1890’dan beri, çeşitli oylumlarda durmadan yayımlanan Altın Dal, insan düşüncesinin doğuşundan uygarlaşmış dönemlere dek uzanan süreçte insan davranışlarının kökenlerini araştırmakta ve günümüz insanını, binlerce yıl öncesinin yabanıl insanına çok yakın kılan şaşırtıcı örnekler sergilemektedir. “Yabıla çok şey borçluyuz, hatta bugün bile, onunla olan benzerliklerimiz, farklılıklarımızdan çok,” diyen Frazer, tıpkı Freud’un insan ruhunu çözümleme koltuğuna yatırması gibi, uygarlığı çözümleme masasına sermektedir.