Beauvoir Dersleri
“20. yüzyılın en önemli düşünür ve yazarlarından biridir Simone de Beauvoir. 1950’lerde yayımladığı The Second Sex olumlu ve olumsuz çokça eleştiri alan başyapıtıdır. Yayımlandığında Avrupa ve Amerika’da öyle büyük bir etki yaratmıştır ki etkisi açısından Marx’ın Kapital’i ile karşılaştırılmıştır. The Second Sex, neredeyse bir ansiklopedi gibidir; kadına ilişkin tüm olguları inceler ve çarpıcı bir biçimde çözümler. Beauvoir’ın kadına ve kadınların tüm dünyayla kurduğu bağa ilişkin felsefi görüşlerini dönemin bilimsel bulgularıyla, yaşanmış deneyimlerle ve edebiyat eleştirileriyle harmanlamış olduğu eşsiz bir denemedir bu. The Second Sex, kadının durumunu tarihsel, bilimsel ve felsefi değerlendirmeleri zengin bir biçimde kullanarak ortaya koyan çok kapsamlı ve ayrıntılı bir eser olduğundan, değişik bilimler ve çalışma alanlarının bakış açılarından çalışıldığında bize yepyeni ufuklar açabilecek az sayıda eserlerden biridir. Tüm filozofların eserlerinde olduğu gibi Beauvoir’ın iddiaları da tartışmaya, karşı çıkmaya, desteklenmeye ya da çürütülmeye açıktır; ancak tüm bunların olabilmesi için önce anlaşılması ve üstüne çalışılması gereklidir. “Burada benim yapmaya çalıştığım da budur,” diyerek başlıyor, Türkiye’de de çokça okunmasına rağmen üzerine yapılmış çalışmalar, bir elin parmaklarını geçmeyen Simone de Beauvoir’ın ölümsüz eseri hakkındaki kitabına felsefeci Deniz Soysal. The Second Sex’in “Evli Kadın” ve “Anne” bölümleri üzerine bir inceleme sunan bu eser, evliliğin kadının yaşamında sebep olduğu değişimleri gözler önüne seriyor.
Tüm Çağların Gizli Öğretileri
Herkesin bir bilge, yirminci asrın ezoterik uzmanı olarak saygı duyduğu yazar, hayatı boyunca ABD ve diğer ülkelerde 8.OOO’den fazla konuşma yapmış, sayısız kitap, makale ve incelemeye imza atmıştır. Manly P. Hall her zaman felsefenin ve dinin gündelik uygulamasına ağırlık vermiş gerçek bir ezoteristtir. O insanlığa en soylu idealleri ve davranış kurallarını veren ruhani ve ahlaki kadim öğretileri yeniden canlandırmayı kendine vazife edinmiştir. Felsefenin insanın kendi amaçları ve ideallerini gerçekleştirmek için kullandığı soylu bir araç olduğuna inanan Manly P. Hall, dünya medeniyetlerinin ancak akıl, amaç ve işbirliği için ortak bir zemine ulaştığında yükseleceği fikrine bütün ömrünü vakfetmiştir. Bu amaç için Felsefi Araştırmalar Cemiyeti’ni (www.prs.org) kurmuştur.
kitap, basıldığı tarih 1928 yılından itibaren ezoterik bir klasik olmuştur. Yirminci asrın bir benzerine tanık olmadığı bu eser, bütün çağların ezoterik, okült sırlarını, kadim ritüellerini ve sembolizmini büyük bir ustalıkla anlatan ansiklopedik şaheserdir. Mitolojiyi, din ve felsefeyi nadir eserlerden alınmış sekil ve renkli resimlerle zenginleştirerek ayrıntılarıyla açıklayan bu kitap, bütün gizemcilerin kütüphanesinde baş köşeye oturacaktır.
Gizli bilim öğrencileri bu eserle yıllarca ellerinden, düşürmeyecekleri bir başvuru kitabına, batı ezoterizminin hemen her alanında bu Öğretileri bizzat hayatına uygulamış olan bir ustanın kaleminden sağlam, ayrıntılı ve güvenilir bilgilere kavuşacaktır.
Felsefe Kitabı
Evren nasıl oluştu? Gerçek nedir? nasıl daha iyi bir hayat yaşayabiliriz? İnsanlar tarih boyunca yaşam ve varoluşa dair çok sayıda felsefi soru sordular. Büyük düşünürler de dünyamızı şekillendirmeye devam eden çözümler sundular.
Sade bir dille yazılmış olan Felsefe Kitabı, kolayca anlaşılan kısa ve özlü açıklamaları, karmaşık teorileri adım adım çözen şemaları, felsefeyi anımsanabilir kılan klasik alıntıları ve esprili çizimleriyle başucu kitabınız olacak.
Felsefeye yeni başlayanlar, öğrenmeye doymayanlar ve tüm felsefe düşkünleri bu kitapta düşüncelerini besleyecek çok şey bulacak.
Psikoloji Kitabı
Gerçek doğamıza mı, yoksa çevremize mi uyarak var oluruz? Ne hatırlarız ve neyi unuturuz? Nasıl gerçek zekâmızı ölçebiliriz? Bu kitapta, büyüleyici psikoloji alanında dünyaca ünlü düşünür ve araştırmacıların benzer sorularla ilgili çalışmalarını okuyacaksınız.
Sade bir dille yazılmış olan Psikoloji Kitabı, kolayca anlaşılan özlü açıklamaları, karmaşık teorileri adım adım çözen şemaları, psikolojiyi anımsanabilir kılan klasik alıntıları ve esprili çizimleriyle başucu kitabınız olacak.
Psikolojiye yeni başlayanlar için, öğrenmeye doymayanlar ve tüm psikoloji düşkünleri bu kitapta düşüncelerini besleyecek çok şey bulacak.
Klasik Müzik Kitabı
İlk gerçek “opera”yı kim yazdı? Nota sistemi nasıl ortaya çıktı? Besteciler senfonileri nasıl besteliyor? Bu kitap ilk yalın ezgilerden modern minimalizmin ortaya çıkışına kadar Batı klasik müziğinin gelişimini ve bunda kilit rol oynayan temel müzik eserlerini keşfedip analiz ederek birçok sorunun yanıtını veriyor.Sade bir dilde kaleme alınan Klasik Müzik Kitabı hem efsanevi hem de daha az tanınan bestecilerin doksandan fazla eserini inceliyor. Klasik müziğin bestelenmesi ve anlaşılmasıyla ilgili temel kavramları ve büyük fikirleri adım adım çizimlerle ve bilgi görselleriyle açıklıyor.İster bir müzik tutkunu olun, ister zaman zaman müzik dinleyin bu kitapta ilginizi çekecek ve klasik müzik anlayışınızı zenginleştirecek birçok şey bulacaksınız.
Katkıda Bulunanlar: Steve Collisson, Levon Chilingirian, Matthew O’Donovan, George Hall, Malcolm Hayes, Michael Lankester, Karl Lutchmayer, Keith Mcgowan, Kumi Ogano, Sophie Rashbrook, Christina L. Reitz, Tim Rutherford-Johnson, Hugo Shirley, Katie Derham-Foreword
Kanunların Ruhu Üzerine
Montesquieu (1689-1755): Aydınlanma döneminin en önemli düşünürlerindendir. La Brède’de doğdu, hukuk eğitimi aldı. Bordeaux parlamentosu üyesiydi, hâkimlik yaptı. Bordeaux Akademisi’ne seçildi ve makaleler yayımladı. İran Mektupları ile ün kazandı, hayatını teorik ve edebi eserlerine adadı. 1748’de yirmi yıllık bir çalışmanın eseri olan Kanunların Ruhu Üzerine’yi yayımlattı. Eleştiriler üzerine, 1750’de kitabın savunmasını yazdı, ancak Katolik Kilisesi 1751’de kitabı yasakladı. Bu muazzam eser dünyadaki bütün halkların kanunları, gelenekleri, usullerini ele alır; her bir topluma en uygun yönetim şeklini ve kanunları saptar, bunun maddi ve manevi gerekçelerini açıklar.
İrtifa 8000 – Yüksek Macera
Yüksek irtifa dağcılığı kesinlikle yeryüzündeki en maceralı spordur. 7000 ve 8000 metrelik dağlara tırmanmak zordur çünkü bu yükseklikte yapılan dağcılık, spor olmaktan çıkıp büyük bir mücadeleye, gerçek bir maceraya dönüşür. Macera derken burada kastedilen ‘ucuz maceracılık’ değil, içinde bilinmeyenler olan bir mücadeledir. 1950 yılında ilk çıkılan 8000 metrelik dağ olan Annapurna’da, Fransız ekibinin lideri olan ve çıkışın nihayetinde tüm el ve ayaklarını donuk nedeniyle yitiren Maurice Herzog’un tanımlamasıyla:
‘Himalaya dağcılığı tehlike olmadan varolamaz; risk olmadan macera da olmaz. İnanıyorum ki, bu da ona gerçek değerini veren şeydir.’
Denizden neredeyse dokuz kilometre yüksekte atmosferin inceldiği, incelmiş havadaki oksijen ve basıncın yaşama elverecek seviyelerin çok altına düştüğü, korkunç soğuk, fırtına ve devasa çığların hakim olduğu yüksek dağlarda dağcılar nasıl yaşarlar, nelerle mücadele ederler? ‘Ölüm Bölgesi’ olarak tanımlanan 8000 metre üzerindeki aşırı uç çevre koşullarının yanısıra, insanın kendi azmiyle de savaştığı yüksek dağların acımasız dünyası nasıldır? Dağcı Tunç Fındık’ın 15 yıllık zaman diliminde Asya’nın Himalaya, Karakurum, Pamir ve Tien Shan dağlarındaki 7000 ve 8000 metreyi geçen zirvelerde yaptığı tırmanışlara, onun zihninden ve objektifinden şahit olacaksınız. Hikayesi anlatılan 14 farklı dağ çıkışı, sadece fiziki değil zihni bir yolculuğa da şahitlik ediyor: her türlü imkansızlık ve engele karşın, yılmadan yaşanan yalın bir dağ aşkıyla! Yazarın tırmanış güncelerindeki orijinal anlatımı ve kendi çektiği aksiyon fotoğrafları ile destekli olan kitap, Kırgızistan’ın Tien-Shan Dağlarındaki 7010 metrelik Khan Tengri Dağı ile başlayıp, en zorlu Himalaya zirvelerden 8586 metrelik Kanchenjunga ile sonlanıyor.
Decameron Hikayeleri
Boccaccio (1313-1375) nikahsız bir birleşmeden sonra dünyaya geldi. Babası, on üç yaşlarındayken onu Floransa’ya getirtti. Tüccar olarak yetiştirmek istiyordu. Fakat genç Boccaccio yirmi bir yaşına kadar babasının bu arzusunu gerçekleştiremedi. Bunun üzerine babası, onun başka bir meslek seçmesine izin verdi. Ama bu meslek şiir ve edebiyat olmayacaktı. Hukuk tahsili yaparsa, ileride para da kazanabilirdi. Fakat Boccaccio bu işler için yaratılmış değildi. Böylece gençliğinin uzun yılları boşa gitti. İşte bir aşk mahsulü olarak dünyaya gelen ve babasının arzu ettiği gibi para kazanacak işlerde başarı gösteremeyen Boccaccio sonraları İtalyan edebiyatının üç büyüklerinden biri oldu: Dante – Petroka – Boccaccio… Ünlü yazarlar onun büyük eseri “Decameron” için, Dante’nin ölmez eseri “İlahi Komedi”nin aksine “İnsani Komedi” demişlerdir.
Sırların Cebri
“Bulmak için kendimi çiçeklerde,
kuşlarda, tarlalarda, kentlerde;
insanların davranışlarında,
sözlerinde ve düşüncelerinde;
güneş ışığında
ve artık yok olmuş dünyaların
unutulmuş harabelerinde
aramalıyım.”
Hipnotik Yaş Gerilemesi: Deneysel ve Metodolojik Bir Analiz
”…İnsan bilinmezlerin en bilinmezi…Hücrelerimizin ve organellerimizin hangi amaca yönelik, nasıl çalıştığını analiz etmek ve izah etmek ne kadar güç ise psişik vetirelerle izah etmek kat be kat güçtür…” Hipnotik fenomenlerden biri olan ” Hipnotik Yaş Gerilemesi” detaylı olarakbu monografta incelenerek, hafıza, düşünce, hatırlama ve yeniden yaşama gibi psişik mekanizmaların illiyet bağları araştırılmaya çalışılmıştır…”