SALINGER : A Life – (Salinger’in Biyografisi)
Amerikan edebiyat tarihinin en popüler ve gizemli figürlerinden biri, klasik Çavdar Tarlasında Çocuklar’ın yazarı J. D. Salinger, hayatının büyük bir bölümünde hayranlarından ve gazetecilerden kaçtı. Şimdi o, sayısız röportaj, mektup ve kayıtlarından derlenen yeni bilgilerle dolu bu kesin biyografinin konusu.
Kenneth Slawenski, Salinger’ın uzun süredir yanlış beyan ve söylentilerle gizlenen ayrıcalıklı gençliğini araştırıyor ve onaylamayan bir baba ile düşkün bir annenin zeki, alaycı ve savunmasız oğlunu ortaya çıkarıyor. Burada da Salinger’ın -Eugene O’Neill’ın kızı Oona onu terk ettikten sonra- ilk kırılan kalbi ve onu sonsuza kadar peşini bırakmayan yıkıcı 2. Dünya Savaşı hizmeti anlatılıyor. J. D. Salinger, bu yazarın Ernest Hemingway’den Elia Kazan’a aydınlarla dramatik karşılaşmalarını, ünlü New Yorker editörleri ve yazarlarıyla ofis entrikalarını ve onu hem dünyaca ünlü yapacak hem de geri çekilmesini hızlandıracak olan The Catcher in the Rye’ın çarpıcı zaferini anlatıyor.
Warcross: Bir Sanal Gerçeklik Oyunu
Kime güveneceğinize karar vermek oynayacağınız en büyük kumar olacak.
Efsane ve Genç Elitler serilerinin #1 New York Times çoksatan yazarı Marie Lu’dan yepyeni bir bilimkurgu gerilim romanı.
On yıl önce başlayan bu tutku artık bazıları için gerçekten kaçmak için bir seçenek, bazıları içinse kâr etmek için bir kaynak haline gelmişti. İki yakasını bir araya getirmek için çabalayıp duran Emika Chen bir ödül avcısı olarak çalışıyor, yasadışı olarak bahis oynayan Warcross oyuncularının peşine düşüyordu. Ancak ödül avcılığı kolay bir iş değildi, rekabet fazlaydı ve ayakta kalmak giderek zorlaşıyordu. Kolay para kazanabilmek için Emika bir risk alarak Warcross Şampiyonası’nın açılış oyununu hacklemişti; bir glitch ile oyuna sızarak istemeden de olsa kendisini oyunun ortasında bulmuş ve bir gecede herkesin konuştuğu kişi haline gelmişti.
Tutuklanacağına neredeyse emin olan Emika, oyunun yaratıcısı, genç milyarder Hideo Tanaka’dan bir çağrı aldığında şaşkına dönmüştü: Üstelik kendisine reddedilmesi neredeyse imkânsız bir teklif sunulmuştu. Bir güvenlik sorununu ortaya çıkarabilmek için Hideo’nun bu seneki şampiyonada bir ajana ihtiyacı vardı ve bu iş için Emika’yı istiyordu. Hiç vakit kaybetmeden Tokyo’ya götürülen Emika, kendisini her zaman hayalini kurduğu geleceğin içinde bulmuştu. Fakat kısa süre içinde Warcross evreninin düşündüğünden çok daha tehlikeli olduğunu anlayacaktı…
Tok Kurda Puslu Hava
Benim gazetede yayınlamak üzere yazı yazmam gülünç mü; yoksa ali mi idi? Ben dinini pazarlayarak makam sahibi olan rezillerden biri miydim; yoksa beni harekete kendi dairemizin yağmurunu işaret etmek vazifesini üzerine alma ulviliği mi geçirmişti? Soruların cevap bulmasının şartı pusun dağıtılmasıdır. Kim dağıtacak pusları? İnsanlar ciddiye alınmak için deli taklidi yapıyor. Bu tavır Türkiye’yi hiçbir sahile yanaştırmayacaktır.
Galata Bankerleri
19. yüzyıla gelirken ve 19. yüzyılın ilk yarısında Osmanlı topraklarında bankaların, özellikle Merkez Bankası’nın yokluğu “finans” kesiminde gelişmemişliğin etkilerini şiddetle hissettiriyordu. Nitekim Tanzimat ile başlayan çağdaşlaşma sürecinde yapılan ilk işlerden biri Merkez Bankası’nı ve onu izleyerek de ticaret bankaları ile borsayı, İngiliz ve Fransız sermayesi eliyle Osmanlı topraklarına taşımak olmuştu.
Osmanlı’nın çağdaşlaşma hareketinde finansın rolünü yansıtan “Galata Bankerleri”, ilk baskısında Tanzimat ile başlayıp Düyun-u Umumiye İdaresi’nin kuruluşu ile bitiyordu. Oysa Prof. Haydar Kazgan daha sonra dergilerde yayımladığı makaleleri ile araştırmanın kapsamını Cumhuriyet dönemine dek taşımıştı. Kitabın Tarihçi Kitabevi’ndeki yeni baskısını hazırlayan (ikisi kendisinin geçmişte yetiştirdiği, bir diğeri kendisini okuyarak tanıyan) üç kişilik ekip ise bu makaleleri ikinci cilt olarak toplamayı ve böylece Galata Bankerleri için bütün tarihsel süreci kapsamayı tercih etti. Kitabın bu amaçla hazırlanan yeni baskısı, böylece tarihsel sürecin bütününü kapsayacak iki cilt olarak tamamlandı. Bu nedenle kitabın bu üçüncü baskısı Galata Bankerleri için tam bütünleşmiş bir tarihçeyi nakletmektedir.
Galata Bankerleri’nin bu tarihçesi, Osmanlı finansında oynadıkları rol yanında bu rolün olumlu yanlarını da nakletmektedir. Günümüzdeki krizlerde, özellikle ABD finansında ortaya dökülen yasa dışı ya da kural dışı oyunlar karşısında Galata Bankerleri’nin sergilediği Osmanlı ekonomisini destekleyici davranışlar ise gerçekten şaşırtıcıdır. Finansın çok farklı bir rol oynayabileceğini de ortaya koymaktadır, farklı koşullarda..
Modernden Postmoderne Sanat
Modernden Postmoderne Sanat, geçen yüzyılın başından bugüne sanat alanında ortaya çıkan başlıca akım ve eğilimleri toplumsal, siyasal, düşünsel ve teknolojik gelişmeleri dikkate alarak anlatan bir kitap.
1980’lere kadar, gerek Türkiye’de gerese Batı dünyasında Modern Sanat ve Çağdaş Sanat kavramları eşanlamlı kullanılıyordu. Oysa yakın tarihteki gelişmelere bağlı olarak, birbirinin peşi sıra çıkan çeşitli yayınlarda Modern Sanat’tan sonra bir de Postmodern, Çağdaş ya da Güncel Sanat’tan söz ediliyor artık.
Mehmet Yılmaz ele aldığı konuları kolay anlaşılır bir dille anlatıyor, tartışıyor; dahası, okuru bu tartışmanın içine çekmeyi başarıyor.
Modernden Postmoderne Sanat’ın başta sanat öğrencileri olmak üzere, çağdaş kültür konularına meraklı herkes için önemli bir başvuru kitabı olacağına inanıyoruz.
Varlık Vergisi: Hatıralar-Tanıklıklar
1942 yılının Kasım ayında yürürlüğe giren Varlık Vergisi Kanunu’nun, gayrimüslim yurttaşlara ayrımcı ve keyfi bir şekilde uygulanması konusunda son yıllarda kayda değer sayıda makale ve kitap yayınlanmıştır. Elinizdeki çalışmayı farklı kılan özellik ise bu ayrımcı ve keyfi uygulamanın günlük hayata yansımalarının, kanunun mağduru olan vergi mükelleflerinin veya yakınlarının tanıklıklarıyla sunulmasıdır. Bu kitapta Rum, Ermeni, Yahudi, Müslüman ve Bulgar olmak üzere toplam 158 kişinin tanıklıkları ve hatıraları yer almakta. Bu hatıralar ve tanıklıklar derlemesi ve de Hüradam gazetesinde yayınlanan ve bu kitapta yer alan yazı dizisiyle, Varlık Vergisi’nin gayrimüslim mükelleflere olan etkisi çok daha çarpıcı bir şekilde anlaşılmakta.
19. ve 20. Yüzyıl Abazaların Politik Tarihi
Jeo – politik ve jeo – stratejik konumu nedeniyle Abazaların da içinde yaşadığı Kafkasya coğrafyası tarih boyunca pek çok devletin iştahını kabartmış ve bu nedenle de istila girişimlerine uğramıştır. Tarihin çok eski dönemlerinden beri devam eden bu saldırılar 18 ve 19. yüzyıllarda da hız kesmeden devam etti. Kafkasya’nın otokton halklarının dağınıklığı ve bölünmüşlüğü bölge üzerinde hakimiyet kurma emelindeki güçleri hep cüretkar kıldı.
“Abazalar” özelinde yaşanan tablo da Kafkasya genelinden pek farklı olmadı. Bu dönemdeki işgal girişimleri dramatik bir şekilde Abaza halkının katli ve yarıdan fazlasının sürgünüyle sonuçlandı.
Ancak büyük emperyalistlerin bölgeye yönelik şehveti 20. yüzyılın ilk çeyreğinde de dinmedi. Ülkeleri işgal edilerek, nüfusu dağıtılarak, zenginlikleri elinden alınarak bedel ödemeye devam eden Abazalar, varlıklarını sürdürebilmek için bir de “Küçük Emperyalist” Tiflis yönetimiyle mücadele etmek zorunda kaldılar.
Rusya İmparatorluğu ve ssbc dönemlerinde devlet erkinin istismarı ile dayatılan anti – abaza uygulamalar, zamanla vatansever aydınların önderlik ettiği güçlü bir muhalefete ve kararlı bir mücadelenin başlamasına yol açtı. Protesto mektupları, kitlesel gösteri ve mitingler ile Tiflis şovenizmi durdurulmaya çalışıldı.
Neticede, 1992-1993 yıllarında Abhaz – Gürcü savaşı patlak verdi. Abhaz ulusu gücünün üstünde bir performansla kendisini bağımsızlık mücadelesinin içinde buldu.
…Ve verilen sıcak savaş kazanıldı.
The Ultimate Hitchhiker’s Guide to the Galaxy
Douglas Adams’ın Otostopçunun Galaksi Rehberi (PBS The Great American Read tarafından Amerika’nın en sevilen romanlarından biri olarak gösterildi)
Bir perşembe sabahı, yerkürenin bir hiperuzay kestirme yoluna yer sağlamak amacıyla yok edilmesinden hemen önce yakınlarda bulunan bir Vogon inşaat gemisine otostop çekmeyi başarabilen Betelguese’li Ford Prefect ile arkadaşı İngiltereli Arthur Dent’in yolları Altın Kalp gemisi ile kesişir. Gemide bulunan İhtimalsizlik Motoru sayesinde iki kafalı ve üç kollu Galaktik İmparatorluk Hükümeti Başkanı, aynı zamanda Ford Prefect’in yarı kuzeni olan Zaphod Beeblebrox; zeki, depresif ve paranoyak Android Marvin ve Arthur’un yerküredeyken tanıştığı güzel bir matematikçi ve astrofizikçi olan Trillian ile karşılaşırlar. Ekip, türlü türlü maceralara atılarak Magrathea’lı Slartibartfast ile tanışacak; yerkürenin aslında bir bilgisayar olduğunu ve Slartibartfast tarafından tasarlandığını öğrenecek; hayat, evren ve her şeyin cevabını öğrenmeye çalışan hiperzeki varlıkların öyküsünü dinleyecektir. Bu sırada Arthur, galaksinin en çok satılan kitaplarından biri olan Otostopçunun Galaksi Rehberi’nden birçok şey öğrenecektir.
Yeni Pazarlama Kuralları
Artık pazarlama o kadar kolay bir iş değil. Bugünün müşterileri bilgi açısından çok donanımlı ve birçok benzer ürünü kolaylıkla birbiriyle kıyaslayabilecek durumdalar. Bu tüketiciler, kafa karışıklığıyla dolu bir dünyada sosyal, ekonomik ve çevresel adalete ilişkin en derin ihtiyaçlarına seslenen şirketleri tercih ediyorlar. Seçtikleri ürün ve hizmetlerde sadece işlevsel ya da duygusal tatmin aramıyor, insan ruhunun tatminini de arıyorlar.
Yeni Pazarlama Kuralları?nda tüm bunları ve daha fazlasını sergileyebilmek için yeni yaklaşımlar bulacaksınız.
· İş etiğine uygun davranarak pazarlama giderlerinizi kısmayı ve kârınızı artırın
· Müşterilerinizi, tedarikçilerinizi ve hatta rakiplerinizi satış gücüne dönüştürün
· Sosyal medyayı, geleneksel medyayı ve beyin gücünüzü kullanarak reklam bütçenizi kısın ve gelir oluşturun
Beauvoir Dersleri
“20. yüzyılın en önemli düşünür ve yazarlarından biridir Simone de Beauvoir. 1950’lerde yayımladığı The Second Sex olumlu ve olumsuz çokça eleştiri alan başyapıtıdır. Yayımlandığında Avrupa ve Amerika’da öyle büyük bir etki yaratmıştır ki etkisi açısından Marx’ın Kapital’i ile karşılaştırılmıştır. The Second Sex, neredeyse bir ansiklopedi gibidir; kadına ilişkin tüm olguları inceler ve çarpıcı bir biçimde çözümler. Beauvoir’ın kadına ve kadınların tüm dünyayla kurduğu bağa ilişkin felsefi görüşlerini dönemin bilimsel bulgularıyla, yaşanmış deneyimlerle ve edebiyat eleştirileriyle harmanlamış olduğu eşsiz bir denemedir bu. The Second Sex, kadının durumunu tarihsel, bilimsel ve felsefi değerlendirmeleri zengin bir biçimde kullanarak ortaya koyan çok kapsamlı ve ayrıntılı bir eser olduğundan, değişik bilimler ve çalışma alanlarının bakış açılarından çalışıldığında bize yepyeni ufuklar açabilecek az sayıda eserlerden biridir. Tüm filozofların eserlerinde olduğu gibi Beauvoir’ın iddiaları da tartışmaya, karşı çıkmaya, desteklenmeye ya da çürütülmeye açıktır; ancak tüm bunların olabilmesi için önce anlaşılması ve üstüne çalışılması gereklidir. “Burada benim yapmaya çalıştığım da budur,” diyerek başlıyor, Türkiye’de de çokça okunmasına rağmen üzerine yapılmış çalışmalar, bir elin parmaklarını geçmeyen Simone de Beauvoir’ın ölümsüz eseri hakkındaki kitabına felsefeci Deniz Soysal. The Second Sex’in “Evli Kadın” ve “Anne” bölümleri üzerine bir inceleme sunan bu eser, evliliğin kadının yaşamında sebep olduğu değişimleri gözler önüne seriyor.