• Bize Ulaşın
    0537 364 0921
  • Bostancı / İstanbul

Pinokyo’nun Maceraları

Pinokyo’nun Maceraları bir çocuk klasiğidir. İtalya’nın en çok okunan kitaplarından biridir. Carlo Lorenzini, 1820’de Floransa’da mütevazı bir anne babanın çocuğu olarak dünyaya geldi. Collodi takma adını çok sevdiği annesinin doğduğu Collodi köyünden almıştır. 1881’de Collodi’nin acil paraya ihtiyacı vardı ve onun “Pinokyo”su ilham ve zorunluluktan doğdu. “Pinokyo”nun karakterleri canlıdır ve uzun süre bizimle kalır. “Pinokyo”, insanın içinde bulunduğu durumlarla ilgili bir metaforlar ağından oluşur. Sınıf mücadelelerini, sosyal adaletsizliği tasvir eder ve ayrıca zengin ve fakir arasındaki karşıtlığı gösterir.

1940’ta Walt Disney “Pinokyo”yu uyarladı. Bu ünlü hikayenin çevirileri iki yüzden fazla dil ve lehçede yayınlandı.

Bu hikaye, Mavi Peri tarafından hayata döndürülen tahta bir kukla hakkındadır. Peri sırayla ona, öğrenme, cesaret, nezaket ve dürüstlükle layık olduğunu kanıtlarsa gerçek bir çocuk olabileceğini söyler. Böylece kuklanın gerçek bir çocuk olma maceraları başlar ve bu maceralar bir dizi tatsız karakterle karşılaşmayı içerir.


Read More

Frankfurt Okulu’nda Sanat ve Toplum

Sanat ile toplum insanda çakışır. Eğer değiştirilmesi gereken bir toplum varsa onu değiştirecek olan sanat değil, insandır. Eğer toplum sanatı teslim alabiliyorsa, aslında teslim olan sanat değildir, fakat insandır. Sanat yalnızca insana “yanlış bütün” içinde biraz daha geniş bir alan sağlamanın bir aracıdır. Tikelin genel içinde varolmaktan başka bir seçeneği, gideceği başka bir yer yoktur. Frankfurt Okulu’nun temel bir savı, sanatın tikele, genel içinde sınırlı da olsa belli bir özerklik sağlayabileceğidir. İnsanın ütopyasını, umudunu, düşlerini saklayabileceği bir alandır sanat; hepsi o kadar. Kuşkusuz, bu da az şey değildir. Çünkü sanat, “somut olmayan”ın alanı olarak, genelin tikel üzerindeki egemenliğinin olası en zayıf anını da temsil eder. Bu egemenliğin en zayıf olduğu nokta, umudun yeşereceği en verimli yerdir. Sanat, insanın “yanlış bütün”e karşı en güçlü olduğu alandır.

Read More

Doğu Batı Arasında İslam – Aliya İzzetbegoviç

Son yüzyılın en önemli Müslüman düşünür ve devlet adamlarından birisi olan Aliya İzetbegoviç’in başyapıtı sayılan Doğu Batı Arasında İslam, büyük bir bilgi birikimini derin bir tefekkür ile harmanlayarak geniş bir bakış açısı sunuyor. Felsefe, sanat ve sosyoloji gibi disiplinlerin kültürel öğelerle etkileşimlerini temel alan bir düşünce sistematiği inşa eden İzetbegoviç, İslam’ın kuşatıcı ve dönüştürücü özüne doğru bir yol izliyor. Doğu’da ve Batı’da, İslam’ın bütün güzelliklerini tıpkı güneşin hareketlerini takip eder gibi modern dünyanın karanlık yanlarına ulaştırmak isteyen bu eser aynı zamanda örnek bir yaşamın da ürünü. “İslam, adını kanunlarından, emir ve yasaklarından, talep ettiği bedensel ve ruhsal çabadan değil, tüm bunları kapsayan ve aynı zamanda aşan, bir marifet anından, ruhun zaman ile yarışma kuvvetinden, bir mevcudiyetin sunabileceği her şeye tahammül etme dirayetinden, tek kelime ile teslimiyet hakikatinden almıştır. Ey teslimiyet, senin adın İslam’dır!”

Read More

Derrida Sözlüğü

Terminolojisinin zorluğuyla okurların gözünü korkutan Derrida’nın dilden siyasete kadar kalem oynattığı birçok alanda “adalet”ten “zar”a kadar pek çok temel kavramını ele alan Derrida Sözlüğü –tam da filozofun eleştirel ruhuna uygun bir biçimde– sabit bir tanımlar kümesi olarak sözlük düşüncesini bir yana bırakıp okuru kavramlar arasında akış halindeki bir düşünme ağını kurmaya davet ediyor.

Derrida Sözlüğü sözlük çatlatan bu filozofu anlamak için hem eğlenceli hem de öğretici bir “metin”.

Read More