Avrupa’da büyük yankılar uyandıran Köprülü’nün bu incelemesi, Osmanlı müesseselerinin, Bizans müesseselerinin bir taklidi olmayıp, kendi geleneği içinde geliştiğini göstermektedir. Burada peşin hükümlere yer verilmeksizin, her müessese, sağlam bir tarih metoduna dayanılarak, kendi tarihi seyri içinde incelenmiştir. Konu, kendi ifadesiyle “Türklerin tarihi rolünün, yalnız askeri ve tahripkar bir mahiyette kaldığı ve medeni hayatta hiçbir olumlu rollerinin olmadığı” anlayışında olan Batılı tarihçilerin tezlerinin eleştirisi temelinde ele alınmaktadır.