Monthly Archives: Haziran

Bulanık mantık (fuzzy logic) insan düşünce şekli ve sözel ifadelerle bilgiyi işleyebilme imkânı sağlamasıyla yepyeni bir kapıyı aralarken, bilimsel yöntem biliminde de neredeyse 2500 yıllık bir çatı olan Aristoteles mantığının konumunu da sarsmıştır. Fraktal geometrideki kavramlar tabiat olaylarında ve insanoğlunun biyolojik yapısında görülmektedir. Bulanık mantık, fraktal geometri gibi matematiğin birçok disiplini, evrenin dilini çözmemize yardımcı olduğu için matematiğin önemi gün geçtikçe artmaktadır.
Düşüncelerinin peşinden gitme yürekliliğini gösteren Türkiye’nin ilk bilimsel kadın yazarı matematikçi Dr. Müberra Gürel matematik, fizik, biyoloji ve yapay zekâ ile insanlığın biyolojik sınırlarının ötesine geçebilmek için yapılan çalışmalara, herkesin anlayabileceği bir dille ışık tutuyor. DİJİTAL KEHANET adlı eser yakın gelecekte distopyanın başlayacağının habercisi. İnsanoğlunun köleleştirilmesinin önüne geçebilmek ve farkındalık kazanmak için bu eseri mutlaka okuyunuz okutunuz.
Prof. Dr. İsmail Tok

Bu kitabın merkezinde yer alan form aracılığıyla, Wing Chun sistemi, merkezi hat teorisi ve gösterilen teknikler, dövüş sanatlarına hem sanat hem de uygulayıcıları için faydalı olan bilimsel bir yaklaşımı örnekleme umuduyla sunulmaktadır.

Dünyanın dört bir yanından binlerce yazara yol göstererek, senaryo ve öykü yazım teknikleri konusunda devrim yapan “Yazarın Yolculuğu” şimdi Türkçe’de!


İyi bir öykü yazmanın sırrı nedir? Milyonlarca kişiyi etkileyecek bir senaryo nasıl yazılır? Kahramanlar ve yan karakterler nasıl yaratılır? Olay örgüsü kurgulanırken nelere dikkat edilmeli?

Önde gelen Hollywood film şirketlerine öykü danışmanlığı yapan Christopher Vogler, “Yazarın Yolculuğu”nda, öykücülüğün büyülü dünyasına götürüyor okurları. Joseph Campbell ve Jung’un çalışmalarından yola çıkarak, bir öykü anlatmanın binlerce yıldır değişmeyen temel ilkelerini ayrıntılarıyla ele alan kitap, mitolojinin derinlere uzanan kökleriyle günümüz öykücülüğü ve film senaryoları arasındaki ilişkiyi, bütün okurlar tarafından rahatlıkla takip edilebilecek bir üslupla anlatıyor. Hitchcock’un başyapıtlarından Yıldız Savaşları serisine ve Ucuz Roman’a kadar birçok filmden alınan örnekler, beyaz perdenin en başarılı yapıtlarına ışık tutuyor…


“Yazarın Yolculuğu”, hem öykü ve senaryo yazarları hem de eleştirmenler için vazgeçilmez bir kaynak, bir başucu kitabı…

Gizle

“Her Düş Bitene Kadar Gerçektir.’’

Aytaç Ars, dördüncü romanı Hiç Anadolu ile okuru gülünç bir kâbusa davet ediyor. Gökdelenlerin, markaların, vitrinlerin, grotesk bedenlerin, Holywood’un, Victoria’s Secret mankenlerinin, taklit hayatların, kredi kartına dokuz taksitle tüketilebilen imajların eşliğinde Amerika’dan Mecidiyeköy’e oradan da Satürn’e uzanan bir hikâye.

Sapık bir Noel Baba, Ölü bir Bugs Bunny, manyak bir Bruce Willis, Yenil, Şevval, Anadolu, Araf ve daha nicesi.
Yeni Yeraltı’nın kapıları bu kez cinnet ve kahkahaya açılıyor.

Reddederek kurtulacağınız bir kâbusun
en gerçekçi anlatımı!

“Kaygı duyuyorum, öyleyse varım!”

Gece yarısı uykularınızı kaçıran bir kaygının pençesine düştünüz mü hiç? Peki ya, herhangi bir karar anı öncesinde olası tüm seçenekleri en ince ayrıntılarına dek düşünmekten iyice kararsız kaldığınız oldu mu? Acaba düşünme becerisini bu kadar geliştirebilmiş homo sapiens gibi bir türün üyesi olmasaydınız bu kadar kaygılanır mıydınız? Belki tanrıların zamanında yaşamış olsaydınız her şey daha rahat olurdu. Kim bilir…

İnsanlığın ve özelde bireyin kaygılı halinin altında akılcılığın ve modernist dünyanın payı olabilir mi? Bize “kendi tercih hakkı”mız olduğunu söyleyen ve önümüze sayısız seçenek sunan bir düzen içinde gerçekten kaygısızca ve özgürce seçim yapabiliyor muyuz?

İngiliz edebiyatı hakkında çalışmalarıyla bilinen, Leeds Üniversitesi profesörü Francis O’Gorman “Kaygı / Edebi ve Kültürel Tarihi” adlı kitapta yukarıdakine benzer pek çok sorunun peşine düşüyor. Kaygının nedenlerini ve onunla baş etmenin yollarını, kaygılı kişinin özelliklerini sorguluyor. Bunu yaparken de ‘kaygı’nın kökenini anlayabilmek için kültürel ve edebi tarihin derinliklerinde bir gezintiye çıkıyor. Hatta bir an Descartes’ın ünlü önermesini “Kaygı duyuyorum, öyleyse varım!”a dönüştürüyor.

Kitapta kaygı konusunda çalışmalar yapan psikiyatristlerin yanı sıra Antik Yunan filozoflarından Charles Darwin ve Sigmund Freud’a, Shakespeare’den T.S.Eliot, Virginia Woolf ve James Joyce gibi modernistlere, Bellini’den Rodin’e, Samuel Beckett’tan Woody Allen’a kadar kültürel tarihin köşe taşlarını bulacaksınız.

Kırgınlık, roman türünü kendi içinde tartışan bir roman. Romanı yazma eylemine okuru da ortak ediyor. Hem biçimi hem içeriğiyle, kalıplarımıza ve alışkanlıklarımıza meydan okumanın romana dönüşmüş hali. Kasabaların, kentlerin; dünya üzerinde var olan ve var olmayan değişik coğrafyaların kendine özgü dokusunu, geçmişi, geleceği, tanımlayamadığımız zamanları, Eğitim-Sen’i ve küskün mavi ejderhaları ortak bir ruhla harmanlarken, kendisinden önceki yüzlerce eserle, yüzlerce hayatla da konuşuyor. 
Salem’de incir ağaçlarına asıldım. Cesedim Bağdat sokaklarında sürüklendi. Komo Gölü’nde dokuz çift elle boğuldum. Hicaz’da taşlandım. Sibirya’da yakıldım. Karayipler’de dövülerek öldürüldüm. Altmış sekiz yerimden bıçaklandım. İsmim dokuz yüz yıl boyunca yasaklandı. Bir su kuyusunda ölü bulundum. Bir kireç kuyusunda ölü bulundum. Bir mağarada, bir ormanda, California’da bir otel odasında ölü bulundum. Bedenim yirmi altı parçaya bölündü.
Ama her seferinde yeniden doğdum.

Ebrulî külâh dünyada yürürlükte olan ve yürürlüğe girmesiyle birlikte şikâyete konu olan herşeye karşı mevcudiyetini koruyor. Kâfirle çatışmayı göze almak tek başına mâna ifade etmiyor; Türk olmak, kâfirle çatışmayı göze alan Müslüman olmak, demektir. Bu oluşun hiçbir “tabiî” şartı yoktur. Türklüğün bütün şartları “tarihî”dir. Batı’da doğan ve neticede Batı’ya intisab eden din de, felsefe de, bilim de, varlık sebebini Türk inhirafını teminde bulur.

Petra Delicado serisinin bu cildinde, Müfettiş Petra Delicado ve duygusal yardımcısı Fermin Garzón, sadece birkaç garip unsurla büyük paralı köpek kaçakçılığı hakkında bir soruşturmaya başlar: Freaky adında bir melez köpek. Görünüşte bitmeyen bir takma ad listesi ve isimsiz bir kadın arayandan bir avuç ipucu olan bir adamın cesedi. En iyi ipuçlarını en az olası kaynaklardan elde ederler: son derece yakışıklı bir veteriner; bekçi köpeklerini eğiten sarışın bir bomba; eksantrik bir üniversite profesörü; ve kibirli bir köpek bakıcısı.

Zaman zaman, bu iki dünyaca ünlü dedektif kayıplara karışıyor, ancak Delicado ve Garzón, önsezilere güvenen türden polisler değil. Okuyucuyu karmaşık ve sefil bir hikayenin içine çekerek, sistemli bir şekilde araştırmalarını sürdürürler. Dog Day, şehri pek az ziyaretçinin göreceği bir Barselona’da, Avrupa’nın en göz kamaştırıcı şehirlerinden birinin yüzeyinin altında gizlenen bir Barselona’da geçiyor. Kırık bir kalp, yeni bir canavarlık ve başka bir ceset bu şeytanın her adımına eşlik ediyor. Tutkular ve kazançlar insanları canavarlara ve hayvanları kurbanlara dönüştürebilse de, Delicado ve Garzón bu çarpık ve kafa karıştırıcı suçların kökenine inmek için her şeyi yapacaklardır.

Devrimci perakende gurusu Paco Underhill, sürekli gelişen tüketici kültürümüz üzerine klasik, esprili ve çok satan kitabının tamamen gözden geçirilmiş bir baskısı ile geri döndü – yeni gözlemlerle ve internet devleri Amazon ve iTunes gibi perakendenin en ileri noktalarından önemli derslerle dolu. Dünyanın yükselen pazarlarında perakendenin küreselleşmesi olarak. Bu aydınlatıcı baskı, şu konularda yeni bilgiler içeriyor: -Çevrimiçi perakendecilikteki en son trendler–perakendecilerin neyi doğru, neyi yanlış yaptıkları- ve iTunes’dan Amazon’a kadar neredeyse her İnternet perakendecisinin müşterilerine hizmet etme şeklini nasıl büyük ölçüde iyileştirebileceği. -Neredeyse tümü refahın yeni olduğu ülkelerde ortaya çıkan dünyadaki en yenilikçi mağazaların, alışveriş merkezlerinin ve perakende satış ortamlarının rehberli turu. Neden Satın Alıyoruz, değişen müşterilerinizi nasıl elinizde tutacağınız ve yeni ve hevesli müşterileri nasıl ikna edeceğiniz konusunda tavsiyeler sunan temel bir kılavuzdur.

Kadın – Erkek Herkes Şık Olmak İster.

DEĞİŞİME HAZIR MISINIZ?

Rüzgar Mira Okan ODTÜ, Amerika Purdue ve İtalya Palermo Üniversitesindeki eğitimin ardından kurumsal iş hayatına atıldı. Amerika ve İngiltere’de çeşitli üniversite ve kurumlarda marka, algı yönetimi, kişisel marka ve imaj yönetimi vb. markalarda eğitim gördü. Şimdi İstanbul Moda Akademisi ve Koç Üniversitesi İşletme Enstitüsünde ders vermenin yanı sıra birçok önemli şirkette uzmanlık alanında seminerler vermektedir.

Kendi Stilini Yarat, stilini oluşturmak, vücut tipini ve şeklini öğrenmek, yapılan ortak hatalardan kaçınmak, akıllı ve doğru parçalardan oluşan bir yatırım gardırobu yaratmak isteyen hem kadın hem de erkeklerin pek çok ipucu bulabileceği şekilde hazırlandı.

Günlük yaşamda şıklığın formüllerine bu kitapla ulaşırken, dikkat edilmesi gereken tüyolar ve giyinme metotları ile gelecekteki “siz”i belirleyeceksiniz.