• Bize Ulaşın
    0537 364 0921
  • Bostancı / İstanbul

Dönüşüm Zamanı

Hepimiz hayatlarımızı dönüştürme yeteneğine sahibiz.

Başkalarına ilham ve cesaret verme yeteneği olan ruh terapisti Diana Cooper, Dönüşüm Zamanı’nda ruhumuzu bir amaca nasıl yönelteceğimizi gösteriyor. Kendimizi dönüştürmek için hayatımızda, düşünme ve yaşama şeklimizde ne değişiklikler yapacağımızı adım adım anlatıyor.

Diana Cooper, kendi yaşamından, danışanlarından ve atölyelerde yaptığı çalışmalardan örnekler kullanarak refah, bolluk, başarı, kariyer, çatışmayı çözme, iyileştirme, acılar, gölge benliğimiz, geçmiş yaşamlar, gücümüzü talep etmek, ilişkiler ve çok daha fazlası konusunda çözüm yolları gösteriyor. Bu faydalı ve ilham verici kitap, bize hayatımızı dönüştürebileceğimizi ve bunu yapmanın tam zamanı olduğunu gösteriyor.

Read More

Doğaçlama

Gitarist Derek Bailey’in bu kitabı, doğaçlamayı, flamenko’dan rock’a, cazdan modern müziğe kadar uzanan geniş bir alandaki farklı uygulamalarıyla ele alan ilk kitaptır.

John Zorn, Jerry Garcia, Steve Howe, Steve Lacy, Lionel Salter, Earle Brown, Paco Pena, Max Roach, Evan Parker ve Ronnie Scott gibi ünlü doğaçlamacılarla yaptığı karşılıklı konuşmalarla Bailey, doğaçlama pratiğinde saklı olağanüstü imkanları duru bir anlatımla gözönüne seriyor ve bunu yaparken doğaçlamanın müzik yapmanın temeli olduğunu vurguluyor.

Read More

Aile Şirketleri, Temel Sorunlar ve Çözümler

Bu çalışmada aile şirketlerini tahrip eden çeşitli sorunların temelini teşkil eden finansal sorunlar ve çatışmalar üzerinde durulmaktadır. Çatışmaların kaynağı ve çatışmaların yönetimi ile birlikte finansal sorunların kaynakları ve bu sorunların nasıl yönetilmesi gerektiği ele alınmakta ve aile şirketlerinin sürekliliğinin sağlanmasının önemli ölçüde bu iki alanın iyi yönetilmesine bağlı olduğu düşünülmektedir. Bu iki temel problem alanının iyi ve başarılı yönetilmesi halinde aile şirketlerinin sürekliliğinin artması beklenebilir. Çalışma bu yönüyle aile şirketi yöneticilerine ve ilgili olan diğer kesimlere faydalı olmayı amaçlamaktadır.

Read More

Demokrasi ve Farklılık – Siyasal Düzenin Sınırlarının Tartışmaya Açılması

Son yirmi yıldır gözlemlenen küresel demokratikleşme akımına, yeniden güçlenen çeşitli “kimlik/farklılık politikaları eşlik etmektedir.
Doğu ve Orta Avrupa ülkelerindeki ulusal ve etnik dirilişlerden eski Sovyetler Birliği’ne, Kanada’daki kültürel ayrıkçılığa ve liberal Batı demokrasilerindeki toplumsal hareketlere kadar, kimlik veya farklılık tartışmaları tüm demokrasileri zorlamaktadır. Bu kitapta bir araya gelmiş olan tanınmış düşünürler, demokratik teori ve pratiğin temellerini kimlik ve farklılık politikalarının ışığı altında yeniden dile getirmekte ve gözden geçirmektedirler.

Read More

Kaçkarlar’da Bulut Olsam

Devasa bir çeyiz sandığıdır Kaçkarlar. Doğu Karadeniz’e tekinsiz ama göz kamaştırıcı elbisesini diken sonsuz kıvrımlarında, köyler, yaylalar, kasabalar, göller ve nehirler, eski zamanların değerli taşları gibi yan yana ve üst üste dans eder.
Makrevis, Kavak, Mikron, Vice, Habak, Ortan, Çinçiva… Hemşin dağlarının adına köy denilen asaletli masal ülkeleri… Bu ülkelerin haşmetli konakları vardır. Konaklar ki yüzlerce yılın insan teriyle harcı karılıp, nice acılı gurbet hikâyesinin kumbarasında birikenlerle kondurulmuştur sarp yamaçlara. Ormanın bir parçası haline gelmiş tahtaları, eski zamanların maharetli ustalarının kestiği yorgun taşlar tarafından ayakta tutulmaktadır. Cesaret edip de duvarlarına dayarsanız kulaklarınızı, geride kalmış yılların kalabalığını özleyen, gelmeyen ve yalnız bırakan gurbetçilere sitem eden sızılı iç geçirişleri işitirsiniz. Evler ve konaklar terk edilmişliği fısıldar Kaçkarlar’da. Zamana direnmeyi ve umudu.

Bu kitap, bu görüntülerin ve öykülerin harekete geçirdiği gezerlerin, yıllardır anlamaya ve tanımaya gayret gösterdiği bir yeryüzü cennetinin, Kaçkarlar’ın yol haritasını sunuyor bizlere. Bunu yaparken bir yol haritasının içermesi gereken, anlatması beklenen tüm kıymetli bilgileri içerdiği muhakkak, fakat asla yalnızca bundan ibaret değil. Kaçkarlarda Bulut Olsam, gerçek gezginler için hazırlanmış büyülü bir rota kitabı. Üstelik herkesin bildiği, gördüğü, geçipgittiği asfalt otobanlardan, kadim ormanların gizlediği patikalara sapmayı alışkanlık haline getirmiş özlü bir Karadeniz çocuğu tarafından yazıldı. Her tarafından Kaçkar rüzgârları esen, her bakışından Hemşin lehçesinde hikâyeler döktüren, her gülüşünden tulumla karışık yayla kokuları sezdiren bir gezgin tarafından.

Kaçkarlar’da Bulut Olsam günümüzde artık, insancıl merak hislerinin yarattığı gülümseyişli ilgilerin yanı sıra aç gözlü ve vahşi endüstriyel iştahlara da mazhar olan bu güzel memleketin içinde soluklanmak, öğrenmek, dinlemek ve anlamak isteyenler için kaleme alındı. İlle de bir şey olunacaksa, bir yaylanın dumanı, bir dağın bulutu olmayı diğer her şeye tercih edecek olanlar için. Otobüslerden inip o bilinmeyene doğru yürüyenler için…

Read More

Postmodernliğin Durumu

Yazar, Aydınlanma´dan günümüze uzanan dönem boyunca modernizmin toplumsal bir tarihini kuruyor ve modernizmin politik ve toplumsal düşünce ve hareketler içindeki, sanat, edebiyat ve mimarideki ifadelerini inceliyor.

David Harvey Postmodernliğin Durumu’nda başlangıç olarak terimin farklı anlamlarını inceliyor ve modernizmin sonrası toplumsal yaşantıyı anlamakta bu kavramlaştırmayı kullanmanın ne ölçüde uygun ve yararlı olduğunu tartışıyor.

Read More

Aşk ve Beyin

Aşk yanılgı mıdır? Zeka ile ilgisi var mıdır? Aşk’a Erenler kimdir? Ve daha birçok soru sorarız aşk kavramını tanımlayabilmek için… Ve birçok kez kelimeler yetmez yaşadığımız o biricik duyguyu paylaşmaya. Belki şiir veya roman, belki bir şarkı, belki bir resim, belki de bir koku birçok anıyı aniden ortaya çıkarıverir… Aşkımızı bir yol bulup anlatmamıza rağmen hep bir şeylerin eksik kaldığını düşünürüz. Ve bizim anlatamadığımız duyguları ve durumları açıklayacağını düşündüğümüz bilimin kapısını çalarız.

Bu kitap bu amaçla yazıldı. Aşk konusunda erenlerin yüzyıllardır söylediklerini ve bilimin yeni yeni ulaştığı bazı bulguları aktarmak için…

Ve bu kitap dünyanın herhangi bir yerinde yazılan bir kitaptan Türkçe’ye çevrilmedi; bizim kültürümüzü temel alarak dünyadaki tüm insanların ortak özellikleri üzerine yazıldı. Okuyucularla birlikte düşünüp “Aşk nedir?”i hissettirmek ve “Beyinde neler oluyor?” “Acaba aşk süresini uzatabilir miyiz?” veya “Vaz mı geçelim bu işten?” sorularına da cevap aramak için yazıldı.

Son soru: Aşk gürültüye katlanır mı?

Read More

Sonsuzluğun Etkin Tarafı

Normalde, yolumuzu değiştiren olaylar kişisel olmayan meselelerdir, ama yine de son derece kişiseldirler. Çırağı olduğum dönemde hocam Don Juan Matus, hayatımın unutulmaz olayları olarak kabul ettiğim hikâyeleri bir araya toplamam için bana kılavuzluk etti. Dediğine göre bana aktarmaya çalıştığı öğretilerin asıl amacı, nihai yolculukla yüzleşmeye hazırlanmaktı; her insanın yaşam sonunda çıkmak zorunda olduğu yolculuktu bu. Modern insanın ‘ölüm sonrası hayat’ diye tanımladığı belirsiz durumu, şamanlar somut bir bölge olarak görüyorlardı; bu bölge, gündelik hayatın pratik olaylarından ziyade daha farklı bir düzenin olaylarıyla ağzına kadar dolu olan ama yine de benzer bir işlevsellik taşıyan bir bölgeydi. Şamanlar bu bölgeye Sonsuzluğun Etkin Tarafı adını vermişlerdi ve hayatlarındaki anılmaya değer olayları derlediklerinde oraya girmeye hazırlanmış oluyorlardı.

Ölümünden hemen önce yazdığı bu kitapla, antropolog ve şaman Carlos Castaneda, bize bugüne kadar yazdığı en otobiyografik ve en anlam dolu eserini sunuyor. Ömür boyu süren deneyimlerinin meyvesini ve belki de tüm eseri içindeki en etkileyici kitabını okuyucusuyla buluşturuyor.

Castaneda’nın eserlerini okuduktan sonra dünyaya aynı gözle bakmak kesinlikle imkansız. Eğer Castaneda haklıysa başka bir dünya var… Bazen güzel, bazen de korkutucu… Ve hemen şimdi burada, gözlerimizin önünde duruyor.

Read More

Ölüm ve Sürgün

“Ölüm ve Sürgün” (Death and Exile), ondokuzuncu yüzyılla yirminci yüzyılın başlarında Balkanlarda, Ortadoğu’da ve Asya’da milyonlarca Müslümanın öldürülmesi ve tehcir edilmesinin tarihi olduğu kadar Müslümanların maruz bırakıldıkları etnik ve dinsel kıyımların nasıl ortaya çıktığının da tarihidir. Rus İmparatorluğu’nun yayılmacı siyasetinin tarihi ve Balkanlar’da yeni ulusların tarih sahnesine çıkışları, geleneksel olarak, Osmanlı İmparatorluğu’ndan koparılan Hıristiyan ulusların bakış açısından anlatılmıştır. “Ölüm ve Sürgün” bu gelişmeleri, ilk defa olarak emperyalizmin, milliyetçiliğin ve etnik çatışmaların kurbanı olan Türklerin ve öteki Müslümanların bakış açısından dile getiriyor.

“Ölüm ve Sürgün”, Ortadoğu ve Balkan halklarının tarihine bakışımızı kökten bir değişikliğe uğratıyor ve bugün de devam etmekte olan çatışmaların daha iyi anlaşılmasını mümkün kılacak perspektifler sunuyor.

Read More

Sanatta Batı’ya Açılış ve Osman Hamdi

Osman Hamdi, Türk kültürüne değerli katkıları olan çok yönlü bir Türk insanıdır. Ressam, arkeolog, Güzel Sanatlar Akademisi ve İstanbul Arkeoloji Müzesi kurucusu olarak çok zengin kişiliğiyle Türk sanat tarihinde yeniliğe ve ileriye atılan bir adımın simgesi olan Osman Hamdi’nin ulusal ve uluslararası düzeyde daha yakından tanıtan bu eserdir.

Cezar ilk araştırma yazısını 1948’de, ilk kitabını 1949’da yayımladı. O günden bugüne, tarih ve sanat tarihi alanlarında makale, araştırma yazısı, bilimsel kongre ve sempozyumlarda sunulan bildiriler ve kitap hâlinde 160’ı aşkın yayın yaptı. Kitap hâlindeki eserlerinden bazıları şunlardır: Özlü Osmanlı Tarihi (1956), Mufassal Osmanlı Tarihi 1-4 cilt (1957-60), Osmanlı Devrinde İstanbul Yapılarında Tahribat Yapan Yangınlar ve Tabii Afetler (1963), Osmanlı Tarihinde Levendler (1965), Sanatta Batıya Açılış ve Osman Hamdi (1971), Hun Sanatı Üzerine (1974), Anadolu Öncesi Türklerde Şehir ve Mimarlık (1977), Typical Commercial Buildings of the Ottoman Classical Period and the Ottoman Construction System (1983), 100. Yılda Güzel Sanatlar Akademisi’nden Mimar Sinan Üniversitesi’ne (1983), Tipik Yapılariyle Osmanlı Şehirciliğinde Çarşı ve Klasik Dönem İmar Sistemi (1985), Müzeci ve Ressam Osman Hamdi Bey (1987), XIX, Yüzyıl Beyoğlusu (1991), Sanatta Batı’ya Açılış ve Osman Hamdi (genişletilmiş ikinci baskı 1995), Osmanlı Başkenti İstanbul (2002).

Read More