• Bize Ulaşın
    0537 364 0921
  • Bostancı / İstanbul

ERGUVANİLER

Türkiye’de İktidar Doğanlar- Tayfun Er

Bu kitap; modernleşmenin öyküsünün, Türkiye’de kimin kiminle akraba olduğunun, “seçkin” ve “başarılı” kılınanların tek bir ailenin mensupları olduğunun, Türkiye’deki gizli soylu sınıfın, saklanan kast sisteminin ve onun, örtülü ilişkiler ağının komplo teorilerinin dışında, sosyal ve doğa bilimlerine kazandırılan kavramlarla anlatımıdır.

Zincirde bir simge isim ve bağları
Germirli hepsi bir yerli
Koç’un örümcek ağları
Picasso atlı köşke gelmezdi
Çetin Altan 47 yaşında
Kravatının rengi yanlış gazeteci
Bir Nirengi: Keçecizade
Kaplumbağa terbiyecileri

Read More

Anlayışın Kitabı

Hiçbir koşul olmadan, ona bağlı herhangi bir ip olmaksızın kendin ol: Sadece kendin ol ve sen dindarsın çünkü sen sağlıklısın, sen bütünsün. Senin dim adamına ihtiyacın yok, psikanalizciye ihtiyacın yok. Kimsenin yardımına ihtiyacın yok çünkü sen hasta değilsin, sen sakat, felçli değilsin. Tüm bu sakat ve felçli olmak özgürlüğü bulunca kaybolmuştur.
Din tek bir cümleye indirgenebilir: Kendin olmak için tam özgürlük.

Read More

OMERTA

Mario Puzo’nun son kitabı Omerta, adını örgüt üyelerinin onurunun simgesi olan ‘suskunluk yasası’ndan alıyor. New York’un Mafya liderlerinden Raymonde Aprile bir suikaste kurban gider. Aprile, “Merhamet kötü bir alışkanlıktır. Sahip olmadığımız güçler için hak iddia etmektir ve kurbana karşı işlenen affedilemez bir suçtur.” düşüncesiyle hareket etmiştir yaşamı boyunca ve merhamet etmeme sırası, kendi yerine geçmesi için yetiştirdiği yeğeni Astorre’dadır şimdi. Ama Baba Aprile’in katili kimdir? Mafya liderlerinin çoğunu hapse atan FBI ajanı Kurt Cilke mi? Bir türlü köşeye sıkıştırılamayan bir başka Mafya lideri Timmona Portella mı? Uluslararası karanlık ilişkilerin bir numaralı adamı diplomat Marriano Rubio mu? Yoksa bilinmeyen başka güçler mi? Ne var ki, ‘Omerta Yasası’ yürürlüktedir. Hem de her yerde!.. Ama Astorre, okuru korkunun, gerilimin ve ölümün soğuk labirentlerinde dolaştırmaya çoktan karar vermiştir. Omerta, Mario Puzzo’nun “son” başyapıtı…

Read More

SANATIN ÖYKÜSÜ

E.H. Gombrich’in yazdığı The Story of Art, antik çağlardan modern çağa kadar sanat tarihinin bir incelemesidir. İlk olarak 1950’de Phaidon tarafından yayınlanan kitap, hem ufuk açıcı bir eleştiri çalışması hem de görsel sanatlara en erişilebilir girişlerden biri olarak kabul ediliyor.

Bu kitap, kendilerine yabancı ve çekici olan bir alanda ilk bilgilere ihtiyaç duyan herkese göre hazırlanmıştır. Amacı, bu alana yeni girenlere, onları ayrıntılarla boğmadan, genel olarak bilinmesi gerekenleri vermek, daha iddialı çalışmaları sayfalarını dolduran çok sayıdaki isim, dönem ve üslubu onların kolayca anlayabileceği bir şekilde düzenlemek ve böylece daha uzmanlaşmış kitaplara başvurabilmelerini sağlamaktır…

Read More

İttihat Terakki ve Kapitülasyonlar

Osmanlı Devleti, kendisine zarar vermeye başladığı andan itibaren kapitülasyonları kaldırmaya çalışmış, ancak her defasında yabancı elçilerin protestolarıyla karşılaşmış ve geri adım atmak zorunda kalmıştı. Bir bütün olarak Kırım Savaşı’ndan itibaren başlayan bu kaldırma süreci, son aşamada I. Dünya Savaşı başlangıcında ittihat ve Terakki Hükümeti tarafından yeniden canlandırılmıştı. 1914-1918 yılları arasında kendisini saran kapitülasyonlar zincirinden kurtularak varlığını sürdüren Osmanlı Devleti, her ne kadar devletler bu kararını tanımamışlarsa da savaş ortamının getirdiği uygun fırsatı kullanmış ve çıkardığı kararnameler ve kanunlarla bağımsız bir devletin yapması gerekenleri uygulamıştır. Yazar, çok geniş bir arşiv çalışmasına dayandırdığı bu kitabında Osmanlı Devleti’nin kapitülasyonları kaldırma çabasının öyküsünü anlatıyor ve Babıâli’nin tozlu dosyalarındaki ayrıntıları günümüze taşıyarak, bu konuda eksikliği duyulan toplu ve özel bir inceleme sunuyor.

Read More

Winnie the Pooh

“Sen Dünyadaki En Müthiş Ayıcıksın” demiş Christopher Robin. “Öyle miyim?” demiş Pooh umutla.
 
Dünyanın en sevimli ayıcığıyla tanışın!
A.A. Milne’in klasikleşmiş öykülerinde, Winnie-the-Pooh arkadaşı Tavşan’ın evinden çıkarken sıkışıp kalıyor, bir ağacın tepesindeki bala ulaşmak için türlü numaralar deniyor, Piglet’le beraber bir Vızıl’ın peşine düşüyor ve daha bir sürü maceraya atılıyor!
Winnie-the-Pooh ve arkadaşlarının öyküleri, ilk yayımlandıkları 1926 yılından bu yana bütün dünyada hem küçüklerin hem de büyüklerin sevgilisi oldu.

Read More

DUNE

Dune : Butleryan Cihadı
Frank Herbert”ın klasik Dune dizisinde anlatılan olayların bin yıl öncesine uzanan günler… İnsanları makine efendilerinin elinden kurtararak özgürleştirmek isteyen Serena Butler”ın tutkulu mücadelesi… aşkı uğruna konumunu, inançlarını ve hayatını değiştirmeyle kararlı genç bir adam … melanj denilen baharatının değeri henüz fark edilmemiş Arrakis gezegeni … köle olarak yaşamaktan kurtulmak için kaçan ve bu gezegenin çöllerinde zorlu bir yaşam mücadelesi vermeye başlayan Zensünni Gezginlerinin hayranlık uyandırıcı öyküsü. Bu kez efsanelerin en başına uzanıyoruz. Dune evreninin geçmişine, insanlar ve düşünen makineler arasında yapılan o korkunç savaş dönemine. Butleryan Cihadı başlıyor. Bildiğiniz her şeyi yeniden öğreneceksiniz . Hiç imkânsıza dahildir.

Dune : Makinelerin Seferi
İnsanoğlunun yıldız sistemlerine yayılan Eski İmparatorluğunu yıkan bir avuç hırslı insan kendi hırslarının kurbanı olur ve bilgisayar ebedizihin Omnius yönetimi ele geçirerek bin yıl sürecek olan makinelerin egemenliğini başlatır… İnsanoğlu bu kez en kurnaz ve en güçlü düşmanıyla, yapay zekâ sahibi düşünen makinelerle savaşa başlamıştır… Zamanın okyanusunun ve yanılabilir belleklerin içinde gerçek kahramanlar başkalaşım geçirerek arketiplere dönüşür; savaşlar gerçekte olduklarından çok daha önemli bir hale gelir. Efsanelerin ve gerçeklerin uzlaşmasıysa zordur.

Dune : Corrino Hanedanı
Frank Herbert’ın epik Dune serisinin bir nesil öncesini anlatan heyecanlı üçlemenin büyük finali: Dune: Corrino Hanedanı! Tleilaxlılarla yaptığı planların ardından yapay baharata “ulaştığını” sanan İmparator Shaddam, melanj üzerindeki mutlak hakimiyetini perçinlemek için her şeyi göze alacaktı. Baharatın kaynağı Dune adıyla bilinen Arrakis gezegenini yok etmeyi bile… Pardot Kynes’ın ani ölümünden sonra oğlu Liet Kynes ve Fremen dostları Arrakis’i Harkonnenlar için bir cehenneme çevirmeye kararlıydı. Liet ise bir yandan gezegenbilimci babasının Dune’u yeşillendirme hayalini yerine getirmek istiyordu. Ama çölün sürprizleri onları bekliyordu. Jessica, Bene Gesseritlerin Kuisatz Haderah projesi için sahip olmak istedikleri kız çocuğu yerine bir erkek doğurmuştu. Paul. Rahibeler Birliği, evrene yıkım ve kaos getirmesinden korktukları bu çocuğun yaşamasına izin vermek istemiyordu ama Jessica onu korumak için elinden geleni yapacaktı.

Read More

İnsanın Hikayesi | Taş Devrinden Bugüne Tarihimiz

James C. Davis, ABD’deki Pennsylvania Üniversitesi’nde 1960-1994 arasında tarih dersleri verdi. Modern Avrupa uluslarının doğuşu, özellikle de Venedik tarihi alanında tarihçilere yönelik dört kitap yazdı. Sıradan insanlar, çalışanlar ve köylüler tarihin ayrılmaz bir parçası olarak eserlerinde yer aldı. Son kitabı olan İnsanın Hikâyesi, aynı zamanda eğitmenlik hayatı boyunca edindiği, tarihi uzman olmayanlara kolay anlaşılır olarak aktarma deneyiminin somut bir ürünüdür.

İnsanın Hikâyesi, uzun ve ayrıntılı bir hikâyeyi kısa, özlü ve kolay anlaşılır biçimde, yirmi birinci yüzyıl okuru için yeni baştan anlatan bir yapıt.

Okul yıllarımızdan sıkıcı bir olaylar yığını olarak aklımızda kalan uzun insanlık tarihi, bu kitapta bir solukta okunabilen meraklı bir öyküye dönüşüyor.

Atalarımızın mağaralardan bozkırlara, göçerlikten yerleşikliğe, merkezi imparatorluklardan ulus devletlere uzanan tarihi efsanelerle, insan hikâyeleriyle yoğrulmuş olarak akıp gidiyor..

Büyük bir hikâyeyi öğrenmek, hatırlamak ya da unutulup gitmiş eksik parçalarını tamamlamak isteyenler için bir başucu kitabı..

Read More

SEVDA SÖZLERİ

İkinci Yeni şiir akımının güçlü temsilcilerinden Cemal Süreya’nın tüm şiirleri, Sevda Sözleri’nde okurları ile buluşuyor. Türk edebiyatının en sevilen ve çizgi ötesi örneklerinin bir araya geldiği kitap; şairin hayatı boyunca yayımladığı şiir kitaplarının yanı sıra çeşitli edebiyat dergilerinde çıkan ve mektuplarda yer alan 30’u aşkın şiirini de içeriyor.

Türk edebiyatının diğer güçlü şairlerinden Behçet Necatigil’in Edebiyatımızda İsimler Sözlüğü adlı kaynak çalışmasında “…buluşları ve söyleyiş biçimiyle İkinci Yeni şiirinin karanlığını giderdi.” şeklinde bahsettiği Cemal Süreya, şiire yeni bir soluk getiren özgün üslubuyla geçmişten günümüze tüm kuşaklara ilham olmaya devam ediyor.

Süreya’nın tüm şiirlerinin derlendiği Sevda Sözleri’nde; şairin 1958 yılından itibaren yayımladığı bütün kitapları (Üvercinka, Göçebe, Beni Öp Sonra Doğur Beni, Uçurumda Açan, Sıcak Nal, Güz Bitiği ve Kalanlar) yer alıyor. İlk olarak 1990 yılında okurlarıyla buluşan Sevda Sözleri, büyük ustanın bütün şiirlerini bir araya getiriyor.

Read More

Kolera Günlerinde Aşk

Latin Amerika edebiyatının en büyük yazarı Marquez’in en büyük temsilcisi olduğu Büyülü Gerçekçilik akımı, Yüzyıllık Yalnızlık romanında olduğu gibi Kolera Günlerinde Aşk’ta da zengin bir şekilde hissediliyor. Özgün dili ve çarpıcı kurgusuyla roman, sanatsal değeri bakımından yazara Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazandıran Yüzyıllık Yalnızlık ile eş değer görülüyor. Uzak diyarlardan doğup tüm dünyayı sarıp sarmalayan bu aşk romanı, ilk sayfasından itibaren sizin de iliklerinize işleyecek! 

Kolera Günlerinde Aşk, Florentino Ariza adlı genç bir adamın, başlayan fakat sonu bir türlü gelmeyen derin aşkını konu ediniyor. Romandaki olaylar, Florentino’nun telgraf teslim etmek amacıyla bir evi ziyaret etmesiyle başlıyor. Ve genç adam, bu evde ailesiyle birlikte yaşayan Lorenzo Daza’ya ilk görüşte aşık oluyor.

Lorenzo’yu görmek için her gün evin yakınına giden Florentino, çok geçmeden genç kızın dikkatini çekmeyi başarıyor. Bir süre sonra Lorenzo da Florentino’yu görmek için aynı saatlerde bahçeye çıkmaya başlıyor. En sonunda genç adam, uzun süren bakışmalarına bir anlam kazandırmak için Lorenzo’ya mektup yollamaya karar veriyor.

Karşılık olarak yazdığı mektupta Florentino ile aynı duyguları taşıdığını belirten Lorenzo, ondan bir sonraki mektubuna kadar beklemesini ve bu süreçte evin yakınına gelmemesini rica ediyor. Ancak uzun süren bekleyişin ardından Florentino, dayanamayıp evin bahçesine kadar gidiyor. Bunun üzerine Lorenzo’nun babası, genç adamı ondan uzaklaştırmak için kızını uzak bir yere gönderiyor.

Lorenzo, babasının kararını sessizce kabul etmek durumunda kalıyor. Fakat yola çıkmadan önce yazdığı bir mektupla Florentino’ya yeni adresini bildirmeyi de unutmuyor. İkilinin bu sayede kopmayan bağları, zaman geçtikçe daha şiddetleniyor. Ancak Lorenzo’nun duyguları, Florentino’yu yeniden gördüğünde tamamıyla tükeniyor. Bunun üzerine genç kadın, Florentino’ya hiçbir şey söylemeden hayatına yeni bir yol çiziyor. Fakat Florentino’nun tutkusu, uzun bekleyişine rağmen hiç biteceğe benzemiyor. Peki, bu aşk sizce nasıl bir son bulur dersiniz?

Read More