebilir.

Read More

Dinlerin Çarpışması 

Çağdaşlarımıza gündemleri oluşturan bu altüst edici olayların (Afganistan’a Sovyet müdahalesi, Körfez Savaşı, Dünya Ticaret Merkezi saldırısı, Londra veya Madrid terörist saldırıları, Saddam Hüseyin yönetiminin yıkılması ve Irak’ın işgali…) arasında 1375’ten beri süregelen, aynı oranda sarsıcı, uzun süreli bir çatışmanın ardıl sarsıntıları olduğunu söylemek, anlatmak gerekmez mi? Böyle bir zahmete girmeye gerek yok mu? Aynı biçimde, sadece bir ya da iki gün gündemi meşgul eden önemsiz olayların 1375 yıldır neredeyse hemen her gün gerçekleştiğini açıklamaya değmez mi? (Oysa tek bir insanın ölümü, koca bir ırkın yok oluşuyla aynı öneme sahip değil midir? Saldırıya uğrayan bir devriyenin, intihar bombacısının, Kafkasya’da ya da Basra’da öldürülen bir askerin, ölü ele geçirilen ya da tutuklanan bir teröristin?) İslamiyet ve Hıristiyanlık arasında düşmandan geri alınan şehirleriyle, ele geçen bölgeleriyle, işgal edilen ülkeleriyle yok edilen topluluklarıyla, kısacası bağrından çıkardığı büyük çatışmalarla süregelen açık ya da gizli ama illa ki güdümlü bu savaş tümüyle gerçektir. Sık sık dile getirilen ve genelde içten ve samimi olunan bu dostluğa, Bizans ve Kurtuba Halifesi ya da I. Şar. ve Harun er-Reşid arasındaki ilişkilere, I. François ile Kanuni Sultan Süleyman arasındaki müttefiklik antlaşmalarına, kimi cephelerde uzun süreli ateşkeslere karşın kimi cephelerde tüm hızıyla devam eden çatışmalara, Hıristiyanların ve Müslümanların karşılıklı olarak verdikleri onca emeğe, alışverişe, hayranlığa ve saygıya karşın devam eden bu savaş tamamen gerçektir.

Read More

Evrenin Çizgi Tarihi & Big Bang’den Büyük İskender’e

Evrenin Çizgi Tarihi, Amerikalı karikatürist, profesör ve matematikçi Larry Gonick tarafından yazılan ve çizilen, evrenin oluşumundan günümüze kadarki tarihini siyah-beyaz karikatürlerle anlatan kitaplar serisidir. Seride yer alan her kitap, dünya tarihinin belli bir dönemini kronolojik sıralamaya sadık kalarak ele almaktadır.

Birinci kitabın ilk bölümünde yapımını henüz tamamlamış olduğu zaman makinesini harekete geçirmek için tarihi bir kitaptan bölümler okurken gördüğümüz ve çizimi Einstein’ı andıran profesör, Gonick’in kendisini temsil etmektedir. Yazar, kitap boyunca devam eden zaman yolculuğunda bilimsel ve antropolojik verilere dayanan tarihsel olayların izini sürer ancak sunum tarzı asla bir ders kitabı gibi değildir. Gonick, anlatmakta olduğu hikayeleri geçmişe damga vurmuş tarihi kişilikler, kanlı anekdotlar ve sıradışı detaylarla canlandırarak renklendirir. Yazarın ilginç üslubu ve olağanüstü mizah anlayışı neredeyse okumakta olduğumuz kitabın aslında bir tarih kitabı olduğunu tamamen unutturup, sürükleyici bir maceranın anlatıldığı bir çizgi roman okuduğumuzu zannettirecek kadar başarılıdır.

Evrenin Çizgi Tarihi serisi Portekizce, Yunanca ve Lehçe de dahil olmak üzere farklı dillere çevrilmiş ve yayınlandığı günden beri birçok ödül kazanmıştır. Halen New York Üniversitesi, Yale Üniversitesi ve Kolombiya Üniversitesi gibi prestijli üniversitelerde öğrencilere tavsiye edilen veya müfredatta yer alan bu serinin birinci kitabı Büyük Patlama’dan başlayarak İskender’in Hindistan seferiyle sona ermektedir.

Read More