• Bize Ulaşın
    0537 364 0921
  • Bostancı / İstanbul

Sabetay Sevi – Mistik Mesih

… Ne çare ki Âdem başarısız oldu. Birleştirilmesi gerekeni birleştirip ayrılması gerekeni ayıracağı yerde, o birleşmiş olanı kopardı. Tekvin 2’deki düşüş hikâyesinden esinlenen Kabalacı bir metaforla ifade edildiği gibi, Âdem “meyveyi ağacından ayırdı” ve böylece “bahçeleri tahrip etti”… Niyetleri iyiydi; fakat sonuç felaket oldu.

Bu metaforik anlam genişlemesiyle, Babil sürgününde başlayıp Safed ile devam eden ve “Reconquista” ile İzmir’e taşınan Kabalacı geleneğin, İzmir’deki Portuqual Sinagoğu’nda 1662 yılında Sabetay Sevi tarafından müthiş bir cesaretle açıklandığı söylenen “Mesihliğin” Avrupa’dan Asya’ya, Filistin’den İstanbul’a uyandıracağı müthiş yankıları kimse hesap edemezdi.

İşaretler tamamdı, Mesih gelmişti: Diyasporadaki gettolarda çekilen acılar sona erecek… vaat edilen topraklara geri dönülebilecekti… Gerçi, bu heyecanın Avrupa ve Asya’daki Yahudi gettolarını ve cemaatlerini bölmediğini söylemek de çok zordu.

Sabetay Sevi, 1676’da sürgünde bulunduğu Berat (Ülgün) kasabasında öldüğünde arkasında umut, umutsuzluk, sevgi ve nefret dolu bir dizi duyguyu da bıraktı.

Read More

Özerk Benlik, Kul Benlik | Biat Toplumunun Ruhsal Kökenleri

M. Orhan Öztürk, kitabında yakından tanıdığı Yaşar Kemal’e özel bir bölüm ayırıyor. Önce roman karakterlerini inceliyor Öztürk. Ardından onların yaratıcısı Yaşar Kemal’in benliğinde açığa çıkan “özerkliğe” vurgu yapıyor. Bu yanıyla Öztürk’ün kitabı, sadece toplumun ruhsal analizi değil, büyük yazar Yaşar Kemal’e ilişkin de bir kaynak.

Her gün onca insan yok yere ölüyor, neden seyirci kalıyoruz?
Üzerimizdeki baskı sürekli artıyor, neden sesimizi çıkarmıyoruz?
İnsanca yaşama hakkımız gasp ediliyor, neden boyun eğiyoruz?

Ruh hekimi Prof. Dr. M. Orhan Öztürk, engin deneyimiyle hazırlamış olduğu bu kitapta, ülkemizde kişilik gelişmesinde özerk benlik duygusunu kısıtlayan, kul benliği besleyen gelenekleri, inançları, toplumda kadının yerini, ailede ve toplumda egemen olan baskıcı, kısıtlayıcı eğitim-öğretim düzenini irdeliyor, temel sorulara yanıt arıyor.

Bilimde, sanatta, ekonomide, ülke yönetiminde geri kalmamızın kaynaklarını neden sorgulamıyoruz? Düşünce özgürlüğünü kısıtlayan baskılara neden toplumca sessiz kalıyoruz? Bize dayatılan koşullara niçin boyun eğmeyi sürdürüyoruz?
“Bireysel, toplumsal düzeyde değişebilmek, gelişebilmek için bilinçlenmek, eleştiri ve özeleştiri yapabilmek zorundayız” diyor Öztürk ve ekliyor: “Bunları, ancak merak eden, kuşku duyan, sorgulayan, özgür düşünebilen, tartışabilen, karşı çıkabilen özerk benlikli bireyler yapabilir. Toplumun bireylerinde özerk benliğin gelişmesini önleyen etkenleri bilmezsek bilinçli bir toplum nasıl ortaya çıkabilecek?”

“Kul benliğin en belirgin göstergeleri bağnaz ırkçıda, bağnaz dincide, bağnaz milliyetçide, bir ideolojiye ya da yetkeye körü körüne boyun eğen kişilerde görülür. İktidara, paraya, mala mülke, uyuşturucu maddelere aşırı tutkusu olan kişiler de böyle kul benlik duygusu içindedirler. Kul benliğin daha yaygın olan belirtileri ise özgür düşünebilme, sorgulayabilme, insanı, toplumu, doğayı, yeni şeyleri merak etme, öğrenmeye çalışma gibi kişilik özelliklerinin eksikliği, yokluğu biçiminde görülmektedir.”

Read More

Türkiye Üzerine Tezler

1. Cilt: Kemalizmin sınıfsal niteliği, devletçilik deneyimi, kemalist iktidarın Batıyla ve Sovyetler Birliği’yle ilişkileri, Batı ve Sovyet tarih yazımının kemalizme ilişkin tezlerindeki ortak noktaların eleştirisi, Cumhuriyet Türkiyesi’nin ekonomi politiği.

2. Cilt: Kemalist iktidarın İngiltere’yle ilişkisi, komünistlerin kemalist iktidara karşı konumu ve Komünist Parti’nin kendini tasfiye etmesi, TKP’nin ve Ortadoğu komünist partilerinin kendilerini tasfiye etmesinde Sovyetler Birliğinin rolü, kemalizmin muhaliflerine karşı takip ettiği politika yasaları, Demokrat Parti’nin niteliği, iç dinamiklerin fonksiyonu olarak Soğuk Savaş’ın incelenmesi, İnönü Zaferi’nin gerçekte var olup olmadığı, Çerkez Ethem’in ihanet edip etmediği sorularının tartışılması.

3. Cilt: Toplum ve ordu ilişkileri, 27 Mayıs, 22 Şubat, 21 Mayıs, 9 Mart, 12 Mart ve benzeri ihtilalci asker eylemlerinin değerlendirilmesi, 12 Eylül öncesinde Türkiye’de İç Savaş’ın ve sol akımların analizi.

4. Cilt: 1970’li yıllarda Türkiye’nin ekonomi politiği, CHP ve AP’nin politikalarının ve yerine getirdikleri işlevlerin analizi, Yalçın Küçük’ün Cumhuriyet Gazetesi yazıları.

5. Cilt: Amerikan mandası tartışması, Wilson analizi, Kafkas’larda verilen savaş ve şura hükümetleri, Ortadoğu ve Kafkaslarda anti emperyalist hareketler arasındaki ilişkiler, Atatürk’ün kişiliği ve siyasi misyonu, Hareket Ordusu’nda bulunup bulunmadığı, Atatürk ve Vahdettin ilişkisi, Teşkilatı Mahsusa, İttihat ve Terakki ve Enver Paşa’nın misyonu, İzmir Suikasti ve ardından gelen İttihatçı tasfiyesi, Türkiye tarihindeki üç iç savaşın periyodlar halinde formüle edilmesi, Türk siyasal tarihinde Çerkezlerin rolü ve Çerkez Ethem.

“Tezler”, dünyada ve yurtta bir iç savaş döneminde doğdu. Bir daha bu kadar dürüst ve bu kadar yeni düşüncelerle yüklü bir ansiklopediyi yazamayacağımı kabul ediyorum.

Sevindiğim bir nokta ise, özellikle yeni, zengin ve “vakıf” üniversitelerin, lüks kütüphanelerine hâlâ sokulmamalarıdır. “Tezler”, üniversitelerin kurduğu ve birden bire kısırlaştıkları bir zaman kesitine denk geliyor. Üniversiteler, benim kitaplarını, rakip olarak görüyorlar ve haklıdırlar. Ancak ben üniversiteleri kendi rakibim olarak görmüyorum; boşlukları rakip saymayacak kadar hâlâ sınırlardayım ve yazdıklarımın rakibi, henüz yazamadıklarımdır.

Read More

The Film Book : Sinema Dünyası İçin Eksiksiz Bir Kılavuz

“Işıklar, kamera, aksiyon… Sinema dünyasına adım atın ve filmler, yönetmenler, türler ve stiller hakkında bilinmesi gereken her şeyi öğrenin. The Film Book, sizi değişen sinematik manzarada bir yolculuğa çıkarıyor. Citizen Kane ve Godfather gibi klasiklerin kamera arkasına bir göz atacak ve Titanic de dahil olmak üzere gişe rekorları kıran filmlerde ön sırada oturacaksınız. Hollywood’dan Bollywood’a The Film Book’ta herkes için bir şeyler var. Temel bilgiler bölümüyle bilginizi sınayın – Oscar hakkında ne kadar bilginiz var? kazananlar, en büyük fiyaskolar, yasaklı filmler ve daha fazlası? Sinemanın doğuşundan günümüze kadar, Film Kitabı bir sinema şaheseridir. Tıpkı bir film makarası gibi metal bir kutuda paketlenmiş Film Kitabı, patlayacak kadar dolu ilginç istatistikler, gerçekler ve rakamlar ve herhangi bir film tutkunu için temel bir okumadır.

Read More

Karamazov Kardeşler  (The Brothers Karamazov)

Dostoyevski, yaşamının son yıllarında başyapıtı Karamazov Kardeşler’i tamamladığında, Rus yazınında ‘felsefe düzeyinde roman-tragedya denen türün de temelini attığının bilincinde değildi. Dostoyevski’nin yaşam birikiminin tümünü ve sanat gücünün doruğunu içeren bu roman, gerçekte insanı insan yapan ne varsa, onlara adanmış bir destan niteliğini taşır. Yazar, hiçbir romanında “Karamazov Kardeşler”de olduğu denli insan ruhuna inmemiş, insanoğlunu bu denli kesitler biçiminde, içgüdülerinin ve istencinin tüm görünümüyle sergilenmiştir. Bir aileyi konu alan ve bir felaketler zinciri olarak gelişen olay örgüsü, bireysel öğelerin yanı sıra, ondokuzuncu yüzyılın ikinci yarısındaki Rus toplumunu da geçirdiği sarsıntıların tümüyle, dünya edebiyatında bir eşi daha bulunmayan bir sanat aynasından yansıtır.

Read More

Fantastik Canavarlar Nelerdir, Nerede Bulunurlar?

Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okulu ders kitaplarından Fantastik Canavarlar Nelerdir, Nerede Bulunurlar? ilk kez yayımlanmasından itibaren büyücüler dünyasının sihirli yaratıklarını tanımak için olmazsa olmaz rehberlerden biri oldu.

Bu yeni genişletilmiş baskı ünlü Büyüzoolog Newt Scamander’ın 1920’de New York’ta Uluslararası Büyücülük Sırları Tüzüğü’nün ciddi şekilde ihlaline ilişkin meydana gelen olaylara ışık tutacak önsözünü içeriyor, üstelik daha önce hiçbir kitapta yer almayan Kuzey Amerika kıtasına özgü altı yeni canavarla birlikte.

“Bu kitabın satışından elde edilecek kazanç Comic Relief’e ve J.K. Rowling’in uluslararası hayır kurumu Lumos’a gidecek, bu da bir büyücünün gücünün çok ötesinde bir sihir yapacakları anlamına geliyor. Bu, elinizi cebinize atmak için yeterli bir neden değilse, tek dileğim, bir gün bir Mantikor’un saldırısına uğradığınızda yoldan geçen büyücülerin sizden daha hayırseverce davranmasıdır.”

– Albus Dumbledore – 

“Bir Fantastik Canavarlar kitabı olmaksızın, hiçbir büyücü evi, tam bir büyücü evi sayılmaz.”

– Albus Dumbledore – 

Read More

Röportaj Yazarlığında 60 Yıl – Yaşar kemal

Röportaj yazarlığına gönül verenler kadar, türün meraklıları için de bir “ders kitabı” niteliğindeki Röportaj Yazarlığında 60 Yıl, Yaşar Kemal’in röportaj serüveninden bir seçki sunuyor. 

Yapı Kredi Yayınları tarafından yayımlanan kitaba, Ara Güler’in 26 Yaşar Kemal fotoğrafı eşlik ediyor.

Ülkemizde modern röportaj yazarlığının öncüsü olan Yaşar Kemal’in Anadolu’yu 12 yıl adım adım dolaşarak yazdığı ve yayımlandığı dönemde büyük olay yaratan, okuyucuyu sarsan röportajları tam 60 yaşında! Yapı Kredi Yayınları, ilk röportajı 17 Mayıs 1951’de yayımlanan usta yazarı “Röportaj Yazarlığında 60 Yıl” adlı özel baskı bir kitapla selamlıyor.

“İnce Memed neyse röportajlarım odur” diyen Yaşar Kemal’in 60 yıllık röportaj serüveninden bir seçki sunan kitap, 1952’de Cumhuriyet’te yayımlanan “Hasankale Yerle Bir” adlı röportajı da yıllar sonra okurla buluşturuyor. Kitabın bir diğer özelliği de foto-röportaj ustası Ara Güler’in çoğu ilk kez günışığına çıkan Yaşar Kemal fotoğraflarına yer vermesi. Kullanılan 26 siyah-beyaz fotoğraf, iki eski dost olan Ara Güler ve Yaşar Kemal’in yaptıkları ortak çalışma sonucu seçildi.

Röportaj yazarlığına gönül verenler kadar, türün meraklıları için de bir “ders kitabı” niteliğindeki “Röportaj Yazarlığında 60 Yıl” romanlarında Anadolu insanının gerçek dünyasını destansı boyutlara taşıyan, yaşanmış gerçeğin, mitlerin, efsanelerin evreninden çoğaltan Yaşar Kemal’in klasikler arasında yerini almış toplam on iki röportajına yer veriyor: Diyarbakır, Kaçakçılar Arasında 25 Gün, Hasankale Yerle Bir, Görülmemiş Lüfer Akını, Sait Faikle Görüşme, Mağara İnsanları, Sahaflar Çarşısı, Füreyanın Çini Cenneti, Yanan Ormanlarda Elli Gün, Peri Bacaları, Neden Geliyorlar? ve “Bir Bulut Kaynıyor”. Kitapta ayrıca Ağustos 1975’te “Milliyet Sanat” dergisinin röportaj soruşturmasına verdiği yanıtlar da “Röportaj Üstüne” başlığıyla yer alıyor.

Kitap, Yaşar Kemal’in röportaj türü üzerine görüşlerini dile getirdiği “Röportaj Üstüne” adlı yazıyla başlıyor. Yazar, “Röportaj bir edebiyat dalı mıdır?” sorusuna bu yazıda açıklık getiriyor: 
“Röportaj bir edebiyat sayılabilir mi? Bu soruyla çok karşılaştım. Röportajı bir edebiyat dalı saymak ne, röportaj bal gibi edebiyattır. Onu haberden ayıran nitelik onun edebiyat gücüdür. Haber bir yaratma değildir, bir taşımadır. Röportaj bir yaratmadır. Gerçeğe, gerçeğin, yaşamın özüne yaratılmadan varılamaz. Yaratmadan hiç kimse hiçbir şekilde gerçeği yakalayamaz, yakalarsa da karşısındakine anlatamaz. Haber gerçek değil mi, bence haber gerçeğin simgesidir. Haberin arkasında neler var, neler dönüyor, ne yaşamlar, dramlar, sevinçler var, haber bunu bize veremez. Röportaj haberin varamadığı yere varandır, nasıl, yaratarak, gerçeği değiştirerek değil, yaratarak.”

Read More

Sayılar Kitabı

Antik Yunan’dan Ortaçağ’a, Rönesans’tan günümüze sayıların öyküsünü ve tarih boyunca hayatımızın her alanını nasıl etkilediğini biliyor musunuz?

13’ün uğursuzluğunun ardındaki gerçekler, pi sayısının gizemi, Newton’un yerçekimi kanunu, Russell paradoksu, kuantum teorisi, şansın matematiği, savaş teknolojileri, atom bombası, kara delikler, sonsuzluk ve çok daha fazlası.

Peter J. Bentley bilgisayar bilimleri ve uygulamalı matematik alanında çalışan günümüzün en yaratıcı düşünürlerinden biridir. Digital Biology (Simon and Schuster, ABD) kitabının yazarıdır, ayrıca Evolutionary Desing by Computers, Creative Evolutionary Systems ve On Growth, Form and Computers kitaplarının da editörlüğünü yapmıştır.

Read More

Seçme Sapan Şeyler

Öyküyle deneme arasında gidip gelen geziperver yazılar bunlar.Ya da öykü türünde açık denizler özleyen, birbirlerinden çok bağımsız metinler ve fakat bütünde buluşuyorlar; insanı çerçeveleyen eşya, nebatat, hayvanlar kendi gözlerinden değerlendiriyorlar bildiğimiz, kendini çok cinfikir sanan salak insanoğlunu.

Read More

Son Ültimatom

Doğu Bilimleri Profesörü olan David Webb, sadık bir eş ve iyi bir babadır. Yaşadığı bir kaza sonucu geçmişinde ne yaptığını ve kim olduğunu hatırlayamamaktadır.Bu arada eski bir CIA ajanı olan Conklin ile Dr. Panov, Jason Bourne imzalı bir telgraf alırlar. İkisi de bir lunaparka çağrılmaktadır. Telgraf üzerine gittikleri lunaparkta, işlenen bir cinayete tanık olmaları onları da kuşkuya düşürür. Çünkü Bourne’u yakından tanıyan adamlar onun bu cinayetle ilgisi olamayacağını, bir profesör olarak farklı bir hayat sürdürdüğünü ve bu olayla Bourne isminin tekrar gündeme getirilmek istendiğini anlarlar. Bu işin altında başka biri vardır. Sonunda telgrafın Çakal adıyla tanınan ve Bourne’un can düşmanı olan Carlos tarafından gönderildiğini anlarlar. Bunun üzerine David Webb’e, namı diğer Jason Bourne’a giderler. Çakal’ı tanıyan ve yüzünü gören tek kişi odur.Webb olanlardan Çakal’ın kendisiyle son bir hesaplaşmaya girmek istediğini anlar ve oyunu kuralına göre oynamaya karar verir.
Bu acımasız ve ölümcül hesaplaşmadan kimin sağ çıkacağı ise belli değildir…

Read More