Ruhun Yolculuğu
Ruhunuzun bir geçmişi olabileceğini düşündünüz mü hiç ? Çocukluğunuzdan beri size çekici gelen konular olmuştur mutlaka.
Doğuştan savaşçı mısınız yoksa anlam arayan bir ruh mu?
Ruhunuz mükemmellik peşinde mi koşuyor yoksa denge arayışında mı? Meraklı bir ruh musunuz yoksa hassas mı?
Hayatınıza kuş bakışı baktığınızda belirli temaların, sizi harekete geçiren ortak unsurların farkında mısınız? Sizi derinden saran, hayatınızdaki seçimlerinizi yakından etkileyen ana göstergeler gerçekten neler olabilir? Hayata boş bir levha gibi mi geliyoruz yoksa ruhun bir arkeolojisi, bir hafızası olabilir mi?
R. Hakan Kırkoğlu, Ruhun Yolculuğu’nda uzun yıllardır görüşmelerinden elde ettiği deneyimlerini farklı bir bakış açısıyla bir araya getiriyor. Daha henüz anne karnındayken, doğumumuzdan önce gerçekleşen Güneş tutulmasını baz alarak ruhun yolculuğunun haritasını gözler önüne seriyor. Herkesin sadece doğum tarihi bilgisiyle ulaşabileceği bir ruh atlasını okurlarına sunuyor.
Günümüzde Anne Baba Olmak
“Televizyon ve bilgisayar başında çok fazla vakit geçiriyor.”
“Öğütlerimiz bir kulağından giriyor, diğerinden çıkıyor.”
“Biz çalışıyoruz, yaz tatili boyunca çocuk ne yapacak?”
“Her istediğini yapıyoruz, ama neden okulda başarısız oluyor?”
Yukarıdaki şikâyet ve soruların çoğu, dünün değil, bugünün anne babalarına ait. Zaman değişiyor, olanaklar artıyor; buna paralel olarak çocukların sorunları da değişiyor. Ve anne babalara bu sorunların çözümü için yeni yaklaşımlar gerekiyor.
İşte bu gerçeklikten yola çıkan Prof. Dr. Eyüp Sabri Ercan, “Eskiye göre yaşam o kadar hızlı akıyor ki bu kitap, günümüz gerçeklerine uygun bir kılavuza ihtiyaç olduğu düşünülerek yazıldı” diyor ve günümüzün anne babalarına, çocuk yetiştirmenin temel prensiplerini hatırlatan ve sorunlara farklı bir açıdan bakmalarını sağlayan eşsiz bir rehber sunuyor.
Soru Astrolojisi
Horary (soru astrolojİsİ), anlık sorular için düzenlenen horoskoplardan yola çıkılarak soruya yanıt verilen bir astroloji branşıdır. Her tür soru için kullanılabilen Horary tekniği, kuralları titizlikle uygulandığında şaşırtıcı derecede doğru sonuçlar veren paha biçilmez bir kılavuzdur. Bir Horary duayeni olarak kabul edilen İngiliz astrolog Deborah Houlding ve klasik astroloji uzmanı Öner Döşer’in kaleme aldıkları bu kitap, Soru Astrolojisi’ni öğrenmek isteyenlere kapsamlı teorik ve pratik bilgilerin yanı sıra birçok soru örneği sunuyor ve Türkiye’de kendi alanında bir ilk olma özelliği de taşıyor.
Cumhuriyet Döneminin İktisadi Tarihi (1923-1950)
Türkiye’nin 1923-1950 arasındaki iktisadi büyümesi ve gelişmesinin temel sayısal göstergelerini ekonomimizin bugün ulaştığı ölçeklerle karşılaştırılabilir hale getirerek bazı temel tablolara son yılların verilerini ekledi.
“Türkiye ekonomisinin hem ölçeği hem de yapısı son 40 yılda çarpıcı bir şekilde değişti. Bu önerme olgusal bir tespittir. İdeolojik bir onaylama ya da yerme değildir. Bu dönüşümün idraki bu kitabın doğru okunması ve değerlendirilmesi açısından önem taşımaktadır. 1950’de Türkiye’de 24 bin, 1965’te 84 bin üniversite ve yüksekokul öğrencisi vardı. Bugün bu sayı 5 milyonu aşmıştır. 1950 Türkiye’si, erkeklerin askere gidip gelmesi dışında, insanların büyük bir kısmının doğdukları yerde yaşadığı ve öldüğü fakir bir köylü ekonomisinin Türkiye’siydi. İnsanlar enerji ihtiyaçlarının büyük bir bölümünü odun, fındıkkabuğu, tezek gibi geleneksel ve yerel kaynaklarla karşılıyorlardı. 1950-2013 arasında Türkiye’de nüfus 3,7 kat ama elektrik enerjisi tüketimi 387 kat arttı. Bugün milyonlarca Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı yabancı ülkelerde oraların yerleşiği olarak yaşıyor. Yılda 30 milyona yakın yabancı insan turist olarak Türkiye’ye geliyor. Ve maalesef ülkemizde 2015 itibarı ile çevremizdeki içsavaşlardan kaçıp bize sığınan milyonlarca mülteci var.
Bu kitabı yeniden yayına hazırlarken, dönemi doğru anlamanın, Türkiye’de hâlâ siyasi meselelerimizi çözmemizi, daha doğrusu çözemememizi etkileyen dünya tasarımları arası savaş’ta barışa gidecek yolu bulmamız için hâlâ ne kadar önemli olduğunu hissettim. Hem de 1923-1950 Türkiye’sinde ekonominin ölçeği ve yapısının bugünkü Türkiye ekonomisinin iktisadi sistem ve iktisat politikası tartışmalarının ne kadar gerisinde kalması gerektiğini idrak ettim. Ünlü bir siyaset insanımızın dediği gibi ‘dün dündü, bugün bugündür’”.
Küresel Sanat Pusulası – 21.Yüzyıl Sanatında Yeni Yönelimler
Çağdaş sanat dünyasının labirentinde kılavuzunuz Küresel Sanat Pusulası günümüz sanatını çözmenize yardımcı oluyor.
Geçmişte, Goethe, Ruskin ve Clement Greenberg gibi yazar ve eleştirmenler sanat hakkında belirli fikirleri yaydılar, hatta bu fikirleri sanatçılara dikte ettiler. Ancak o dönemden itibaren sanatçılar isyan etmekteler. Artık sanatçılar ne mevcut bir teoriyi izlemek ne de belli bir kente gitmek zorunda hissediyorlar kendilerini. New York, Londra, Paris, Berlin ve Pekin, hepsi, sanat yapmak için harikulade yerler, ama hiçbiri dizginleri elinde tutmuyor. Küresel Sanat Pusulası’nda Alistair Hicks günümüz sanat dünyasında olan biteni tek başına hiçbir küratörün, eleştirmenin ya da sanat simsarının belirlemediğini ve belirleyemeyeceğini kanıtlıyor. Tam tersine; sanatçıların kendilerini dinleyerek sanat dünyasında yolumuzu çizmenin ne kadar heyecan verici ve faydalı olduğunu gösteriyor.
Jung ve Hermann Hesse – İki Dostluğun Anıları
Uzun yıllar Hindistan’da yoga ve Doğu felsefeleri üzerine incelemelerde bulunan Şili’li diplomat ve yazar Miguel Serrano Avrupa’nın iki bilge ismi C.G. Jung ve Hermann Hesse ile yaşamlarının son dönemlerinde yakın bir dostluk kurmuştur.Birçok mektup, özellikle Jung’un ölmeden kısa bir süre önce yazdığı, doğa üzerine düşüncelerini ve kendi çalışmalarının özünü açıklayan önemli bir döküman ve Hermann Hesse’nin Piktor’un Metamorfozu isimli öyküsü kitapta yer almaktadır.
Çatalhöyük / Leoparın Öyküsü
James Mellaart’ın 1961’de başlattığı kazılardan neredeyse 30 yıl sonra, 1993’te Çatalhöyük’te çalışmaya başlayan öğrencisi İan Hodder, yepyeni bulguların ışığında Çatalhöyük’ü gündeme taşıyor. Çatalhöyük-Leoparın Öyküsü, Hodder ve ekibinin Anadolu’nun kalbine açılan yolculuklarının ilginç bulgularını ortaya koyuyor. Hodder’in anlatımına, 150’ye yakın fotoğraf, çizim ve illüstrasyon eşlik ediyor..
Denizde Yaşamak – Yeni Başlayacaklar İçin Tekne Yaşamının Sırları
Denizlere açılmaya niyetlendiniz. Ancak tam olarak ne istediğinizden emin değilsiniz. Ne yapmalı, kime sormalısınız? Bu iş aklınıza yatıyorsa ilk adımları nasıl atmalısınz? Akla gelebilecek tüm soruları usta denizci, yazar Meriç Köyatası “Denizde Yaşamak” adlı kitabında cevaplıyor.
Denizde Yaşamak’ta tekne seçiminden, amatör denizciliğe başlamak için yapılması gerekenlere kadar her şeyi bulacaksınız. Üstelik ders alır gibi değil, bir yakınınızla sohbet eder gibi… Denizde Yaşamak, pratik denizcilik bilgilerinin yanı sıra, deniz yaşamına dair önemli ipuçlarının da yer aldığı başucu kitabınız olacak.
Ayrıca kitapta tekne mutfağının düzeninden, keyifli tekne yemeklerine kadar pek çok önemli bilgi yer alıyor.
Altın Defter
Genç bir yazar olan Anna Wulf, kocasından ayrılmış, küçük çocuğuyla birlikte oturmaktadır. Bir süredir hiçbir şey yazamadığı için, hiç de doyurucu olmayan ilişkilerin düş kırıklıklarıyla yaşamının çökmekte olduğu duygusuna kapılır. Delireceğini düşünür ve yaşadıklarını farklı renklerde dört defterde toplar. Siyah defterde, yazarlık sorunlarını dile getirir. Kırmızı defter, siyasal yaşamı içindir; sarı defter ise ilişkileri ve duyguları için. Mavi deftere de günlük olayları yazar. Ne ki, Anna’nın iyileşip yeniden doğuşuna giden kapıyı beşinci defter açacaktır: Altın Defter.
2007 Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanan Doris Lessing, kendisine büyük ün sağlayan Altın Defter’le de, Fransa’nın en saygın ödüllerinden Médicis Ödülü’nü yabancı roman dalında almıştı. Roman, birçoklarınca feminist hareketin başyapıtı olarak kabul edilmiş, Lessing ise kişisel ve siyasal kimliğini aramakta olan bir kadının derinlikli öyküsünü anlattığını ileri sürerek bu görüşe uzak durmuştu.
Roma Dünyasında Yıkanma
Kökleri Roma dünyasına dayanan hamam ve kültürü, imparatorluğun hüküm sürdüğü topraklarda bugün hâlâ yaşamaya devam ediyor. Kimisi harabe halinde, kimisi hali hazırda insanların kullandığı mekânlar olarak. Hamam kültürü başta İstanbul olmak üzere tüm Anadolu’da halen yaygın olduğuna göre, elinizdeki kitabın günümüz insanına söyleyeceği çok şey var.
İngilizce aslından dilimize çevrilen yapıt, Fikret Yegül’ün Türkçe basım için kaleme aldığı bir önsöz ile bazı güncellemelerini ve orijinalinde olmayan bazı görselleri içeriyor. Kitapta, Anadolu su kültürünün anlamı, Roma yıkanma geleneğinin kökenleri, incelikleri, hamam mimarisinin özellikleri ve gelişimi, teknolojik yaklaşımları inceleniyor. Roma kentinin büyük imparatorluk hamamlarının yanı sıra Kuzey Afrika, Anadolu örnekleri anlatılırken, Oryantalistlerin harem imgelerine, batıda hamam kültürünü yeniden oluşturma çabalarına da değiniliyor. Yegül, sanat tarihinden ve arkeolojiden yola çıkarak, başarılı bir sosyo-kültürel tarihi analiz yapıyor.
Kitap, Yegül’ün daha önce Türkçede yayımlanan Antik Çağ’da Hamamlar ve Yıkanma’dan sonra kaleme aldığı, Roma Dönemini ve Anadolu’yu da kapsayan kapsamlı bir eser.