Monthly Archives: Eylül

Sufi geleneğinin sevilen pîr, öğretmen ve şairi Mevlana, aşkı ve aşkın ruhu yüceltme kudretini kutluyor. Sufilerin kutlu yolunda yürüyün ve her adımda ilahi güzelliğin farkına varın.

Kendinizi Rumi’nin yüce şiiri ve bu tarot takımının büyüleyici egzotik imgeleri ile harekete geçirip mutluluğa ulaşın.

Bu mistik tarot destesindeki her kart, Nigel Jackson’ın orijinal sanat eserini Rumi’nin ilham verici yazılarıyla güzel bir şekilde birleştirerek ruhun nihai gerçeğe doğru yolculuğunu tasvir ediyor.

Christopher Warnock’un Ay Konakları, Arap ve Batı ay konakları ve bunların geleneksel seçimsel astroloji ve astrolojik büyüde kullanımı hakkında kesin bir kaynaktır. Ayın Konakları, geleneksel astrolojinin bu büyüleyici ve gizli sistemine bir giriş sağlıyor. Yetenekli büyücü ve sanatçı Nigel Jackson’ın Picatrix’teki 28 Malikane görsellerinin her birinin güzel siyah beyaz illüstrasyonlarıyla Ay Malikaneleri, tılsımsal büyü için ideal bir kaynaktır. Warnock, Konakların tam bir tarihçesini ve tanıtımını, bunların kullanımına yönelik pratik talimatlar ve Konaklarla ilgili geleneksel kaynaklardan kapsamlı ekler sağlar.

Nedir bu posthümanizm? Tasarımcılarının zincirlerinden kurtularak kendi başına evrilmeyi başaran ve insanlıktan intikam almaya gelen yapay zekanın, insanları temel hak ve özgürlüklerinden alıkoyarak onları köleleştirmesi mi? ‘İnsan 2.0 geliyor’ ya da ‘Beynimizi bilgisayar arayüzleriyle yönetmek artık mümkün’ başlıklarıyla, yazılı ve görsel medyada sıklıkla yer bulan haberlerin bir parçası mı? Organizmaların teknolojiyle buluşturulduğu laboratuvarlarda süper-güçlere erişmek için oynanan tehlikeli oyunlar mı? Çılgın bilim insanlarının, evrenin hakimi olma sevdasıyla peşinde koştukları delice hayallerle yürüttükleri deneyler mi? ‘Yaşasın insanlığın sonu geldi’ diye sevinçle alkış tutan, gezegeni ele geçiren siborglara evin anahtarını teslim edip, kendileri de bu istilacı düşmanlara katılarak tüm canlı hayatın sonunu getirecek yeni türden insanlar topluluğu mu? Tüm hayatlarını sanal gerçeklikle idame ettirmeye çalışan dijital bireylerin çağı mı? Bu kitap, size, posthümanizmin ne olduğuna dair ipuçları sunarken, ilgili kavramları kuramsal çerçevedeki tartışmalarla açıklıyor. Tanrıların kutsal ateşini çalarak insana veren Prometheus’tan Matrix’in dijital ağlarına dolanık yaşayan Neo’ya, robot oyuncaklardan Frankenstein’a ve Darth Vader’a uzanan geniş bir yelpazede, bilinen edebi ve kültürel örneklerin incelemesiyle oldukça karmaşık görünen bu kuramlar bütününü somutlaştırırken, bir yandan da posthümanizmin ne olmadığını, onun sıklıkla karıştırıldığı terimlere açıklık getirerek anlatıyor.

Japonların, bağırsaklarının diğer insanlarınkine oranla daha uzun olduğuna ve bu sebeple diğer ırklardan farklı olduklarına inandıklarını biliyor muydunuz? Veya insanların göbek deliklerini yiyen bir kami’den hâlâ korktuklarını? Peki ya, birçoğu neden hâlâ nar yemeyi reddediyor olabilir? Yabancıların Japonya’ya temelli yerleşme fikrinden korkmalarının altında nasıl bir sebep yatmaktadır? Japon adaları nasıl yaratılmış olabilir?

Çiçek hastalığını yaymaktan sorumlu kami’den burs kami’sine, pirinç ilahından psikolojik bozukluklardan sorumlu kötü ruhlara kadar sekiz milyon tanrısal varlığıyla ve Budist etkilerle harmanlanmış hikâyeleriyle Japon mitolojik evreni bambaşka bir dünyanın kapılarını açıyor. Uzakdoğu’nun büyüleyici atmosferi ile ilginç inanışları bu kitapta bir araya geliyor.

Dünyaca ünlü psikanalist Rollo May, kayıtsız dünyamızın içini boşalttığı bu iki kavramı, aşk ve iradeyi yeniden sorguluyor. Yüceliği unutulmuş aşkın, gücünü kaybetmiş iradenin iplerini çözüyor. Bu kitap, yaşadığımız şehrin ve hayatın içinde aşkı bulamayanlara, özgür olamayanlara ve kalbini tanıyamayanlara yol gösteriyor.

Hakan Kırkoğlu astroloji alanında uzun yıllardır sürdürdüğü çalışmalarını “Göklerin Bilgeliği” adlı kitabında gün yüzüne çıkarıyor.

Kitabın ana izleğini astrolojinin köklü geleneği oluşturuyor. Kırkoğlu kişinin kendini bilme, kozmos içindeki rolünü en iyi biçimde yerine getirme ve kendisini evrene bırakabilme yeteneğini geliştirmede bu bilimin anahtar rol oynadığının altını çiziyor. Göklerin dilini çözmek, bu koskoca evrende yerimizi belirlemek ve rolümüzü abartmadan yaşamak için sağlam bir yol… Bu kitap da işte o yolun rehberi… Aynı zamanda da astrolojinin rönesansı için bir havaî fişeği. Kaybolmuş teknikleri bulmaya yönelik, bireyin kişiliğinin ve kaderinin boyutlarını aydınlatan birçok doktirini yeniden oluşturmaya çalışan, eski astrolojiyi araştıran Kırkoğlu, kendini bu mesleğe adayanlara yol gösterici olmaya aday bir eser koyuyor ortaya. İçindeki ayrıntılı ve ilginç bilgiler kadar çizimlerin de ilginizi çekeceği muhakkak.

Astrolojiyle ilgilenenler için kaçırılmaz bir fırsat “Göklerin Bilgeliği”. İlgilenmeyenler için bile ilginç bir çalışma.

Sizden hiçbir farkı olmayan 67 kişi Ruhların Kaderi’nde Dr. Newton’un spiritüel hipnoterapi çalışmaları aracılığıyla hayatlar arası hayatlarına uzanıyorlar.

Dr. Newton’un ötealem üzerindeki araştırmaları üzerine yazılmış olan bu çalışma hem konuyla ilk kez karşılaşacaklar için hem de yazarın ilk kitabı Ruhların Yolculuğu’nu okumuş olanlar için hazırlanmıştır.

Derin hipnoz altındaki deneklerin anlattığı örneklerden yola çıkarak kendi ruhsal hatıralarınızın arkasındaki anlamı keşfedecek ve aşağıdaki konularda çarpıcı detaylar öğreneceksiniz:
– Dünya’daki amacımız
– Ruhlarımızın ölümden sonra gittikleri yer
– Ruhların yaşayanlarla bağlantı sonra bizimle görüşen yüksek varlıklar
– Dünya’daki ailelerimiz ve Ruh gruplarımız arasındaki bağlantılar
– Ruhların dinlenmesi ve hayatlar arasındaki gezintileri
– Niçin belirli bedenleri seçiyoruz?
“Ruhların Yolculuğu danışanlarımla sonsuzluğun büyük nehri olan ruhsal dünyaya çıktığım ilk yolculuktu. Ruhların Kaderi ise bizi aynı nehir boyunca daha ayrıntılı bir araştırma için nehrin başlıca kollarında yapılacak yan gezilerle ikinci bir keşif yolculuğuna çıkarıyor. Bu çalışmaların bütüne yönelik daha geniş bakış açıları sunmak üzere bu yolculuğun gizli yönlerine dair daha çok şeyi açığa çıkaracağına inanıyorum.”

– Michael Newton

Bir mısra daha söylesek sanki her şey düzelecek
İki adım daha atmıyoruz bizi tutuyorlar
Böylece bizi bir kere daha tutup kurşuna diziyorlar
Zaten bizi her gün sabahtan akşama kurşuna diziyorlar
Bütün kara parçalarında
Afrika dahil

Üvercinka, Türkiye’de modern şiirin ifadesine yeni bir soluk getirecek olan genç bir şairin 1958 tarihli ilk kitabı; İkinci Yeni’nin kırılma noktalarından biri.

“Ummana Dökülen Irmaklar: Mehmet Âkif Ersoy’un Dost Çevresi” başlığı altında gerçekleşen etkinlikler kapsamında, İstiklal Marşı şairinin çevresinde bulunan her bir dostu için birer kitap hazırlandı. Çocukların da unutulmadığı projede Ersoy’un hayatını anlatan bir de çizgi roman basıldı.

Etkinlikler kapsamında Mehmet Âkif Ersoy Sanat Merkezi’nde, aralarında seccadesinin, evinde kullandığı halının, köstekli saatinin de bulunduğu Âkif’in kişisel eşyalarını içeren bir sergi düzenleniyor. Sergide yer alacak eserler ve eşyalar arasında Mehmed Âkif’i Âkif yapan kişilere ait belge, evrak, fotoğraf ve kitapların da bulunduğu 500 materyal yer alıyor.

“Şekil değiştirme”yi merak ediyor musunuz? İnsanın bir hayvana, bitkiye veya bir başka şeye dönüşmesi mümkün mü? İlginizi çekiyor mu? Yoksa inanılmaz mı geliyor? İlginç, incelenmesi, ne olduğunun öğrenilmesi gereken bir şey olduğunu düşünüyorsanız bu kitap işinize yarayabilir…
Büyük bir şirketin başındayken her şeyi bırakıp Güney Amerika ve Güneydoğu Asya’daki antik toplumların, yerli halkların kültürlerini, yaşam tarzlarını incelemeye karar veren John Perkins yıllardır “şekil değiştirme” ile ilgileniyor. Karmaşık ve gizemli olduğu kadar ilginç ve tartışmalı bir konu olduğu kesin. İnsanın kendisini ve yeryüzünü değiştirmek için antik şamanların uyguladığı yöntemlerin, tekniklerin inanılmaz sonuçlarını gören, hatta bizzat deneyimleyen Perkins şekil değiştirmeyi üç düzeyde ele alıyor: hücresel, yani bir bitkiye veya hayvana dönüşmek; kişisel, yani yeni bir kişiliğe bürünmek veya bir bağımlılığı, alışkanlığı geride bırakmak; kurumsal, yani yeni bir iş alanı veya kültür yaratmak gibi…
“Bu kitapta bir dizi hikâye anlatılmaktadır ve hepsi gerçektir. Benim için hikâye anlatıcılığı yazmanın en kolay yoludur. Ve hikâye anlatımı, şekil değiştirici geleneğinin bir parçasıdır” diyen Perkins, Amazon yağmur ormanlarında, And dağlarında, Endonezya adalarında gördüklerini, yaşadıklarını aktarıyor. Köklü bedensel ve zihinsel değişimler geçiren kişileri ve kurumları tanıtıyor. Ne kadar inanılmaz ve şaşırtıcı gelirse gelsin şekil değiştirmenin mümkün olduğunu söyleyen Perkins’e göre, “ Tek yapmanız gereken, yaşlı Maya şamanı Viejo Itza ve diğer şekil değiştiricilerin önerilerine kulak vermek…”