Beyaz gecelerin, akşamdan kalma aydınlığında uçmuştuk Moskova’dan Urallar’a..
Serin bir Temmuz sabahıydı.
Rus uçağı bizi Çaykovski’nin doğum yeri olarak nam salmış İjevsk’e götürüyordu.
Oradan bir taksi kiralayıp Votkinsk’e geçtik.
Yanımda, Nazım Hikmet Vakfın’nın genel sekreteri Kıymet Coşkun vardı.
Votkinsk’te çok katlı sosyal konukları andıran bir apartmanın giriş katında kapıyı çaldık.
Kapıyı, mavi gözlerine kadar inen beresiyle 82 yaşında, güler yüzlü, sevimli bir ihtiyar açtı.
Oydu:
Galine Gregoryevna Kolesnikova..
Kısaca Galya..
Nazım Hikmet’in Kanaryacık’ı..Güllü hanım’ı..Galuşka’sı..
Samimiyetle içeri buyur etti bizi…
Küçük, basık, bakımsız bir evdi.
Ama evin asıl önemini salona girince fark ettik.
Burası, içinde insanların yaşadığı bir Nazım Hikmet Müzesi’ydi.