Liberal Thought and Islamic Politics in Turkey | Türkiye’de Liberal Düşünce ve İslam Siyaseti
Türkiye, 1980 askeri darbesinden bu yana önemli sosyal, ekonomik ve siyasi değişimler geçirdi. Yazar, 1990’lardan bu yana Türkiye’de liberal düşüncenin gelişimine giriyor ve özellikle 1990’lar ve 2000’lerdeki gelişmelere dikkat çekerek İslamcılığın 1980’den sonraki dönüşümünü tartışıyor
Roma Ordusu – Roma Savaş Makinesi’nin Tarihi
Dünyanın en çok belgesele, diziye ve filme konu olan, sembol dünyasından kıyafetlerine, taktik düzeninden manevra kabiliyetine, lojistik imkânlarından efsane isimlerine kadar her yönüyle merak edilen büyülü ordularından biri: Roma ordusu…
M.Ö 753’te şehrin kuruluşundan M.S 500’e dek süren döneme kadar Roma ordusu her detayıyla yeniden inceleniyor. Elinizdeki kitap Roma’nın kuruluşundan monarşinin tesisine, cumhuriyetin doğuşuyla birlikte izlenen yayılma stratejisinden hem siyasî hem de askerî anlamda inancın ve geleneklerin önemine, Roma’nın askerlerinin kimlerden oluştuğundan profesyonel orduya geçiş sürecine, orduda uygulanan cezalardan muhafızların esas rollerine kadar birbirinden kritik konuları belgesel niteliğinde ve çarpıcı biçimde sayfalara taşıyor.
Samet Özgüler’in titiz çevirisiyle hazırlanan bu eseri okurken Iulius Caesar’ın kanlı Galya Savaşı ve bunun ardından gelen, Roma’nın imparatorluk hâline gelmesini sağlayan İç Savaş’ı yakından hissedeceksiniz. Hadrianus dönemi lejyonerleriyle muharebe düzeni alacaksınız. Efsane imparator ve filozof Marcus Aurelius ile beraber Cermen barbarlarına karşı sefere katılacaksınız. Roma donanmasının I. Kartaca Savaşı’nda hem denizle hem de düşmanla nasıl mücadele ettiğini bizzat göreceksiniz. Senatörler arasındaki hiç bitmeyen siyasi düelloların tansiyonunu hissedecek, bir imparatorun zafer alayına yakından tanıklık edeceksiniz.
Tarih Kitabı
Demokrasi neden Antik Yunan’da ortaya çıktı? İspanya Güney ve Orta Amerika’yı nasıl fethetti? Berlin Duvarı neden yıkıldı? Bu kitap, dünyayı değiştiren uygarlıklar, devrimler ve teknolojileri inceleyerek bu soruları ve daha fazlasını yanıtlıyor.
Sade bir dilde kaleme alınan Tarih Kitabı dünyamızı şekillendiren olayların arkasındaki fikirleri kısa ve özlü biçimde sunuyor, karmaşık kavramları şekillerle açıklıyor ve geçmiş hakkında fikir sunan zekice görseller içeriyor.
İster meraklı bir tarih öğrencisi, ister bir tarihçi olun bu kitapta ilginizi çeken birçok şey bulacaksınız.
Türk Mitosları ve Anadolu Efsanelerinin İzsürümü
İnsan yaşamındaki gerçek dinamikleri ortaya koyan ilk tasarımlar olan mitoslar, yaratıldıkları toplumun kültürel ve zihinsel yapısının, toplumsal değerlerinin, kısaca yaşam biçiminin bir yansımasıdır. Orta Asya’nın yazılı olmayan göçer tarihi nedeniyle az bilinen Türk mitoslarını çağdaş bir yorumla ele alan bu kitap, Türklerin Orta Asya’dan Anadolu’ya dek kurguladıkları mitosların serüvenini okuyucuya sunuyor. Türklerin Orta Asya’da bulundukları dönemde toplumsal yaşamda egemen olan ilk inanç sistemi Şamanizm’dir. Bu süreçte kurgulanan yaradılış mitosları ve evren-dünya tasarımları Şamanist dünya görüşü üzerine temellenir ve Türklerin İslamlık öncesi karmaşık inanç dünyalarına ışık tutar.
Onuncu yüzyıldan itibaren topluluklar halinde İslamlığı benimseyen Türkler aynı tarihsel dönem içinde Orta Asya’dan göç ederler. Yeni yurtları, inançların karışıp harman olduğu bir toprak parçası olan Anadolu’dur. Türkler, Orta Asya’dan taşıdıkları Şamanist mitosları yeni yurtlarında karşılaştıkları binlerce yıllık zengin öykülerle yeniden biçimlendirirler. Eski ve yeni inançların buluştuğu Anadolu, kültürel mirasından aldığı bilgelikle, Anadolu ve Türklerin geçmişinde var olan pagan motifleri, İslamlaştırılmış öykülerde yaşatmaya devam eder.
Bu kitap, Zühre İndirkaş’ın anlatımı, Can Göknil’in resimleri eşliğinde, bugünün Türkiyesi’nde hâlâ varlığını sürdüren Anadolu ve Türk mitoslarının izini sürüyor.
Resimlerle Yelken Ve Arma Ayarları
Ivar Dedekam, “”denizde en iyi yardımcının dikkatli gözlem ve sağduyu olduğuna inanan”” usta bir denizci. 20 yılı aşkın bir süredir Atlantik geçişini de içeren 40 bin mile yaklaşan (kayıtlı) seyir tecrübesi yanında, uzun yıllardır yelken eğitmenliği de yapıyor. Dedekam, Yelken ve Arma Trimi konusundaki bilgi ve gözlemlerini, kitapta son derece pratik bir şekilde aktarıyor. Kısa, öz metinler ve onlara eşlik eden resimlerle temel bir başvuru kaynağı “”Yelken ve Arma Ayarları”” Bu kitap yelken ve armanızı en iyi nasıl trim edebileceğinizi anlatıyor. Yelkencilik kitaplarının çoğunun teorik arkaplanını aerodinamik (akışkanlar dinamiği) oluşturur. Okuyucu için oldukça karmaşık gelse de bu cesaret kırıcı olmamalı, çünkü iyi sonuçlar almak için bu konuda derin bilgiye gerek yok. Aerodinamik çok az sayıda yatçının derin bilgi sahibi olduğu zor bir bilimsel alan. Çok sayıda sonmoda teorileri kullanarak yelken ve arma fonksiyonlarını açıklayan “”uzman”” var. Bu teorilerin bazıları doğru değildir ve zamana direnemezler. Genellikle bazı durumlara uygulanabilirler ama genel olarak geçerli bazı ileri bilimsel teorilerin körü körüne uygulanmasınadn daha değerlidir. Bu kitapta teorilerle yelkencilik topluluğunda genel kabul gören pratik bilgileri birbirinden ayırmaya çalıştım.
Denizde en iyi yardımcının dikkatli gözlem ve sağduyu olduğuna yürekten inanıyorum. Bu kitabı benzerlerinden ayıran kısa ve öz metinler ve hemen yanında onlara eşlik eden çizimlerdir. Amacım aradığınız bilgiyi kolayca bulmanız, anlamanız ve hatırlamanız oldu. Ivar DEDEKAM … Ivar Dedekam, “”denizde en iyi yardımcının dikkatli gözlem ve sağduyu olduğuna inanan”” usta bir denizci. 20 yılı aşkın bir süredir Atlantik geçişini de içeren 40 bin mile yaklaşan (kayıtlı) seyir tecrübesi yanında, uzun yıllardır yelken eğitmenliği de yapıyor. Dedekam, Yelken ve Arma Trimi konusundaki bilgi ve gözlemlerini, kitapta son derece pratik bir şekilde aktarıyor. Kısa, öz metinler ve onlara eşlik eden resimlerle temel bir başvuru kaynağı “”Yelken ve Arma Ayarları”” Bu kitap yelken ve armanızı en iyi nasıl trim edebileceğinizi anlatıyor. Yelkencilik kitaplarının çoğunun teorik arkaplanını aerodinamik (akışkanlar dinamiği) oluşturur.
Semboller ve Yorumları
İki bölüm halinde sunulan bu kitabın içinde;
Dünyada varolan canlı-cansız, erkek-dişi, aktif-pasif, somut ya da soyut nitelikteki yaratık ve nesneler ilişkin kavram ve anlamların sembolik türden yorumsal açılımlarını okuyacaksınız. Ayrıca turist rehberlerine anlatımlarında yararlı olabileceği umulan yorumlara da yer verilmiştir.
Kadıköy Konakları – Kapalı Hayat Kutusu
“Dr. Müfid Ekdal’ın eserleri Kadıköy’ün sokaklarından bir asır boyu toplanmış seslerin damıtılmış ve düzenlenmiş anlatılarını bize taşır, tarihimizin ruhuna tutunabileceği güvenli bir liman sunar. Yakıcı bir biçimde yıkılıp yıkılıp yeniden inşaa edilen bir ilçenin belleğini, yaşanmışlıklarını, ağaçlarını ve korularını sarıp sarmalar, ve inatla bize en büyük sorumuluklarımızdan birini hatırlatır: geçmişimize, doğamıza ve kentimizin dokusuna sahip çıkmak ve bu sayede toplumsal vicdanımızı canlı tutmak.’’ (Ali Ekdal )
Bu kitabı okuduktan sonra Kadıköy sokaklarının detaylarını öğrenmekle kalmayıp, mahallelerin eski yapısını, ailelerin kültürünü, konakların kapalı bir kutu gibi duran sırlı yaşamını öğrenecek, sokağın ortasında kalan kocaman çınar ağacının kimin büyük bahçesinden kaldığını tahmin etmeye çalışacak, ağaca, sokağa, konaklara bakışınız değişecek, zenginleşecektir.
Yazarımızın derin araştırmalarına, doktor olarak girip çıktığı evlerdeki tanıklıklarına dayanan Kapalı Hayat Kutusu Kadıköy Konakları kitabının siz değerli okurları elinde hak ettiği ilgiyi görmesi dileğimizle…
Demir Kuşaklı Cihangir – Süleymanname
Türk târîhini, kültürümüzün ve irfanımızın engin denizlerinden çıkardığı paha biçilemez hazinelerle okurlarına sunan Turgut Güler; Cihângîr Tûğlar-Selîmnâme ve Şehsüvâr-ı Cihângîr-Fâtihnâme kitaplarının ardından cihângîrler serisinin üçüncü kitabı Demir Kuşaklı Cihângîr-Sülemânnâme ile bizleri Türk târîhinin en ihtişâmlı günlerine götürüyor. Kırk altı yıl sürmüş, Türk târîhinin neredeyse en uzun hükümdârlık çağının sâhibi Muhteşem Süleymân’ın etrafında devreden hâdiseler, okuyanı yoran, sarsan, düşündüren, kıvandıran, bazen de “keşke olmasaydı” yâhut “iyi ki öyle olmuş” dedirten, her fasılda şaşırtan, sevindiren, üzen gelişmelerle doludur. Turgut Güler, daha önceki eserlerinde olduğu gibi bunda da, Türk kültürünün büyük şahsiyetlerine ve devrin diğer önemli simalarına hak ettikleri yeri vermektedir. Eserde Sinan’ın sanat kudreti, Pirî Mehmed Paşa’nın kemâli, Oruç Reis’in celâdeti, Turgut Reis’in zafer iştiyâkı, okuyucunun rikkat, dikkat ve heyecânını besleyen, bazen ışıltılı bâzen mahzûn sayfalarla akıp gitmektedir. Türk târîhi, sâdece Süleyman’lı yıllarının değil, bütün dönemlerinin, her bakımdan şâhikasına, Sultan Selîm Hân oğlu Sultan Süleymân Hân ile çıkmıştır. Aslında, bu fiile, “çıkma” yerine “konma” demek, daha doğru olur. Zîrâ, Sultan Süleyman Hân-ı Evvel’in saltanatında, Türk Cihân Devleti, tam bir “hümâ kuşu” hızı ve irtifâ’ı kazanmıştır. Yürüyen, koşan değil; uçan bir devlet, Sultan Süleymân’ın sevk ve idâresinde, “Kızılelma” hedefine kilitlenmiş şekilde, semâların enginliğinde süzülmektedir.
Evliya Çelebi Seyehatnamesi’nde Yavuz Sultan Selimşah
Osmanlı Devleti’nde Osman Gazi’den itibaren kendisiyle birlikte 9 padişahın içinde en az müddet saltanat sürmüş olan Yavuz Sultan Selimşah, sade sekiz yıl süren saltanat müddetine rağmen en çok toprak fetheden padişahtır. Bütün zamanı savaşlarda ve fetihlerde geçmiş ve Osmanlı topraklarını iki katından fazla genişletmiştir. Orta ve Doğu Anadolu, Suriye, Filistin, Mısır, Arap yarımadası ve Afrika’nın önemli yerlerini fethetmiştir.
Dünyanın en büyük cihangirlerinden olan Yavuz Sultan Selimşah hakkındaki bu kitap, yine dünyanın en büyük seyyahlarından ve seyahat yazarlarından olan Evliyâ Çelebi’nin Seyahatnâmesi’nde Yavuz’a ait bahislerden seçilerek hazırlanmıştır. Yavuz Sultan Selimşah’ın padişahlık öncesi bilgileri, savaşları, kanunları, eserleri ve zamanında yaşamış meşhurlara ait bütün bilgileri bu kitapta bulabileceksiniz.
Şenlikli Toplum
Son yılların en radikal yazarlarından olan Illich, daha çok kurumlara ve kurumlaşmaya yönelttiği eleştirileriyle tanınıyor. Eğitim, sağlık, politika gibi kurumların insan yaratıcılığını öldürerek kendine bağımlı kıldığını savunuyor. İlerleme ve verimlilik adına korkunç bir üretim/tüketim çılgınlığının yaşandığını, oysa sanayileşme ve büyüme kavramlarının vazgeçilmeyecek kavramlar olmadığına işaret ediyor.
Şenlikli Toplum’da ise seri üretim teknolojilerinin, insanları bürokrasinin ve makinelerin aksesuarları haline nasıl getirdiğini göstererek modern sanayi toplumlarını sorguluyor. Ve kişiler arasında özerk, yaratıcı ilişkiler kurulabilmesinde araçların rolüne değiniyor. İnsanların çalışırken zevk almaları, sevinç duymaları için araçlara hükmetmeleri gerektiğini belirterek, araçların insanlara hükmetmeye başladıkları noktada büyümeye karşı çıkıyor.