Entropi – Dünyaya Yeni Bir Bakış
Rifkin’in güçlü bir biçimde tartışılmış ve yazılmış eserinin başarısı, entropi kavramını fiziğin dar sınırlarından çıkarıp genellemesinde ve bu genellemeyi mantıkî sonucuna götürmesinde yatmaktadır. ~New Scientist ~Son üç yüzyıl boyunca, insanlık mekanistik bir evren görüşüne sahip oldu. Fakat mekanistik dünya görüşü ileri bir kriz aşamasında. Sürekli ilerleme düşü basit gerçek yüzünden başarısızlığa düştü. Bu gerçek, karmaşık bir mekanik süreci –örneğin biyolojik süreci– tersine çevirmenin mümkün olmadığıdır. Düzen ve ilerleme üretmek için dünyaya her müdahale edişimizde, başka bir yerde düzensizlik ve bozulma meydana geliyor. ~Entropi kanunu, bize mevcut tüm enerji miktarının bir bütün olarak evrende azaldığını söylüyor; diğer bir deyişle, düzensizlik her yerde artıyor. Bu süreci tersine çeviremeyiz. Entropi, yeni dünya görüşünün kapsamlı bir ifadesidir ve ekonomistler, siyasetçiler ve dünyanın vaktinin tükendiğine henüz ikna olmamış herkes için hayatî bir anlam taşımaktadır.
Ruhların Yolculuğu – Ölüm ve Yeniden Doğum Arasındaki Ruhsal Dünya’da Neler Oluyor?
Bu çarpıcı kitap ölümün ardından ruhsal dünyada yaşananlar üzerindeki sır perdesini kaldırmaktadır. İpnoterapist Dr. Michael Newton geliştirdiği özel bir teknikle ölüm sonrası saklı anılarına ulaşmayı başarmış ve bunlar arasında süper bilinç haline getirdiği yirmi dokuz deneğinin selse kayıtlarını bir araya getirerek bu kitabı oluşturmuştur.
Bu denekler, derin trans halinde, tekrarlanan bedenlenmeleri arasında başlarına neler geldiğini heyecan verici bir şekilde tanımlamaktadırlar. Verdikleri canlı ayrıntılar, ölümün nasıl bir şey olduğunu, ruhsal varlık olarak nereye gittiğimizi, ne yaptığımızı ve niçin belli bedenlerde geri gelmeyi seçtiğimizi net bir şekilde ortaya koymaktadır.
Ruhların Yolculuğunu okuduktan sonra insan ruhunun ölümsüzlüğünü daha iyi idrak edecek… ve hayatınızdaki olayların ardındaki nedenleri anlamaya başladıkça her gün içinde olduğunuz kişisel zorluklarınızı onların hangi maksada hizmet ettiklerine dair artan kavrayışınızla karşılayacaksınız.
Derin ipnoz durumunda iken bu yirmi dokuz kişi ebedi ruhlar olarak hayatlar arasındaki deneyimlerini hatırlamışlardır. Olağanüstü öykülerini okurken şu spesifik konular hakkında bilgi sahibi olacaksınız:
Ölmek nasıl bir şeydir?
Öldükten hemen sonra neler görürsünüz ve neler hissedersiniz?
Ruhsal rehberler.
“Karmaşa” içindeki ruhlara ne olur?
Ruh dünyasında niçin belli ruh gruplarına atanırsınız ve orada ne yaparsınız?
Yeryüzüne dönmek için yeni bedeninizi nasıl seçersiniz?
Farklı ruh düzeyleri: başlangıç, orta ve ilerlemiş.
Yeryüzündeki ruh eşlerinizi tanımayı ilk olarak ne zaman ve nerede öğrenirsiniz?
Hayatın amacı ve bir “yaratıcı”nın tezahürleri.
Kül ve Ateş
Klasik İngiliz Edebiyatı’nın en önemli kadın yazarlarından Jane Austen’in daha sonraki romanlarına bir ilk adım ve anahtar olarak değerlendirilen ilk eseri Kül ve Ateş (Sense and Sensibility), iki kız kardeşin aşk ve evlenme serüvenlerini konu alır.
Kardeşlerden Marianne tutkularını bastırmak istemeyen, duygularını başıboş bırakmayı seçen (ve bu yüzden de başı dertten kurtulmayan) taşkın mizacıyla tam bir Romantik Çağ kişisidir ve başlıktaki “ateş”i temsil eder.
Duygularını aklıyla dengelemeyi seçen ablası Elinor ise, yaşamda kişiye zararlı olmaya başlayan tutku ve heyecanların üzerine serpilmesi gereken sağduyu, irade ve mantık “kül”ünü simgeler.
Jane Austen onların başından geçen acı tatlı olayları keskin görüşü, ince mizahı ve sürükleyici üslubuyla anlatırken alaycılığının oklarını toplumdaki ikiyüzlülük, bencillik, samimiyetsizlik ve boş özentilere yöneltir; ama gerçek sevgi ve dostluklara, vefa ve fedakârlıklara sevecenlikle değer vermeyi unutmaz.
Böylece, bir yandan heyecanlı aşk öykülerinin çerçevesinde insan duygularının hiç değişmeyen dökümünü verirken bir yandan da toplumun her zaman için gerçek dokusunu oluşturan insan ilişkilerinin doğru ve yanlışlarını sergiler.
Gelecek – Geleceği Sorgulamayan Toplumların Geleceği
Çağdaş teknolojiyi kullanan, fakat aklı geçmiş toplum modellerinde kalmış olan bir toplum geleceğini programlayamaz.Çünkü önceliklerin neler olduğuna karar veremez.Bu öncelikleri tarih saptamaz.Çağdaş dünyanın dört bir yanından gelen sayısız dinamikler saptar.Toplum yaşamı birbiriyle çarpışarak güçlenen sayısız öğeden oluşur;kurumlar,düşünceler,biçimler.
Birbirlerini teşvik eder,kışkırtır ve onların etkinliklerinden sürekli değişen yeniliklerle beslenen bir toplumsal yaşam oluşur.Son üç yüz yılın tarihinin yadsınmayacak gerçeği bu yaratıcı çarpışmaların en güçlüsünün bilim olduğunu göstermiştir.
Benim Lokantalarım – İstanbul’dan Anadolu’ya Göz ve Damak Anıları
“Benim Lokantalarım – İstanbul’dan Anadolu’ya Göz ve Damak Anıları 309 Adres”
Güncellenmiş yeni baskısıyla “Benim Lokantalarım” Artun Ünsal’ın son on yılda gittiği yeme içme mekanlarından derlediği göz ve damak anılarını içeren tam bir başucu kitabı.
Geleneksel Boğaz ve Beyoğlu meyhanelerinden tencere yemekleriyle ünlü esnaf lokantalarına, yabancı “restaurant”lardan Anadolu’nun özgün mutfaklarına, köfteciden kebabçıya; pastırmacıdan turşucuya, muhallebiciden kaymakçıya dek pek çok yenme içme mekanı üzerine Artun Ünsal’ın yazdığı övgülü-yergili eleştiriler, günümüz lokantalarının tutanakları niteliğinde. Pek çok yemeksever kendi lokantasını bulabilecek “Benim Lokantalarım”da.
Bugünü Yaşama Arzusu – Schopenhauer Tedavisi
“Sonsuz uzayda etrafında bir düzine daha küçük kürenin döndüğü, üzerindeki küflü tabakanın canlı ve bilinçli varlıklar ürettiği, soğuk, sert bir kabukla kaplı aydınlık küre. İşte bu… gerçek dünya.”
Arthur Schopenhauer
Rutin bir doktor kontrolünde ölümcül bir hastalığa yakalandığını öğrenen saygın psikiyatr Julius Hertzfeld uzun mesleki geçmişini gözden geçirmeye karar verir ve yirmi yıl kadar önce terapide başarısız olduğu seks bağımlısı Philip Slate’le iletişime geçer. Philip, Julius’un terapisi işe yaramasa da Alman filozof Arthur Schopenhauer’in öğretileri yoluyla mucizevi bir şekilde bağımlılığından kurtulduğunu iddia etmektedir ve dahası, şimdilerde felsefi danışman unvanı almak için eğitim görmektedir.
Julius Hertzfeld ile Philip Slate görüşmelerinin ardından bir anlaşmaya varırlar. Philip, Julius’tan eğitimi için süpervizörlük yapmasını ister, Julius da Philip’in danışman olmak için öncelikle insansevmez ve soğuk yanını törpülemesi gerektiğini düşünerek ona grup terapisine katılma şartı koşar. Önlerinde uzanan birkaç ay kısa gibi görünse de grup terapisinin dinamiği ve üyelerin birbirleriyle olan iletişimi herkesi beklenmedik ölçüde dönüştürür.
Aykırı Bir Doktorun İtirafları
Eğer bir tıp doktorunuz yoksa bu kitabı okuyun.
Eğer bir tıp doktorunuz varsa bu kitabı okuyun.
Eğer tıp doktoru olmak istiyorsanız bu kitabı okuyun.
Eğer tıp doktoru iseniz bu kitabı okuyun.
Hikayesi En Bol
Hikayesi En Bol, özellikle ödeme sektöründe çalışan küresel şirketlerde görev yapan yöneticilere liderlik konusunda yeni ufuklar açacak. Ödeme sistemleri sektörünün dışındakiler ise, ekiplerine daha iyi liderlik etmelerini sağlayacak ilham, deneyim ve içgörüleri bu kitapta bulacak.
Metinlerle Ortaçağda Felsefe
Hakkında birbiriyle uyuşmayan yargıların olduğu bir dönemdir ortaçağ. Bir yandan karanlık bir çağ, bir barbarlık dönemi; öte yandan düşünsel, sanatsal anlamda verimli bir dönem diye görülür. Her iki yargıda da haklılık payı var. Ne ki, ortaçağ felsefesinin günümüz felsef eyapma geleneğini belirledriği konusunda kuşku yoktur. Bunun için de ortaçağ derinlemesine ele alınmayı hakeder.
Ortaçağ Felsefe, bundan dolayı antikçaüğ düşüncesinden ortaçağdüşüncesine geçişin temsilcisi diye görülen Platinos’tan, ortaçcağ düşüncesinden Rönesans düşüncesine geçişin temsilcisi diye görülen Ockhamlı William’a kadar geçen bin yıllak dönemi, belli başkı filozofların metinleriyle ele alan bundan ötürü de içerden bir felsefe tarihidir.
Umrandan Uygarlığa
Cemil Meriç’in 21. yüzyıla taşıyacağı anlaşılan batılılaşma çağdaşlaşma uygarlık tartışmalarına çok yıllar öncesinden katkı sağlayan ufuk açan denemeleri, makaleleri iki yol var insanlık için kendi kendini imha veya gerçekten insanlaşmak insanlık tek merkeze yönelen bir tür öteki türler gibi dağılıcı değil. Bu biricik düşünen türün sonu, çözülmüş olamaz. Mekan ve zamanı aşacak insan.