• Bize Ulaşın
    0537 364 0921
  • Bostancı / İstanbul

Milton H. Erickson ile Hipnozla Terapi Semineri

Türkiye yıllardır kültürel zenginliklerin bir cenneti ve medeniyetin beşiğidir. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün bu geleneği yerleştirmesi ve çağdaşlaşmaya önayak olması uzun zaman aldı.

Psikoterapinin (Ruhsal Tedavi) ortaya çıkışı ise çok eskilere dayanmaz. Sigmund Freud’un ilk kez tıbbın psikolojik yönüyle ilgilenmesiyle 1885’te ortaya çıkmıştır. Psikolojinin ilk 60 yılı, Freudyen psikanalitik geleneğin etkisinde kalmıştır. İkinci Dünya Savaşından sonra, psikoterapi ilk olarak Amerika Birleşik Devletleri’nde adını duyurmuştur. İşlerinde Humanistic Terapi ve Systemic Terapi (ailevi yaklaşımlar) ve Davranış Terapileri üzerinde çalışan psikodinamik okullardan keskin hatlarıyla ayrılan farklı yönlerde eğilimler bulunmaktaydı. Daha yakın geçmişte, göze çarpan eğilim Bilmeye ve Kavramaya ait terapidir. (Cognitive Terapi) Bu yaklaşımların her birinin başlangıçtan itibaren hep destekleyenleri olmuştur.

1901 – 1980 yılları arasında yaşayan Milton Erickson farklı bir geleneği temsil eder. Her ne kadar daha önceki terapi okullarının çoğu psikolojik problemlerin alt yapılarını anlamaya yönelik olsa da, Erickson kendi geleneklerini yarattı ve zamanın gereksinimlerine uygun hale getirdi. Jeffry K. Zeig, Ph.D., Director The Milton Erickson Foundatio

Read More

İstikrarsız Bir Ekonominin İstikrarı

“Hyman Minsky kariyerinin önemli bir kısmını finansal sistemlerin esas itibariyle spekülatif saldırılara karşı savunmasız olduğunu ve bu saldırılar yeterince kalıcı olduğu takdirde bunların krizlerle sonuçlanmasının kaçınılmaz olduğu fikrini geliştirmeye harcamıştı… Aslında, “Minsky Anı”, Wall Street’de bir slogan haline gelmişti”.
-The Wall Street Journal

ÇIĞIR AÇAN ÇALIŞMASINA ÖVGÜLER
“Yirmi beş yıl önce çoğu iktisatçı finansal kuralsızlaştırma ve finansal yeniliklerin erdemlerine methiyeler düzerken, Hyman P. Minsky adında bildiğini okuyan başına buyruk biri, Wall Street’ e ilişkin olumsuz bakışını koruyordu. Aslında O, bankacıların, aracıların ve diğer finansörlerin dönem dönem ekonominin tümünü alevler içinde bırakan, kundakçı rolünü oynadıklarını belirtmişti”.

-John Cassidy, The New Yoker
“Konut kredisinden, büyük bir kredi krizine giden güzergah, zayıf bir ekonomi ve çöken finansal modeller bunların hepsi Hyman Minsky’nin öngörüleri ile önceden görülebilmişti. Onun çalışması üzerinde hareket ettiğimiz zeminin ve önümüzdeki yolun anlaşılmasında temel olmaya devam etmektedir”.
– George Manus, Baş İktisat Danışmanı, UBS Yatırım Bankası
“Eski bir sorunu yeniden gündeme getirmenin zamanı gelmiştir:Ekonomiler özünde ne kadar istikrarsızdır? Günümüzün çağdaş iktisatçılarının rehberliğinden feyz alacağımıza geçmişin devlerinden bazılarına dönmemiz gerekir. Hyman Minsky’nin çalışması bu konuda özellikle isabetli bir seçim olacaktır
-Jeff Madrick, The New York Times
“Hyman Minsky’nin çalışması hiç bu kadar değerli olmamıştı. Finansal İstikrarsızlık Hipotezi, güvenli, spekülatif ve Ponzi birimleri ile tamamlandığında, ABD emlak ve konut kredisi piyasalarının son beş yılına tam olarak uyuyordu.
-Paul McCulley, Murahhas Üye, PIMCO

Read More

The Engineer of Human Souls

The Engineer of Human Souls is a labyrinthine comic novel that investigates the journey and plight of novelist Danny Smiricky, a Czech immigrant to Canada. As the novel begins, he is a professor of American literature at a college in Toronto. Out of touch with his young students, and hounded by the Czech secret police, Danny is let loose to roam between past and present, adopting whatever identity that he chooses or has been imposed upon him by History.

As adventuresome, episodic, bawdy, comic, and literary as any novel written in the past twenty-five years, The Engineer of Human Souls is worthy of the subtitle Skvorecky gave it: “An Entertainment on the Old Themes of Life, Women, Fate, Dreams, The Working Class, Secret Agents,
Love and Death.”

Read More

Astroloji Haritası Okuma Sanatı

Astroloji Okulu Yayınları’ndan yayımladığımız “Astroloji Haritası Okuma Sanatı” isimli bu kitabımız, daha önce astroloji okurlarına sunduğumuz “Astrolojide Temel Kavramlar” ve “Astrolojide Gösterge Tespiti” isimli kitaplarımızın tamamlayıcısıdır.

Astroloji öğrenenler harita okuma ve yorumlama aşamasına geçtiklerinde, öğrendikleri astroloji bilgilerini sistematik bir şekilde bir araya getirebilmelerini sağlayacak bir yönteme ihtiyaç duyarlar. Çünkü, “Harita okumaya nereden başlamalı?”, “Yorum nasıl ilerletilmeli?”, “Haritadan elde edilen veriler nasıl bir araya getirilmeli?” gibi sorular, ancak sistematik bir yöntem kullanıldığında doğru yanıtlarına kavuşur. “Astrolojide Temel Kavramlar” ve “Astrolojide Gösterge Tespiti” kitaplarında sunduğumuz klasik ve modern astroloji bilgilerinin harita okuma pratiğinde nasıl kullanılacağına odaklanan “Astroloji Haritası Okuma Sanatı” işte bu sistematik yöntem ihtiyacını karşılamaktadır. Temel astroloji bilgilerinin doğum haritası okumada kullanımını öğreten bu kitapta sunulan harita okuma yöntemleri, Robert Zoller, Vettius Valens, Maşallah, Ebu Ma’şer, Ebu Ali el-Hayat, Guido Bonatti, Johannes Schöner, Jean Baptiste Morin ve William Lilly’nin öğretileri ve eserleri kılavuz alınarak oluşturulmuştur.

Read More

1980`ler Türkiye’sinde Kadın Bakış Açısından Kadınlar

Kadınların toplumdaki yeri, 1980’lerde Türkiye’nin gündemine yeniden çarpıcı biçimde girdi. “Kamuoyu”nu oluşturan herkesi yakından ilgilendiren tartışma konularının başında yer alan bu konu, çok yönlülüğünden, çok boyutluluğundan ve karmaşıklığından ötürü, 90’larda da, 2000’lerde de önemini yitirmedi; “kadınların yeri” tartışmaları halen güncelliğini koruyor. Bu derin ve karmaşık konuyu özünde şu ana soruya indirgemek mümkün: Kadınlar toplumun onlara uygun gördüğü konumu benimsiyor ve kabulleniyorlar mı, yoksa onu kendi özlemleri doğrultusunda yeniden biçimlendirmek mi istiyorlar?

Kitapta, ortak yanları kadınların 1980’ler Türkiyesi’ndeki çelişkili varoluşuna “kadın bakış açısından” bakmak olan yirmi kadın araştırmacı kendilerine bu soruyu sordular ve cevap bulmaya çalıştılar.

Kadın Bakış Açısından Kadınlar’da; Nora Şeni, Feride Acar, Yeşim Arat, F.Yıldız Ecevit, Ferhunde Özbay, Günseli Berik, Fatma Gök, Yakın Ertürk, Ayşe Saktanber, Hale Bolak, Nükhet Sirman, Lale Yalçın-Heckmann, Ayşe Güneş-Ayata, Fatmagül Berktay, Nilüfer Çağatay, Yasemin Nuhoğlu Soysay, Şahika Yüksel, Arşalus Kayır, Deniz Kandiyoti ve kitabı yayına hazırlayan Şirin Tekeli’nin yazıları yer alıyor.

Read More

Bak Bir Varmış Bir Yokmuş

Bak Bir Varmış Bir Yokmuş, ‘60’lardan bugüne “Türkçe sözlü hafif müzik”, “pop müzik” tarihi… Besteciler, sözler, yorumcular, albümler ve hikâyeleri… Tülay German, Ayten Alpman, Erol Büyükburç, Ayla Dikmen, Gönül Turgut, Ay-Feri, Ajda Pekkan, Sezen Aksu, Tarkan… Dergiler… Popüler Melodi, Müzik Kulübü, Diskotek, Hey, BoomMüzik, Blue Jean… Yarışmalar… Apollonia Festivali, Eurovision, Balkan Melodileri Festivali…

Plaklar, kasetler, CD’ler… Şarkılar, aranjmanlar…
Şarkıcılar, besteciler, söz yazarları…
Aşklar, ayrılıklar…
Yarışmalar, festivaller… Kulüpler, gazinolar, müzikaller…
Firmalar, dergiler, listeler… İmajlar ve dedikodular…
Kısacası, Türk popunun yarım asırlık öyküsüne dair her şey
– eğlenceli ve öznel!
Tutkulu bir müzik eleştirmeni, özenli bir arşiv çalışması ve bir ilk!..
Naim Dilmener’den…

Read More

Paris Sıkıntısı

Charles Baudelaire (1821-1867); 1857’de yayımlanan Kötülük Çiçekleri’nin yanısıra, Avrupa’ya tanıttığı Poe çevirileri ve eleştirel yazılarıyla da 19. yüzyılda edebiyatı yenileyen en önemli modern ustalardan biridir.
Baudelaire’in 1862’de tamamladığı ancak ölümünden iki yıl sonra yayımlanan Paris Sıkıntısı ise, yaklaşık 150 yıldır, düzyazı şiirin dünya edebiyatındaki anıt yapıtlarından biri sayılmaktadır.

Gerek öykü ve roman, gerekse deneme ve eleştirel çalışmalarıyla ufuk açan bu önemli yazarın Balzac’tan Flaubert’e, Gide’den Camus’ye çeviri edebiyatımıza katkılarıysa, 80 kitabı aşmaktadır.

Read More

Üzümler ve İnsanlar – Toprak Ana, Bağban Baba

“Üzümler ve İnsanlar – Toprak Ana, Bağban Baba”

Üzümden, şaraptan anlamam, diyen kalmayacak!

“Üzüm ile insan birbirine çok benziyor aslında. Malum, bakarsan bağ, bakmazsan dağ oluyor. Üzüm kaderine bırakıldığında kaçınılmaz sonu sirke. Doğası gereği daldan koparıldığı anda sirkeliğe uzanan bir yolculuğa çıkıyor. Karşısına dur bakalım diyen biri çıkmadığı sürece. Son birkaç binyıldır dünyanın her yerinde üzüme dur bakalım diyen, onu şaraba dönüştüren birileri var. Kimine kutsal, kimine haram, kimi için zevk, kimi için bir bağımlılık. Alerjisi olan da var. İçenin de içmeyenin de bir durup onun şişede durduğu gibi durmadığını, o şişeye girene kadar atlattığı badireleri, o şişeye girene kadar üretenine atlattırdığı badireleri dinlemekte fayda var. Üzümün şaraplaşma macerası, insanın doğasına karşı verdiği mücadelenin ve medeniyetin, insanın dünyada varoluşunun bir metaforu gibi. En az insan kadar yaşama hırsıyla dolu üzüm. Her türlü şarta uyum sağlayıp kaya, kum, verimli, verimsiz toprak demeden mücadele ediyor var olabilmek için. İş ki bir sorunu olsun, taşı çatlatıp hayatta kalıyor. Bizler gibi.”

Mamma Mia-İtalyan Mutfağı Hakkında Çok Şey kitabıyla büyük ilgi gören Elvan Uysal Bottoni, böyle söylüyor Üzümler ve İnsanlar-Toprak Ana, Bağban Baba kitabının girişinde. Bottoni yine yollara düştü, İtalya’nın güneyinden kuzeyine birçok yere gitti, pekçok kişiyle görüştü. İnsanların, toprağın, bağın, üzümün ve şarabın hikâyesi böyle çıktı ortaya. Kimi geleneksel yöntemlerle, kimi modern teknolojiyle çalışan; kimi ekolojik, kimi çevre dostu bağcılık yapan insanların deneyimleri de yer alıyor bu kitapta. Gezgin Bottoni, gittiği yerlerde çektiği fotoğrafları ve “ne yenir, ne içilir”in bilgilerini de paylaşıyor. Ola ki bir gün oralara yolunuz düşerse, yabancılık çekmeyeceksiniz.

“Üzümler ve İnsanlar-Toprak Ana, Bağban Baba” sıcak insanları ve güzel doğasıyla İtalya’ya da bir güzelleme…

Read More

Lady Anne Susuyor – Saki

“Thackeray, Kipling ve diğer birçok İngiliz aydın gibi Hector Hugh Munro da Doğu’da dünyaya geldi. Munro soyadını köklü bir İskoç ailesinden, Farsçada kadeh sunan anlamına gelen Saki takma adını ise Rubailer’den almıştır.

Munro’nun yapıtları, yalnızca varlıkları bile çevresindeki insanların hayatını zehir etmeye yeterli, yaşı geçkin, iğrenç, kendi istekleri doğrultusunda hareket eden insanlar ve dostlukları bir tür büyü olan hayvanlarla doludur.

Saki bir tür alçakgönüllülükle acımasız ve acıklı öykülerine önemsiz bir hava verir. Bu incelik, ha­fiflik ve vurgu eksikliği Wilde’ın tadına doyum olmaz komedilerini anımsatıyor.”

– Jorge Luis Borges – 

Read More

Konuk Kaplan | P’u Sung-Ling

Batıda Binbir Gece Masalları ne denli önemli ise Çin’de de Liao-Chai Öyküleri o denli önemlidir. Bir ülkeyi imgelem dünyası kadar iyi tanımlayan başka bir özellik yoktur. Fazla uzun olmayan bu kitap, dünyanın en eski kültürlerinden birinin kapılarını aralar ve aynı zamanda doğaüstü olayları işleyen yazına alışılmadık bir yaklaşım sağlar

Read More