Altı Şapkalı Düşünme Tekniği
Altı Şapkalı Düşünme Tekniği Edward De Bono’nun 1985’te yayınlanan kitabıdır.
De Bono, insanların birkaç farklı şekil ve yaklaşımla kavrama ve düşünme eylemini gerçekleştirebildiğini incelemiştir. Bu yaklaşımlar hakkında teori geliştiren yazar, insanların düşünme alışkanlıkları ile kendilerini kısıtlayarak, sadece bir veya iki yaklaşımla düşünme eylemini gerçekleştirdiğini gözlemlemiştir. De Bono, farklı yaklaşımların tanımlanması ve bu yaklaşımların nasıl kullanılabileceğinin öğretilmesi durumunda, insanların bu yaklaşımları kullanarak, toplantılarda ve takım çalışmalarında çok daha üretken olabileceğini öne sürmüştür.
De Bono’nun altı şapkası:
Beyaz şapka (Boş sayfa): Tarafsız şapkadır. Görüşülen konu ile ilgili net bilgi ve raporlar ortaya konur.(objektif)
Kırmızı şapka (Ateş): Duygusal şapkadır. Görüşülen konu ile ilgili olarak, kişilere hiçbir dayanağı olmadan, sezgi, fikir ve duygularını söyleme fırsatı verir.(sübjektif)
Sarı şapka (Güneş): İyimser şapkadır. O işin avantajları ortaya konulur. Övgü, olumlu görüşler söylenir.(objektif)
Siyah şapka (Yargıç cübbesi): Kötümser şapkadır. Eleştiri, olumsuz görüşler ile görüşülen konunun riskleri, gelecekte doğuracağı problemler ortaya çıkar. modus tollens (objektif)
Yeşil şapka (Bitki): Yenilikçi şapkadır. Konuyla ilgili alternatifler ve yeni yaklaşımlar araştırılır. ‘her şey uyar’ (spekülatif)
Mavi şapka (Gökyüzü): Serinkanlı şapkadır. Düşünce sistematize edilir. “Büyük Resim,” “İdareci şapka,” “Meta şapka,” “düşünmenin düşünülmesi”, tüm süreci (gözden geçirme)
The 80/10/10 Diet
80/10/10 Diyetini okumaya hazır olup olmadığınızı nasıl anlarsınız?
~Kendiniz hakkında yıllardır sahip olduğunuzdan daha iyi hissetmek istiyorsanız
~Sonunda tüm isteklerinizi tamamen tatmin eden ve ortadan kaldıran bir programa devam etmek istiyorsanız
~Bir vegan olarak nasıl sürdürülebilir beslenmeniz gerektiğini öğrenmek istiyorsanız
~Eğer sahip olduğunuzdan daha fazla zihinsel berraklık istiyorsanız
~Mümkün olan en iyi atlet olmak istiyorsan, olabilirsin
~Sağlıklı bir şekilde kilo vermeye hazırsanız
~Daha enerjik hissederken uyku ihtiyacınızı azaltmaya hazırsanız
~Canlılığınızı geliştirmek istiyorsanız
~Yemek bağımlılıklarınıza son vermek istiyorsanız
~Eğer hissetmenin ve daha genç görünmenin tam size göre olduğunu düşünüyorsanız
~Ailenizde lider, sağlık delisi veya sporcuysanız
~Yemeğinizle ilişkinizi geliştirmeye hazırsanız
~Eğer doğuştan sahip olduğunuz sağlık hakkınızı talep etmeye veya yeniden kazanmaya hazırsanız
Her zoolog, her türün kendine özgü anatomi ve fizyolojisine göre yemek yediğini ve insanın da bu konuda farklı olmadığını bilir. 80/10/10 Diyeti, insan türü için özel olarak formüle edilen diyeti ve böyle bir yemek programının neden bizim için bu kadar iyi çalıştığını açıklıyor. Sadece diyetlerini değiştirerek binlerce insanın sağlığına ve yaşama olan coşkusuna nasıl kavuştuğunu görün.
Metnin içinde, başlamanıza yardımcı olacak 28 günlük bir menü bulunur. Dört mevsimi de kapsadık, böylece çeşitli, tam ve taze bitki bazlı bir diyet sürdürürken ne alacağınız ve ne yiyeceğiniz konusunda her zaman bir fikriniz olur.
En İyi İlaç Sensin | Sağlıklı Olmak Senin Elinde
Sağlıklı olmak için ilaçlara muhtaç değilsiniz!
Beden ve zihin neredeyse hiç kullanmadığımız çok güçlü kaynaklara sahip. Pek çok hastalığı ve çeşitli semptomları ortadan kaldırmak için yalnızca onları etkin hale getirmemiz gerekiyor. Vücudunun içinde seni ve beden sağlığını koruyan ilaçlar var. Organizmanın dengeye ihtiyaç duyan kusursuz bir makine olduğunu aklından çıkarma. Sağlıklı bir yaşam için beslenmenin önemini kavraman gerek. Kendi kendine bazı hastalıkların ilaçlara gerek olmadan tedavi edilebileceğini keşfet. Sağlık konusunda aktif bir girişimci ol. Uyu, nefes al, cinselliğin keyfini çıkar ve pozitif düşün. Sokağa çık, yürü, hareket et. Her gün egzersiz yapmak uzun ve sağlıklı bir hayatın temel faktörü. Vücudumuz sürekli kendini yeniler. Artık işe yaramayan hücrelerin yerine saniyede yirmi milyon yeni hücre üretir. Amaç tıpatıp aynı hücreleri üretirken kansere sebep olan hücreleri ortadan kaldırmaktır. Vücudumuz için doğru ortamı yaratmakla yükümlüyüz. En İyi İlaç Sensin’de kardiyolog, beslenme ve sağlık uzmanı Doktor Frédéric Saldmann sağlık için gereken temel noktalara dikkat etmen için sana her şeyi adım adım açıklıyor: beslenme, kilo, alerjiler, sindirim, uyku, cinsellik, yaşlanma. Sahip olduğun doğal yöntemlerle hastalıklarından kurtulman için sana yardım edecek son derece pratik ve faydalı bir kitap.
Doktor Frédérıc Saldmann’ın Sihirli Bitter Çikolata Deneyi
Kontrol edemeyeceğiniz yeme krizlerine girdiğinizde şu basit deneyi uygulayın: Beş dakika içinde bir kilo alacağınızı bilmenize rağmen yağlı, şekerli, tuzlu yiyeceklere gömülmenize engel olamadığınız her an %100 kakaolu bitter çikolata yiyin ve sonrasında kendinizi canınız ne çekerse yiyebileceğinize ikna edin. Hemen sonuç aldığınızı göreceksiniz. Bitter çikolata, yeme krizlerinizi size acı ve sıkıntı vermeden sonlandıracak.
Bana Bilgiçlik Taslayan Adamlar
Rebecca Solnit, bilip bilmeden her şeyi açıklayarak kendini ispatlamak derdindeki adamları; kadınların nasıl susturulduğunu ve hayatın her alanında maruz kaldıkları şiddeti anlatıyor. Ancak kitabın Türkçe baskısı için yazdığı önsözden de anlaşılacağı gibi kötümser değil, aksine özgürleşebileceği başka bir dünya hayali için herkesi mücadeleye, dayanışmaya çağırıyor. Adamların dünyasında var olmaya çalışan kadınlara umut verirken gerçek kadın hikayelerinin yanı sıra Virginia Wolf’un metinlerinden, Pandora mitinden, Zapatistaların deneyiminden, kadın yol arkadaşlarından ve feminizmden güç alıyor.
Kadının adı sessizlik. Erkeğinki iktidar. Kadının adı fakirlik. Erkeğinki zenginlik. Kadın ve erkekten bahsederken Onun diyoruz, ama kadına baktığımızda, Onun olan bir şey var mı gerçekten? Erkeğin adı Onun, ve o her şeyin kendisine ait olduğunu iddia ediyor, kadın da dahil. İzin almadan ve bir bedel ödemek zorunda kalmadan kadına sahip olabileceğine inanıyor. (Tanıtım Bülteninden)
Türkçe Baskıya Önsöz
Bu kitap, şiddet kurbanı olmamak için harcanan bir hayattan, okuduğumuz haberlerden, şiddet, özgürlük ve adalet hakkında düşünmekten ve toplumsal cinsiyetten ders çıkarıyor. Bölümlerden biri İngiliz yazar Virginia Woolf ve esrarın, karanlığın, bilinemez olanın kullanımı hakkında. Diğer bir bölüm Birleşik Devletler vatandaşı Meksika doğumlu Ana Teresa Fernandez’in resimlerinde anlattığı kadınlar üzerine. Bir üçüncüsü IMF’nin Fransız başkanının, New York’ta Afrikalı mülteciye cinsel tacizde bulunması hakkında. Bir diğeri, Yeni Delhi’de tecavüze uğrayan Jhoti Singh’in öldürülmesiyle başlıyor ve Ohio Steubenville’deki cinsel saldırıyı ve California’nın güneyindeki kadın düşmanı katliamı da anlatıyor. Ve daha sonra da bilgiçlik taslayan adamlar meselesi var; bu adamlara Berlin’den tutun da Rocky Dağları’na kadar her yerde rastlayabiliriz. Bu, hep karşılaştığımız meselelere dair evrensel bir kitap ya da benim San Francisco’daki kendi öznel konumumdan dünyaya bir bakış.
Türkiye’deki feminizm ve toplumsal cinsiyet politikaları hakkında pek fazla şey bilmiyorum, ancak biliyorum ki bu meseleler hakkındaki konuşmalar artık evrensel. Bizler, farklı ülkelerde olsak da fikirlerimizi, hikayelerimizi, acımızı, ve erkek şiddetinden kurtulmak için duyduğumuz coşkulu arzuyu paylaşıyoruz. Bu şiddet ülkeden ülkeye bazı bakımlardan farklılık gösteriyor, başka bazı bakımlardansa tamamen aynı. Şüphesiz kadınların tecavüzden, saldırıdan, ev içi şiddetten ya da İtalyan feminist Serena Dandino’nun femicide diye adlandırdığı –nefret nedeniyle veya hiçbir hakka, yaşama hakkına dahi sahip olmadığımız düşüncesiyle işlenen– kadın cinayetlerinden çok fazla etkilenmediği bir ülke var.
Bütün Şiirleri | Federico Garcia Lorca
Lorca; şair, tiyatro yazarı, müzisyen, besteci, ressam. Köylünün ve işçinin şairi. Gezgin çingenelerin şairi. Zencilerin şairi. Acı dolu bir yürek. Halkının sanatıyla, öyküleriyle, oyunlarıyla, türküleriyle haşır neşir. Halkının ve bütün halkların acılarını yansıtan cep aynası. Denizin, ırmağın, yıldızların, ormanın, çiçeğin ve böceğin şairi. Pirene Dağları’nın, Endülüs’ün şairi. Şiirin büyük ustası. Ve halkının kurbanı. Frankocuların hedefi. Gözyaşı Kaynağı adlı kurumuş bir gözenin içinde delik deşik bulundu. Bu kitapta şairin bütün şiirlerini bulacaksınız…
İnsanın 8 Yeteneği – Yoga Sayesinde İçsel Huzuru Kazanmanın Yolları
İnsanın Sekiz Yeteneği’nde, dünyaca ünlü Kundalini-Yoga ustası Gurmukh, gerçek anlamda beden, zihin ve ruh sağlığını kazanmamızı sağlayan kadim yöntemleri açıklamaktadır. Otuz yıllık Kundalini-Yoga öğretmenliği boyunca, öğretmenlerden yazarlara ve Cindy Crawford, Courtney Love, Madonna gibi pop yıldızlarına kadar pek çok öğrencisinin hayatındaki etkileyici değişimi ve iyileşmeyi de örnekleriyle anlatmaktadır.
Öğrettiği Yoga çalışmaları, bedenimizin temel enerji merkezleri olan ve insanın sekiz yeteneğinin kaynağını oluşturan sekiz çakrayı uyandırmaktadır. Bu benzersiz yetenekler, kabullenicilik, yaratıcılık, gerçek, sezgi gibi niteliklerden oluşmaktadır. Aynı şekilde her yeteneğimizin öfke, korku, suçluluk gibi bir gölge duygusu vardır. Bu çakralardan birinde dengesizlik olduğunda ve bunun sonucunda da gölge taraf güçlendiğinde hastalıklar ortaya çıkmaya başlar.
Eğer yaratıcılığınızı artırmak, sezgilerinizi güçlendirmek, daha sağlıklı ve sevecen olmak istiyorsanız, İnsanın Sekiz Yeteneği sizin içindir. Sizi kemiren korkulardan ve öfkeden kurtulmak istiyorsanız, bu kitap, yaşamınızı temelden değiştirecek araçlarla donanmanızı sağlayacaktır.
Yoga | Bireyin Doğuşu – Zamanın, Mekanın ve Arzunun Ötesinde
Yoga, hayale dalmayan bir zihne sahip olma yöntemidir. Yoga, burada ve şimdide olma bilimidir. Yoga, artık geleceğe yönelmemeye hazırsın anlamına gelir. Yoga, artık umut etmemeye ve varoluşunun bir adım önüne zıplamamaya hazırsın demektir. Yoga, gerçekle olduğu gibi yüzleşmek demektir.
Derin bir illüzyonda yaşıyoruz; umudun, geleceğin ve yarının illüzyonunda. İnsan, şu andaki haliyle kendini aldatmadan var olamaz. İnsan, şu andaki haliyle hakikate ulaşamaz. Bunun iyice anlaşılması gerekir, çünkü anlaşılmadığı takdirde, Yoga denilen araştırmaya giriş yapılması mümkün değildir.
Yaşadığımız an, daima bir cehennemdir. Bunu sadece geleceğe yönlendirdiğin umutların sayesinde sürdürebiliyorsun. Bugün, bir yarın olduğu için yaşayabiliyorsun. Yarın bir şeylerin olacağını umut ediyorsun; yarın cennetin bazı kapıları açılacak sanıyorsun. Bugün hiçbir zaman açılmayacak ve yarın geldiğinde yarın olarak değil, bugün olarak gelecektir, ama zihnin bu arada tekrar ilerlemiş olacaktır. İleriye doğru gitmeye devam ediyorsun; işte hayale dalmanın anlamı budur. Şu anda yanında bulunan, burada ve şimdi olan gerçekle bir değilsin, başka bir yerdesin; ileri doğru hareket ediyor, ileri doğru zıplıyorsun.
Kendi içindeki bilinmeyeni bilmeden, başka hiç kimseyi tanıyamazsın. Bir başka insanın esrarını çözmenin tek yolu kendi esrarını çözmektir. Gizli katların arkasında başka katlar gizlidir. İnsan sonsuzluktur. Kendi içinde ne kadar derine inersen başkalarında da o kadar derine inersin, çünkü öz birdir. Çeper milyonlarcadır, oysa öz tektir.
Beden son derece yanlış kullanılmaktadır. Kendi vücuduna kötü davranıyorsun. Bedenin sırrını bilmiyorsun. O yalnızca ten değildir, yalnızca kemik değildir, yalnızca kan değildir. O muhteşem bir organik bütünlük, muhteşem bir dinamizmdir.
Daha birçok sır vardır. Bu beden, birçok bedenin ilk katmanıdır… Aslında yedi beden vardır. Eğer bu bedende derine inersen, yeni olgularla karşılaşırsın. Bu hantal bedenin arkasında, ince bir beden gizlidir. Bu beden yatağında yatarken ince beden hareket edebilir. Onun için engel yoktur. Yerçekimi onu etkilemez; onun için zaman ve mekân söz konusu değildir. Bütün dünya ona açıktır. Hantal beden için bu mümkün değildir.
İlk Baskı Küçük Prens (1965)
Yıl 1965..Exupéry’nin Küçük Prens’i Bilgi Yayınevi tarafından çift çevirmen imzası ile yayımlanır: R. Tomris ve Cemal Süreya. R. Tomris o günlerde henüz Turgut Uyar ile evlenip soyadını almamış olan Tomris Gedik’tir.
R. Tomris ve Cemal Süreya, hayatı paylaştıkları gibi bir çeviriyi de paylaşırlar. Tomris Uyar, Tanışma Günleri/ Anları kitabında “Bu çevirileri yapmak için Cemal Süreya’nın benim yardımıma gereksinimi yoktu” diye anlatır: “Fransızcayı bilen oydu; bana, onun önerdiği Türkçe karşılıkları benimseyip benimsemediğimi belirtme görevi düşüyordu.”
Uyar, bu çevirilerde ortak seçilmesinin asıl nedenini de bulmuştu: “Dilinin büyüsüne kapılıp çeviriyi özgün metine göre çok daha sevimli, alımlı hale getirebilecek bir şairin bu eğilimini bir anlamda denetleyebilmemdi. Belki de evde sık sık yaptığımız bu tartışmayı somutlamak için bu ürünleri seçmiştik. Günler yetmiyormuş gibi geceleri de uykudan fırlayıp yeni önerileri sigara paketlerinin arkasına yazıyorduk.”
haber: Küçük prens büyük aşk – Zeynep Miraç
Seninle Başlamadı – Kalıtsal Aile Travmalarının Kim Olduğumuza Etkileri ve Sorunların Üstesinden Gelmenin Yolları
Kitabın ana fikri, yaşanılan bütün psikolojik rahatsızlıkların, kaygıların, travmaların sadece bizimle ilgili olmadığı; geçmişle, özellikle de ailenin büyük bir etkisi ile olduğu ile ilgilidir..
Örneğin ebeveynin travması çocuğun travması haline gelir ve çocuğun duygusal ve davranışsal problemleri ebeveynin durumunu aynalayabilir. Stresli bir rahim içi ortamı deneyimlemiş olan bir çocuk, benzer stresli bir durumda tepkisel hale gelebilir. Fakat bir travmanın tekrarlanması her zaman asıl olayın tam bir kopyası değildir. Örneğin birinin suç işlediği bir ailede daha sonraki bir nesilde doğan biri, hiç farketmeden o suçun bedelini ödeyebilir. Kuşaklar arası geçişin önemini Carl Jung şu sözleriyle vurgulamıştır:
“Ebeveynlerim, büyükanne, büyükbabalarım ve daha uzak atalarım tarafından tamamlanmamış, cevaplanmamış halde bırakılan şeylerin ve soruların etkisi altında olduğuma kuvvetle inanıyorum. Sıklıkla, bir aileden ebeveynlerden çocuklara geçen kişisel olmayan bir karma var gibi görünür. Bana her zaman, önceki nesillerin yarım bıraktığı, tamamlamam veya belki de devam ettirmem gereken şeyler var gibi gelmiştir.”
Seninle Başlamadı geleneksel psikoterapinin, ilaçların ve diğer müdahale yöntemlerinin uzun süredir çözemediği zorlukların ortadan kaldırılmasında dönüştürücü bir yaklaşım sunmaktadır.
“Kalıpları altüst eden bu kitap kalıtsal aile travmaları konusunda anlayışı geliştiren ve acı çekmeye son verebilecek güçlü araçlar sunuyor. Mark Wolynn iyileşmeye doğru yapılacak seyahatte güvenilir ve bilge bir rehberdir.”
TARA BRACH, PhD, Yazar
Radical Acceptance and True Refuge
“Mark Wolynn, bilemediğimiz ve acı çekmemize sebep olan çözülmemiş travmalarla bizi atalarımıza derinden bağlayan yolları aydınlatma konusunda muhteşem bir iş başarıyor. Bize derinden anlayışı, diyalog görselleştirmelerini ve şefkatle yeniden bağlanmayı sağlayacak teknikler ve beceriler sunuyor.”
JAMES S. GORDON, MD, Yazar
Budist Astroloji
Astrolojiyi anlayabilmek için Budist bilgelik ve merhametini kullanın. Yazar Jhampa Shaneman, Budizmi Batı astrolojisine uygulamak için ilk kitapta, Tibet Budizmi’ndeki derin deneyimini çağdaş Batılı astrolog Jan V. Angel’ın bilgileriyle birleştirir.
Budizm teolojik ve metafiziksel olarak zorlayıcı olsa bile aynı zamanda pratiktir. Kendi ilkeleri içinde her psikolojik durum benimsenmiş, betimlenmiş ve ışığa kavuşturulmuştur. Budist Astroloji bilinen astrolojik düşüncelerle boşluk, karşılıklı dayanışma ve geçicilik fikirleri arasında köprü kurar.
Tüm astrolojik haritalara uygulanabilecek yeni bir teori geliştiren Budist bilgeliğinin üç anahtarının Siddhartha’nın haritasında dinamik olarak nasıl etkileşimde bulunduğunu keşfedin. Budizm ilkelerinin, Budist bakış açısıyla doğum haritasına getirdiği yorumla gezegen, ev ve açı anlayışınızı nasıl geliştireceğini görün.
Astrolojik ve Budist içeriklerin sade bir dille sunulması bu kitabı Budistler, astrologlar ve manevi araştırmacılar için bilgi ve bilgelik kaynağı haline getirmiştir. Aydınlığa giden yolda benliğinizin derinliklerine bakıyormuş gibi yıldızlara bakın.