• Bize Ulaşın
    0537 364 0921
  • Bostancı / İstanbul

Sanayileşmenin Gizli Tarihi

Bu kitapta, adı sadece dipnotlarda geçen Türkiye adlı bir memleketin ekonomisinden ve bu ekonomik politikaların on yıllardır nasıl uygulandığından bahsediliyor.

“Derinliği, kadar kolay anlaşılırlığı ve çarpıcı örneklerle canlılık kazanmış, içinize işleyen bu çalışma, ‘dünyada işleyen gerçek ekonomi’ olarak adlandırılabilirdi. Sanayi devriminin kökenlerinden günümüze kadar cereyan eden ekonomik gelişme ile standart/egemen doktrinin anlattıkları arasındaki uçurum giderek büyümektedir, Chang gerçekte ne olduğunu gözler önüne sererek bu boşluğu aydınlatmaktadır.

Chang’ın zekice analizleri, saltanatları hâlen süren doktrinlere dayanan ekonomik reçetelerin, özellikle gayet korumasız ve
savunmasız olanlara [ülkelere/halklara] hangi amaçla ve nasıl ciddî zararlar verdiğini ve bu zararların devam edeceğini
gösteriyor. Chang, küresel ekonominin çok daha insanî ve medenî bir güzergâhta nasıl yeniden düzenlenebileceği konusunda, iktisat teorisine ve somut tarihsel kanıtlara dayanan, akla yatkın, yapıcı öneriler getiriyor. Şâyet telâfî edici eylemler gerçekleştirilmezse meydana gelebilecek muhtemel vahametler konusunda uyarıyor.”

Read More

Osmanlı’da Fal ve Falnameler

“Müjdeler olsun çok sevineceksin, sonun iyi, gönlünde sefer varsa, bu niyet kutlu olsun, fayda bul, ailene, kabilene beklenmedik yerden iyilik gelecek, oğlunun, kızının sevinçli günlerini göreceksin. Dostun sevinecek, düşmanın kahrolacak. Ama sana dille sataşırlar, göze gelirsin, kitapsız yürüme. Sana iki sevinç görünür, biri mal, biri sağlık sevinci, ikisine de kavuşacaksın. Sen hep iyilik yaparsın ama iyilik ettiklerinin kiminden kötülük görürsün, aldırma sonun hayır olur inşallah!” Bir çingene falcının ağzından çıkmışa benzeyen bu sözler, fal geleneğinin belgelerinden bir alıntı. ‘Osmanı’da Fal ve Falnameler’, insanoğlunun geleceği bilme arzusunun yarattığı fallardan, yıldıznamelerden, günümüz astrolojisine uzanan serüvenin Osmanlı’ya ait bölümünü belgelerle ortaya koyuyor.

Read More

Otuzuncu Yaş / Bütün Öyküler

Ingeborg Bachmann, toplu şiirlerinden sonra şimdi de bütün öyküleriyle Türkçede.
Yazarın gençlik döneminden olgunluk çağına dek tüm öykülerini bir araya toplayan Otuzuncu Yaş – Bütün Öyküler, Bachmann’ın “eski” ve “yeni” okurları için olmazsa olmaz bir kitap.”Yeni bir dil olmadan yeni bir dünya yaratılmaz” savıyla dilin sınırlarını zorlayan bir yazarın gözunden dünyaya bakmak için iyi bir fırsat.

Read More

Gelibolu Günlükleri – Kendi Anlatımlarıyla Anzakların Gün Gün Hikayesi

Gelibolu Günlükleri, 240 gün süren seferin sıcağı sıcağına yazılmış birçok günlük ve mektuptan derlenen ilk kroniğidir.
Her an ölebileceklerini bilen askerler, günlüklerine ve mektuplarına (kimi zaman hemen öldürülmeden önce) cephede yaşadıklarını yazdılar. Kimi yazarak kendini rahatlattı, belki korkularını paylaştı ya da aklını yitirmemeye çalıştı. Kimi ise sadece, savaşların ne kadar korkunç olduğunu yakınlarına anlatmak istedi.

“Türkler öyle kötü insanlar değil. Birkaç gün önce Fransızca yazılmış bir mesaj gönderdiler, ‘yiğit Avustralyalı yoldaşlara’ diye başlayan mesajda sigara karşılığında sığır eti konservesi istiyorlardı. Siperler bazı yerlerde sadece 15 metre uzaklıktaydı, bu yüzden birbirimizle haberleşmemiz çok kolaydı.”
Er Caddy, 177.Gün

“Gün içinde yiyecekleri karşılıklı olarak siperin çıkıntısına koyuyor ve gönderiyorduk. Bu sabahın ilk saatlerinde Türklerle bizim arkadaşlar arasında sıradışı bir dostlukla değiş tokuş yapıldı. Bizim çocuklardan bazıları doğruca düşman siperlerine gidip konserve, reçel, sigara vb. takas ettiler. Yapılanlar her şeyiyle çok güzeldi ve buradaki savaşın ne kadar gereksiz olduğunu gösteriyordu.”
Üsteğmen Cozens, 178.Gün

Read More