Edward Gibbon’ın tarih yazımına en önemli katkılarından biri gerileyiş ve çöküş kavramını oturtması, bunu tanımlayış ve aktarış seklidir. Gibbon, Roma’nın gerileyiş ve çöküşünü bir problematik olarak ortaya koyup açıklamasıyla birlikte sonraki kuşakların farklı disiplinlerinde çalışan Roma’yı inceleyen bilim insanlarını da bu anlamda oldukça etkilemiştir.

Roma İmparatorluğu’nun Gerileyiş ve Çöküş Tarihi, kelimelerin ve düşüncelerin tapınağıdır. Derinlikli ve müphem, garip ve beklenmedik köselerde zekâ ve ironinin görüldüğü, iyi değerlendirilmiş dipnotlarla bezenmiş hayranlık uyandıran bir eserdir.

Gibbon’ın yedi yıllık emeğini çöpe atmayı göze alıp çok defa yeniden yazma girişiminin ardından ilk cilt, basit bir rastlantının ötesinde devrimler için uygun bir iklimde, ABD Bağımsızlık Deklarasyonu’ndan altı ay önce 17 Şubat 1776’da yayınlandı.
İlk cildin yayınlanmasından iki ay sonra, Gibbon üvey annesine kendini şöyle övmüştür:

“Eserim oldukça iyi karşılandı, yazarlar, dünyaca ünlü kişiler ve hatta üst düzey kadınlar tarafından.”
Bir başka deyişle bu eser dünya çapında ilgiye mazhar olmuş, zamanını asan bir tesir bırakmış ve edebiyatımızın yeri sorgulanamaz görkemli bir klasiği haline gelmiştir.