Özellikle yirminci yüzyılın ikinci yarısındaki Avrupa ve Amerikan sinemasından yola çıkarak, sinema ve çağdaş dünya arasındaki ilişkileri yeniden düşünmeye çağıran bu kitabın odaklandığı asıl yer; sinema ve modernlik arasındaki karmaşık ilişkidir John Orr, bir yandan postmodernizmin getirdiği kimi eleştirilere meydan okurken, bir yandan da modern sinemanın gelişimine ilişkin Nietzsche, Freud, Sartre ve yapısalcılığa dayanan yeni ve bir o kadar da sıkı bir perspektif önermektedir.