• Bize Ulaşın
    0537 364 0921
  • Bostancı / İstanbul

Yeniden Doğu – Asya Çağında Küresel Ekonomi

1960’larda geliştirilen ve azgelişmişliğin, gelişmiş kapitalizme doğru giderken uğranılan bir durak değil, bizatihi gelişmiş kapitalist ülkelerin gelişmişliğinin kaynağı olduğunu savunan Bağımlılık Teorisi’nin en önemli kurucusu sayılan Andre Gunder Frank, bütün akademik yaşamı boyunca emeğin, ezilenlerin, zayıfların safında yer aldı. Emperyalizmin ve sömürgeciliğin mekanizmalarını deşifre etmeye çalıştı.

Braudel’in deyimiyle tarihçileri “icat eden” ve onları içeride ve dışarıda kendi çıkarlarını temellendirmek üzere kullanan Avrupa, merkezinde kendisinin yer aldığı bir dünya ve “uygarlık” tarihini bütün dünyaya dayattı. Bunda o kadar başarılı olmuş ki, Andre Gunder Frank Yeniden Doğu kitabında sadece düşmanlarını değil pek çok dostunu ve meslekdaşını da “yere sermek”, ya da kendi ifadesiyle onların “ayaklarının altındaki Avrupa merkezci ideolojik halıyı çekmek” zorunda kalıyor. Karl Marx ve Max Weber’e kadar uzanan eleştirilerden Rostow, Huntington ve Fukuyama gibi son dönem düşünürlerinin yanı sıra Polanyi, Talcott Parsons, Toynbee, Kindleberger, dahası Braudel, Wallerstein, Perry Anderson ve Benjamin Barber da nasibini almış.

Read More

Kama Sutra

The Complete Kama Sutra: The First Unabridged Modern Translation of the Classic Indian Text Danielou, Alain and Mallanaga Vatsyayana

Vatsyayana’nın Kama Sutra’sının kesin modern çevirisinin bu baskısı, iki temel yorumu içeren ilk baskıdır – Yashodhara’nın Jayamangalası ve Devadatta Shastri’nin modern Hintçe yorumu. Danielou, dört yılını Kama Sutra’nın versiyonlarını karşılaştırarak, orijinalin tam açıklığını korumak için Hindistan’daki samimi deneyiminden yararlanarak geçirdi.

Read More

Tao Sessiz

TAO SESSİZ, Raymond Smullyan’dan, Batılılar için, Doğu Felsefesi’nin anlamı ve değeri üzerine mizahi ve etkileyici bir kılavuz. Okuyucular, konu ister bahçe işleri, ister köpekler veya gün ortasında kestirme sanatı ya da insan olduğunu hayal eden bilgisayarlar olsun, bu esprili, sofistike ve oldukça da dindar yazardan büyülenecek ve esinlenecek. Doğunun mistikleri ile batının mantık adamlarının hayata bakışlarını karşılaştırmalı bir şekilde veren bu kitap felsefeye meraklı herkes için bir başucu kitabı olacak.

Read More

Militarist Modernleşme – Almanya, Japonya ve Türkiye

Murat Belge, Militarist Modernleşme’de Almanya, Türkiye ve Japonya’da yaşanan militarist modernleşme sürecini karşılaştırmalı örneklerle ele alıyor: Almanya örneğini İtalya, Japonya örneğini Hindistan ve Türkiye örneğini Yunanistan ile karşılaştırıyor.
Belge, yalnızca orduların modernizasyonuyla sınırlı kalmayan, tüm toplumun askerî disiplin ve itaat yöntemleriyle “terbiye” edildiği farklı modernleşme deneyimlerinin tarihsel ve toplumsal yönlerine odaklanıyor.
Militarist Modernleşme, farklı coğrafya ve tarihsel/siyasal deneyimler içinde biçimlenmiş ulus-devlet örnekleri arasında, hamasi vaazların, “kan ve demir”le gerçekleşeceği iddia edilen projelerin, disiplin ve itaatin, tarihi ve toplumu ancak “şiddet”le kavrayabilen bir dünya görüşünün nasıl hakimiyet kurabildiği sorusuna cevap arıyor. Ele alınan ülkelerin siyasal geçmiş ve deneyimlerini tarihsel bir analize tâbi tutarken “ideolojilerin militarizasyonu”nun nasıl gerçekleştiğini tartışıyor. Militarizmin tahakküm kuramadığı örneklerde, bunu engelleyen toplumsal, siyasal ya da kültürel reflekslerin nasıl işlediğini inceliyor.

Read More

Resim Sanatının Tarihi – Mağara Resimlerinden Picasso’ya

Lascaux Mağarasından Sistina Şapeline, Rönesans Roma’sından barok Amsterdam’ına sanat tarihinin büyük ustalarını birbirlerine bağlayan görünmez ipleri takip etmeye davetlisiniz. Gradimir Smudja’nın eksiksiz bilgilerini büyük bir hünerle harmanladığı bu çizgi roman sizi baş döndürücü bir sanatsal yolculuğa çıkaracak.

Leonardo da Vinci, Michelangelo, Dürer, Brueghel, Rubens, Velasquez, El Greco, Rembrandt ve Vermeer’in yaratıcı dehasının en derinlerine bakarken bu kitabın sayfalarında hayat bulan en önemli eserlerinin sırlarına da vakıf olacaksınız. Meraklısından uzmanına, sanat tarihiyle ilgilenen her okurun beğeneceği bir çizgi roman.

Read More

Türk Devrimi ve Milliyetçilik

Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra emperyalist odaklarca tezgâhlanan “insan hakları”, “demokrasi” ve “etnik özgürlük” taleplerinin amacı, mevcut ulusal devletleri parçalamak ve ortadan kaldırmak, böylece sermayenin serbest dolaşımını sağlamaktı.

İnsanlık, bu taleplerin yıkıcı ve kanlı etkisini en çok Balkanlar’da, orta Asya’da ve Ortadoğu’da yaşadı.

İnsanlık dışı dramlara neden olan bu olgulardan hareket eden Mehmet Ulusoy, Türkiye’nin önündeki tehlikelere dikkat çekmekte ve bu kapsamda Türk milliyetçiliğinin geçmişini ve bugününü incelemektedir.

19. yüzyılın sonlarından itibaren ortaya çıkan Türk milliyetçiliği, halkçı ve devrimciydi. Ancak Türk milliyetçiliğinin önemli bir damarı, Türkiye’nin NATO’ya bağlanma sürecinde devrimci mirasına sırtını dönerek gericileşti.

Yazar bu kitapta, ulusal devletlerin küresel karşıdevrime karşı verdikleri amansız mücadelenin ayak izini takip ederek okura geleceğe dair siyasi ve teorik bir perspektif sunmaktadır.

Read More

Mülksüzler

“Vermediğiniz şeyi alamazsınız, kendinizi vermeniz gerekir. Devrimi satın alamazsınız. Devrimi yapamazsınız. Devrim olabilirsiniz ancak.”
“Romanım Mülksüzler, kendilerine Odocu diyen küçük bir dünya dolusu insanı anlatıyor. İsimlerini toplumlarının kurucusu olan Odo’dan alıyorlar; Odo romandaki olaylardan kuşaklarca önce yaşamış, bu yüzden olaylara katılmıyor, ya da yalnızca zımnen katılıyor, çünkü bütün olaylar aslında onunla başlamıştı.

Read More

Batı Biliminde Dönüm Noktaları

Ölümsüz öğelerin meydana getirdiği bir biçimler zinciri olarak evren anlayışı, 1840-1940 arasında, termodinamik, atomik yapı, madde ve enerjinin birbirine eşitliği gibi kuramlarla birlikte ortaya çıkmıştır.

Peter Whitfield’e göre bu, insan düşüncesinin belki de en büyük başarısıdır. Whitfield, bu geniş kapsamlı araştırma esnasında, sözkonusu başarının ardında yatan ve düşünce tarihinin en erken dönemlerinden XX. Yüzyılın ortalarına dek uzanan uzun soluklu ve karmaşık keşif süreçlerini inceliyor. İnsanların, araştıran bir zihin ve inançlar dizisi yardımıyla, doğayla sonsuzluk arasına köprüler kurmak için nasıl bir mücadele verdiğini gösteriyor ve bilim tarihinin de tıpkı sanat tarihi gibi- basitten karmaşığa doğru doğrusal bir ilerleme göstermediğini, evrene ilişkin tarihsel koşullarca belirlenen açıklamalardan oluştuğunu savunuyor.

Read More

Durugörü – Zaman Mekan Dışı-Ruhsal Gözle Görüm

Varlık, ruhsal bir antite ile fiziksel bir antitenin birleşmesinden oluşmuş olan hayattar bütünlük için kullanılan bir isimdir. İçinde bulunduğumuz Fizik Kainat’ta bu olguda, yöneten ruhsal antite ve yönetilen ise “fiziksel antite”dir. Öte yandan, Fizik Kainat içinde, ruhsal antite ile fiziksel antite birbirleri ile öylesine bir ilişki ve girişim içindedir ki, fizik bedenli varlık, kendini yalnızca bir fiziksel bedenden ibaret olarak görme paradoksu ile yaşamını sürdürür. Oysa ruhsal antite için fizik beden, yalnızca bir sonda aracıdır ve bu sonda aracı, işte içinde bulunduğumuz fizik dünya üzerinde ancak “ruhsal antite”nin yaşam gücü ve yönetimi ile mevcuttur. Gerçekte tüm melekeler ruhsal varlığın yüksek enerjetik faaliyetlerinin beden sondası üzerindeki çeşitli tezahürleridirler ve bu melekelerin pek çoğu, beden aracı olmaksızın da ruhsal varlık tarafından kullanılabilir. Bu açıdan olmak üzere, durugörü melekesi bedensel görme organlarına gereksinmeksizin “ruhsal görme”nin en belirgin örneklerinden biridir. Ruhsal varlık, mekan ve zaman ile kayıtlı olmadığı için, durugörü melekesi, gelişmişliği ve varlığın evrimsel düzeyi ile orantılı olarak, evrensel bir görüş olanağı verir bedenli varlığa. Beşer varlığının evrensel yanlarından birini daha sınırlı bir bilgi ve deneyim ile açıklayan bu melekenin, varlık bütünlüğü içinde incelenimi, gözlemlenmesi ve deneyimlenmesi ile, giderek derin bir varlık bilgisine doğru yol alacaktır beşeriyet.

Read More