• Bize Ulaşın
    0537 364 0921
  • Bostancı / İstanbul

Tanpınar’la Başbaşa

Edebiyatın hemen her dalında eser veren Tanpınar, eserleriyle olduğu kadar şahsiyeti, hayat tarzı ve sahip olduğu kültürün derinliği ile yakın dönem edebiyatımızın en önemli şahsiyetlerinden biridir.

Prof. Dr. İnci Enginün ve Prof. Dr. Zeynep Kerman’ın hazırladığı elinizdeki kitapta, Tanpınar’ın bilinmezleri, acı ve sevinçleri ile iç dünyası ve özel hayatı, edebiyat çevreleriyle ilişkilerini kendi kaleminden bulacaksınız.

‘Bu defteri seviyorum. Benden sonra okuyacağını düşünüyorum. Hoşuma gidiyor. Geçen zamanım görülecek sanıyorum…’
‘Hiçbir şeyi bitiremiyorum… Gece yarısı öksürükle uyandım ve ilk defa gelecek seneye çıkamam korkusu aklıma geldi. Ciddiyetle geldi. Hiçbir şeyi bitirmeden ölmek istemiyorum. O kadar eser ve kullanmadığım o kadar kelime varken…’

‘Abdullah Efendi’nin Rüyaları, bilhassa birinci hikaye böyle tenkitsiz mi geçecekti? Huzur ki okuyucuların hepsi sevdiler, üç makale ile, Yaz Yağmuru hiçbir akissiz mi geçecekti.’ ‘Bunların Türkiye’ye getirdiği hiçbir şey yok muydu? Türkiye ve Türkçeye. Ya şiirlerim? Hala hiç kimse ‘Deniz’ manzumesinden bahsetmedi. ‘Deniz’ manzumesi Türkçenin beş on manzumesinden biridir. Buna eminim. Buna makalelerimi de ilave edin… Fakat niçin bu kadar haksızlık? Bu işte eksiğim nedir! ‘ ‘Belki de kendi kendimi mahveden benim. Hakkımdaki suikastinin bir sebebi de belki de benim…’

‘Daima derinleştim. Sıfırdan başlamış gibiydim. Bu sıfır Yahya Kemal ve Haşim hariç Türk şiirinin değer seviyesiydi. Eğer burada genişlemeğe razı olsaydım benim de hiç olmazsa Faruk (Nafiz Çamlıbel) kadar bir şöhretim olurdu. Biraz kaysaydım Orhan (Veli Kanık) ve cahit’ten (Sıtkı Tarancı) fazla sevilen adam olurdum. Yapamadım. Hakikaten sıfırdan başladım.’ ‘Kırk yaşında tek oda müstakil evim oldu. Herşey, hayatımda herşey geç oldu. İlk nesir kitabım kırk yaşında çıktı. Hala ikinci romanım Remzi’de bekliyor…’

Read More

Trendeki Yabancılar

Polisiye romanın kraliçsi Patricia Highsmith, bu romanında Amerikan toplumunu kıyasıya eleştirirken, Amerika’nın ürettiği en yoz, en kötü örnekleri sergiliyor: İşlenen bir cinayet karşısında kılı bile kıpırdamayan, sorumluluktan kaçan, eline para geçince bir üst sınıfa tırmanmaya çalışan, lüks evler, geniş çimenlikler, semt kulüpleri, yerel süpermarketler peşinde koşan bir güruhu. Alfred Hitchcoch’un aynı adla sinemaya uyarladığı bu sürükleyici roman, usta yazarın ilk yapıtı olma özelliğini de taşıyor.

Read More

Özgürlük Aşıkları 

Simone de Beauvoir ile Jean-Paul Sartre’ın birlikteliği, 20. yüzyılı bir uçtan öbür uca geçen bir aşk hikâyesi, bir dava yoldaşlığı. Aralarındaki, evlilikten çok daha güçlü bir bağ; başka aşkların, uzun ayrılıkların koparamadığı bir ilişki. İnsan hakları savunuculuğundan özgürlük yoluna adanmış bir edebiyata, Cezayir bağımsızlık savaşı ve Vietnam’dan kadınların özgürleşme hareketine kadar birçok kültürel kavgada, siyasal davada birlikte savaşarak güçlendirdikleri bir can yoldaşlığı. Beauvoir’la birlikte uzun yıllar kadın hakları uğrunda savaşım vermiş olan Claudine Monteil, bu iki özgürlük âşığının çapraz biyografisinde, hem büyük bir aşk öyküsünü romansı öğelerle dile getiriyor, hem de 20. yüzyıla damgasını vurmuş iki aydının yazınsal ve düşünsel serüvenlerini aktarıyor. 

Read More

Genel Edebiyat Bilimi

Genel edebiyat bilimi, çeşitli ulusal edebiyatları kapsadığı için herhangi bir ulusal edebiyatla uğraşan bir araştırmacının bilgi donanımını sağlar. Ülkemizde Türk edebiyatının yanı sıra, üniversitelerde çok sayıda Batı ve Doğu filolojileri okutulmakta, karşılaştırmalı çalışmalar yapılmaktadır. “Genel Edebiyat Bilimi” kitabında bunların hepsinin yararlanacağnı umduğum genel bilgileri toplu olarak sunmayı amaçladım Kaynakçamın bütüne yakını, diyebilirim ki Almanca yazılmış edebiyat bilimi kitapları. Bazı örneklemeleri Türk edebiyatından seçtim. Edebiyat tarihindeki edebiyat akımlarını da örnekleme yöntemiye daha çok Alman edebiyatından tanıttım.

Read More

Japon Mutfak Sanatı Sushi & Sashimi 

Japon Mutfağı; kendi türünde farklı düzeylerde etkili olan benzersiz bir deneyim sunar ve yalnızca damak tadımıza değil, kusursuz güzellikte bir yemek servisi, tabaktaki renk uyumu ve dengeli olarak hazırlanmış garnitürlerle estetik beğenilerimize de hitap eder. Güzel görünüşüyle gözümüze hitap eden mönüler dayanılmaz bir şekilde iştahımızı kabartır.

Güzel bir yemek dediğimizde göze hoş görünen bir yemek anlarız ve güzellik de detaylara dikkat, tabakların ve yemek takımlarının dikkatli bir şekilde seçilmiş ve özenle dizilmiş olması anlamına gelir. Her yemek tabakta kimlik kazanır ve her bir hareket, yemeğin hazırlanışını antik bir ritüele dönüştüren kusursuzluğa erişene kadar tekrarlanır. Nitekim bir Japon gibi yemek, Japon Mutfağı’nın temelini oluşturan Budizm bağlamında dinsel ve felsefi bir kavrayış gerektiren kültürel bir deneyimdir.

Bu kitapta eşsiz lezzetleriyle birlikte Japon kültürü, nezaketi ve inceliğinden örnekler bulacaksınız. Güzellik ve biçimselliğin, Japonya’da geleneksel ve gündelik yaşamın mutfakta bile önde gelen parçası olduğunu da deneyimleyerek öğrenebileceksiniz. Budizmin mutfağın temeline kadar etkilediği bu kültürün doğayla doğrudan ve güçlü ilişkisine de tanıklık edeceksiniz. Batı’da büyük ilgi gören Japon Mutfağı’nın inceliklerle bezeli ürünlerine eşlik eden dünyanın en güzel şarapları da “sushi & sashimi”nin konuları arasında.

Read More

Karnavaldan Romana / Edebiyat Teorisinden Dil Felsefesine Seçme Yazılar

Mikhail Bakhtin 1920’lerde başlayıp 1975’teki ölümüne dek Sovyetler Birliği’nde sürdürdüğü çalışmalarla Avrupa ve ABD’nin 1980 sonrası entelektüel ortamına damgasını vurmuş bir insan bilimleri ve dil felsefecisi, kültür ve edebiyat kuramcısıdır. Bu konudaki tartışmalara 60’larda egemen olan yapısalcı ve 70’lerde yaygınlık kazanan yapısalcılık sonrası yaklaşımların sınırlarını belirlenip aşılması yolundaki çabaların en güçlü, en verimli esin kaynağı olmuştur…
Bu derleme için seçilen yazılarda incelenen alan edebiyat, tanımlananlar ise tür, karnaval ve romandır. Edebiyatta özgün yaratıyla onu mümkün kılan verili anlam dünyası, tek bir söz edimiyle bütün bir dil, şimdiyle geçmiş, tür kavramı içinde birbirine dokunur. Karnaval, edebiyatla edebiyat dışının kamsimum temas noktasıdır. Romandaysa tür ve karnaval kavramları kesişir…

Bakhtin’in kuramı, yapısalcılık sonrası dönemde hayat olup olmadığını merak etmeye başlayan edebiyat eleştirmenlerine yeni bir umut verdi.
David Lodge

Read More

Delişmenlik Çağı – Ergenlikten Erişkinliğe İnsanların ve Diğer Hayvanların Destansı Yolculuğu.

İnsan hayatının belirleyici dönemlerinden biridir ergenlik, hayatla başa çıkmayı öğrendiğimiz dönemdir bir bakıma. Bu yüzden de zor bir süreçtir; yaşadığımız fiziksel değişime eşlik eden ruhsal çalkantılar nedeniyle hem yetişkinlerle hem de kendi içimizde çatışmalar yaşarız sık sık. Peki, insanlar için bu kadar önemli bir süreç olan ergenlik diğer hayvanlarda nasıl geçer? Onlar da bizimkilere benzer tecrübeler yaşar mı?
 
“Vücudumuz ister deriyle kaplı olsun ister pullar ya da tüylerle, ister koşarak hareket ediyor olalım ister uçarak, yüzerek veya sürünerek, erişkinliğimizi inşa eden ve biçimlendiren biyoloji hepimizde ortaktır,” diyen Barbara Natterson-Horowitz ve Kathryn Bowers, Delişmenlik Çağı’nda çocuklukla yetişkinlik arasındaki dönemin evrenselliğini inceliyor. İnsana özgü olduğunu düşündüğümüz ergenlik çağı deneyimlerinin hemen hepsinin bütün hayvanlarda gözlemlendiğini ilginç örneklerle açıklayan yazarlar, “bu ortak tecrübelerden aktarılan kadim mirasın, yetişkinliğe geçerken hayatta kalmak ve büyümek için modern bir yol haritası oluşturabileceğine” inanıyor.
 
Ergenlerde sık gözlenen riskli davranışlardan zorbalık ve kaygıya, ebeveyn-çocuk çatışmasından akran baskısı ve cinsel rızaya pek çok konuyu evrimsel bakış açısıyla açıklayarak bunlara yepyeni bir gözle bakmamızı sağlayan bu kitabı, ergenlik çağındaki insan ve hayvanları daha iyi anlamak isteyen tüm okurlarımıza tavsiye ediyoruz.

Read More

Ölümün Sonu (Cixin Liu)

Son yılların en önemli bilimkurgu serilerinden Üç Cisim Problemi, Ölümün Sonu ile sona eriyor.
  
Kıyamet Savaşı’ndan yarım asır sonra, Karanlık Orman Caydırması’nın sağladığı gergin denge, işgalci Trisolar medeniyetini uzakta tutmaktadır. Dünya, Trisolar teknolojileri sayesinde daha önce görülmemiş bir refah dönemine girmiştir. İnsan biliminin günbegün gelişmesi ve Trisolarların Dünya kültürüne entegre olması, iki medeniyetin birbirini yok etmeden birlikte var olabileceğini göstermektedir.
 
Yirmi birinci yüzyılın ilk zamanlarından bir uzay mühendisi olan Cheng Xin, bu yeni çağda hibernasyondan uyanır. Ancak beraberinde, Trisolar Krizi’nin başlangıcından kalan unutulmuş bir programın bilgisini de getirecek ve varlığı, bu iki dünya arasındaki narin dengeyi tepetaklak edecektir. İnsanlık yıldızlara ulaşabilecek midir yoksa beşiğinde can mı verecektir? 
 
“Olağanüstü bir kitap! Bilimsel ve felsefi tartışmaların eşsiz bir karışımı.” –George R. R. Martin
 
“Türünün en iyilerinden, alışılmış ama aynı zamanda da tuhaf.” –Kim Stanley Robinson

Read More