• Bize Ulaşın
    0537 364 0921
  • Bostancı / İstanbul

Güzellik Bir Yaradır

Güzeller güzeli Endonezyalı Dewi Ayu, ölümünden yirmi bir yıl sonra, fırtınalı bir ikindi vakti, ailesine musallat olan bir lanetin intikamını almak için mezarından çıkar. Kızları ve torunları, portakal bahçeleri ve karambola ağaçlarının ortasında, şiddet, ensest, cinayet, delilik ve kalp yarasından mustarip hayatlar yaşamaktadırlar. Hepsi nefes kesici bir güzelliğe sahiptir, biri hariç: İsmi Güzel’dir, çirkinliği ise dillere destan.

34 dile çevrilen Güzellik Bir Yaradır, Endonezya’nın hayali Halimunda şehrinde geçen, korkutucu kadınlar ve iradesiz erkekler, komünist hayaletler ve kinci ruhlar, iffetli prensesler ve merhametsiz haydutlar hakkında, epik bir masal. Tarih ile halk efsanelerini iç içe geçiren Eka Kurniawan karanlık ve aydınlığın el ele dans ettiği fantastik bir başyapıt sunuyor.

Read More

Vahşi Kadın’ın Yolculuğu

Dünyada gördüğümüz hastalıklar, savaşlar, ihanetler, krizler, kazalar… görmeyi reddettiğimiz karanlığımızın bilinme çabaları olabilir mi?

Kararlarımızı (evlilik, çocuklar, kariyer…) kendi karanlığımızdan kaçmak ve iyi hissetmek uğruna bilinçsizce alıyor olabilir miyiz?

Seçimlerimiz bize mi, yoksa başkalarına (topluma, ailemize, sosyal çevremize…) ya da geçmişimize (travma ve hikayelerimize) mi aitler?

Bize ait olduğunu düşündüğümüz onca kararın ardındaki dinamikleri görebilsek ve bu dinamikleri değiştirmeye kalksak ne, nasıl değişirdi?

Çoğumuz vahşi özümüzle temasımızı yitirmiş insanlar olarak hayatlarımızı vasat bir şekilde idame ettirmeye çabalıyoruz. Sıkıcı işlerimizi bitirmeye, sıkıcı ilişkilerimizi devam ettirmeye, sıkıcı günleri ve geceleri öldürmeye çalışıyoruz. İçimizdeki o kocaman karanlık boşluğa temas etmemek, yalnızlığımızı hatırlamamak adına işe, alışveriş merkezlerine, güzellik ve spor salonlarına, genelevlere veya kişisel gelişim çalışmalarına koşuyor ya da kendimizi politikaya ve yardım kurumlarına adıyoruz. Kısacası karanlığımızla, duygularımızla, hikayelerimizle, vahşi olanla yüzleşmemek için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. Çünkü orası korkutucu, orası bilinmezliklerle ve aynı zamanda da armağanlarla dolu.

Read More

Benliğin Kaynakları | Modern Kimliğin İnşası

İdealist, emindir; “ahlaki bir hayat içerisinde erdeme ulaştıran yolları bulmak zor değildir”. Bedbin, ikircikli kalır; “ahlaki öğütler vermek kolay, ahlakı temellendirmek zordur”. Fideist ise tereddüt kabul etmez; “ahlaki öğütler vermek zor, ahlakı temellendirmek imkânsızdır”.

Benliğin Kaynakları ahlak düşüncesini ben-idrakimize de kaynaklık eden ahlaki deneyimlerimizin zengin repertuarına açabilmeyi amaçlıyor. Taylor’ın kalkış noktası, modern ahlak felsefelerinin en etkili çizgilerinin, aslında zengin ahlaki anlam ve tecrübe dünyamızı tek bir ilkeye indirgeyerek işlerlik kazanabildikleridir. Taylor, ahlaki varoluşumuzun bazı yadsınamaz boyutlarını ıskalayan, ahlaki tecrübemizin çok katlı ve zengin çeşitliliğini perdeleyen, etiği tek bir ilkeden damıtmaya kalkışan ahlak kuramlarına karşı bir tür ahlak fenomenolojisi geliştirmeye çalışıyor: Ahlakı temellendirme çabasının geleneksel biçimlerine dönmeyen ama dinî yahut ladinî klasik ahlak tasavvurlarının sorduğu sualleri gündeme getirmekten de çekinmeyen bir ahlaki benlik okuması, bir ahlak ontolojisi.

Read More

Seslendirmeye Giriş

Bu kitap seslendirmeye ilgi duyan bu mesleğe yeni adım atacak seslendirmecilere yardımcı olmak, açığı kısmen kapatmak için hazırlanmıştır. Sesinizin güzel olması bu mesleği yapmanız için yeterli değildir. Sesinizi doğru ve düzgün kullanmayı bilmeniz gerekir. Sesimizle oynamayı bilmemiz gerekir. Uzun alıştırmalarla pek çok sorunun üstesinden gelmek mümkündür. Seslendirme tarihinden, stüdyolara seslendirmenin efsane isimlerinden seslendirme yönetmenlerine kadar pek çok konuya yer verilmiştir. Seslendirmeye yeni başlayanların sıkça yaptığı yanlışlardan, kaydı durduran nedenlere kadar mesleğin ipuçları ayrıntılı bir şekilde incelenmiştir. Kayıtta elimize aldığımız metinde yer alan kısaltmalardan, parantez içi yazılardan ne anlamamız gerektiği konusuna kadar kafanızdaki sorulara cevap verecek ayrıntılar işlenmiştir. Filmlerden yapılan alıntılarla konuların daha iyi anlaşılması hedeflenmiştir. Yöresel konuşmalar konusuna kısaca değinilmiş, yine filmlerden yapılan alıntılarla temel özellikleri üstünde kısaca durulmuştur. Seslendirme Kurslarında temel kitap, konservatuvarlar için yardımcı kitap olması amaçlanmıştır.

Read More

Borsa Kralı

‘Tarihe tanıklık’ denilen türden bir hayat benimkisi. Bu kitap da tanıklığımın bir belgesi.
 
“Bankacılığa başladığım 1986 yıllarının hemen ertesinde ismini duyduğum, bana göre Türkiye’nin Borsasını, “borsa” yapan adamlardan biri yazdı…
Kendi geçmişini ve o günlerdeki sermaye piyasalarının “tay tay” durduğu, emeklemeye henüz başladığı zamanları yazdı.” (Ali Ağaoğlu-Vatan Gazetesi)
 
“Kitaba damga vuran ise toplumsal bilinç sahibi bir Kızıl Borsa Kralı’nın, bir finans kurdunun yaşadıklarını samimi bir üslupla aktarması.” (İrfan Taştemur)
 
“Onun siyasi anılarını da ikinci kitap olarak yayınlayıp dönemin değişik bir panoramasını çizmek genç kuşaklar açısından yararlı olacaktır. Şimdi onun hazırlıklarındayız.” (Ahmet Kale)

Read More

Sevan Bıçakçı – The Timekeeper

”İstanbul’un kokusunu, hafızasını ve hislerini bir mücevherin içine yerleştirmek istedim.” – Sevan Bıçakçı

Eğitimine 12 yaşında Kapalı Çarşı’da başlayan İstanbullu sanatçı Sevan Bıçakçı, kuyumcu disipliniyle yıllar içinde kendine has dilini yaratmayı ve tasarımlarını tüm dünyaya tanıtmayı başardı. Bizans ve Osmanlı tarihinden, mimarisinden, imgelerinden ve hikayelerinden beslenerek olağanüstü mücevherler yaratan sanatçı; koleksiyonlarında Ayasofya gibi abideleri, mitolojik figürleri, kuşları ve çiçekleri karmaşık detaylarla bezeli değerli taşlara dönüştürüyor.

Sevan Bicakci is a jeweler fit for an Ottoman emperor, bringing a mastery of traditional techniques largely unseen in contemporary metalsmithing and gem-cutting. An Istanbul native, Sevan is a visionary jeweler, fusing elements of Byzantine and Ottoman history, imagery, and architecture into his award-winning creations. Now, his designs have found an exciting new home: in watches.

Read More

Batıni Tanrıbilim Felsefesi ve Kundalini

Kadim tanrısal bilgeler insanlığa büyük hizmette bulunmuşlar, insanların ruhsal uyanışları için gerektiğinde canlarını da vermekten kaçınmamışlardır! Atlantis kökenli ‘Arî’ geleneğe bağlı kadim çağlardaki tanrısal öğretiler süreçte Atlantis, Orta Asya, Kadim Hint, Eski Mısır, Kalde, Babil, Antik Yunan’ın gizli mabetlerinde inisiyasyona bağlı olarak seçilmiş, en gizli evrensel bilgileri öğrenmeyi hak eden kişilere aktarıldı. Eski dünyada sırlarla korunan ezoterik-bâtınî, okült bilgi ve ruhsal deneyimler daha sonra kutsal kitaplarla inisiye olmayanlara kapalı, ancak bâtınî yorumlarla açılacak anlamda toplumlara tanrısal elçilik kurumu adı altında sunulmaya başlanmıştır. İnsanlığın evrensel ve çağdaş aydınlanma yolu, peygamber veya ermiş adıyla anılan büyük İnisiyelerce verilen mesajların açılmasıyla daha da aydınlanarak üst seviyede ruhsal evrim geçirmek zorundadır! Bu gerçeğe göre her türlü tanrısal bilginin serbest ve sınırsız dolanıma girdiği çağımızda gerçeklerden uzak, gerçekliği olmayan zırvalara tanrısal bir mihenk taşına dayanmadan değer verilip sanal ruhsallığın peşinden gidilerek karanlık yollara sapılmaktadır. Bu gidiş, aslı olmayan sanal tanrısallığı veya ruhsallığı hak etmediği yere yüceltir, insanları yanıltırken gerçek tanrısal bilgeliğe bağlı kadim bilgilerin de yitirilmesine yol açmaktadır. Doğru, ruhsallıkla deneyimlenmiş evrensel boyuttaki tanrısal bilginin aranması, araştırılması gerekirken, sanal ruhsallık insanlar kandırıldığı için maskaralık boyutuna kadar yükselmektedir. Bu eser tanrısal öğretilerin evrensel bâtınî (ezoterik) sırlarını en üst tanrısallık boyutunda yazılı kaynak ve görsel dayanaklarıyla birlikte açarken, yapay ruhsal öğretilerin de yüzlerindeki maskeyi evrensel boyutlarda indirerek; düşünmeleri ve gerçeği görmeleri için akıl ve vicdan sahibi insanların aydınlanmasına katkı olacak hikmetleri önlerine koymaktadır! Bu gerçekler ışığında eserdeki kadim tanrısal yazılı bilgi, görsel mesajları ve bunların çağdaş yeni yorumları bâtınî-ezoterik dünyanın daha da aydınlanmasına katkı sağlayacak kaynakça bir hizmet olarak da görülebilir.

Evrensel gerçeklik boyutunda din, Tanrı ile aracısız, kişisel, bir şekle bağlı kalınmadan, içyüzde O’nunla birlikte yaşanan ruhsal bir olgudur. Bu gerçeğin ışığında yeryüzüne gelen her insanın ‘fıtrat’, yani ‘yaratım’ denilen bu formüle bağlı olarak doğduğunu görürüz. Kadim ruhsal bilgelerin bâtınî-ezoterik öğretisi tüm çağlarda temelinde hiçbir tanrısal değişime uğramadan süreçte verilen yazılı, görsel ve sanatsal tüm mesajlardaki kapalı, gizemli aktarımıyla günümüze kadar gelmiştir! Bu eserde kadim ruhsal bilgelerin değişmez tanrısal öğretisinin gerçek boyutlarını evrensel açıklıkta görüp, sonsuz ihtişamlı hakikatini en üst seviyede idrak ederek tüm çağlardaki gerçek tanrısal bilgelerin aynı tanrısal dili kullandıklarına, hâlen de aynı evrensel mesajı verdiklerine şahit olacaksınız! Kadim tanrısal bilgeler insanlara kendi içyüzlerinde saklı Tanrı’yı “Ruh” olarak bulmalarının öğretisini verirken, “Ruh”un diğer adının “Ateş Yılanı”, “Tanrısal Ateş”, “KUNDALİNİ” olduğu gerçeğini evrensel boyutlardaki düalite öğretisi olarak da öğrenecek, din denen göksellik, ruhsallık veya tanrısallığın gerçek, ama farklı boyutlarından açılmış bilgiyle hakikati idrak ederek ruhen tadına varacaksınız.
-Malik İlyas Tanrıbağı-

Read More

Kendini Yaratan İnsan

V. Gordon Childe’ın çok ilginç kitabı Kendini Yaratan İnsan en eski çağlardan beri insan soyunun pek yavaş bir ilerleme ile uygarlığa doğru tırmanışını, dünyamızın çeşilti bölgelerinde her türlü güçlüklere ve yırtıcı hayvanlara karşı ne çetin bir savaş verdiğini, bin bir güçlükle yaşamını sürdürebilen bir yaratıkken zamanla nasıl geliştiğini, aklını işleterek on binlerce yıl içinde bir düşünen ve yaratan insan haline geldiğini anlatıyor. Çetin br yaşam savaşımının öyküsünü bu kitapta büyük bir ilgiyle okuyacak, çok şey öğreneceksiniz.

Read More

ArtBook – Ekspresyonistler

Kricher ile Pechstein‘in Köprü akımı, Kandinsky‘nin Mavi Atlı grubu, Grosz ile Dix‘in Yeni Nesnelciliği. Bunlara ek olarak, Nolde‘nin öne çıkan soyutçuluğu, Franz Marc ile August Macke‘nin renk tutkusu, Javlensky‘nin incelikli üslubu, Feininger‘in şiirsel renk kullanımı, Paul Klee‘nin resim araştırması, Max Beckmann‘ın keskin zarafeti. 20. yüzyılın başlangıcında, Birinci Dünya Savaşı‘nın dehşeti yaşanırken karşı karşıya gelen Almanya ile Avrupa‘da, resim ve heykel gibi betimleme sanatlarının yanı sıra sinemada, müzikte ve tiyatroda da Alman Ekspresyonizminin vurgusu hissedilir. Özellikle toplumda genel kabul görmüş biçimlere ve geleneklere bir kaşı duruş niteliği taşıyan bu akım, yaratıcı sanatçılarla, yeni bir düzenin ve yeni bir insanın yaratılmasında etkili olur.

Read More

Art Book-Empresyonistler

Akademinin dayatmalarına, halkın kıt beğenisine, eleştirmenlerin zevksizliğine, egzersizlerin sıkıcılığına, benzer konuların tekrarlanmasına son! 1860 yılından sonra bir grup genç Fransız ressam pencerelerini açıp, doğanın kıpır kıpır canlılığını, ışığı ve doğa sevgilerini açık havada tuvale aktarır. Böylece Paris’te, Monet, Renoir, Manet, Sisley, Degas, Gauguin, ve Cezanne gibi eşi benzeri bulunmayan bir sanatçılar kuşağının eseri olan Empresyonizm doğar. Bu sanatçılar farklı anlatım dilleriyle, bir yandan kendilerine özgü bir üslup geliştirmeye çalışırlarken, bir yandan da, sürekli fikir alışverişinde bulunarak, birlikte sergiler açarak akademik geleneğe ve genel beğeniye yeni bir soluk getirdiler, sanatın öyküsüne ve Işıklar Kentinin betimlerine kendi izlerini bıraktılar.

Read More