Okuma Alegorileri
Paul de Man’ın bu önemli teorik çalışması, Rousseau, Nietzsche, Rilke ve Proust’un örnek metinlerine dayanan bir okuma ve yorumlama tarzı ortaya koymaktadır. Kitap boyunca, çağdaş eleştirideki meseleler polemik yerine analitik olarak ele alınmaktadır. Edebi metinlerin neden güçlü anlam kaynakları olmasına rağmen epistemolojik olarak tam aksine bir o kadar güvenilmez olduğu retorik bir analizle sorgulanır. De Man bu gerilimin altında metin, tarihsel eleştiri ve dil felsefesini tartışmaktadır.
“Edebi anlatı, dile dayanmak zorunda olduğu için, kendi hikâye anlatamama öyküsünü anlatır… De Man güzel ve ikna edici bir şekilde dilin kendi içine döndüğünü, retoriğin güvenilmez olduğunu gösteriyor.”
–Julia Epstein, Washington Post Book World
“Paul de Man, çalışmasına “yapısökümcü eleştiri” geleneğiyle devam ediyor… [ki bu] tüm dilin inşa edildiği gözlemiyle başlıyor; bu nedenle eleştirinin görevi onu yapısöküme uğratmak ve ardında yatanı ortaya çıkarmaktır.”
–Caroline D. Eckhardt, World Literature Today
Bir Ölü Evi Yahut Merhumun Hanesi – Nazım Hikmet
Bir Ölü Evi ya da ”Merhumun Hanesi” adlı bu oyun, henüz ölmüş bir babanın, hemen arkasından o gün evde geçen olayları, çok ince bir güldürü havası içinde vermektedir. Öyle gelişir, olaylar zinciri öyle birbirine kenetlenir ki hiç çekinmeden Nâzım Hikmet’in en iyi oyunlarından biridir denebilir..
Modernizmin Serüveni – Bir Temel Metinler Seçkisi 1840-1990
Rimbaud’nun “mutlaka modern olunmalı” sloganıyla, Meschonnic’in “modernizm iyileşilmesi gereken bir hastalıktır” saptaması arasına giren 150 yıl içinde yeryüzü kültürü, Batıdan
Doğuya, Kuzeyden Güneye modernist bakışın egemenliği altında yaşadı.
Enis Batur, temel bir başvuru seçkisi, bir eğitim aracı olarak tasarladığı Modernizmin Serüveni’nde, konunun farklı teorik cephelerine ışık tutan ana metinleri bir araya getirdi.
Yalnızca sanat ve edebiyatın sınırladığı bir toplam değil buradaki: Felsefeden mimariye, geniş bir yelpazede bir çağın değerlerini, taşkınlıklarını, ütopyalarını gösteren bir kaynak-kitap.
Karanlık Odanın Sırları – Fotoğrafın İcadı ·
Fotoğraf tutkunlarına güzel bir haberimiz var. YKY Genel Kültür Dizisi’nden çıkan Karanlık Odanın Sırları, yüzyılımıza damgasını vuran fotoğraf sanatının ilk elli yılındaki sınırlı teknikleri ve ilerlemelerini aydınlatıyor. Quentin Bajac’ın hazırladığı bu önemli araştırma, dönemin en büyük fotoğrafçılarının bu teknikten nasıl bir sanat dalı yarattıklarını da gözler önüne seriyor. Fotoğrafın doğuşunu keşfetmek isteyenlere…
Hobbit – Çizgi Roman
Tolkien’in olağanüstü hikayesi, yine olağanüstü çizgilerle hayat buluyor…
‘Hobbit’in ana karakteri rahatına düşkün Bay Bilbo Baggins’dir. Romanın konusu Bilbo’nun Büyücü Gandalf, cüceler ve elflerle çıktığı fantastik yolculuktur. David Wenzel’ın çizgileriyle bu yolculuk, fantastik edebiyatın görselliğine uygun bir çizim ve renk anlayışıyla çocuklara olduğu kadar büyüklere de sesleniyor.
Aradığınız Kişiye Şu An Ulaşılamıyor
1980’den 2005’e popüler olmuş şarkı, reklam sloganı ya da gündelik deyişlerden seçilen “Kendime Yeni Bir Ben Lazım”, “Alsak Alsak Bedavaya Ne Alsak”, “Zamanı Yakalayın!”, “Oha Falan Oldum Yani”, “Connecting People”, “Yabancılar Giremez!” ve “Yine Yeni Yeniden…” gibi bölüm başlıklarıyla bu kitap, Türkiye’de son 25 yıl içerisinde gazetelere, dergilere, televizyona, radyoya ve kullanılan ürünlere yansımış çeşitli hayat tarzı temsillerini birbirleriyle ilişkilendirerek okumaya ve tartışmaya açıyor. “Hayat tarzı” kavramı, Türkiye’de özellikle 1980’lerden sonra profesyonelleşen medya pratikleri içinde yeniden anlamlandırıldı. Giyinme, yemek yeme, iletişim kurma, eğlenme gibi tüketimle gerçekleşen gündelik etkinlikler insanları birbirinden ayrıştıran temel meseleler haline geldi. Kısacası “hayat tarzı” artık satın alınabiliyor. Ancak bir yandan da, kültür ve tüketim alanı sürekli değişen göstergelerle dolu bir mücadele alanı. Bu yüzden “hayat tarzı” hem toplumdaki gerçek çatışmaların ve ayrımların işareti, hem de içi sürekli başka şeylerle dolup boşalan bir geçiciliğin ve değişkenliğin yüzeysel kabuğudur. Böyle bakıldığında, hayat tarzı temsilleri bize kendimizi başka bir şekilde görebileceğimiz hem çok tanıdık hem de çok yabancı bir ayna tutuyor.
Sherlock Holmes – Tüm Hikayeleri
İnsan beyninde çözülemeyecek kadar zor, tahmin edilemeyecek kadar karmaşık duygular ve arzular vardır. O arzuların karanlık olanlarına gelince; işte onlar oldukça soğuktur ve kişiyi adeta buzdan bir kütleye çevirir. Gözleri kör eden bu ürkütücü ruh halleri, insanın aklının ucundan bile geçiremeyeceği şeyleri yapmasını sağlar.
Benim işim, karanlıkta kalmış bu insanların yol açtığı kötülükleri sona erdirmek. Suçluları ayrı ayrı çözümleyip, her kılığa bürünebilme yeteneğimle doğru izlerin peşinden gittiğime inanıyorum. Uyguladığım yöntemler ise, en az izini sürdüğüm suçlular kadar farklı.
Ve şunu bilmenizi isterim ki, kesinlikle hepsi işe yarıyor…
– Sherlock Holmes
Dünyaca ünlü dedektif Sherlock Holmes, kendine özgü karakteri ve yaşadığı birbirinden farklı maceralarıyla uzun yıllardan beri okurları etkisi altında tutmaya devam ediyor. Toplam 56 hikâyeden oluşan bu kitap, insan zekâsını zorlayan tuhaf suçlar ve cinayetler dünyasında gezinirken, gerçeğe giden yolda yalnız olmadığınızı hissettiriyor..
Pupa Yelken – Kısmet’in Dünya Seyahati
10.5 metre boyunda ve keç armalı “Kısmet” isimli yelkenli 1963’te Salacak’ta, Athar Beşpınar’ın atölyesinde kızağa kondu. Sadun Boro hayatta en büyük emeli olan dünya seyahatine eşi Oda ile beraber 1965 yılında çıktı. Onlara Kanarya Adaları’nda aldıkları ünlü kedileri “Miço” eşlik etti. Sadun Boro üç yıl süren yolculuklarının anılarını Pupa Yelken adlı bu eserinde topladı. Epona Yayınları olarak orjinal hâline sâdık kalma gayesiyle hazırladığımız Pupa Yelken, nihâyet okurla buluşmaya hazır. Amatör Türk Denizciliğinin başeseri olarak kabul edilen Pupa Yelken, yalnızca bir seyahat kitabı değil, taşıdığı cesaret ve tahayyül özellikleriyle edebî bir yolculuk hikâyesi. Sadun Boro ve eşi Oda ile beraber bir dünya seyahatine çıkmak isterseniz, maviliğin sayfalarını çevirmeye başlayabilirsiniz.
Batılılaşma Döneminde Türk Resim Sanatı 1700 – 1850
Bu kitapta yayımlanan fotoğrafların hemen hepsi yerinde ve tarafımızdan çekilmiştir. Bugün yok olan örnekler ve birkaç Rumeli yapısı için yayımlanmış fotoğraflardan yararlandık. Ayrıca, fotoğraf çekimine izin vermeyen müzelerin, kendi verdikleri resimlerle yetinmek zorunda kaldık. (Önsözden)
Zamanın Tozu – Pudra – Okan Bayülgen
Sizi görüyorum en yalın, en doğal halinizle! Yapmacıksız. İlgi bekler gibi değilsiniz. Sevilmek ister gibi değil. Yorgun, dingin, bıkkın, istekli, dürüst ve cesursunuz. Yaşamı ve ölümü anlamış gibisiniz. Çok gençken anlamıştınız bunu. O toy yıllarınızda siz farkında değilken bile oynadığınız karakterler bilincindeydi her şeyin. Sırtınızda taşıdığınız büyük tiyatro edebiyatı sorulabilecek her sorunun cevabını veriyordu aslında. Sonuçta siz bilmiyorken bile öyle konuşuyordunuz. Bugün bu olgunluk çağınızda kendinizi ve oynadığınız karakterleri anladınız. Artık kimseyi inandırmaya çalışmıyorsunuz. Siz isterseniz güzel, isterseniz çirkin olabilirsiniz. Siz bizim rüyalarımızın kahramanları, siz bizim takıntılarımız, siz bizim kurtarıcılarımız… Siz bu ülkenin en müthiş tiyatro nesli…