War in the Boardroom: Sol Beyin Yönetimi ve Sağ Beyin Pazarlaması
Otomobil endüstrisinin, havayolu endüstrisinin ve diğer birçok endüstrinin pazarlama programlarının yalnızca etkisiz olmasının yanı sıra kaos ve karışıklık içinde boğulmasının bir nedeni var.
Yönetim zihinleri, pazarlama zihinleriyle aynı dalga boyunda değildir.
İyi bir genel müdür yapan nedir? Son derece sözel, mantıklı ve analitik olan bir kişi. Bir sol beyinlinin tipik özellikleri.
İyi bir pazarlama yöneticisi yapan nedir? Son derece görsel, sezgisel ve bütünsel olan bir kişi. Bir sağ beyinlinin tipik özellikleri.
Bu farklı zihniyetler genellikle markalaşmaya yönelik çelişkili yaklaşımlarla sonuçlanır ve Ries’in yıllarca ön saflarda toplanan düşündürücü gözlemleri bu sonucu desteklemektedir:
Yönetim gerçekte ilgilenir. Pazarlama algıyla ilgilenir.
Yönetim daha iyi ürünler talep eder. Pazarlama farklı ürünler talep eder.
Yönetim sözlü soyutlamalarla ilgilenir. Görsel çekiçlerde pazarlama anlaşmaları.
Argümanlarını göstermek için dünyanın en ünlü markalarından ve ürünlerinden bazılarını kullanan yazarlar, neden bazı markaların başarılı olduğunu (Nokia, Nintendo ve Red Bull), diğerlerinin ise neden başarısız olduğunu (Saturn, Sony ve Motorola) ikna edici bir şekilde gösteriyor. Bunu yaparken, net bir çağrıda bulunurlar: Günümüzün medyaya doymuş toplumunda hayatta kalmak için yöneticiler, pazarlamacılar gibi nasıl düşüneceklerini anlamalıdır – ve bunun tersi de geçerlidir. Okuyucuların Al ve Laura Ries’ten beklediği ilgi çekici, sınırsız yazıya sahip olan War in the Boardroom, çok yıllık bir soruna yeni bir bakış sunuyor ve çıkmazdan çıkıp yeni bir başlangıç yapmak isteyen şirketler için bir oyun planı sunuyor. ödülleri toplamak.
Değişim İçin Beyninizi Kullanınız NLP
NLP’nin sunduğu kavramsal yaklaşımın, enformasyon bilimi ve bilgisayar programcılığında sağlam temelleri vardır, fakat bunun yanında, insanların canlı deneyimlerinin gözlenmesiyle de çok yakından ilişkilidir. NLP’deki her şeyi kendi deneyiminizle ya da başkalarını gözlemleyerek ilk elden doğrulayabilirsiniz. Elinizdeki kitap, zihnimizin nasıl çalıştığını anlamanın yeni ve pratik bir yolunun kapısını açmaktadır. Daha önemlisi, “beyninizi çalıştırmak”ta yararlanabileceğiniz özgül basit ilkeleri; hoşnut kalmadığınız zaman deneyimlerinizi nasıl değiştireceğinizi, hayatınızdan memnunken yaşadıklarınızı nasıl daha keyifli hale getireceğinizi öğretmektedir. Richard Bandler’in özel dehası, sürekli biçimde yeni ilkeler ortaya koymak ve onları bizlere sunmakta benzeri görülmemiş bir yeteneğe sahip olmasıdır.
Romanistanbul : Müzik ve Bir Dönüşüm Öyküsü
arihsel olarak Türkiye’deki eğlence piyasasınında önemli bir parçası olan Roman müzisyenlerin müzik piyasasasındaki konumları, müzik piyasası/kayıt endüstrisi ile geleneksel müzik üretiminin karşılıklı ve karmaşık ilişkisi çerçevesinde tartışılması gereken bir konudur.
1960’tan sonra kayıt endüstrisinin yaygınlaşarak genişlemesi ile birlikte Roman müzisyenler müzik piyasasında önemli bir ağırlık edindiler. 1990’larla beraber esen “world music” rüzgârlarıyla birlikte ise Roman müzisyenler ekseninde daha profesyonelce üretilen, ağırlıkla enstrümantal projeler ortaya çıktı. Bu kitapta ele alınan Roman müzisyenlerin öznesi oldukları bu süreç, alışıldık ‘çalgıcı’ nitemelesinin dönüşümü olarak da yorumlanabilir. Özellikle oldukça sistemli bir hale gelen stüdyo müzisyenliği, “world music” piyasası ile ilişkinin de sonucu olarak bugün müzikal yenilikler ve müzikal üslupların, icra biçimlerinin dönüşmesi anlamında açılımlara olanak sağlayacak durumdadır. Bu potansiyeliyle İstanbul, bugün Türkiye sınırlarının ötesinde bir ilgi ve talep oluşturmuş durumda. Aynı zamanda müzikal anlamda farklı yaklaşım ve sunum biçimlerinin de gündeme geldiği bu güncel durum, icra üzerinden kendini ispatlama/tanımlama, Roman kimliğinin dönüşmesi gibi tartışmaları da beraberinde getiriyor. Bu çerçevede son yıllarda piyasaya sürülen güncel örnekler temelinde yürütülen tartışmalar müzikal temsil çerçevesi içinde anlamlıdır ve belli kimlik duruşlarını ifade etmektedirler.
Gece İle Sabah Arasında Yolculuk
Arabistan’ın en zengin mimarı Nabil Şahin, kansere yakalandığını ve çok az ömrünün kaldığını öğrenir. Bunun üzerine, çocukluk arkadaşı Valentin’i, yöneticisi olduğu sirkle birlikte ülkesine davet eder. Sirk ülkede ücretsiz temsiller verecek, karşılığını da fazlasıyla alacaktır. Zamani Sirki Almanya’dan yola çıkar. Bu yolculuk, aynı zamanda Valentin’in gençliğine doğru yöneldiği, daracık Arap sokaklarında gerçek babasının izini aradığı, Nabil’in içindeki ölümü yenmeye çalıştığı, sirk artistlerinin ve izleyicilerin her gün binbir gece masallarını aratmayan, acı tatlı, neşeli hüzünlü olaylarla karşılaştığı, geceyle sabah arasında hayatını kazanma kaygısıyla sürdürülen yaşamla ölüm arası bir yolculuktur. Bir öykü ustası olan Rafik Schami, bu kitabında da, kimi yerde keskin bir gözlemci, kimi yerde acımasız bir yergici, kimi zaman da bir Doğu masalcısı gibi, iç içe geçmiş birçok öykü anlatarak okurlarını sürprizlere boğuyor.
Cambridge Savaş Tarihi
Amerika Birleşik Devletleri’nin öncülüğündeki Batı ülkeleri, bütün askeri çatışmalarda halen büyük bir üstünlüğe sahiptirler. Nasıl oldu da “Batı savaş tarzı” böyle baskın çıktı? Yedi seçkin askeri tarihçinin yazdığı bu kitap, Klasik Yunan ve Roma dünyası, Batı’nın rakiplerinin neredeyse muzaffer olduğu Ortaçağ, Batı’nın önce Yeni Dünya’da, sonra Sibirya’da, daha sonra da Asya ve Afrika kıyılarında geniş topraklar kazanmak için askeri güç kullandığı erken modern çağ ve Dünya Savaşları ile Ortadoğu savaşları bağlamında bu soruya bir yanıt oluşturmaktadır.
Metin, Batı harbiyesinin beş temel yönüne ağırlık vermektedir: Disiplin, çeşitli teknolojilerin birleşimi, meydan okumalara olağan dışı hızla tepki verme yeteneği, saldırgan bir askeri gelenek ve insan gücünden çok sermaye kullanımıyla zafer kazanma eğilimi.
Kitap boyunca odak noktası Batı ve Batı’nın yükselişinde şiddetin rolüdür; bununla beraber, Batı dışı güçlerin askeri etkinlikleri de her bölümde incelenmekte, Batı askeri üstünlüğünü oluşturan alanlar sorgulanmaktadır.
İkili Anlaşmaların İçyüzü
Haydar Tunçkanat bu kitabında, ABD ile 1945’te başlayan iktisadi anlaşmaların, 1947’de başlayan askeri anlaşmaların ve 1954’te başlayan siyasi anlaşmaların içyüzünü somut örneklerle, belgelerle ortaya koymaktadır.
Yazar, Kurtuluş Savaşı’yla bağımsızlığını kazanan Türkiye’nin, ikili anlaşmalar yoluyla nasıl yeniden boyunduruk altına alındığını gözler önüne seriyor.
Kitapta yer alan bazı konu başlıkları:
İktisadi İkili Anlaşmalar
Tarım Ürünleri Anlaşmaları
Kredi Anlaşmaları
Siyasi Anlaşmalar
Askeri Anlaşmalar
NATO ile İlgili İkili ve Çok Taraflı Anlaşmalar
İkili Askeri Temel ve Uygulama Anlaşmaları
22 Kasım 1965 Tarihli Gizli Belge
Aptal Beyin
Zeki insanlar tartışmalarda neden çoğunlukla yenilir?
Neden insanların yüzlerini hatırlarız ama adları bir türlü dilimizin ucuna gelmez?
Peki bir ilişki bittikten sonra neden haftalar, aylar, hatta yıllar boyunca kendimize gelemeyiz?
Çünkü: Beyin aptaldır. Beynimizin inanılmaz ve mucizevi olduğunu düşünürüz. Ama aslında beynimiz bazı şeyleri karıştırabilir, hataya düşebilir ve çalışma düzeni bozulabilir. Hatta beyin kendini beğenmiştir, egoisttir.
Evet, öyle!
Dean Burnett Aptal Beyin’de, bütün görkemine karşın insan beyninin kusurlarını ve bu kusurların söylediğimiz, yaptığımız ve deneyimlediğimiz her şeyi nasıl etkilediğini pek çok bilimsel deney ışığında anlatıyor.
Sinirbilim uzmanı, Guardian blog yazarı ve komedyen Dean Burnett, insan hayatını sabote ediyor gibi görünen beyni merak eden herkesi eğlenceli bir yolculuğa çağırıyor.
NLP – Trans ve Değişim
“Nöro-Linguistik Programlama’yla tanışan ve bu teknikleri ilk kez öğrenmeye başlayan, teknolojinin muhtemel kullanımları ile ilgilenmeye yönelen birçok insanın yaşadığı ortak bir deneyimdir. Elinizdeki kitapta sunulan bilgilerin ne kadar büyük bir etki gücüne sahip olduğunun elbette farkındayız. Bu nedenle, NLP uygulayıcılarının bilmesi gereken teknikleri öğrenip uyguladıkça, kendinizi ve etrafınızdaki insanları korumanın bir yolu olarak size ihtiyatlılığı elden bırakmamanızı bütün içtenliğimizle öneriyoruz.” Richard Bandler – John Grinder
Kara Atena
Avrupamerkezci teoriler, Asya ve Afrikalı toplumları dünyanın tarihsel gelişme yatağının dışına itmektedir.
Böylece Avrupa toplumu, sözüm ona insanlığın biricik gelişme yatağı ve öncüsü olmaktadır.
Doğu toplumlarının ise, gelişme dinamiğine yapısal olarak sahip olmadıkları; sosyoekonomik kuruluşları nedeniyle tıkandıkları ileri sürülmektedir.
Sonuç olarak, “geri” üçüncü dünya halklarının bu tıkanıklığını aşacak olan Batı emperyalizmi ve sömürgecilik haklı kılınmaktadır.
Martin Bernal, bu kitabında “eskiçağ modeli” adını verdiği tarihsel-kültürel modelin 19. yüzyılın başına kadar geçerliliğini koruduğunu; oysa, Yunan tarihinin okullarda öğretilen versiyonunun ancak 1840 ve 1850’lerde geliştirildiğini; 19. yüzyılda Kuzey Avrupa ırkçılığının patlamasıyla birlikte “özgün Avrupa uygarlığının beşiği Yunanistan” efsanesinin ortaya atıldığını ve Yunanistan’ı oluşturan Avrupa dışı unsurların yok sayılmaya başlandığını belirtmektedir.
Çocukların Resimlerini Anlamak
Bu kitap, mesleki uygulamalarında çocuklarla ilgilenen tüm klinik uzmanları için terapide resim kullanımı konusunda değerli bir rehberdir. Çocuk resimlerinin gelişimsel, kişilerarası, cinsiyetle ilgili, somatik, ruhsal ve ahlaki yönleri konusunda en yeni ve geliştirilmiş görüş ve yöntemleri içermektedir. Resimle anlatım sanatı ile ilgili bilgileri tazeleyip güncelleştirecek kadar geniş kapsamlıdır. Günümüze uygun konular dizini, sadece son derece saygın ve deneyimli bir hoca veya terapi uzmanının ortaya koyabileceği kadar dengeli, özenli ve bir o kadar kolay anlaşılır bir üslupla işlenmiştir. Yayın taramaları, sunulan vakalar ve resimlemeler, sınıf ortamında irdeleme ve tartışma için heyecan verici bir platform hazırlamaktadır. Çocuk resimlerinin anlamını kavrama konusundaki bu çok yönlü yaklaşım, araştırma, anlayış, kavrama, sezgi ya da öngörü ve uygulama açısından büyük bir zenginlik içermektedir ve duygusal sarsıntı geçiren çocuklarla çalışan kişilere son derece yardımcı olacaktır. Bu kullanışlı kaynak, terapi ile çocuk çizimini kaynaştırarak, klinik uzmanların çalışmalarını ne derece genişletip niteliklerini ne kadar artırabileceklerini göstermektedir.