• Bize Ulaşın
    0537 364 0921
  • Bostancı / İstanbul

Kaltak – Sıradışı Kadınlara Övgü

Türkiye’de “anti-depresan kullananların dünyası”nı anlattığı Prozac Toplumu (İletişim, 1997) adlı kitabı ile tanınan ‘aykırı’ Amerikalı yazar Elizabeth Wurtzel yine ‘sıradışı’ bir kitaba imza atıyor. Gücünü cinselliğinden alan ünlü kadınları, yani ‘kaltaklar’ı anlattığı bu cesur kitabıyla bir yandan tabuları sarsarken, öte yandan feminist kabulleri, anlayışları ve refleksleri ilginç örneklerle sorguluyor. Hem de ne örneklerle… İşte birkaçı: Nicole Brown Simpson, Hillary Clinton, Margaux Hemingway, Sylvia Plath, Marilyn Monroe, Madonna, Coudtney Love, Prenses Diana ve diğerleri… Wurtzel’in amacı bu ünlü kadınların ‘kaltaklık hali’ni eleştirmek değil, onları anlamak ve yaşadıkları dünyada anlamlandırmak. Tarihten mitolojiye, TV dizilerinden şarkı sözlerine, filmlerden kitaplara kadar birçok kaynaktan yararlanan Wurtzel, anlatmak istediğini soğuk akademik bir üslûpla değil, hayatın içinden sesler eşliğinde, oldukça keyifli bir ‘kız kıza sohbet’ havasında kaleme almış. Kaltak, ele aldığı konu ve konukları ile oldukça ‘tehlikeli’ bir kitap. Bizden uyarması…

Read More

Zor Kişilikler’le Yaşamak

Başvuru dizisinde Levent Mete’nin Şizofreni ve Depresyon adlı çalışmalarının ardından psikiyatri alanında yayımlanan üçüncü kitap, “Zor Kişilikler”le Yaşamak. Psikiyatr ve tedavi uzmanı olan kitabın yazarları yapıtlarında on iki büyük kişilik tipini ele alarak son derece ilginç bir portreler galerisi oluşturuyorlar. Yaşam koşulları bizleri kaçınılmaz olarak bir zor kişilikle ilişkide bulunmaya götürebilir. Bu bir komşu, patron, iş arkadaşı, eş ya da anne- baba olabilir. “Zor Kişilikler” doğal olaylar gibidir. Onlar her zaman vardır ve her zaman da var olacaklardır. Onlara öfkelenmek kötü hayavay ya da yer çekimi yasasına kızmak kadar boşunadır. Eğer bir pananoyakı, bir narsisi, kaygılı ya da depreşif bir kişiliği anlamaya ve benimsemeye çalışırsanız, çıkırabilecekleri sorunlara daha kolay karşı koyabilirsiniz. Kitabın temel iletisi, bu kişiliklerin insan olan varlıklarını kabul etmekte odaklanmaktadır. Unutmamak gerekir ki, bu kişiler böyle olmayı kendileri seçmediler. Kim, aşırı derecede kaygılı, itici, kuşkucu, başkalarına bağımlı ya da kafayı ayrıntılara takan biri olmayı özgürce seçer. Akıcı ve zaman zaman mizahi sınırları zorlayan bir üslupla yazılmış olan bu kitap aslında bizlere mutluluk reçetelerinden birini sunmakta ve “Zor Kişilikler”i tanıtırken, kendimizi tanımamızı sağlamaktadır.

Read More

Bölünmüş Zihinler – Dissosiyatif Kimlik Bozukluğu’nun Tanı ve Tedavisi

Bu kitabın esas hedef kitlesi dissosiyatif kimlik bozukluğunun (DKB) tedavisi ile uğraşan profesyonellerdir. Fakat kitap aynı zamanda, dissosiyatif kimlik bozukluğu yaşayanlara ve yakınlarına da yol gösterici özelliklere sahiptir. Kitabı, DKB terapisi ile uğraşanlara yardımcı olacak şekilde tasarladım. Bu sebeple de teorik literatür tartışmalardan ziyade klinik pratik üzerine yoğunlaştım.

DKB ile tanışma hikayem psikiyatri asistanlığımın ilk günlerine uzanır. İstanbul Tıp Fakültesi’nde asistanlığa başladığım ilk zamanlardan itibaren bipolar bozukluk, şizofreni depresyon danışanları gibi DKB danışanları da görmeye başladım. Bu dönemde Dr. Vedat Şar ve bir grup asistan, DKB üzerine çalışmaya başlamıştı. Asistanlığa başladığımda kendimi bu grubun içinde buldum. Geçen 24 yılda, DKB danışanları ile çalışmayı hiç bırakmadım. Son 7 yıldır, devam eden özel muayenehane pratiğimin önemli bir parçasını DKB çalışanları oluşturdu.  Günümün  3-4 saati DKB’si olan danışanlarımla geçiyor. Bu danışanların bir kısmı rutin tanı görüşmelerinde rahatsızlığını benim fark ettiğim kişiler oldu; bir kısmı da diğer psikiyatrist ve psikologlardan DKB tanısı konulup bana gönderilen danışanlardan oluştu. Yıllar içinde öğrenme sürecimi derinleştirdim., öğrendiğim her şeyi kaydettim ve sonucunda bu kitap ortaya çıktı. 

Read More

Osmanlı’da Batı Müziği

XIX. yüzyıl İstanbulu’nda saraydan gündelik hayata Batı müziğinin serüveni
Hanedan, Sultan II. Mahmud’dan itibaren Batı müziği eğitimi almaya başladı. Sultanlar besteler yaptılar, tiyatro yaptırıp konser ve opera izlediler, yabancı müzisyenleri ağırladılar. Ordularda askerî müzik okulları ve bandolar kuruldu. Batı müziği, devlet merasimlerinin vazgeçilmez bir unsuru oldu. Her saltanat döneminde resmî marş bestelenip çalındı. Osmanlı Sarayına bağlı Muzıka-i Hümâyun; orkestra, bando ve opera takımlarıyla Batı müziğinin yaygınlaşmasında önemli bir rol oynayarak mirasını bugünkü Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası ve TSK Armoni Mızıkası’na devretti.

Saray; tiyatroları destekledi, müzik okulları açtırdı, okullara piyano aldırdı, müzik kitapları bastırdı, bestecileri ve müzisyenleri ödüllendirdi. Avrupa ve Amerika’dan pek çok müzisyeni, besteciyi ve çalgı üreticisini unvan, nişan ve madalyayla taltif etti.
Müzik öğretmenleri, müzisyenler, müzik mağazaları, yayıncılar, müzik okulları ve tiyatroların faaliyetleriyle başlayan Beyoğlu (Pera) merkezli müzik piyasası ise fonograf, gramofon ve sinemanın gelişiyle büyüdü. Batı müziği; eğitim, icra, nota, yayıncılık ve bestecilik gibi pek çok alanda alaturka müzik kültürünü etkiledi.
Batı müziğinin Osmanlı’daki serüvenine ışık tutan bu eser, yüzlerce Osmanlıca belge ve gazete haberinden de faydalanılarak hazırlanmıştır.

Read More

Sıra Dışı Bir Jöntürk

Ubeydullah Efendi (1858-1937), sarıklı-cübbeli bir Jön Türk’tü. Onun çelişkilerle dolu kişiliği, Jön Türkler’in türdeşlikten ne kadar uzak oldukları hakkında fikir vericidir. II. Abdülhamid, Ubeydullah Efendi’yi (bugünkü Libya’nın güneyinde, Büyük Sahra’da bulunan) Taif’e sürmüş, İttihat ve Terakki ise İkinci Meşrutiyet’te üç defa mebus seçtirmişti. Ubeydullah efendi ayrıca hapse de girdiği (“Sultan Hamid devrinde bir buçuk sene hapis, beş buçuk sene nefiy, on sene kaçak olduğumuz için tecrübe-i didegândan sayılıyoruz”) Abdülhamid döneminde sultana jurnaller vermiş, İttihatçıları kıyasıya eleştirmiştir. Mütareke’de (iki kere) Malta’ya sürülmüş. Cumhuriyet’te Beyoğlu Evlendirme Memuru olmuştur. 1931 ve 1935’te, dönemin tek partisi CHP’nin Beyazıt milletvekilliğinde bulunmuştur. Dünyanın birçok ülkesini gezen Ubeydullah Efendi’nin 1893-95 yılları arasında iki buçuk yılını geçirdiği Amerika’ya ilişkin anılarını hem zevkle, kimi zaman hayretle, hem de yararlanarak okuyacaksınız. Ubeydullah Efendi, yakın tarihimizin fazlasıyla renkli ve özgün kişiliklerinden biri. Onunla, 1886-88 yılları arasında niçin gittiğini bilmediğimiz Paris’te beraber olmuş Ali Kemal’in şu sözleri bu kişilik hakkında aydınlatıcıdır: “Nereden geliyordu? Ne yapmak istiyordu? Hasılı ne kudret-i ilmiyede, ne fikirde iki? Bilinmezdi. Paris’te idi ne için? İş için mi? Hayır. Tahsil için mi? Yine hayır. İrat, servet sahibi mi idi? Hayır. Nasıl yaşardı, anlaşılmazdı. Fakat yaşardı. Son derece kanaatkâr idi… Nice yıllar Paris’te yarım okka süt, yüz dirhem ekmekle yaşadı…” Ahmet Turan Alkan’ın bu esere yazdığı ayrıntılı sunuş, elinizdeki hatırâtın değerini artırıyor.

Read More

Konsantrasyon Gücü

Yüksek konsantrasyon gücü ile sorunlarınızı daha çabuk ve verimli biçimde çözebilirsiniz. Dikkatinizi bilinçli yönlendirmeyi, hedeflerinize ulaşmak için azimli olmayı ve konulara derinleşmeyi öğrenebilirsiniz. Bu konuda bellek alıştırmaları da en az iradenin, motivasyonun ve fantezinin güçlendirilmesi kadar önemlidir
Bu kitapta konsantrasyon gücünü arttırmanın temel teknikleri kolay alıştırmalar biçiminde sunulmaktadır. Kitabın uygulamaya yönelik yapısı, kendinize en gerekli gördüğünüz konuları seçmenizde yardımcı olacaktır. Bir konsantrasyon testi size güçlü olduğunuz yönlerinizi ve yeteneklerinizi gösterecektir. Bölece de alıştırma programını kolayca yönlendirmeyi başaracaksınız.
Roland R. Geisselhart bellek,konsantrasyon ve yaratıcılık yöntemleri konusunda en tanınmış yönetici eğitmenlerinden biridir. Almanyai Avusturya ve İsviçre’de sürekli konferanslar ve seminerler vermektedir. Verdiği kurslara 20.000 den fazla kişi katılmıştır.> serbest yazar olarak çalışmaktadır ve Roland R. Geisselhart ile birlikte birçok kitap yazmıştır.

Read More

Baba’nın Dönüşü

2002 yılının sonbaharında,random house yayınevi baba’nın devamını yazacak bir yazar araştırmaya başladı.Uzun çalışmaların ardından bu amaç için,tarihi detayları yaratıcı bir tarzda kullanabilmek ve şehir yaşantısının değişken tasvirini yapabilmek bakımından kurgusal bir edebiyat tarzı olan E.L. Doctorov ve John Dos Passos ile kıyaslanabilecek derecede iyi ve başarılı bir roman yazarı olan Mark Winegardner seçildi.O Mario Puzo’nun efsanevi karakterlerine yeni bir enerji ve imgeleme getirecekti.Büyük efsaneler orijinal seslerle tekrar konuşturulmalıydı.Baba’nın Dönüşü’yle Corleone Ailesi’nin Soğuk Savaş dönemindeki hikayesini anlatarak Amerika’nın en önemli suç destanının eksik parçalarını cesurca ve zekice tamamlayan Mark Winegardner bunu başardı

Read More

Sosyal Ağlar Tarihi

“Günlük hayatın hiyerarşik, sıradan ve onu bir köşeye atan sisteminden bunalan bireyler, Facebook’un tasarladığı sanal dünyada ‘dijital bir nefes’ alıyorlar. Bu açıdan bakıldığında Facebook; bugün bir sosyal ağın ötesinde, tüketim toplumunun doğurduğu kimlik bunalımında can çekişen birey için, narkoz görevi gören dijital bir sakinleştirici olarak da görülebilir.”

Bu çalışmada, dünyanın farklı noktalarında ortaya çıkan sosyal ağların gelişimleri anlatılmıştır. Kitapta yer alan sosyal ağlar arasında; farklı yaş gruplarına, sosyal sınıflara, dinlere veya kültürlere hitap eden platformlar yer almaktadır.

Çalışma hazırlanırken, 500’ün üzerinde sosyal ağ yakından incelenmiş ve kitapta, bu ağlar içerisinden diğerlerine göre daha farklı hikâyelere sahip olan 250’ye yakın platforma yer verilmiştir.

Kitap; sosyal ağlara merak duyan, geçmişten bugüne farklı sosyal ağların nasıl oluştuğunu, bu yolculuğun güzellikleri ve zorlukları hakkında detaylı bilgi sahibi olmak isteyenler içindir.

Özellikle kendi girişimlerini, sosyal ağ projelerini yapmak isteyenler için kitabın içeriği yol gösterici olacaktır. Bu kitap ayrıca, İletişim Fakültesi öğrencilerine referans kitap olma özelliği taşımaktadır.

Read More

Aşil Sendromu – Gizli Başarısızlık Korkusunu Yenme

– Başka insanların hakkınızda düşündüklerinden kaygı duyuyor musunuz?
– Başkalarının önünde bir iş yapmanız gerektiği zaman korkuyor veya telâşlanıyor musunuz?
– Mükemmelliğinizle tanındığınız halde, yetkin olmadığınızı hissediyor musunuz?
Eğer bu sorulara yanıtınız evetse, giderek yaygınlaşan bir rahatsızlık -‘Aşil Sendromu’ adı verilen bir kendine güven krizi- yaşıyor olabilirsiniz.

Aşil Sendromu, bu durum için yazılmış, açık ve anlayışlı öneriler ve yazarın klinik deneyimine dayanan olgu çalışmalarıyla zenginleştirilmiş, profesyonel onay almış bir kılavuzdur. Kitap, bu sendromu yaşayanlar ve ailelerinin yanı sıra, danışmanlar ve psikoterapistler için de vazgeçilmez bir kaynaktır.

Read More

Reklam ve Tüketici Zihni

Ortalama bir insan ömrünün 1,5 senesi televizyon reklamlarını izlemekle geçiyor. Reklamlar, beyin hücrelerimizin en ücra kıvrımlarını bile avuçlarının içi gibi biliyorlar artık. Reklamcılara insanların dimağlarını fethetmekle uğraşıyor. Peki bunu başarabilmek için hangi kaynaklara başvuruyorlar?..

Pazar araştırmaları uzmanı ve psikolog Max Sutherland, reklamcı Alice K. Sylvester ile tüketicinin zihninde yer etmiş reklamların çıkış noktalarını, internetin de dahil olduğu geniş kapsamlı bir mecra değerlendirmesiyle okuyucuya sunuyor. Uluslararası üne kavuşmuş “meşhur reklamlar”dan örneklerden yola çıkılarak, tüketicinin zihninde yer etmek için neyin işe yaradığı, neyin yaramadığı ve tüm bunların sebepleri Reklam ve Tüketici Zihni’nde açığa çıkarılıyor.

Reklam ve Tüketici Zihni ”Başarıya ulaşmanın 100 yolu” tarzı kitap değil! İrili ufaklı her türlü meslek grubunun, reklamcıların, reklamcılık öğrenimi görenlerin, reklamlarin zihninde ettiği yeri sorgulamak isteyen tüketicilerin; kısaca reklam hakkında bilgi sahibi olmak isteyen herkesin başvurabileceği bir ”bilgi kaynağı”.

Read More