Varlık, ruhsal bir antite ile fiziksel bir antitenin birleşmesinden oluşmuş olan hayattar bütünlük için kullanılan bir isimdir. İçinde bulunduğumuz Fizik Kainat’ta bu olguda, yöneten ruhsal antite ve yönetilen ise “fiziksel antite”dir. Öte yandan, Fizik Kainat içinde, ruhsal antite ile fiziksel antite birbirleri ile öylesine bir ilişki ve girişim içindedir ki, fizik bedenli varlık, kendini yalnızca bir fiziksel bedenden ibaret olarak görme paradoksu ile yaşamını sürdürür. Oysa ruhsal antite için fizik beden, yalnızca bir sonda aracıdır ve bu sonda aracı, işte içinde bulunduğumuz fizik dünya üzerinde ancak “ruhsal antite”nin yaşam gücü ve yönetimi ile mevcuttur. Gerçekte tüm melekeler ruhsal varlığın yüksek enerjetik faaliyetlerinin beden sondası üzerindeki çeşitli tezahürleridirler ve bu melekelerin pek çoğu, beden aracı olmaksızın da ruhsal varlık tarafından kullanılabilir. Bu açıdan olmak üzere, durugörü melekesi bedensel görme organlarına gereksinmeksizin “ruhsal görme”nin en belirgin örneklerinden biridir. Ruhsal varlık, mekan ve zaman ile kayıtlı olmadığı için, durugörü melekesi, gelişmişliği ve varlığın evrimsel düzeyi ile orantılı olarak, evrensel bir görüş olanağı verir bedenli varlığa. Beşer varlığının evrensel yanlarından birini daha sınırlı bir bilgi ve deneyim ile açıklayan bu melekenin, varlık bütünlüğü içinde incelenimi, gözlemlenmesi ve deneyimlenmesi ile, giderek derin bir varlık bilgisine doğru yol alacaktır beşeriyet.